26 Mayıs 2020 Salı

Korona Virüsü salgını, giyim ve tekstil sektörünü vurdu


Türkiye ekonomisinde hem üretim ve ihracat hem de istihdam bakımından en önemli yere sahip olan giyim-tekstil sanayisi, Korona Virüsü salgını ile birlikte en ağır darbeyi alan sanayi sektörü oldu.

Al-Monitor Yazarı Mustafa Sönmez, salgın sürecinde Türkiye’de giyim-tekstil sektörünün içinde bulunduğu durumu anlattı.

Mustafa Sönmez, giyim ve onun tamamlayıcısı tekstil sanayisinin, salgında hane halkının ürünlerine harcama yapmaktan kolayca vazgeçtiği, dolayısıyla bütün dünyada talebi en hızlı düşen birkaç sektör arasında yer aldığını belirtiyor. Dünya genelinde giyim-tekstil zincirinde sıkıntılar yaşandığını belirten Sönmez, pamuk ve her tür elyaftan mağazalara uzanan zincirin her halkasında telaş ve endişe yaşandığını kaydediyor.

Sönmez’in verdiği bilgiye göre Türkiye, dünyada tekstilde altıncı, hazır giyimde sekizinci büyük ihracatçı ülke. Avrupa Birliği (AB) hazır giyim pazarında da üçüncü sırada yer alıyor.

Pandemi ile birlikte sert bir iç ve dış talep daralması yaşayan giyim-tekstil sektöründe, kayıt dışı çalışanlar ile birlikte 1,3 milyon kişi üretim sahasında, bir o kadar işgücü de ürünlerin dağıtımı ve pazarlanması sahasında istihdam ediliyor. Sayıları azalsa da pamuk üreticileri, işçileri, önemli bir tarım nüfusuna karşılık geliyor. Dolayısıyla sektördeki sert düşüş, tahminlerin çok ötesinde bir nüfusu ilgilendiriyor.

Özellikle hazır giyimin kalbi olan İstanbul’da en ağır darbeyi yiyen sektör, giyim sektörü oldu.

Mustafa Sönmez, kredi kartıyla yapılan giyim harcamalarının, salgın başladıktan sonraki sekiz haftada, salgından önceki sekiz haftaya kıyasla yüzde 64 oranında gerilediğini; salgın öncesi harcamalarda giyimin payı yüzde 7,5 iken, sonrasında yüzde 3,5’a kadar düştüğünü kaydediyor. Sönmez, “İç pazardaki bu daralma, ihracatta da yaşandı” diyor.

Sönmez’in verdiği bilgiye göre giyim ihracatçıları, 2020 yılının ilk iki ayında dış pazarlara 3 milyar dolarlık ürün sattılar. Ancak, özellikle temel pazar Avrupa’da salgının yükseldiği mart ve nisan aylarında, Türkiye’nin toplam giyim ihracatı iki ayda 1,8 milyar dolara indi. Bu, yüzde 40 oranında acı bir ihracat düşüşü demek.

Türkiye’de çoğu alışveriş merkezinde yer alan ve aralarında Boyner, Mavi, Vakko, Yargıcı, İpekyol, Mudo, Roman, Altınyıldız gibi birçok popüler markanın olduğu mağazalar, kepenklerini indirip çalışanlarını “ücretsiz izinli” olarak evlerine gönderdi. Bir kısmı da satışlarını fazla umutlanmadan online yapmaya yöneldiler. Satışlardaki sert düşüşler, kısa sürede üretime yansıdı ve fabrikalarda, atölyelerde üretim azaltıldı, kimisi geçici kapama kararları aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aylık sanayi üretim endeksleri, Türkiye’de salgının başladığı mart ayında imalat sanayisi üretiminde şubat ayına göre azalmanın ortalama yüzde 7,5 oranında olduğunu, giyimdeki düşüşün yüzde 20’yi, tekstildeki düşüşün ise yüzde 14’ü bulduğunu gösterdi. Düşüşün mayıs ayında devam ettiği, haziran ayı için de çok ümitli olmamak gerektiği bildiriliyor.

İç talebin ve ihracatın yanı sıra dışarıdan gelen yıllık 52 milyona yakın ziyaretçinin giyim talebiyle büyüyen sektör, turizmdeki sert duraklamanın bunalımını yaşıyor. Bu kadar geniş bir yer tutan sektörün “eski normal”ine dönmesi uzun zaman alacağa benziyor.

Hiç yorum yok: