Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bedelli askerlik uygulamasından elde edilecek gelirin savunma sanayisine aktarılması teklifini dile getirdi. Karamollaoğlu, “Bizim, millî ve bağımsız bir savunma sanayisine sahip çıkma mecburiyetimiz var. Bunu gerçekleştirmeden, bizim bağımsız bir dış politika üretmemiz mümkün olmaz.” dedi.
Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında, güncel
siyasî konuları değerlendirdi.
Asıl kriz, yönetim
krizi
Türkiye’nin yaşadığı endişe verici boyuttaki ekonomik
krizden daha önemlisinin yönetim krizi olduğunu ileri süren Karamollaoğlu, “Özellikle
ekonomi, yönetilemiyor. Finansal problemlerimiz, çığ gibi büyüdü. Tarım,
içinden çıkılamaz bir hale geldi. Sanayi ve ticaret, durma noktasında. Eğitimde
tam bir kargaşa hakim ve bütün bunların temelinde de, bu işleri yürütmesi
gereken bürokrasi, yönetilemiyor.” diye konuştu.
Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin alt
yapısı oluşturulamadığı için bürokrasinin kilitlenmiş durumda olduğunu söyledi.
Karamollaoğlu, “Kim kime bağlı; o bile tam olarak belli değil” dedi.
2017’de 580 bin
konutun elektriği ve suyu, 493 bin konutun doğalgazı kesildi
Enflasyon oranının, son 14 yılın en yüksek rakamına
ulaştığına, Türk Lirası’nın Dolar karşısında %70 civarında değer kaybettiğine
işaret eden Karamollaoğlu, bütün ürünlere zam geldiğini belirterek, elektriğe
konutlarda %33, sanayide %44’ün üzerinde zam yapıldığını hatırlattı. Karamollaoğlu,
2017 yılında İstanbul’da 580 bin konutun suyunun ya da elektriğinin, 493 bin
konutun da doğalgazının, faturalarını ödeyemedikleri için kesildiğini; Türkiye
genelinde de milyonlarca vatandaşın, elektrik borcu sebebiyle icralık olduğunu kaydetti.
İktidarın, tedbir almak yerine bütün olumsuzlukların
sebebini dış güçlere yüklediğini ifade eden Karamollaoğlu, “İşin kolayını
bulmuş; nerede bir kriz varsa, nerede bir sıkıntı varsa, ‘dış güçlerin oyunu’
diyerek, problemi kendi üstünden atmaya çalışıyor” dedi. Karamollaoğlu, inşaat
sektörünün bütünüyle çökmek üzere olduğunu dile getirdi.
Şarbonlu hayvanlar
konusunda sorumlular ortaya çıkarılmalı
İthal edilen hayvanlarda şarbon hastalığı görülmesini de
değerlendiren Karamollaoğlu, bunun beceriksizlikten başka bir şeyle izah
edilemeyeceğini, denetleme konusunda görevlerini ihmal edenlerin tespit
edilmesi gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Dünyanın en verimli topraklarına,
en münbit meralarına sahip olan Türkiye’yi ithal ete mahkûm etmekten daha büyük
bir zaaf ve hata olmaz.” dedi.
Yardım kuruluşlarına
et ithalatı izni verildi
Karamollaoğlu, 20 Ağustosta yürürlüğe giren bir yönetmelik
değişikliği ile insanî yardım ve hayır amacıyla faaliyet gösteren derneklere ve
vakıflara, ticarî amaç güdülmeksizin koyun, keçi ve sığır cinsi et ithal etme
izni verildiğine dikkat çekti. Karamollaoğlu, ‘bundan sonra fakir fukaraya
dağıtılacak etler de mi dışarıdan gelecek?’ diye sordu.
Fiskobirlik’i devre
dışı bıraktılar
Konuşmasında fındık alım fiyatlarını da değerlendiren Karamollaoğlu,
en az 17-18 Lira fiyat verilmesi gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, taban
fiyatının belirlenmesinde Fiskobirlik’in devre dışı kaldığını, uzmanlık alanı
tahıl ürünleri olan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin devreye girmeye mecbur
bırakıldığını dile getirdi.
Halk Bankası’nın
düşük kurdan döviz satışı incelenmeli
Karamollaoğlu, Halk Bankası’nda düşük kurdan Dolar satışını
değerlendirirken de, yazılım hatası olduğu ileri sürülen bu uygulama hakkında
oluşan şüphelerin giderilmesini, işlemlerin bağımsız kuruluşlar tarafından şeffaf
ve dürüst bir şekilde denetlenmesini istedi. Karamollaoğlu, Halk Bankası’nın
halkla, Ziraat Bankası’nın da ziraatçilerle ilgilenmediğini ileri sürerek, bu
bankaların kuruluş amaçlarını unuttuklarını söyledi.
Tarım kredilerine %8
faiz dediler, %22,5 faiz uyguladılar
Bakanlar Kurulu tarafından, Tarım Kredi Kooperatifleri ve
Ziraat Bankası vasıtasıyla çiftçilere %8 faizle indirimli tarım kredisi
verilmesine karar verildiğini hatırlatan Karamollaoğlu, ancak çiftçiye %8 değil
%22,5 oranında faiz uygulandığını, aradaki farkın da kaynak kullanma masrafı
olarak açıklandığını dile getirdi. Karamollaoğlu, “Bir oyun oynanıyor. Bu oyun
neticesinde, faiz oranları arttıkça kaynak kullanım oranları da aynı şekilde
artırılıyor ve piyasa faizleriyle eşit hale getirilmeye çalışılıyor. Sonunda binlerce
çiftçi icralık duruma düşüyor. Kredi borcunu ödeyemediği için toprağını bile
ekemeyecek durumda bırakılıyor. Bu da mı yazılım hatası? Bu da mı dış güçlerin
oyunu? Bu da mı rahip krizinden kaynaklanıyor?” diye konuştu.
Bize kızdılar ama yaklaşık
2 bin projeyi durdurdular
Seçim öncesi kendilerinin iktidara, üretime yönelik olmayan
projeleri durdurma çağrısı yaptıkları için sert şekilde eleştirildiklerini
hatırlatan Karamollaoğlu, hükümetin şimdi 2 bin civarında projeyi durdurduğunu
kaydetti. Karamollaoğlu, bugünkü israf ve yolsuzluk seviyesiyle Türkiye’nin
ayağa kalkamayacağını söyledi. Karamollaoğlu, üretime yönelik, ithalatı ikame
edebilecek projelerin sürdürülmesi ve desteklenmesi, ancak üretime yönelik
olmayan, israf sayılabilecek yatırımların durdurulması gerektiğini anlattı.
İdlip konusunda İslâm
İşbirliği Teşkilatı ve D8 harekete geçirilmeli
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, basın
toplantısında dış politika konularını da değerlendirdi. İdlip’e düzenlenen hava
saldırısının endişelerini artırdığını belirten Karamollaoğlu, bu konuda hızla atılması
gereken adımlar olduğunu söyledi. Tahran’da yapılacak olan toplantıyı
önemsediklerini dile getiren Karamollaoğlu, şunları söyledi:
“Öyle ümid ediyorum ki bu toplantı, İdlip problemini savaş
yoluyla, silah kullanarak değil, barış ortamında çözme imkânlarını ortaya kor.
(…) Astana süreci, kararlı bir şekilde, barışı tesis için, problemlerin barış
yoluyla çözülmesi için sürdürülmelidir. Bölgesel ittifaklar, daha da
genişletilerek güçlendirilmelidir. Tahran zirvesinin hemen arkasından en kısa
sürede D8 ve İslâm İşbirliği Teşkilatı, olağanüstü gündemle toplanmalı.
Türkiye, bu iki kuruluşun da dönemsel başkanı olması sebebiyle esas sorumluluğu
taşıyacak bir tavır sergilemelidir. Hem İslâm İşbirliği Teşkilatı, hem de D8
kapsamında İslâm ülkeleri ile ekonomik, askerî ve ticarî ilişkilerin
artırılması noktasında ciddi adımlar atılmalıdır. Bunun için de bölgesel
kalkınma teşkilatının da devreye sokulmasına ihtiyaç duyuyoruz. (…) Bu kuruluş,
önemli bir kuruluştur. Bu bölgenin en etkin kuruluşu olabilir. Türkiye,
Bölgesel İşbirliği Teşkilatı’nı da devreye sokmak mecburiyetindedir. Amerika
Birleşik Devleleri’nin haksız ve dayatmacı yaptırımlarına karşı İran ve Türkiye’nin
öncülüğünde, İslâm ülkeleri tarafından ortak bir refleksin geliştirilmesine
ihtiyaç vardır ve mutlaka sağlanmalıdır. Azamî beklentilerin değil asgarî
müştereklerin ortaya konacağı bir işbirliği zemini, hemen oluşturulmalıdır. Asgarî
müştereğimiz, akan kanın bir an evvel durdurulması ve coğrafyamızda istikrarın
sağlanması olmalıdır.”
Son zamanlarda Doğu Akdeniz’in de ısınmaya başladığına
işaret eden Karamollaoğlu, Rusya ve İran’ın, kendi ülkelerinin menfaatlerinden
önce bölgenin istikrarını sağlamayı gözetmeleri gerektiğini ifade etti.
Türkiye’siz bir NATO,
bu bölgede etkisiz kalır
Karamollaoğlu, ABD’nin Türkiye’yi adeta NATO’nun dışına itme
çabası içerisindeymiş gibi gözüktüğünü belirterek, “Aslında ben, bunun suni bir
tavır olduğu kanaatindeyim; çünkü Türkiye’siz bir NATO, bu bölgede etkisiz
kalır; ama Türkiye’nin de NATO’nun oyuncağı haline gelmesine kesinlikle fırsat
verilmemelidir. (…) Türkiye, şu anda ne S-400’lerden vazgeçmeli, ne de F-35’ler
konusunda ‘ne yapalım’ dememeli; fakat esas olanı, kendi savaş uçağını üretecek
bir çalışmanın içine girmelidir.” dedi.
Bedelli askerlik
gelirleri savunma sanayisine aktarılsın
TUSAŞ’ın bu maksatla kurulduğunu, Özal’ın ise bunun
gerçekleşmeyeceği düşüncesiyle TAİ’yi kurduğunu belirten Karamollaoğlu, üretimin
montaja dayalı olması sebebiyle maliyetin çok yüksek olduğunu kaydetti. Karamollaoğlu,
Türkiye’nin bu konuda ciddi bir insan potansiyeline sahip olduğunu, konunun
bunu tatbikata koymak olduğunu söyledi. Karamollaoğlu, “Bizim, millî ve
bağımsız bir savunma sanayisine sahip çıkma mecburiyetimiz var. Bunu gerçekleştirmeden,
bizim bağımsız bir dış politika üretmemiz mümkün olmaz.” dedi. Karamollaoğlu,
bedelli askerlik uygulamasından elde edilecek gelirin, savunma sanayisi
bütçesine aktarılması teklifinde bulundu.
Belediye seçimlerinde
bazı dayanışmalar olabilir
Temel Karamollaoğlu, basın toplantısının sonunda
muhabirlerin sorularını cevapladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin mahallî idareler
seçimine yönelik ittifak açıklamasının hatırlatılması üzerine, buradan
hareketle seçim ittifakı konusundaki görüşünü dile getiren Karamollaoğlu, şöyle
konuştu:
“İttifaklar konusunda biz, genel manâda bir açıklama yaptık.
Partiler bazında toplam olarak bir ittifakı düşünmediğimizi söyledik; ancak
şartların gelişmesine göre seçim bölgeleri itibariyle birtakım dayanışmalar, il
ve ilçe bazında ele alınabilir belki. Bunu, zaman gösterecek. Şimdiden bir
kesin ifadede bulunmayı doğru bulmuyorum.”
Ya Bahçeli’nin
kendisi bir şet ittifakının içindeyse?
Bir soru üzerine Bahçeli’nin muhalefet partileri için kullandığı
“şer ittifakı” ifadesini de değerlendiren Karamollaoğlu, Bahçeli’nin, kendisinden
olmayanları böyle tarif etmekten vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu,
“Kendisi gibi olmayan herkes, şerrin içinde (!) Ya kendisi onun içindeyse? Yahu
bu tarifler, siyasetçinin ağzına yakışmıyor hakikaten. Ben, istirham ediyorum;
yani inşallah dediğimizi dikkate alırlar.” dedi.
Devlet, ancak
kendisine karşı işlenmiş olan suçları affedebilir
Karamollaoğlu, Bahçeli’nin “genel af” çağrısı hakkında da
görüşlerini daha önce “Devletin kendisine karşı işlenmiş suçları
affedebileceğini ancak kişilere karşı işlenmiş suçları affetme hakkına sahip
olmadığını” dile getirdiklerini hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın da bu görüşü dile getirdiğini belirtti.
--------------------------------------------------------------
(Haber: Sürur Öztürk / okuyalimevladim.blogspot.com)
--------------------------------------------------------------
(Haber: Sürur Öztürk / okuyalimevladim.blogspot.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder