15 Mayıs 2018 Salı

Şener’den iktidara: Kudüs’ü İsrail’e siz teslim ettiniz!


Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, AK Parti iktidarının, 2017 yılında Türkiye’nin öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti olarak tanıma kararı almasını kamuoyuna adeta bir zafer olarak takdim ettiğini hatırlatarak, “Hani Kudüs’ü kurtarmıştık? Türkiye’de bayram yapılmıştı. Daha aradan bir sene geçmedi, Kudüs, İsrail’in başkenti ilân edildi” dedi.

İsrail’in genişleme planının Suriye yönetiminin zayıflatılmasıyla başladığını belirten Şener, bu politikaya destek veren dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da sorumlu olduklarını ileri sürdü. Şener, “Kudüs’ü İsrail’e teslim ettiniz” dedi.

Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Halk TV’nin Ana Haber Bülteni’ne konuk olarak, ABD’nin Büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşımak suretiyle, Kudüs’ü İsrail başkenti ilân etmesini değerlendirdi.

Abdüllâtif Şener, çok üzüntü verici hadiselerin cereyan ettiğini ifade ederek, böyle bir ortamda İslâm İşbirliği Teşkilâtı’na üye 57 ülkenin sonuç alma yeteneklerini kaybetmiş durumda olduklarını büyük bir acizlik sergilediklerini söyledi.

İslâm ülkelerinin liderlerini, Filistin meselesini sürekli iç politikalarına alet edip halkı kandırmaktan başka hiçbir şey yapmamakla suçlayan Şener, “Bu, İslâm dünyasının genel hastalığı haline gelmiştir” dedi.

“Eeyy İsrail!” nutukları atıp, atağa geçmeniz gerektiğinde susmayacaksınız

Siyasetin çözüm üretme yeri olduğunu belirten Şener, “Siyaset, yüksek perdeden konuşarak mevcut durumları daha kötüye götürmemelidir. Ya düzgün sonuç alacaksınız; sonuç almanız için susmanız gerekiyorsa susacaksınız veya bir atak yapmanız gerekiyorsa bunu gerçekleştireceksiniz. Ama sürekli yüksek perdeden konuşup “Eeyy İsrail!” falan diye nutuklar atarak en kritik aşamalarda sesinizi kısacaksınız; veya halâ bağırsanız bile netice almayacak, İsrail’e hitab eden değil sadece kendi seçmeninize hitab eden sözler söylemeyeceksiniz. Söylememeniz lâzım” diye konuştu.

İsrail’in genişleme planı Suriye’de iç savaş çıkartılarak başlatıldı

Abdüllâtif Şener, olayların bu günün meselesi olmadığını belirterek, İsrail’in genişleme planının Suriye’de iç savaş çıkartılmasıyla başladığını dile getirdi.

Emperyalist ülkelerin, 2011 yılında büyük çoğunluğu Suriyeli olmayan Dünyadaki seyyar teröristleri silahlandırarak Suriye’ye sürdüklerini belirten Şener, bunun sonucunda Suriye’de büyük bir katliam yaşandığını söyledi. Şener, bu olayların çıkartılmasındaki temel maksadın, İsrail’in stratejilerini gerçekleştirmek olduğunu, olaylar başladığında kendisinin de bunu bir televizyon programında dile getirdiğini kaydetti.

Erdoğan, Davutoğlu’nu ABD’ye gönderip Suriye’yi vurmasını istiyordu

O dönemde Türkiye’nin de, ABD, İngiltere, Fransa, Suudî Arabistan ve Katar ile birlikte Suriye’nin egemenliğini ortadan kaldırmak için mücadele ettiğini ileri süren Şener, Türkiye’de devlet adamlarının Suriye’yi vurması için ABD’ye çağrıda bulunduklarını söyledi. Şener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu maksatla dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu sık sık ABD’ye gönderdiğini ileri sürdü.

Suriye olaylarının buraya varacağını o günlerde söylemiştim

Şener, o dönemde kendisinin, İsrail’in genişleme yolunda atacağı ilk adımın Kudüs’ü başkent ilân etmek olacağını söylediğini belirterek, “Buna sebep olan politikacılar, yine İsrail’e bağırmak suretiyle halk da destekçileri de diyecekler ki, “Bak, bizim liderimiz, yine İsrail’e kızıyor. Ondan da puan toplamaya çalışacaklar demiştim. Şimdi geldiğimiz nokta nedir? İsrail, genişlemenin ilk adımı olarak Kudüs’ü başkent ilân etmiştir ve fiilen bu gün itibariyle Kudüs, İsrail’in başkenti olmuştur” diye konuştu.

1947 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) kararında Filistin’de İsrail ve Filistin olarak iki devletin kurulmasının kayıt altına alındığını hatırlatan Şener, İsrail’in ise BM kararında çizilen sınırları sürekli işgal edip kendi topraklarına kattığını söyledi. Şener, 1947 tarihli BM kararında Kudüs’ün statüsünün de belirlendiğini belirterek, Kudüs’ün bağımsız kimliğinin, bağımsız bir yönetim tarafından korunacağının kaydedildiğini hatırlattı.

Hani İİT’nin Doğu Kudüs kararıyla Kudüs’ü kurtarmıştık? Bunun hesabını verin!

ABD’nin Telaviv Büyükelçiliği’nin bu gün Kudüs’e taşınmasının, BM kararlarına tamamen aykırı olduğunu vurgulayan Şener, 2017 yılında Türkiye’nin öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT), Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti olarak tanıma kararı aldığını ve bunu kamuoyuna adeta bir zafer olarak takdim ettiğini hatırlattı. Şener, bunun kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu o günlerde de dile getirdiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin yapacağı, diğer İslâm ülkelerinin yapabileceği şey, şuydu: Madem Kudüs Filistin’in ise, gideceksiniz, Büyükelçiliğinizi Kudüs’te açacaksınız kardeşim! Hani nerede, Kudüs’ü kurtarmıştık? Daha aradan bir sene geçmedi. Türkiye’de bayram yapılmıştı. Demek ki sadece iç politikaya oynanmış ve Türkiye, İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’te açmaktan asla bahsetmiyor; dikkat edebiliyor musunuz? O halde bu kahramanlık şovları niyeydi? Bunun hesabını verin! İçeride kamuoyunu yanıltarak, basına yasaklar koyarak, bilmem yandaş medya oluşturarak, yanlışlarınızı toplumdan gizlemeye çalışarak Kudüs’ü kurtarmadınız. Kudüs’ü İsrail’e teslim ettiniz ve 1947’de İsrail’in kuruluşundan bu güne kadarki Müslümanların en büyük mevzi kaybı, bu gündür. Kudüs’ün, İsrail’in başkenti olarak ilân ediliş günüdür. Peki bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu, Suriye’yi, yani direniş hattını yıkan Amerika, Fransa, İngiltere dahil; başta Körfez ülkeleri, Suudî Arabistan olmak üzere, bu ittifak cephesinde yer alan ülkelerdir. Yani Davutoğlu ve Türkiye’deki iktidar politikalarının, Kudüs’ün İsrail tarafından başkent haline dönüşümüne katkı sağlamadığını söyleyebilecek tek bir uzman olamaz. Yani bu gün, 2011’den hazırlanmıştır. 2011 yılında başlamıştır olaylar. Emperyalizmin lehinde ve yanında saf tutan bütün İslâm ülkeleri de, bu günü hazırlayan, bu günün sorumlusu ülkelerdir ve siyasetçiler de, emperyalizmle iş tutan siyasetçiler de bu günü hazırlayan siyasetçilerdir. Bunu bilmemiz lâzım.”

Sürekli vurmak, kırmak, yıkmak, bağırmakla bir yere varılamadığını belirten Şener, iktidara şöyle seslendi:

Sanayi devrimi 150-200 yıl geride kaldı; siz neredesiniz?

“Ekonominiz güçlü olacak. Ne üretiyorsunuz? Ne markanız var? Hangi markalarınız var? Sanayi devrimi, 150-200 yıl geride kaldı. “Dördüncü Sanayi Devrimi”nden bahsediyoruz. “Bilgi Çağı”nın neresindesiniz? “Dördüncü Sanayi Devrimi”nin neresindesiniz? Dünyada kaç tane markanız var, işe yarayan? Yok. Tek bir düzgün marka üretemiyor, ekonomide oooğ, “çağ atlıyoruz” diye nutuklar atıyor bizim siyasetçiler. Kardeşim, gerçeklere dönün, gerçeklere! Şu ana kadar eleştiriyorsak, gerçeklere dönmediğiniz için. Sürekli kamuoyunu yanıltmaya çalıştığınız için eleştiriyoruz. Gerçeklere dönmemek ve bundan prim elde etmek, tekrar iktidarı sağlamak, bu kısır döngünün devamına imkân sağlıyor ve siz, yanlış politikalara devam ediyorsunuz.

Mavi Marmara anlaşmasıyla İsrail’i uluslararası mahkemelerden kurtardılar

Siz, İsrail’le, gittiniz ‘Barış Anlaşması’ yaptınız. O barış anlaşması, neyin nesiydi? Mavi Marmara’da o kadar canımız gitmiş; siz, hiçbir şey elde etmeden ve İsrail’in tüm isteklerini taviz olarak vererek bir anlaşma yapıyorsunuz. İsrail’i uluslararası mahkemelerden kurtarıyorsunuz. Bu yetmiyor, Gazze’ye doğrudan birtakım yardımlarda bulunmak için giden Mavi Marmara, sanki anlaşma sonrası amacına ulaşmış gibi, gidiyorsunuz İsrail’e teslim ediyorsunuz, “Bunları (yardım malzemelerini) Gazze’deki Filistinlilere verin” diye… Baştan sona kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir olaydı, Mavi Marmara sonrasındaki yapılan anlaşma. Tüm İsrail tezlerinin kabul edilerek altına imza atılan bir durumdu. Ve ben, şimdi şunu hatırlıyorum: Bakın, Ariel Şaron’la Sayın Başbakan görüşürken, o gün Başbakandı Sayın Erdoğan; Ariel Şaron, karşılarken Sayın Erdoğan’ı, “Yahudi milletinin tarihî başkenti ve İsrail devletinin başkenti olan Kudüs’e hoş geldiniz” diye tokalaştı ve Sayın Erdoğan, tek bir cümleyle de olsa, “Hayır! Kudüs, İsrail’in başkenti değildir!” demedi.”

Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu, daha Ariel Şaron’la tokalaştığınızda kabul etmiş oldunuz

Erdoğan’ın, Filistin Şabra ve Şatilla katliamlarının sorumlusu olarak anılan Ariel Şaron’la tokalaşıp, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ederek bu yolu açmış olduğunu ifade eden Şener, “Yolu öyle açtınız. Arkasından, Davutoğlu öncülüğünde iktidar politikaları… İşte ABD ve saire ile Suriye’yi darmadağın etmek için, güçsüzleştirmek ve parçalamak için başlattıkları eylemlere destek verdiniz. Kudüs’ün başkent oluşunda ikinci merhale de buydu. Onu da tamamladılar. Şimdi sonuç kaldı. Bir tek ilân etme sonucuydu, onu da bu gün ilân ettiler.”

Hiç yorum yok: