Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, AK Parti iktidarının, 2017 yılında Türkiye’nin öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti olarak tanıma kararı almasını kamuoyuna adeta bir zafer olarak takdim ettiğini hatırlatarak, “Hani Kudüs’ü kurtarmıştık? Türkiye’de bayram yapılmıştı. Daha aradan bir sene geçmedi, Kudüs, İsrail’in başkenti ilân edildi” dedi.
İsrail’in genişleme planının Suriye yönetiminin
zayıflatılmasıyla başladığını belirten Şener, bu politikaya destek veren
dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da
sorumlu olduklarını ileri sürdü. Şener, “Kudüs’ü İsrail’e teslim ettiniz” dedi.
Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener, Halk TV’nin Ana Haber Bülteni’ne konuk olarak, ABD’nin
Büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşımak suretiyle, Kudüs’ü İsrail başkenti
ilân etmesini değerlendirdi.
Abdüllâtif Şener, çok üzüntü verici hadiselerin cereyan
ettiğini ifade ederek, böyle bir ortamda İslâm İşbirliği Teşkilâtı’na üye 57
ülkenin sonuç alma yeteneklerini kaybetmiş durumda olduklarını büyük bir
acizlik sergilediklerini söyledi.
İslâm ülkelerinin liderlerini, Filistin meselesini sürekli
iç politikalarına alet edip halkı kandırmaktan başka hiçbir şey yapmamakla
suçlayan Şener, “Bu, İslâm dünyasının genel hastalığı haline gelmiştir” dedi.
“Eeyy İsrail!”
nutukları atıp, atağa geçmeniz gerektiğinde susmayacaksınız
Siyasetin çözüm üretme yeri olduğunu belirten Şener, “Siyaset,
yüksek perdeden konuşarak mevcut durumları daha kötüye götürmemelidir. Ya
düzgün sonuç alacaksınız; sonuç almanız için susmanız gerekiyorsa susacaksınız
veya bir atak yapmanız gerekiyorsa bunu gerçekleştireceksiniz. Ama sürekli
yüksek perdeden konuşup “Eeyy İsrail!” falan diye nutuklar atarak en kritik
aşamalarda sesinizi kısacaksınız; veya halâ bağırsanız bile netice almayacak, İsrail’e
hitab eden değil sadece kendi seçmeninize hitab eden sözler söylemeyeceksiniz. Söylememeniz
lâzım” diye konuştu.
İsrail’in genişleme
planı Suriye’de iç savaş çıkartılarak başlatıldı
Abdüllâtif Şener, olayların bu günün meselesi olmadığını
belirterek, İsrail’in genişleme planının Suriye’de iç savaş çıkartılmasıyla
başladığını dile getirdi.
Emperyalist ülkelerin, 2011 yılında büyük çoğunluğu Suriyeli
olmayan Dünyadaki seyyar teröristleri silahlandırarak Suriye’ye sürdüklerini belirten
Şener, bunun sonucunda Suriye’de büyük bir katliam yaşandığını söyledi. Şener,
bu olayların çıkartılmasındaki temel maksadın, İsrail’in stratejilerini
gerçekleştirmek olduğunu, olaylar başladığında kendisinin de bunu bir
televizyon programında dile getirdiğini kaydetti.
Erdoğan, Davutoğlu’nu
ABD’ye gönderip Suriye’yi vurmasını istiyordu
O dönemde Türkiye’nin de, ABD, İngiltere, Fransa, Suudî
Arabistan ve Katar ile birlikte Suriye’nin egemenliğini ortadan kaldırmak için
mücadele ettiğini ileri süren Şener, Türkiye’de devlet adamlarının Suriye’yi
vurması için ABD’ye çağrıda bulunduklarını söyledi. Şener, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın, bu maksatla dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu sık sık ABD’ye
gönderdiğini ileri sürdü.
Suriye olaylarının buraya
varacağını o günlerde söylemiştim
Şener, o dönemde kendisinin, İsrail’in genişleme yolunda
atacağı ilk adımın Kudüs’ü başkent ilân etmek olacağını söylediğini belirterek,
“Buna sebep olan politikacılar, yine İsrail’e bağırmak suretiyle halk da
destekçileri de diyecekler ki, “Bak, bizim liderimiz, yine İsrail’e kızıyor.
Ondan da puan toplamaya çalışacaklar demiştim. Şimdi geldiğimiz nokta nedir? İsrail,
genişlemenin ilk adımı olarak Kudüs’ü başkent ilân etmiştir ve fiilen bu gün
itibariyle Kudüs, İsrail’in başkenti olmuştur” diye konuştu.
1947 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) kararında Filistin’de İsrail
ve Filistin olarak iki devletin kurulmasının kayıt altına alındığını hatırlatan
Şener, İsrail’in ise BM kararında çizilen sınırları sürekli işgal edip kendi
topraklarına kattığını söyledi. Şener, 1947 tarihli BM kararında Kudüs’ün
statüsünün de belirlendiğini belirterek, Kudüs’ün bağımsız kimliğinin, bağımsız
bir yönetim tarafından korunacağının kaydedildiğini hatırlattı.
Hani İİT’nin Doğu
Kudüs kararıyla Kudüs’ü kurtarmıştık? Bunun hesabını verin!
ABD’nin Telaviv Büyükelçiliği’nin bu gün Kudüs’e
taşınmasının, BM kararlarına tamamen aykırı olduğunu vurgulayan Şener, 2017
yılında Türkiye’nin öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT), Doğu Kudüs’ü
Filistin devletinin başkenti olarak tanıma kararı aldığını ve bunu kamuoyuna adeta
bir zafer olarak takdim ettiğini hatırlattı. Şener, bunun kamuoyunu yanıltmaya
yönelik olduğunu o günlerde de dile getirdiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin yapacağı, diğer İslâm ülkelerinin yapabileceği
şey, şuydu: Madem Kudüs Filistin’in ise, gideceksiniz, Büyükelçiliğinizi Kudüs’te
açacaksınız kardeşim! Hani nerede, Kudüs’ü kurtarmıştık? Daha aradan bir sene
geçmedi. Türkiye’de bayram yapılmıştı. Demek ki sadece iç politikaya oynanmış
ve Türkiye, İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’te açmaktan asla bahsetmiyor; dikkat
edebiliyor musunuz? O halde bu kahramanlık şovları niyeydi? Bunun hesabını
verin! İçeride kamuoyunu yanıltarak, basına yasaklar koyarak, bilmem yandaş
medya oluşturarak, yanlışlarınızı toplumdan gizlemeye çalışarak Kudüs’ü
kurtarmadınız. Kudüs’ü İsrail’e teslim ettiniz ve 1947’de İsrail’in
kuruluşundan bu güne kadarki Müslümanların en büyük mevzi kaybı, bu gündür. Kudüs’ün,
İsrail’in başkenti olarak ilân ediliş günüdür. Peki bunun sorumlusu kim? Bunun
sorumlusu, Suriye’yi, yani direniş hattını yıkan Amerika, Fransa, İngiltere
dahil; başta Körfez ülkeleri, Suudî Arabistan olmak üzere, bu ittifak
cephesinde yer alan ülkelerdir. Yani Davutoğlu ve Türkiye’deki iktidar
politikalarının, Kudüs’ün İsrail tarafından başkent haline dönüşümüne katkı
sağlamadığını söyleyebilecek tek bir uzman olamaz. Yani bu gün, 2011’den
hazırlanmıştır. 2011 yılında başlamıştır olaylar. Emperyalizmin lehinde ve
yanında saf tutan bütün İslâm ülkeleri de, bu günü hazırlayan, bu günün
sorumlusu ülkelerdir ve siyasetçiler de, emperyalizmle iş tutan siyasetçiler de
bu günü hazırlayan siyasetçilerdir. Bunu bilmemiz lâzım.”
Sürekli vurmak, kırmak, yıkmak, bağırmakla bir yere
varılamadığını belirten Şener, iktidara şöyle seslendi:
Sanayi devrimi
150-200 yıl geride kaldı; siz neredesiniz?
“Ekonominiz güçlü olacak. Ne üretiyorsunuz? Ne markanız var?
Hangi markalarınız var? Sanayi devrimi, 150-200 yıl geride kaldı. “Dördüncü
Sanayi Devrimi”nden bahsediyoruz. “Bilgi Çağı”nın neresindesiniz? “Dördüncü
Sanayi Devrimi”nin neresindesiniz? Dünyada kaç tane markanız var, işe yarayan? Yok.
Tek bir düzgün marka üretemiyor, ekonomide oooğ, “çağ atlıyoruz” diye nutuklar
atıyor bizim siyasetçiler. Kardeşim, gerçeklere dönün, gerçeklere! Şu ana kadar
eleştiriyorsak, gerçeklere dönmediğiniz için. Sürekli kamuoyunu yanıltmaya
çalıştığınız için eleştiriyoruz. Gerçeklere dönmemek ve bundan prim elde etmek,
tekrar iktidarı sağlamak, bu kısır döngünün devamına imkân sağlıyor ve siz,
yanlış politikalara devam ediyorsunuz.
Mavi Marmara
anlaşmasıyla İsrail’i uluslararası mahkemelerden kurtardılar
Siz, İsrail’le, gittiniz ‘Barış Anlaşması’ yaptınız. O barış
anlaşması, neyin nesiydi? Mavi Marmara’da o kadar canımız gitmiş; siz, hiçbir
şey elde etmeden ve İsrail’in tüm isteklerini taviz olarak vererek bir anlaşma
yapıyorsunuz. İsrail’i uluslararası mahkemelerden kurtarıyorsunuz. Bu yetmiyor,
Gazze’ye doğrudan birtakım yardımlarda bulunmak için giden Mavi Marmara, sanki
anlaşma sonrası amacına ulaşmış gibi, gidiyorsunuz İsrail’e teslim ediyorsunuz,
“Bunları (yardım malzemelerini) Gazze’deki Filistinlilere verin” diye… Baştan
sona kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir olaydı, Mavi Marmara sonrasındaki yapılan
anlaşma. Tüm İsrail tezlerinin kabul edilerek altına imza atılan bir durumdu. Ve
ben, şimdi şunu hatırlıyorum: Bakın, Ariel Şaron’la Sayın Başbakan görüşürken,
o gün Başbakandı Sayın Erdoğan; Ariel Şaron, karşılarken Sayın Erdoğan’ı, “Yahudi
milletinin tarihî başkenti ve İsrail devletinin başkenti olan Kudüs’e hoş
geldiniz” diye tokalaştı ve Sayın Erdoğan, tek bir cümleyle de olsa, “Hayır!
Kudüs, İsrail’in başkenti değildir!” demedi.”
Kudüs’ün İsrail’in
başkenti olduğunu, daha Ariel Şaron’la tokalaştığınızda kabul etmiş oldunuz
Erdoğan’ın, Filistin Şabra ve Şatilla katliamlarının
sorumlusu olarak anılan Ariel Şaron’la tokalaşıp, Kudüs’ü İsrail’in başkenti
olarak kabul ederek bu yolu açmış olduğunu ifade eden Şener, “Yolu öyle
açtınız. Arkasından, Davutoğlu öncülüğünde iktidar politikaları… İşte ABD ve
saire ile Suriye’yi darmadağın etmek için, güçsüzleştirmek ve parçalamak için başlattıkları
eylemlere destek verdiniz. Kudüs’ün başkent oluşunda ikinci merhale de buydu. Onu
da tamamladılar. Şimdi sonuç kaldı. Bir tek ilân etme sonucuydu, onu da bu gün
ilân ettiler.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder