7 Haziran 2020 Pazar

Sancar: Kazanımları belirlenmemiş bir ittifakın içinde olmayacağız

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, seçimlerde ittifaklara açık olduklarını belirterek, tek şartlarının eşit bir muhataplık olduğunu söyledi. Sancar, “Kimse bizi yedek güç olarak görmesin. Kazanımları belirlenmemiş bir ittifakın içinde olmayacağız” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Dicle toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından düzenlenen “Tigris Buluşmaları” kapsamında bölgedeki STÖ temsilcileri ve gazetecilerle Kovid-19 salgınından dolayı Zoom Platformu üzerinde bir araya geldi.

DİTAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vural’ın açılış konuşması yaptığı “Yeni Dönemde Türkiye Siyasetinde Muhalefet ve HDP’nin Tutumu” başlıklı toplantının moderatörlüğünü, Al-Monitor’dan Gazeteci Mahmut Bozarslan yaptı.

Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre HDP Eş Genel Başkanı Sancar, HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde elde ettiği “başarıya” işaret ederek, bu başarının milliyetçi-sağcı cenahın sinyal vermesine yol açtığını ifade etti. Sancar, 8 Haziran akşamında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü gelişmelerin işaret fişeğinin attığını söyledi.

 AKP-MHP-Ergenekon güç iktidarının bir patikaya girdiğini ifade eden Sancar, 1915 yılından bu yana bu cenahın fırsatları hukuk dışı yöntemlerle yaptığını gördüklerini, mevcut gelişmelerin sadece bir partinin beka meselesiyle açıklayamayacaklarını, bölgenin şekillenmesi adına yeni bir yüzyıl hesaplarının olduğunu söyledi. 12 yıl önce yaptığı bir konuşmasını hatırlatan Sancar, “2008 yılında Türkiye için en büyük felâket muhafazakar ideolojisine milliyetçi elbisenin giydirilmesinin yaratacağı tahribatlar olduğunu söylemiştim. Konuştuğum gazeteci ‘AKP'nin milliyetçiliği Çiller'den tehlikeli’ başlığıyla röportajımı manşetine taşımıştı” dedi.

“Kimse bizi yedek güç olarak görmesin”

Konuşmasına katılımcıların sorularını cevaplayarak devam eden Sancar, HDP’nin kuruluş amaçlarını anlattı. Seçimlerde ittifaklara açık olduklarının altını çizen Sancar, tek şartlarının eşit bir muhataplık olduğunu belirtti. Sancar, “Kimse bizi yedek güç olarak görmesin. Kazanımları belirlenmemiş bir ittifakın içinde olmayacağız” dedi.

HDP’nin yer almadığı bir yerde mevcut toplumsal ve yönetim krizinin çözülemeyeceğini ileri süren Sancar, normalleşme isteniliyorsa bunun için HDP’nin önemli bir aktör olduğunu söyledi. Seçimlere endeksli bir siyasetlerinin olmadığını, toplumsal dönüşüm gibi büyük hedeflerinin olduğunu belirten Sancar, yeni dönemde yönetimde olmak istediklerini söyledi. Politikalarının demokrasi güçlerine geniş bir alan açma üzerine kurulduğunu ve bunun olumlu sonuçlarının yaşandığını söyleyen Sancar, HDP’nin AK Parti’de süreklileşen bir kaybetme korkusu yarattığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu’nun vekilliği düşürülen HDP’lilerin ismini anmaması konusunda hiçbir gerekçenin kabul edilemeyeceğini belirten Sancar, daha hassas olunması gerektiğini ifade etti.

“Kürtler arasında ortak bir dil oluşturulmalı”

Sancar, “Varlığı tehdit altında olan bir halkın kendi çoğulculuğunu yok saymadan istişare, diyalog, ortak tavır mekanizmaları ile kendini ifade etmesi çok önemlidir. Kürt halkı bu kadar büyük bir tehdit ile karşı karşıya iken varlığını, kendini koruyacak mekanizmaları konuşturmalıdır. HDP bu konuda politikasını net olarak belirlemiştir. Kürtler arası yaşanabilecek her türlü sorunun diyalog dışında bir yola kapalı olduğunu diye çizgi çizmiştir” diye konuştu.

HDP’ye siyasî hata lüksü verilmediğini ve partilerine yönelik dilin büyük felâketleri içerdiğinden dolayı diyaloğa zarar verildiğini ifade eden Sancar, Kürtler arası sağlıklı bir iletişimin yoksunluğuna değinerek, iç itirazların hızlı bir öfkeye dönüştüğünü ve bunun kırılmalara yol açtığını belirtti. Sancar, ortak bir dil vurgusunda bulundu. Kürtler için haysiyet mücadelesinin sadece siyasal hedefleri kapsamadığını söyleyen Sancar, Kürtler arası diyaloğun kurumsal bir yapıya kavuşması gerektiğine inandığını altını çizdi. “Tarih tekerrür etmez, hatalar tekrar eder” diyen Sancar, tekrar hatalarla farklı sonuçlar beklemenin anlamsız olduğunu kaydederek, “Geçmişte yaptığımız hatalarla yüzleşebilmeliyiz” dedi. Yaşanan tüm hukuksuzluklara rağmen “Umutsuz değilim” diyen Sancar, “Mücadele ettiğimiz sürece umut kendini üretiyor” dedi.

Sine-i millet sorusuna cevap veren Sancar, kapsamlı bir sivil itaatsizlik önerilmedikçe parlamentoyu terk etmenin anlamsız olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz”

“Parlamentoyu terk etmek gündemimizde yok. 2016 altında Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ rehin alınmasından sonra uzun tartışmalar yürüttük. HDP demokratik siyasette ısrarcıdır dedik. Parlamento bizim için bir mecburiyettir. Oraya kolayca gitmedik. Orada olmak Kürt halkının iradesini temsil etmektir. Parlamento tek mücadele alanımız değil ancak demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Alternatif bir yol olmadan sine-i millet inandırıcı değildir. Kapsamlı bir sivil itaatsizlik önerilmedikçe HDP’nin Meclis’ten çekilmesinin bir anlamı yoktur. Konjonktürel olarak ‘çekilelim, erken seçimi getirelim’ tartışması yapılabilir ancak net söylüyorum bu konu gündemimizde değil. Tek kişi kalana kadar bu mevziiyi koruyacağız. Kimse bize lutfetmedi, ciddi bedellerle bu alanı kazandık.”

“Silahların susmasına yönelik bir girişim başlatılabilir”

Ayrımcılığın her düzeyde yaşadıkları bir gerçeklik olduğunu söyleyen Sancar, “Kürtseniz, üstüne bir de HDP’liyseniz, her türlü ayrımcılık katlanıyor. Kimliği ve haysiyeti için mücadele eden her Kürt, kolayca ayrımcılığa uğrayabiliyor” dedi.

Sancar, iktidarın bu zihniyeti ile sorunları kronikleştirdiğini ve tahribatları derinleştirdiğini belirterek, “Sivil toplum, silahların susmasına yönelik bir girişim başlatılabilir. Bu daha önce yapıldı ancak daha somut bir adım olabilir. Bu kez daha iyi deneyelim. Tabandan bir barış hareketinin karşılık bulanacağı inancındayım” diye konuştu.

Sancar, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Kürt sorunu bizim için sadece bir siyasal mücadele değil, aynı zamanda ontolojik bir meseledir. HDP’yi eleştirmekten çekinmeyin ancak önerilerde de bulunun. Bu kadar zulüm varken bu mücadeleye katkı sunulursa sevinirim. Gerisi sadece yıpratmak içinse büyük bir insafsızlıktır.”

Hiç yorum yok: