Saadet Partisi (SP) İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslâm, daha 17-25 Aralık sürecinden önce iktidarı Cemaat yapılanması konusunda uyardıklarını belirterek, AK Parti ile Cemaat’in ilişkisinin, iki yanlışın ilişkisi olduğunu ifade etti. İslâm, “Bir taraf (Hükümet) yetki ve sorumluluğunu paylaşmıştır, diğer taraf (Cemaat), hakkı olmayan bir şeyi hükümetten talep etmiştir ve bu memnû (yasak) bir ilişkidir. Toplumdan saklanmış bir ilişkidir. Gayrimeşrû bir ilişkidir. Bu, bizi 15 Temmuz’a getirdi” dedi.
Cihangir İslâm, “AK Parti’nin bu konuyu tartışılmaz kılması,
bence öncelikle AK Partili seçmen tarafından ele alınması gereken bir şey.
Açın, FETÖ’nün siyasî ayağını ortaya çıkartalım.” dedi.
SP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslâm, Halk
TV’de canlı olarak yayınlanan “Günün Konuğu” programında Çağlar Cilara’nın
sorularını cevapladı.
Medyaya çağrı
Halk TV vasıtasıyla kendi aleyhine yayın yapan yayın
kuruluşlarına, “Beni çağırın, bu meseleleri karşılıklı konuşalım” çağrısı yapan
İslâm, “Bakın, aradan 4 gün geçti, 5 gün geçti, siz yeterli araştırmanızı yaptınız.
Ben de özellikle bekledim biraz, yapın araştırmalarınızı diye; ama çok şükür ki
bir şey bulamadınız, bulamayacaksınız. Çünkü hakkı söylemek, doğruyu söylemekten
başka bir derdim yok.” dedi.
“Bâtıl” kelimesini “yanlış”
anlamında kullandım
Toplumda hem seküler, hem de geleneksel kültürün yaşadığını,
bu sebeple kendisinin, her iki kültürün terminolojisini de kullandığını
belirten İslâm, kendisine tepki gösterenlerin “bâtıl” kelimesine takıldıklarını
ama halkın ne demek istediğini anladığını söyledi.
Halk TV’ye gelirken sokakta insanlardan büyük ilgi ve destek
gördüğünü dile getiren İslâm, “Ben, böyle bir etki olacağını da düşünmemiştim”
dedi.
Cihangir İslâm, “Bâtıl” kelimesinin, “boş, geçersiz,
hükümsüz, yanlış” anlamına geldiğini, kendisinin bu kelimeyi imânî anlamıyla
değil bir fiilin doğru ya da yanlış olması anlamıyla kullandığını, bundan sonra
da o kelimeyi kullanmayacağını belirtti.
Cihangir İslâm, 17-25 Aralık sürecinden önce iktidara “Birtakım
yapılanmalar, sizin altınızı oyuyor. Dikkatli olun. Bu nedir? Devlet yönetimi
böyle olmaz” şeklinde haberler gönderdiğini açıkladı. İslâm, sözlerine şöyle
devam etti:
İktidarı Cemaat
konusunda önceden uyarmıştık
“Şöyle bir yönetim anlayışı vardı, dönemin Başbakanı Sayın
Erdoğan’ın: Bir üniversiteyi, meselâ Bezm-i Âlem Üniversitesi’ni işte o malûm
cemaatin hizmetine veriyordu ve onlar orada ne yaparsa kabulüydü. Yani devlet
yönetimi açısından öncelikle büyük bir sakatlık vardı ortada. Devlet, böyle
yönetilmez; çünkü devlet, bu ülkede yaşayan bütün insanların ortak hizmet
beklediği bir alandır. Bütün kamunundur. O yüzden herkesin devletle
ilişkilerinde ve orada pozisyon almalarda eşit mesafede olması gerekir. Bu
uyarılarımızı yaptık. Çünkü gelenler (Cemaat) öyle bir geliyordu ki, sadece
profesörü, doçenti, doktoru, hemşireyi değil, temizlik işçisini de atıyordu.
Ellerinden gelse oradaki haşeratı bile temizleyip, kendi haşeratını
yerleştirecekti o müesseselere. Bu konuda uyardık. Bu konuda AK Parti içinden
de çok insan vasıtasıyla çok haber gönderdik ve eminim o haberleri aldıklarına.
Eğer üstüme gelirlerse, onun da daha detaylı bilgisini veririm. Ama buna rağmen
biz, 17-25’e geldik.”
17-25 Aralık sürecinin, hem iktidarın yolsuzlukları hem de
Cemaat’in darbesi olarak iki boyutu olduğunu belirten İslâm, “O dönemdeki
yönetimde hem yönetim anlayışı yanlıştır, hem de o malûm cemaatin devletle
böyle bir ilişkiye girmesi yanlıştır” dedi.
KHK’larla işlerinden atılan kamu çalışanları için “Tabir caizse,
canlı canlı mezara koyulan bu insanların üzerine beton döküldü” diyen İslâm,
oradan 15 Temmuz’a gelindiğini söyledi.
Cihangir İslâm, daha sonra 15 Temmuz gecesi sokağa çıkışını
anlattı.
15 Temmuz’da Üsküdar’da
4 tankı durdurduk
İslâm, Başbakan Binali Yıldırım’ın, darbe teşebbüsünün bir
grubun kalkışması olduğuna dair açıklamasını duyduktan sonra saat 23:18’de ilk
tweetini yayınladığını, hemen ardından da hiç tereddüt etmeden motosikletine binip,
Üsküdar Acıbadem Mahallesi’nden Üsküdar Meydanı’na gittiğini anlattı.
Meydana giderken bir manga askerle tartıştığını belirten
İslâm, “Ben o noktada vurulabilirdim ve benim adımı da siz bugün şehit
listesinde görürdünüz” dedi. Üsküdar Meydanı’na ulaştıktan sonra halkı
örgütlediğini ve Kanaat Lokantası’nın önünde 4 tankı durdurarak, Boğaz
Köprüsüne gitmesini engellediklerini anlatan İslâm, şöyle konuştu:
“Daha sonra, şunu da söyleyeyim, içim de rahat etmedi. Ben,
bir iktidarın öyle değişmesini prensip olarak istemiyorum. Ben, 27 Mayıs darbesine
de karşı olan bir insanım ve “eğer Menderes, demokratik bir şekilde o koltuktan
indirilseydi, Türkiye’nin hâli bugün çok daha güzel bir noktada olurdu”yu
savunan bir insanım. Darbeye karşı olduğum için sokağa çıktım; ama içim rahat
etmedi bir de Kısıklı’ya gideyim dedim, motorla. Uzaktan bir baktım; ama
karanlıktı oralar. Oralarda fazla kimse yoktu. Zaten orada değilmiş o akşam
Sayın Cumhurbaşkanı.”
Cihangir İslâm, o gece bütün niyetinin, AK Parti’ye muhalif
olmasına rağmen, halkın oyuyla iş başına gelmiş dönemin meşrû yöneticilerinin o
şekilde iktidardan indirilmesini engellemek olduğunu söyledi.
İki yanlışın
ilişkisi: AK Parti-Cemaat ilişkisi
AK Parti ile Cemaat’in ilişkisinin, iki yanlışın ilişkisi
olduğunu ifade eden İslâm, “Bir taraf (Hükümet) yetki ve sorumluluğunu
paylaşmıştır, diğer taraf (Cemaat), hakkı olmayan bir şeyi hükümetten talep
etmiştir ve bu memnû (yasak) bir ilişkidir. Toplumdan saklanmış bir ilişkidir.
Gayrimeşrû bir ilişkidir. Bu, bizi 15 Temmuz’a getirdi” dedi.
“Bu noktada Cihangir İslâm’ın şehitlerle ilgili olumsuz bir
beyanı olabilir mi?” diye soran İslâm, sözlerine şöyle devam etti:
“Olamaz. Zaten pretikte de öyle değil. Onlara diyorum ki,
sizin bu gafletiniz ve sizin bu kapışmanız yüzünden ülkeyi bir uçurumun eşiğine
getirdiniz. Biz, millet olarak, benim de içinde bulunduğum insanlar, bu halk,
sokağa çıktı ve sizi, o gece gafil yöneticileri uçurumun kenarından tuttu ve aldı.
Olay bundan ibaret. Yani orada millet ve halk, duruma el koydu. Gafil
yöneticileri, bütün gafletine rağmen darbecilere teslim etmedi. O yanlış
ilişkinin, iki yanlışın ilişkisinin sonucu olan bu darbe girişimini de basırdı
Allah’a şükür. Ne oldu? 256 şehit verdik. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.
Bütün şehit ailelerine Allah’tan rahmet diliyorum.”
3 soru
15 Temmuz Derneği’ne 3 tane tweet gönderdiğini belirten
İslâm, söz konusu konuşmasında onların da haklarını savunmaya çalıştığını
söyledi.
Kendisinin 3 tane sorusu olduğunu belirten İslâm, bunları
şöyle sıraladı:
Bu gayrimeşrû ilişkiyi, bu yasak ilişkiyi, dönemin iktidarı
ve sorumluları, bunun hesabını, çıkıp bu topluma vermeli. FETÖ’nün siyasî
ayağının incelenmesi önergesini, AK Parti ve MHP oyları reddetti. Niçin?
Bakanlar Kurulu’nda, kardeşi şehit olan insanlar var. Niçin reddediyorsunuz?
Bakın, ben bu sorunun arkasını bırakmayacağım.
O gece ne oldu? Ben, bu gafil yöneticileri kurtarmak üzere
bu milletle, bu halkla sokağa çıkan bir insanım. Kendimle milletim adına
soruyorum: O gece ne oldu? Ne pazarlıklar oldu? Kim, neredeydi? Benim olduğum
bütün yerleri bulabilirsiniz. MOBESE’lere bakın. Üsküdar, işte diyorum, Kısıklı
tarafına gittim. Bir benzin istasyonuna uğradım. Kapalıydı ışıkları da. Korkmuş
kapatmış. Ona açtırdım, rica ettim, benzin koydurdum ve saire… E şimdi siz beni
MOBESE’lerden bulabilirsiniz. Gidin bakın. Ben de size soruyorum. Bu benim
hakkım. Hem vekil olarak milletin sorusunu soruyorum, hem de o gün sokağa çıkan
bir vatandaş olarak soruyorum.
Bu konuyu, 15 Temmuz meselesini bu iktidar, adeta Amerika
Birleşik Devletleri Yönetiminin 11 Eylül’ü kullandığı gibi kullanmıştır. Bakın,
sadece bir kısmını gösterdiğim bu isim listesi, KHK’dır bunlar, 140 bin kişiyi
kamu görevinden atmış. Aşağı yukarı 200 bin kişi, başka taraflardan da işten
atılmış, toplam. Yani milyonları ilgilendiren sosyal bir problemden
bahsediyorum. 60’ın üzerinde intihar veren bir topluluktan bahsediyorum. O
yüzden, kanunların yasaklamasına rağmen hapishanede tutulan loğusa kadınlardan,
hamile kadınlardan, yeni doğum yapmış kadınlardan bahsediyorum.
Hapishanelerdeki bebeklerden bahsediyorum. Sadece ve sadece muhalif oldukları
için zindanlara atılmış düşünürlerden, yazarlardan bahsediyorum. Siyasetçilerden
bahsediyorum. Bu furyayı kaldırmayacağız
(taşımayacağız) Çağlar Bey. Buna tahammül etmeyeceğiz. Bu can bu bedende
kaldıkça ben de bu siyaseti yapacağım inşallah.
İktidarın “çok kötü zulmettiğini” ve zulmettiklerinin hiçbir
tepki göstermemesini istediğini ifade eden İslâm, “Böyle bir dünya yok. AK
Part, böyle bir dünya yok. Bu tepki, mutlaka ve mutlaka ortaya çıkacak Çağlar
Bey, mutlaka ortaya çıkacak ve çıkıyor. Bu tepkimiz, bu işler, adaletin rayına
oturmadığı sürece devam edecek. Ben, milletin vekilliğinden bunu anlıyorum
zaten” dedi.
Soruşturma Anayasa’ya
aykırı
Cihangir İslâm, “Hakkınızda açılan soruşturmayla ilgili ne düşünüyorsunuz?”
sorusuna da “Umrumda bile değil. Geçin o konuyu yaa… Anayasa ortada. Hiç onun
tartışmasını bile yapmam. Geçiniz.” karşılığı verdi.
Şehit ailelerinin siyasal bir araç olarak kullanıldığına
dair kendisine mesajlar geldiğini de kaydeden İslâm, şehit ailelerinin
haklarını da sonuna kadar arayacağını dile getirdi.
Ben sokağın değil
Saray’ın 15 Temmuz’unun peşindeyim
Sokağın 15 Temmuz’u ve Saray’ın 15 Temmuz’u olarak iki ayrı
15 Temmuz olduğunu ifade eden İslâm, “Hiçbir şey bilmiyoruz. Benim şu anda
izine düştüğüm, peşine düştüğüm şey, Saray’ın 15 Temmuz’udur. Bu soru, milletin
sorusudur; vatandaş olarak bizlerin sorusudur. Vekâleten bu soruyu soruyorum.
Diyorum ki, o gün bizim yöneticilerimiz, tek tek çıkıp açıklamalılar, “Ben o
geceyi şurada geçirdim, şu şekilde geçirdim, şunlarla irtibattaydım.” Bizim
bütün hayatımız ortada. Bu kadar” diye konuştu.
FETÖ’nün siyasî
ayağını ortaya çıkartalım
Programda AK Parti seçmenlerine de seslenen İslâm, “Kalbinize
danışın. Vicdanınıza danışın. Şunu yapın: İçinizde bu konuyu tartışın. Ha,
tartışmayı engelleyenler varsa, o engelleyenleri aşın; ama tartışın. Bizim
yanlışlarımızı da söyleyin. Buna da açığız; ama ben, burada birtakım şeylerin
kapalı kalmasını istemiyorum. (…) AK Parti’nin bunu tartışılmaz kılması, bence
öncelikle AK Partili seçmen tarafından ele alınması gereken bir şey. Açın, FETÖ’nün
siyasî ayağını ortaya çıkartalım.” dedi.
Cihangir İslâm, tartışmalara sebep olan o konuşmayı Meclis’te
siyasî değil ahlâkî kaygılarla yaptığının altını çizdi.
(Haber: Sürur Öztürk)
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder