2 yıl öncesine kadar Malatya’nın en büyük et tüccarı ve 2018 Malatya vergi rekortmeni olduğunu belirten Mahmut Çelik, “Bilâl Erdoğan’ın vakfının adamları” olduğunu belirttiği kişiler tarafından dolandırılarak 15 milyon lira zarara uğratıldığını ve iflas ettiğini iddia ediyor.
2 yıl öncesine kadar Malatya’nın en büyük et tüccarı olduğunu belirten Mahmut Çelik, Mütevelli Heyeti arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilâl Erdoğan’ın da yer aldığı İnsan ve İrfan Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı M. Fatih Çıtlak tarafından milyonlarca lira dolandırıldığını ve iflas ettiğini iddia ediyor. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Fatih Çıtlak ise, “Benim bu olaylarla bir işim yoktur” dedi.
Mahmut Çelik’in
iddiaları
2018 yılında Malatya’da vergi rekortmeni ve 2 yıl öncesine kadar Malatya’nın en büyük et tüccarı olduğunu belirten Mahmut Çelik, ilgili bütün kişilerin ifadelerinin, iddiasıyla ilgili bütün bilgi ve belgelerin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde bulunmasına rağmen, yargı mensuplarının soruşturmayı yürütmekten korktuklarını ileri sürüyor.
Mahmut Çelik’in geçen yıl “Malatyahaber24.com tv” isimli YouTube kanalında dile getirdiği iddiasına göre, Mütevelli Heyeti arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilâl Erdoğan’ın da yer aldığı İnsan ve İrfanVakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı M. Fatih Çıtlak, kendisini dolandırarak 15 milyon lira zarara uğrattı.
Mahmut Çelik’in iddiasına göre, Bilâr Erdoğan’ın eşinin dayısı olan Fatih Çıtlak, ‘Donuksa Gıda’ üzerinden 200 et satış şubesi açacaklarını ve bu şubelerde şehit ailelerine iş imkânı sağlayacaklarını söyledi.
“Beni üst düzey
bürokratlarla görüştürüp ikna ettiler”
Çıtlak, Çelik’in de katıldığı bazı bürokratlarla toplantılar düzenleyerek, Çelik’e güven verdi ve projeye dahil olması için ikna etti. Çıtlak’ın Çelik’i görüştürdüğü kişiler arasında İstanbul Tarım İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Bakırköy Başsavcı Vekili Z.K. ve 3 emniyet müdürü bulunuyor.
“Fatih Çıtlak bana
güvence verdi”
Çelik’in iddiasına göre, vakfın Dış Görevlisi Yusuf Aydın, kendisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a “sütoğlu” kadar yakın olduğunu söyleyerek güven telkin etti. Çelik, yine de Çıtlak’ın Sebahattin Cinisli isimli arkadaşı vasıtası ile Fatih Çıtlak’a Yusuf Aydın’ın güvenilir olup olmadığını sordu. Çıtlak da, “Yapsınlar. Hiçbir sıkıntı yok. Ben Yusuf Aydın’ı Rusya’ya gönderdim. Oradan da çok büyük et işi yaptı ama orası uzak olduğu için yapamadık. Burada bu işi devam ettireceğiz. Çok güzel olacak. Ben arkasındayım, sıkıntı yok” dedi.
“600 ton et verdim,
paramı alamadım”
Devletin önemli makamlarındaki kişilerle görüştürüldüğü için Fatih Çıtlak’a güvenen Çelik, kendilerine yaklaşık 600 ton et verdi ancak kendisine ödenmesi gereken 15 milyon lirayı 3 yıldır alamadı.
Mahmut Çelik, savcılığa şikâyette bulunduğunu ancak 5 savcının değiştiğini, korkudan hiçbir savcının bu konuyu soruşturamadığını ileri sürüyor.
“Yardım istemediğim
kimse kalmadı”
Çelik, kendisine yardımcı olmaları için, Malatya milletvekilleri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Bülent Arınç’tan yardım istediğini ancak kendisine bu konuda yardımcı olamayacaklarını söylediklerini anlattı.
“Cumhurbaşkanının
avukatı benimle görüştü”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın kendisini çağırarak, “Ben bu işi, Cumhurbaşkanlığından görevlendirildim, bu işi yapacağım; ama hocayı (Fatih Çıtlak’ı) devre dışı bırakacağız” dediğini iddia eden Çelik, kendisinin de “Yaa hayırdır dedim ben de. Hocaya hukuk yasağı mı var? Hocanın dokunulmazlığı mı var? Bu şebekenin başı hoca. Bu dolandıran ekip, hocanın adamı” dediğini ileri sürdü.
Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
“Hepsinin telefon
kayıtları ortaya çıkarıldı”
“Hocanın yanına gittiğimde hoca, önce bunları tanımadığını, böyle bir ekibin vakıfta olmadığını… Emniyette bunların ifadelerini aldırdım. Emniyete müracaat ettim, telefon kayıtlarını, mesajlarını çıkartmışlar. Hepsiyle, bu dolandırıcı şebekesiyle ayrı ayrı görüşmesi, ayrı ayrı mesajları var. Üç sefer toplantı yaptık. Çeklerimi aldılar. Müşteri çeklerimi aldılar, şahsî çeklerimi aldılar. Bunlar, 20-30 kişiler. Bunların arkasında çok büyük bir güç var. Artık televizyon kanallarına konuşmaktan bıktım. Çok büyük bir güç var. Beni devletin helâl süt emmiş bir tanesi gelip elimden tutup benim ifademi almasını istiyorum. Savcı, korkusundan dosyaya bakmıyor. 5 tane savcı değişti. Ne yapacağımızı, nereye gideceğimizi şaşırdık. Cumhurbaşkanının da bu olaydan haberi var.”
“Bilâl Erdoğan’ın
vakfı diye korkuyorlar ama ben korkmuyorum”
Yardım istemek için görüşmediği kimse kalmadığını ifade eden Çelik, “Nereye gideceğiz biz? Kime şikâyet edeceğiz? Ben, 2018 yılında Malatya tarım ve hayvancılıkta vergi birincisi olan bir adamım. Bu devlet, bana sahip çıkmazsa kime sahip çıkacak? Hepsi korkuyorlar. Bilâl Erdoğan’ın vakfı diye korkuyorlar ama ben korkmuyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin içinde illâ ki helâl süt emmiş, kolluk kuvvetlerinden biri çıkıp benim elimden tutacak, er veya geç. Savcı, 2 yıldır dosyaya bakmıyor. 2 yıl daha, 10 yıl daha bakmasa, bu işin peşini bırakmam. Cumhurbaşkanının avukatı Mustafa Doğan İnal, “Ben bu işi bitireceğim. Ben bu iş için görevlendirildim” dedi. Şimdi ne telefonuma bakıyor, ne WhatsApp’ıma bakıyor. Eskiden benimle günlük görüşüyordu. O da korktu. O da görüşmüyor. Beni dolandırırken beni ağırlayan emniyet müdürlerinin makamına gittim; beni kabul etmiyor, kapıdan içeri almıyor. Milletvekillerinin yanına gidiyorum, benimle görüşmüyorlar. Ben yılan oldum, yılan.”
“Bütün bilgiler Organize
Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde”
Malatya’ta 1997’den dolandırılana kadar yıllık cirosunun 30 milyon lira olduğunu, devlete 35 yıl vergi ödediğini belirten Çelik, “Malatya milletvekilleri, devletin hakimleri, savcıları, beni gördükleri zaman kaçacak delik arıyorlar. Benim telefonuma, WhatsApp’ta hiçbir şeyime bakmıyorlar” diye yakındı.
30 yıl iş yaptığı arkadaşlarının paralarını ödeyemediği için dolandırıcı durumuna düştüğünü ifade eden Çelik, Adana, Hatay, Malatya ve Elbistan’tan 50 kişinin ifadelerinin alındığını, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde bütün belge ve bilgilerin mevcut olduğunu söyledi.
Mahmut Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
“30 tane silahlı adam
getirdiler toplantıda”
“Bu dolandırıcılarda esrar, eroin, silah kaçakçılığı, adam yaralama, mafya, her şey, hepsi var bunlarda. Savcının yanında 30 tane silahlı adam getirdiler toplantıda. Savcıya, ‘Bunları çağır’ dedim, ‘devletin kolluk kuvvetlerinden birini’ dedim. “Sana bir şey yapamazlar; ben buradayım” gibisinden geçiştirdi. Ne olacak bu halimiz?”
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’a, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan’a da durumunu yazılı olarak ilettiğini kaydeden Çelik, “Geldi ifademi aldılar. İfade, savcılığın dosyasının üstünde bekliyor” dedi.
İşe başlarken kendisiyle görüştürülen İstanbul Tarım İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, ve BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in ifadelerinin neden alınmadığını soran Çelik, “Dosyaya savcı bakmıyor, Bilâl Erdoğan’ın korkusundan” dedi.
“Bilâl Erdoğan’a 5
kere yazdım”
Çelik, “Madem bunlar vakfın adamı değilse, ben Bilâl Erdoğan’a 5 sefer yazdım. TÜRGEV’e yazdım. Niye beni çağırıp demedi “Kim seni dolandırdı? Bu adamlar vakfın adamı değil. Kimdir, necidir? Hocanın yanına gittiğimde hoca, “Ben vakfın avukatını devreye koydum. Cumhurbaşkanının avukatını devreye koydum. Biz de suç duyurusunda bulunduk. En kısa zamanda bunlar cezalandırılacak” dedi. 2 yıl oldu, ne avukat ne hiçbir şey yok. Çünkü şeyin başı bunlar. Bunların arkasında devletin 8-10 tane savcısı var, emniyet müdürleri var. Devletin kolluk kuvvetlerinden helâl süt emmiş, Allah’ın emrini bilen birinin gelip elimden tutmasını istiyorum” diye konuştu.
Suçladığı kişilerin Türkiye’yi dolandırdıklarını ifade eden Çelik, kendisinden sonra arkadaşlarının da aynı kişiler tarafından dolandırıldıklarını, şikâyetleriyle aynı dosyaya dahil olduklarını söyledi. Çelik, “Dosyada hepsi mevcut, dosyaya bakan yok. Savcı, bizi görüşmeye kabul etmiyor. Beş tane avukat tuttum, beşini de hiçbir şekilde kabul etmiyor, görüşmüyor. Hakimler ve Savcılar Kuruluna da müracaat ederek müfettiş istediğini belirterek, “İnşallah bu dosyaya bakacak birisi çıkar” dedi.
“Polisi tokatlıyor, emniyet
müdürüne ‘seni vali yapacağım’ diyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a “sütoğlu” kadar yakın olduğunu iddia eden kişinin, polisi tokatladığını, emniyet müdürüne “Seni vali yapacağım. Süleyman Soylu’yu aldıracağım” dediğini ileri süren Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir İçişleri Bakanını aldıracağım diyen 28 yaşında bir züppe, askerliğini bile yapmamış, niye devlet çağırıp bunu sormuyor? Bir garibanda ‘bir silah var, bir tabanca var’ desem 300 tane polis gönderecek. Bu çakallar, İstanbul’un göbeğinde insanların kanını emiyor, dolandırıyor. Organize’de hepsi var. Hepsi dolandırıcı, sabıkaları var. Niye bunları çağırmıyorlar? Bu devlet, zalimin yanında mı, mazlumun yanında mı? Bir gariban olsa, çöküp götürüp 40 sene içeri atacak. Ben 35 yıldır namusumla, şerefimle çalıştım. Getirsin paramı versinler. Bu işin peşini bırakmam. Paramı alacağım. Paramı getirsin Bilâl Erdoğan. Getirmiyorsa, götürsün o dolandırıcıları toplasın yargılatsın. Yargıyı çalıştırsın. Madem bunlar vakfın adamı değilse, toplasın. 10 kişi bunlar. Sahte kimlikle yakalanıyor, 10 dakika sonra geri bırakıyorlar. Hayırdır? Bir gariban yakalansa, gidip 6 ay yatacak. Nerede bu savcı, hakimler? Savcıyı, hakimi tehdit ediyor o Yusuf Aydın, “Cumhurbaşkanının oğluyum” diyen. Bir savcının bir gece bir gün yanına beraber gittik; Hamit Avcı, Yusuf Aydın beraber gittik. Yaşar Eti diye bir eroinci bir namussuz var. Onun dosyası var. 15 yıl yatarı var. Savcıya dedi ki, “Bunun dosyasını kaybedeceksin. Yoksa seni FETÖ’cü diye aldırırım, 15 yıl yatarsın, 30 yıl yatarsın.” Bir züppe, bir devletin savcısına bunu nasıl diyor? Gece saat 10’da. arasında Tarım İl Müdürünü, Ahmet Yavuz Karaca’yı gece 12’de çağırdı; telefon açtı, adam atlet kilot koşa koşa geldi Kim bu? Devletin makam ve mevkilerindeki adamları, selâm sabah vermeden telefonla bağırarak adamları makamına mevkisine getiriyor. Kim bunlar? Kim bize sahip çıkacak?”
“2-3 bin hayvandan
geriye 1 inek kaldı”
2-3 bin hayvan beslediği ahırlarında şimdi 30 tavuk ile 1 ineğinin kaldığını, bankalara olan borcundan dolayı gayrimenkullerine haciz geldiğini, kendisine de hiçbir yerde iş verilmediğini dile getiren Çelik, “Nereye gideceğiz biz? Kime şikâyet edeceğiz? Bu ülkeyi Bilâl Erdoğan mı yönetiyor? Eğer yönetiyorsa, zaten jandarma, polis, hepsi emrinde; göndersin birine kafamı sıktırsın. Kafama sıktırsın yoksa susmam ben kolay kolay. Elimden ne geliyorsa yapacağım. Paramı getirsin versin. Paramı vermiyorsa, bu dolandırıcıları getirsin tutuklatsın. Yargıyı çalıştırsın. Cumhurbaşkanının avukatı, hocayı (Fatih Çıtlak’ı) devre dışı bırakıyor. Hocaya hukuk yasağı mı var? Hoca, bu devletin başı mı? Dokunulmazlığı mı var bunun? Bir kucak sakal koyvermiş, dini program yapıyor akşama kadar televizyon kanallarında. Şeytan sakallı! Paramı alacağım bundan. Bırakmam! Ya paramı getirecek, ya da beni dolandıranları götürecek yargılatacak. Yargıyı çalıştırsın, hukuku çalıştırsın. Bu ülkede hukuk yok! Nerede hukuk? Hukuk neredeyse bana göstersin. 2 yıl oldu, dosyaya el vurulmuyor. O zaman bu polisler, Organize, MİT niye soruşturma yapıyor? Adamlar, gece üçe, dörde kadar benim orada ifademi aldılar. 50 kişinin ifadesini aldılar. Savcının masasının üzerinde duruyor. Nerede bu adalet? Bu ülke, bu namussuzların eline mi kaldı? Devletin içinde hiç mi dini bütün bir insan yok? Helâl süt emmiş hiç mi bir adam yok? Yürekli hiç mi bir adam yok? Bu emniyet müdürleri, bu kadar devletin başında bürokratlar, hakimler, savcılar, hiç mi kimse yok, gelip beni sorgulayacak? Korkmasınlar. Korkmasınlar. Öbür tarafta kimse kimseyi kurtarmıyor. Tayyip Erdoğan onları cennette kurtarmayacak öbür tarafta. Korkmasınlar! Korka korka nereye kadar yaşayacağız? Allah var, Allah!”
“Televizyon kanalları
korkudan yayınlayamıyorlar”
10 tane televizyon kanalına konuştuğunu ancak korkudan yayınlamadıklarını belirten Çelik, “Bu ülke nereye gidecek bu şekilde?” diye sordu. Borcu olmasa intihar edeceğini dile getiren Çelik, “Gidip boynuma ip asacağım, kafama sıkacağım; ama borcum var. Gariban insanları dolandırdım. Köylünün, bir ineği olanın ineğini kestim bu namussuzlara götürdüm. Sakalına, bıyığına güvendim. “Allah” dedi, güvendim. “Allah” diyene güvene güvene bu hale geldik” diye konuştu.
“Bunlar Müslüman
değil”
“Bunlar Müslüman değil” diye bağıran Çelik, “Müslüman olsalar gelip benim elimi tutarlar. Allah’la, kitapla hiçbir işleri yok bunların. Götürsün beni yargılatsın. Götürsün kafama sıktırsın” dedi.
“60 bin kişilik cami yaptıran bir cumhurbaşkanı, böyle bir zulme göz yumar mı? Çağırıp da, benim gibi bir garibana, bir tüccara demez mi “Kardeşim, gel buraya. Sana kim, ne yaptı? Türkiye’yi dolandırıyor bunlar, haberiniz ola. Bu işte çok büyük adamlar var. Beni götürün, dinleyin. Beni götürün, yargılayın. Benden bilgi alın, ondan sonra kafama sıkın. Söyleyeceklerim bu kadar.”
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı
soruşturma başlattı
Kendilerine verilen milyonlarca liralık çeklerin karşılıksız çıkması üzerine dolandırıldıklarını anlayan besicilerin şikâyetçi olmaları üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.
Mahmut Çelik, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifadesinde şunları söyledi:
“İrfan Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Fatih Çıtlak,
Vakfın Dış Sorumlusu Yusuf Aydın, vakıf görevlisi Hamit Avcı, Yaşar Eti, Fatih
Dündar, Hakan Adıgüzel ve Cahit Demirel ile tanıştım. Bu kişiler, vakıf adına
toptan et işi yapmayı önerdi. Beni İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü’nün
katılımıyla gerçekleşen bir toplantıya çağırdılar. Bu toplantıda şehit aileleri
için bir projeden bahsedildi. Toplantının kaydının Emine Erdoğan’a
gönderileceği söylendi. Daha sonra beni Bakırköy Başsavcı Vekili Z.K’nin yanına
götürdüler. Bu projeyi onun yanında da anlattılar. Projeye göre, söz konusu
vakfa ait et şubeleri açılacağı ve 200 şehit yakınının bu işte çalıştırılacağı
söylendi. Vakfın Donuksa Gıda üzerinden bu işi yapacağı söylendi. Daha sonra
beni BDDK Başkan Yardımcısının yanına götürdüler. Yapacağımız işi anlattılar.
BDDK Başkanı ise bu iş için 12 milyon kredi çıkabileceğini söyledi. Gelinen
süreçte bu işe girdim ve dolandırıldım. Suç duyurusunda bulundum. Ancak uzunca
bir süre dosyam açılmadı. Ölümle tehdit edildim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir
mektup yazdım. Bunun üzerine polisler gelip ifademi aldı.”
Yusuf Aydın: Beni
kurban seçtiler
Şüpheliler arasında yer alan ve tutuklanan Yusuf Aydın, Sulh Ceza Hâkimliği’nde verdiği ifadesinde Mehmet Fatih Çıtlak ve Hamit Avcı’yı suçladı. Çıtlak ve Avcı arasında ticarî bir ilişki olduğunu belirten Aydın, “Ben kimseyi dolandırmadım. Çıtlak ve Avcı, ticarî ilişkilerinde beni kurban seçtiler. Bana, “Şehit ailelerine yardımcı olacağız” dediler. Benim bu ticarette bir işim yok” diye konuştu.
Fatih Çıtlak: Benim
bu olaylarla bir işim yok
Şüpheli Mehmet Fatih Çıtlak, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda verdiği ifadede, “Donuksa Gıda isimli firma ile hiçbir bağım yok. Vakfımızın herhangi toptan bir et alım işi yoktur. Sadece Kurban Bayramı’nda Afrika’ya yardımlarda bağış almışlığı vardır. Zaten vakıfların ticaret yapma yasağı vardır. Benim bu olaylarla bir işim yoktur” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder