Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu, bütün siyasî partilerle diyaloğa açık olduklarını ve bu tavrın merhum Necmettin Erbakan’ın yaklaşım tarzından kaynaklandığını söyledi. 1974 yılında CHP ile koalisyon Hükümeti kurduklarını hatırlatan Karamollaoğlu, o dönemde Türkiye’ye çok faydalı işler yapıldığını anlattı. Karamollaoğlu, “1974 CHP-MSP Koalisyon Hükümeti dönemi, Türk siyasî tarihinde her zaman önemli bir dönem, önemli bir yıl olarak hatırlanacak” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel
Karamollaoğlu, gazeteci Cüneyt Özdemir’in You Tube kanalı için İstanbul’un
tarihî alanlarından Gülhane Parkı’nda çekilen programına konuk oldu.
Karamollaoğlu, Özdemir’in seçim sürecine dair sorularını cevapladı.
Millî Görüş partilerinin, parlamentoda bulunan bütün
partilerle her zaman bir dirsek teması olduğunu belirten Karamollaoğlu, bunun merhum
Necmeddin Erbakan’ın diyaloğa açık tavrından kaynaklandığını kaydetti.
Karamollaoğlu, şunları söyledi:
Biz, diğer partileri
hasım değil rakip olarak görüyoruz
“Kimseyle bir husumet içine girmeyi istemedik ve her kesimle
de çok rahatlıkla irtibat kurabildik. Bu da tabi Erbakan Hocamızın tavrından
kaynaklandı. O, çok rahattı bu konularda. “Madem ki bu memleketin içinde
yaşıyoruz, bu memleketin içinde birlikte yaşamayı; birbirimizle, farklı
fikirlere, kanaatlere sahip olsak da husumet içinde olmamamız gerektiğine vurgu
yaptı. Böylece bir husumete dönüşmeden bu çalışmalarımızı yürütme imkânı
bulduk. Siyasette biz, partileri birbirlerinin hasımları gibi görmüyoruz. Rakip
diyebiliriz. Herkes, ülke problemlerini teşhiste ve ülke problemlerinin
çözümünde farklı metotları benimseyebilir. Bu, bizim birbirimizin hasmı
olduğumuz manâsına gelmez. Sadece farklı metotları benimsiyoruz. Bundan dolayı
da her kesimle çok rahat irtibat kurduk. Bundan dolayı da yeri geldiği zaman işte
taban tabana zıtmış gibi gözüken Cumhuriyet Halk Partisi ile bile olduk, 1974
yılında, bildiğiniz gibi ve 1974 yılı, yani şöyle söyleyebilirim; hakikaten
siyasî tarihimize damga vuran bir yıl olmuştur. Çünkü ilk defa, ‘bir araya
gelmez’ zannedilen iki siyasî parti bir araya gelmiştir.”
1974 CHP-MSP Koalisyon
Hükümeti döneminde neler yapıldı?
1974 CHP-MSP Koalisyon Hükümeti’nin Türkiye için çok faydalı
icraatlara imkân sağladığını ifade eden Karamollaoğlu, bunlardan öne çıkanları
şöyle sıraladı:
-
1971 muhtırasıyla kapatılan İmam Hatip Ortaokulları,
CHP-MSP koalisyon hükümeti döneminde yeniden açıldı
-
İmam Hatip okullarının sayısı arttı.
-
Karayolu ile hac yolculuğu yasaktı; Suriye
üzerinden hacca gitme imkânı sağlandı.
-
İlk kez ağır sanayi hamlesi başlatıldı.
-
Kıbrıs Barış Harekâtı gerçekleştirildi.
Karamollaoğlu, “Onun için 1974 CHP-MSP Koalisyon Hükümeti dönemi,
Türk siyasî tarihinde her zaman önemli bir dönem, önemli bir yıl olarak hatırlanacak”
dedi.
Neden CHP ile ittifak
kuruldu?
Temel Karamollaoğlu, bir soru üzerine, içinde CHP’nin de bulunduğu Millet İttifakı içerisinde yer almalarının sebebini de dile getirdi. %10 seçim barajını aşmak için ittifaka yöneldiklerini belirten Karamollaoğlu, “Bize oy verme temayülünde bulunan seçmenlerimizin ciddi bir kısmı, ‘Yav sizin %10 barajını aşmanız mümkün değil. Benim oyum boşa gidecek. Onun için başka bir tarafa oy veririm’ diyordu. Halbuki şimdi bu ittifakla %10 barajı, ortadan kalkmış oldu. Gönül rahatlığı ile oy verebilecekler.” dedi.
16 Nisan halk oylamasında kabul edilen şekliyle başkanlık
sisteminin Türkiye’yi bir dikta rejimine sürüklediğini ifade eden
Karamollaoğlu, buna kesinlikle karşı olmalarının da kendilerini ittifaka
yönelten ikinci bir sebep olduğunu dile getirdi. Karamollaoğlu, “Kuvvetler
ayrımı mutlaka sağlanmalı. Bir yerde yürütme güçlü olmalı, kabul ediyoruz; ama
öbür tarafta parlamento, onun karşısında daha güçlü bir pozisyona sahip olmalı
ki, bir yanlış yapılmasına engel olunabilsin” diye konuştu.
OHAL, seçim dönemini
nasıl etkiledi?
Olağanüstü Hal ilânı ile adaletin büsbütün felç edildiğini
söyleyen Karamollaoğlu, “Bir seçime olağanüstü hal ile gidilir mi Allah aşkına?”
dedi. Karamollaoğlu, “Şu anda olağanüstü hal ile olmayan ne? Olmasaydı ne
olurdu?” sorusu üzerine de şunları söyledi:
“Olmayan şu: İnsanlar, fikirlerini söylemekten korkuyorlar;
çünkü baskı altına alınabilirler. Tutuklanabilirler. Hapse atılabilirler. İşlerinden
atılabilirler. Bir esnafsa, tepelerine vergi uzmanları binebilir. Bunların
hepsini yaşıyoruz. Biz uydurmuyoruz ki. Binlerce, on binlerce insan, Kanun
Hükmünde Kararnamelerle (KHK) görevlerinden alındı. Haklarında hiçbir iddia
yok. Hiçbir itham yok; ama maaşları kesildi. Yerine göre mallarına el kondu. Yakınları
mağdur edildi. Geçimlerini sağlamakta zorluk çekiyorlar. Böyle bir durum
karşısında insanlar, fikirlerini kolaylıkla söyleyebilirler mi?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder