Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, sosyal medyanın istihbarat servislerinin at oynattığı bir alan olduğunu belirterek, istihbarat elemanlarının özel yöntemlerle kutuplaşmayı teşvik ettiklerini anlattı. Uzlaşmacı kişilerin hedef seçilip sosyal medya kullanıcıları tarafından linç edilmesinin sağlandığını söyleyen Prof. Arıboğan, Oxford Üniversitesi’nde bu konuda izlediği bir sunumu anlattı. Arıboğan, “Bu tweet’leri atıyorlar, atıyorlar ve küçücük bir “fake news” yani yalan bir haber, “bubbles” (kabarcıklar, balonlar) halinde yayıldığını görüyorsunuz. Aşağı yukarı bir buçuk gün sürüyor bu yayılma. Bir buçuk gün süren linçler ve radikalleşme ortamları var” dedi.
Arıboğan, özellikle toplumda birlik ve beraberliği sağlamaya
çalışan uzlaşmacı kişilerin hedef seçilerek, etkisiz hale gelmeleri için sosyal
medyada linç edilmelerinin sağlandığını kaydetti.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Habertürk televizyonunda yayınlanan “Büyük
Sorular” programında, bu konuda şunları söyledi:
İnternet, istihbarat
servislerinin at oynattıkları bir alan
“İnternet ortamı, radikalleşmek için çok ideal bir mecra ve
gerçekten de burası, istihbarat servislerinin at oynattığı bir yere dönüşmüş
durumda. Geçen ay Oxford Üniversitesi’ndeydim. Bizim orada bir merkezimiz var
ve bir sunum yapıldı. Sosyal medya ortamında özellikle Rusların Batı sosyal
medyasında çok etkili olduğu biliniyor. Rus istihbarat servisinin
radikalleşmeyi ve kutuplaşmayı nasıl teşvik ettiğini gösteren, bütün
ayrıntılarıyla gördük onu.
Bir buçuk gün süren
linç operasyonları
Şimdi meselâ birtakım anonim hesaplar var. Adının ne
olduğunu bilemiyorsunuz. Zannediyor ki meselâ genç, “Benim düşünceme çok yakın
birisi” zannediyor; çünkü ona benzer tweet’ler atıyor. Aynı IP adresinden 15
ayrı dilde tweet atılıyor aslında. Farsça atıyor, Arapça atıyor, İngilizce
atıyor, Fransızca atıyor ve her birini gençleri arkasına alacak ve onları
radikalleştirecek biçimde atıyor. Bu tweet’leri atıyorlar, atıyorlar ve küçücük
bir “fake news” yani yalan bir haber, “bubbles” (kabarcıklar, balonlar) halinde
yayıldığını gösteriyorsunuz. Aşağı yukarı bir buçuk gün sürüyor bu yayılma. Bir
buçuk gün süren linçler ve radikalleşme ortamları var.
Özellikle toplumu
birleştiren uzlaşmacı kişileri hedef alıyorlar
En büyük linçler, sosyal medyada dikkat ederseniz, iki
tarafın da aşırı ucuna yönelik olmuyor. Tam tersine, toplumu bir araya getirmeye
çalışan, ılımlı… İşte diyorlar ya, “Ne taraftan olduğu belli değil. Dönek, öyle
böyle” falan… Onları aslında linçe açık hale getiren, linçe maruz bırakan şey… (O
sistem için) onların bertaraf edilmesi lâzım. Arzu edilen şey, iki tarafa
birden yığmak toplumu (Kutuplaştırmak).
Brezilya’da Bolsonaro’nun
seçilmesinin perde arkası
Brezilya’da Bolsonaro seçildikten sonra, en önemli faktörün
sosyal medyada yayılan kötülük dili olduğunu tespit ediyorlar. İnsanları
sürekli olarak ötekileştirici, nefret söylemi kullandıran ve kötülüğü
sıradanlaştıran / normalleştiren bir dille yayın yapılıyor. İnsanlar bunun
içinde yaşıyor. Hep beraber bunun içinde yaşıyoruz. Ne kadar normalize ediyoruz
o kötücül dili, o kötücül atmosferi, nefreti ve bu sosyal medya üzerinden her
şeye yayabiliyorsunuz.
Narsist kullanıcılara
kutuplaştırıcı tweetler yazdıran ekipler
Size küçük bir örnek vereyim. Farz edelim ki siz bir “celebrity”siniz (şöhretsiniz). Size bir tweet attırmak istiyorlar. Önce birkaç ay boyunca size hayranmış gibi görünen hesaplar oluşturuyorlar. Siz her tweet yolladığınızda işte “… abi, ne kadar şahane yazdın” diyor. Bir tanesi “… abi ben size çok hayranım” yazıyor falan… Ve celebrity’ler de genellikle narsist (kendine hayran) kişiler oluyorlarmış. Onlar da kendilerini çok beğenen böyle bir ekibin oluşmasından çok memnun oluyorlar. “Ha, bu benden” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Sonra çok önemli bir konuda size bir tweet attırmak istiyorlar. “Bu bardakta su var” konusunda sizin bir yorum yapmanızı istiyorlar. Bu bir kişiye linç olabilir aslında. A kişisini linç ettirmek istiyorlar. Başlıyorlar size; “… abi gördün mü nasıl yaptı? Şimdi atmayacaksınız da ne zaman atacaksınız? Şimdi … abim bir tweet atar görürsünüz.” Siz, “Aaa, benden böyle bir beklenti var. Bunlar bana yakın, beni seven insanlar” diye düşünüyorsunuz; çünkü o insanlar sizi başkalarına karşı savunmuş, girmiş, etmiş… Ve atıyorsunuz tweeti. Siz tweeti attıktan sonra o 6 kişi, aslında sizi takip eden 100 bin kişinin, 200 bin kişinin yönlenmesini sağlıyor; çünkü sizi takip eden 100 bin kişi, sizin gibi düşünmek istiyor. Siz onlara yön gösterin istiyor. Rusların kullandıkları en önemli taktikler bunlar. Bunu sadece Ruslar da kullanmıyor. İsrailliler de kullanıyor, Amerikalılar da kullanıyor…”
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder