Hanefi Avcı: Legal siyasetin kapısını kapatmak, bu ülkeye ihanettir

Hanefi Avcı, siyaset, basın ve STK mensuplarının yazmalarının ve konuşmalarının değil yazmayıp konuşmamalarının yanlış olacağını belirterek, bu meslek gruplarındaki insanların hukuksuz bahanelerle tutuklanmalarının yanlış olduğunu vurguladı.

Türkiye’deki legal siyasî partilerin hepsinin Anayasal güvence altında olduğunun altını çizen Avcı, legal siyasetin kapısını kapatmanın bu ülkeye ihanet olduğunu söyledi. Avcı, “Legal siyaseti savunmak, demokrasinin gereğidir. Legal siyaseti biz destekleyeceğiz ki, legal siyasetin dışındaki illegaller gayri meşru duruma düşsün” dedi.

Eski Emniyet Müdürü ve yazar Hanefi Avcı, KRT televizyonunda yayınlanan “Haber Merkezi” programında, KRT Haber Müdürü Çağlar Cilara’nın sorularını cevapladı. Avcı, başkanlık sistemine geçildiği 24 Haziran seçimleri sonrası yeni dönemi, demokrasi, hukuk ve özgürlükler bağlamında değerlendirdi.

Geçmişte bütün yetkiyi ordu kullanıyordu, şimdi Cumhurbaşkanı kullanacak

Devletin işleyişini daha pratik hale getirmek adına bütün yetkilerin bir kişiye bırakılmasının doğru olmadığını belirten Avcı, devletin, denetleyen ve dengeleyen kurumlar sistemi olduğunu, bu sistem içerisinde bir kişinin ya da kurumun etkin ve yetkin hale getirilmesi sonucunda bu ülkenin, bunun bedelini ödeyeceğini ifade etti.

Avcı, geçmişte ordunun öne çıkarılmış bir kurumsal yetkiyi kullandığını ve bunun sıkıntılarının yaşandığını, bu gün de “Başkan”a ya da “Cumhurbaşkanı”na böyle bir yetkinin verildiğini belirterek, “Bunun bedelini öderiz” dedi.

Siyaset, basın ve STK mensupları kolayca tutuklanmamalı

Geçmişte siyasî bir görev almış, parlamentoda görev yapmış insanlar ile basın ve sivil toplum kuruluşları (STK) mensuplarının kolayca tutuklanmamaları gerektiğini ifade eden Avcı, “Çünkü bu tutuklamaların üzerinde şaibe vardır. Fiilî eylemleri varsa onları açık orta yere… (koymak gerekir); ama ‘şunu söyledi, bunu söyledi, destek verdi, oraya gitti, bunu yazdı’… Bunlar, suç olan şeyler değildir. Türkiye, modern manâda ceza hukukuna sahip ülkedir. Modern manâda da insanlar, fiilleriyle cezalandırılırlar. Niyetleriyle, sözleriyle, davranışlarıyla cezalandırılamazlar” dedi.

Muhaliflerinizi susturabilirsiniz ama Dünyada itibarınız kalmaz

Avcı, siyaset, basın ve STK mensuplarının konuşmalarından dolayı cezalandırılmamaları gerektiğini; çünkü onların meslekî bakımdan konuşmalarının değil konuşmamalarının yanlış olacağını söyledi. Avcı, yargının da bu konuda hassasiyet göstermesi gerektiğini ancak 15 Temmuz bahane edilerek, sanki bu meslek gruplarının mensupları da darbe teşebbüsüne karışmış gibi bir görüntü verildiğini dile getirdi. “Geçmişte FETÖ’nün en yakınında duranlar değil en uzağında duranlar yargılanıyor” iddiasında bulunan Avcı, “Bunlar, çok şık şeyler değil” dedi. Avcı, Türkiye’deki özgürlük atmosferinin bozulmasının hükümete mal olacağını belirterek, “Siz, ne yaparsanız yapın; bir muhalifi susturmaya kalkarsınız ama Dünya üzerinde herkesin nazarında itibarınızı kaybedersiniz” diye konuştu.

Geçmişte PKK, günümüzde de FETÖ bahanesiyle hukukun temel ilkelerinin çiğnendiğine işaret eden Avcı, insanlar hakkında yazılarından ya da konuştuklarından dolayı kamu davası açılmaması gerektiğini söyledi. Gazetecilerin tutuklanmasının “çok kaba şeyler” olduğunu dile getiren Avcı, “Bizim, ülke olarak bu safhayı çoktan aşmış olmamız gerekir. Bu gün böyle yorumlarsınız, yarın da size karşı bu yorumlanır” dedi. Avcı, bu bakımdan geçmişte FETÖ tarafından oluşturulan hukuksuz sitemin, bu gün onlara karşı işlediğini ifade ederek, hukukun bu şekilde yorumlanmasının o günlerde yanlış olduğu gibi bu günlerde de yanlış olduğunu söyledi.

Hanefi Avcı, ideolojik yayınların ve söylemlerin “örgüt propagandası” kabul edilerek yasaklanmasının onları yer altına iteceğini, bunun da aslında onlarla toplumsal mücadeleyi zorlaştıracağını, örgütlerin propagandalarına karşılık verecek legal kaynakları da yok edeceğini ifade etti. Avcı, “Bu, ülkenin gelişmesi için en büyük tehlikedir” dedi.

Özgür basının kamerası altında olursanız hata yapmazsınız

Mevcut hükümetin eleştirilerden rahatsızlık duyduğunu belirten Avcı, oysa yönetimi güçlendiren iki şeyden birinin muhalefet, diğerinin özgür basın olduğunu, herkesin alkışladığı bir ortamda hataların fark edilip toparlanmanın da mümkün olmayacağını kaydetti. Avcı, “Eleştirilirseniz, özgür basının kamerası altında olursanız hata yapmazsınız, yanlış yapmazsınız ve sürekli kendinizi geliştirir, doğruyu bulursunuz. Yoksa hep hata zinciri devam eder. Şu anda yaşanan süreç de bunu gösterdi aslında” diye konuştu.

Legal siyasetin kapısını kapatmak bu ülkeye ihanettir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP’ye ve CHP’ye yönelik tepkilerinin hatırlatılması üzerine de bu tavrın “korkunç” derecede yanlış olduğunu ifade eden Avcı, şunları söyledi:

“Türkiye’deki legal siyasî partilerin hepsi, Anayasal güvence altında ve siyasî partilerdir. İkincisi, legal siyaseti savunmak, demokrasinin gereğidir. Legal siyaseti biz destekleyeceğiz ki, legal siyasetin dışındaki illegaller gayri meşru duruma düşsün. Legal siyasetin bütün kapılarını kapatırsanız, tek yol (olarak) insanları silahlı mücadeleye, dağa atarsınız. Halbuki bu yol, legal yol açık olduğu müddetçe demokrasi nefes alır. Bu yollar önemsenir. Halka, herkese denir ki, ‘Buyurun, legal… Siyasetin her şeyini söyleyin, konuşun. Her şey, burada temsil edilsin. Bu kapıyı kapatmak, bu ülkeye ihanettir. Bu, çok büyük bir hata ve yanlışlıktır.”