5 Kasım 2018 Pazartesi

İslâm: Gelin FETÖ’nün siyasî ayağını hep beraber ortaya çıkartalım


Saadet Partisi (SP) İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslâm, daha 17-25 Aralık sürecinden önce iktidarı Cemaat yapılanması konusunda uyardıklarını belirterek, AK Parti ile Cemaat’in ilişkisinin, iki yanlışın ilişkisi olduğunu ifade etti. İslâm, “Bir taraf (Hükümet) yetki ve sorumluluğunu paylaşmıştır, diğer taraf (Cemaat), hakkı olmayan bir şeyi hükümetten talep etmiştir ve bu memnû (yasak) bir ilişkidir. Toplumdan saklanmış bir ilişkidir. Gayrimeşrû bir ilişkidir. Bu, bizi 15 Temmuz’a getirdi” dedi.

Cihangir İslâm, “AK Parti’nin bu konuyu tartışılmaz kılması, bence öncelikle AK Partili seçmen tarafından ele alınması gereken bir şey. Açın, FETÖ’nün siyasî ayağını ortaya çıkartalım.” dedi.

SP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslâm, Halk TV’de canlı olarak yayınlanan “Günün Konuğu” programında Çağlar Cilara’nın sorularını cevapladı.

Medyaya çağrı

Halk TV vasıtasıyla kendi aleyhine yayın yapan yayın kuruluşlarına, “Beni çağırın, bu meseleleri karşılıklı konuşalım” çağrısı yapan İslâm, “Bakın, aradan 4 gün geçti, 5 gün geçti, siz yeterli araştırmanızı yaptınız. Ben de özellikle bekledim biraz, yapın araştırmalarınızı diye; ama çok şükür ki bir şey bulamadınız, bulamayacaksınız. Çünkü hakkı söylemek, doğruyu söylemekten başka bir derdim yok.” dedi.

“Bâtıl” kelimesini “yanlış” anlamında kullandım

Toplumda hem seküler, hem de geleneksel kültürün yaşadığını, bu sebeple kendisinin, her iki kültürün terminolojisini de kullandığını belirten İslâm, kendisine tepki gösterenlerin “bâtıl” kelimesine takıldıklarını ama halkın ne demek istediğini anladığını söyledi.

Halk TV’ye gelirken sokakta insanlardan büyük ilgi ve destek gördüğünü dile getiren İslâm, “Ben, böyle bir etki olacağını da düşünmemiştim” dedi.

Cihangir İslâm, “Bâtıl” kelimesinin, “boş, geçersiz, hükümsüz, yanlış” anlamına geldiğini, kendisinin bu kelimeyi imânî anlamıyla değil bir fiilin doğru ya da yanlış olması anlamıyla kullandığını, bundan sonra da o kelimeyi kullanmayacağını belirtti.

Cihangir İslâm, 17-25 Aralık sürecinden önce iktidara “Birtakım yapılanmalar, sizin altınızı oyuyor. Dikkatli olun. Bu nedir? Devlet yönetimi böyle olmaz” şeklinde haberler gönderdiğini açıkladı. İslâm, sözlerine şöyle devam etti:

İktidarı Cemaat konusunda önceden uyarmıştık

“Şöyle bir yönetim anlayışı vardı, dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan’ın: Bir üniversiteyi, meselâ Bezm-i Âlem Üniversitesi’ni işte o malûm cemaatin hizmetine veriyordu ve onlar orada ne yaparsa kabulüydü. Yani devlet yönetimi açısından öncelikle büyük bir sakatlık vardı ortada. Devlet, böyle yönetilmez; çünkü devlet, bu ülkede yaşayan bütün insanların ortak hizmet beklediği bir alandır. Bütün kamunundur. O yüzden herkesin devletle ilişkilerinde ve orada pozisyon almalarda eşit mesafede olması gerekir. Bu uyarılarımızı yaptık. Çünkü gelenler (Cemaat) öyle bir geliyordu ki, sadece profesörü, doçenti, doktoru, hemşireyi değil, temizlik işçisini de atıyordu. Ellerinden gelse oradaki haşeratı bile temizleyip, kendi haşeratını yerleştirecekti o müesseselere. Bu konuda uyardık. Bu konuda AK Parti içinden de çok insan vasıtasıyla çok haber gönderdik ve eminim o haberleri aldıklarına. Eğer üstüme gelirlerse, onun da daha detaylı bilgisini veririm. Ama buna rağmen biz, 17-25’e geldik.”

17-25 Aralık sürecinin, hem iktidarın yolsuzlukları hem de Cemaat’in darbesi olarak iki boyutu olduğunu belirten İslâm, “O dönemdeki yönetimde hem yönetim anlayışı yanlıştır, hem de o malûm cemaatin devletle böyle bir ilişkiye girmesi yanlıştır” dedi.

KHK’larla işlerinden atılan kamu çalışanları için “Tabir caizse, canlı canlı mezara koyulan bu insanların üzerine beton döküldü” diyen İslâm, oradan 15 Temmuz’a gelindiğini söyledi.
Cihangir İslâm, daha sonra 15 Temmuz gecesi sokağa çıkışını anlattı.

15 Temmuz’da Üsküdar’da 4 tankı durdurduk

İslâm, Başbakan Binali Yıldırım’ın, darbe teşebbüsünün bir grubun kalkışması olduğuna dair açıklamasını duyduktan sonra saat 23:18’de ilk tweetini yayınladığını, hemen ardından da hiç tereddüt etmeden motosikletine binip, Üsküdar Acıbadem Mahallesi’nden Üsküdar Meydanı’na gittiğini anlattı.

Meydana giderken bir manga askerle tartıştığını belirten İslâm, “Ben o noktada vurulabilirdim ve benim adımı da siz bugün şehit listesinde görürdünüz” dedi. Üsküdar Meydanı’na ulaştıktan sonra halkı örgütlediğini ve Kanaat Lokantası’nın önünde 4 tankı durdurarak, Boğaz Köprüsüne gitmesini engellediklerini anlatan İslâm, şöyle konuştu:

“Daha sonra, şunu da söyleyeyim, içim de rahat etmedi. Ben, bir iktidarın öyle değişmesini prensip olarak istemiyorum. Ben, 27 Mayıs darbesine de karşı olan bir insanım ve “eğer Menderes, demokratik bir şekilde o koltuktan indirilseydi, Türkiye’nin hâli bugün çok daha güzel bir noktada olurdu”yu savunan bir insanım. Darbeye karşı olduğum için sokağa çıktım; ama içim rahat etmedi bir de Kısıklı’ya gideyim dedim, motorla. Uzaktan bir baktım; ama karanlıktı oralar. Oralarda fazla kimse yoktu. Zaten orada değilmiş o akşam Sayın Cumhurbaşkanı.”

Cihangir İslâm, o gece bütün niyetinin, AK Parti’ye muhalif olmasına rağmen, halkın oyuyla iş başına gelmiş dönemin meşrû yöneticilerinin o şekilde iktidardan indirilmesini engellemek olduğunu söyledi.

İki yanlışın ilişkisi: AK Parti-Cemaat ilişkisi

AK Parti ile Cemaat’in ilişkisinin, iki yanlışın ilişkisi olduğunu ifade eden İslâm, “Bir taraf (Hükümet) yetki ve sorumluluğunu paylaşmıştır, diğer taraf (Cemaat), hakkı olmayan bir şeyi hükümetten talep etmiştir ve bu memnû (yasak) bir ilişkidir. Toplumdan saklanmış bir ilişkidir. Gayrimeşrû bir ilişkidir. Bu, bizi 15 Temmuz’a getirdi” dedi.

“Bu noktada Cihangir İslâm’ın şehitlerle ilgili olumsuz bir beyanı olabilir mi?” diye soran İslâm, sözlerine şöyle devam etti:

“Olamaz. Zaten pretikte de öyle değil. Onlara diyorum ki, sizin bu gafletiniz ve sizin bu kapışmanız yüzünden ülkeyi bir uçurumun eşiğine getirdiniz. Biz, millet olarak, benim de içinde bulunduğum insanlar, bu halk, sokağa çıktı ve sizi, o gece gafil yöneticileri uçurumun kenarından tuttu ve aldı. Olay bundan ibaret. Yani orada millet ve halk, duruma el koydu. Gafil yöneticileri, bütün gafletine rağmen darbecilere teslim etmedi. O yanlış ilişkinin, iki yanlışın ilişkisinin sonucu olan bu darbe girişimini de basırdı Allah’a şükür. Ne oldu? 256 şehit verdik. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün şehit ailelerine Allah’tan rahmet diliyorum.”

3 soru

15 Temmuz Derneği’ne 3 tane tweet gönderdiğini belirten İslâm, söz konusu konuşmasında onların da haklarını savunmaya çalıştığını söyledi.

Kendisinin 3 tane sorusu olduğunu belirten İslâm, bunları şöyle sıraladı:

Bu gayrimeşrû ilişkiyi, bu yasak ilişkiyi, dönemin iktidarı ve sorumluları, bunun hesabını, çıkıp bu topluma vermeli. FETÖ’nün siyasî ayağının incelenmesi önergesini, AK Parti ve MHP oyları reddetti. Niçin? Bakanlar Kurulu’nda, kardeşi şehit olan insanlar var. Niçin reddediyorsunuz? Bakın, ben bu sorunun arkasını bırakmayacağım.

O gece ne oldu? Ben, bu gafil yöneticileri kurtarmak üzere bu milletle, bu halkla sokağa çıkan bir insanım. Kendimle milletim adına soruyorum: O gece ne oldu? Ne pazarlıklar oldu? Kim, neredeydi? Benim olduğum bütün yerleri bulabilirsiniz. MOBESE’lere bakın. Üsküdar, işte diyorum, Kısıklı tarafına gittim. Bir benzin istasyonuna uğradım. Kapalıydı ışıkları da. Korkmuş kapatmış. Ona açtırdım, rica ettim, benzin koydurdum ve saire… E şimdi siz beni MOBESE’lerden bulabilirsiniz. Gidin bakın. Ben de size soruyorum. Bu benim hakkım. Hem vekil olarak milletin sorusunu soruyorum, hem de o gün sokağa çıkan bir vatandaş olarak soruyorum.

Bu konuyu, 15 Temmuz meselesini bu iktidar, adeta Amerika Birleşik Devletleri Yönetiminin 11 Eylül’ü kullandığı gibi kullanmıştır. Bakın, sadece bir kısmını gösterdiğim bu isim listesi, KHK’dır bunlar, 140 bin kişiyi kamu görevinden atmış. Aşağı yukarı 200 bin kişi, başka taraflardan da işten atılmış, toplam. Yani milyonları ilgilendiren sosyal bir problemden bahsediyorum. 60’ın üzerinde intihar veren bir topluluktan bahsediyorum. O yüzden, kanunların yasaklamasına rağmen hapishanede tutulan loğusa kadınlardan, hamile kadınlardan, yeni doğum yapmış kadınlardan bahsediyorum. Hapishanelerdeki bebeklerden bahsediyorum. Sadece ve sadece muhalif oldukları için zindanlara atılmış düşünürlerden, yazarlardan bahsediyorum. Siyasetçilerden bahsediyorum.  Bu furyayı kaldırmayacağız (taşımayacağız) Çağlar Bey. Buna tahammül etmeyeceğiz. Bu can bu bedende kaldıkça ben de bu siyaseti yapacağım inşallah.

İktidarın “çok kötü zulmettiğini” ve zulmettiklerinin hiçbir tepki göstermemesini istediğini ifade eden İslâm, “Böyle bir dünya yok. AK Part, böyle bir dünya yok. Bu tepki, mutlaka ve mutlaka ortaya çıkacak Çağlar Bey, mutlaka ortaya çıkacak ve çıkıyor. Bu tepkimiz, bu işler, adaletin rayına oturmadığı sürece devam edecek. Ben, milletin vekilliğinden bunu anlıyorum zaten” dedi.

Soruşturma Anayasa’ya aykırı

Cihangir İslâm, “Hakkınızda açılan soruşturmayla ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna da “Umrumda bile değil. Geçin o konuyu yaa… Anayasa ortada. Hiç onun tartışmasını bile yapmam. Geçiniz.” karşılığı verdi.

Şehit ailelerinin siyasal bir araç olarak kullanıldığına dair kendisine mesajlar geldiğini de kaydeden İslâm, şehit ailelerinin haklarını da sonuna kadar arayacağını dile getirdi.

Ben sokağın değil Saray’ın 15 Temmuz’unun peşindeyim

Sokağın 15 Temmuz’u ve Saray’ın 15 Temmuz’u olarak iki ayrı 15 Temmuz olduğunu ifade eden İslâm, “Hiçbir şey bilmiyoruz. Benim şu anda izine düştüğüm, peşine düştüğüm şey, Saray’ın 15 Temmuz’udur. Bu soru, milletin sorusudur; vatandaş olarak bizlerin sorusudur. Vekâleten bu soruyu soruyorum. Diyorum ki, o gün bizim yöneticilerimiz, tek tek çıkıp açıklamalılar, “Ben o geceyi şurada geçirdim, şu şekilde geçirdim, şunlarla irtibattaydım.” Bizim bütün hayatımız ortada. Bu kadar” diye konuştu.

FETÖ’nün siyasî ayağını ortaya çıkartalım

Programda AK Parti seçmenlerine de seslenen İslâm, “Kalbinize danışın. Vicdanınıza danışın. Şunu yapın: İçinizde bu konuyu tartışın. Ha, tartışmayı engelleyenler varsa, o engelleyenleri aşın; ama tartışın. Bizim yanlışlarımızı da söyleyin. Buna da açığız; ama ben, burada birtakım şeylerin kapalı kalmasını istemiyorum. (…) AK Parti’nin bunu tartışılmaz kılması, bence öncelikle AK Partili seçmen tarafından ele alınması gereken bir şey. Açın, FETÖ’nün siyasî ayağını ortaya çıkartalım.” dedi.

Cihangir İslâm, tartışmalara sebep olan o konuşmayı Meclis’te siyasî değil ahlâkî kaygılarla yaptığının altını çizdi.

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: