1 Mayıs 2018 Salı

Abdüllatif Şener: Muhalefet bu seçimleri kaybederse bir daha seçim yüzü göremeyebilir; özellikle CHP, çok iyi bir aday belirlemeli


Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, muhalefetin bu seçimleri kaybetmesi halinde, yetkilerin tamamen cumhurbaşkanına geçecek olmasından dolayı bir daha seçim yüzü göremeyebileceğini söyledi. Şener, bu sebeple, özellikle ana muhalefet partisi CHP’nin belirleyeceği adayın son derece önemli olduğunu belirterek, “Ana muhalefet, her zaman iktidarı yanlışlarından çevirmeye ve yanlış gidişatı düzeltmeye aday parti demektir. Bu ağırlığını, bu önemini, gösterdiği adayla da ortaya koymalıdır” dedi.

Şener, ekonomik sorunların sebebinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diktatöryal liderliği olduğunu ileri sürerek, “Şu anda Türkiye’de koşar adım krize doğru giden ekonominin bir numaralı sorumlusu, teşebbüs özgürlüğünü ve mülkiyet hakkını ortadan kaldıran, cezaların kişiselliği ilkesini hiçe sayan bu mevcut iktidar yapısıdır” diye konuştu.

Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “Artı TV”de yayınlanan “Gündem Özel” programına konuk olarak, Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın güncel siyasî ve ekonomik gelişmelere dair soruları cevapladı.

Hiçbir partinin, “Bu seçimlere girelim, gerisi ne olursa olsun” deme hakkı ve lüksü olmadığını belirten Şener, 24 Haziran seçimlerinin, hem parlamentonun yenileneceği hem de artık güçlendirilmiş bir cumhurbaşkanının seçileceği bir seçim olacağını söyledi.

Şener, Öyle bir Cumhurbaşkanı ki, hem yasama organı ona bağlı, yürütme ona bağlı, yargı ona bağlı, basın daha kontrollü, sivil toplum kuruluşları da bu yeni cumhurbaşkanının denetim ve kontrolü altında” dedi.

Böylesine güçlü bir liderliğin, Dünyanın hiçbir çağdaş devlet yönetiminde olmadığını belirten Şener, şöyle konuştu:

Bu seçimler kaybedilirse, bir daha seçim yapılmayabilir

“Çağdaş devlet demek, karşılıklı birbirini frenleyen, dengeleyen kurumların olduğu bir yapı demektir. Denge-fren mekanizması yoksa denetim sistemleri çökertilmişse, orada çağdaş bir devlet yok demektir. Bu bakımdan bu seçimler, Türkiye’de devletin modern ve çağdaş niteliğinin, insanlık tarihinin binlerce yıllık deneyimleriyle ortaya çıkan vazgeçilemez kuralların işlediği bir devlet halinde mi yoluna devam edeceğini, yoksa işin çivisinin mi çıkacağını gösterecek seçimlerdir. Bu seçimleri kaybetmek demek, bir daha seçim yüzü görememek anlamına da gelebilir.”

Şener, bu bakımdan bütün siyasî partilerin ve yurttaşların bu seçimlere gereken önemi vermeleri, güçlü bir irade ortaya koymaları gerektiğini vurguladı. Aday seçiminde en fazla dikkati göstermesi gereken partinin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olduğunu belirten Şener, “Çünkü o, bir ana muhalefet partisidir. Ana muhalefet, her zaman iktidarı yanlışlarından çevirmeye ve yanlış gidişatı düzeltmeye aday parti demektir. Bu ağırlığını, bu önemini, gösterdiği adayla da ortaya koymalıdır” diye konuştu.

Ekonomik sorunların sebebi, Erdoğan’ın diktatöryal liderliğidir

Abdüllatif Şener, Türkiye’nin ekonomik bakımdan geleceğini nasıl gördüğüne ve ne yapılması gerektiğine dair görüşünün sorulması üzerine de, “Türkiye’nin ekonomik olarak en büyük sorunu, veya şu andaki ekonomik sorunları ortaya çıkaran en temel neden, Sayın Erdoğan’ın, demokratik bir liderlikten diktatöryal bir liderliğe doğru gidiş göstermiş olmasıdır veya en azından toplumsal algının bu yönde olmasıdır” dedi.

Şirketler, mallarına mülklerine el konmasından endişe ediyorlar

Girişimcilerin, iş adamlarının ve bütün ekonomik birimlerin, bu sebeple kendilerini güvensiz hissettiklerini ifade eden Şener, piyasanın, keyfî olarak mallarına mülklerine el koyabilecek; mülkiyet haklarını, girişim özgürlüklerini anayasada ve yasada tanımayacak; her sözünün adeta bir kanun ve anayasa hükmünde olacağı bir lider görüntüsünden ürktüklerini dile getirdi. Şener, “Ürken piyasada ise sürekli olarak yurt dışına para kaçışları, sermaye kaçışları yaşanıyor. Pek çok girişimci, Türkiye’deki iş yerlerini, fabrikalarını kapatıyor, malını mülkünü yurt dışına taşıyor ve oralarda yatırımlar yapmaya başlıyor” dedi. Devletin çok sayıda firmaya el koyduğuna da işaret eden Şener, halen devletin el koyup TMSF’ye devrettiği firmaların toplam değerinin 50 milyar Lirayı aştığını kaydetti. Şener, bu meblağın 15-16 milyar Dolara tekabül ettiğini belirterek, iş adamlarının endişe duymalarının doğal olduğunu söyledi. Şener, “Bunun neticesidir ki, 6 binden fazla iş adamımız, yurt dışına gitmiştir. Buradaki iş yerlerini kapatmışlardır. Bankalara borçlanmış, yapılandırma istemişlerdir; ama kaçırabildiklerini, götürebildiklerini de götürmüşlerdir” dedi.

Bunun sadece girişimcilerle ilgili bir hadise olmadığını da belirten Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:

Krize doğru koşar adım giden ekonominin 1 numaralı sorumlusu iktidardır

“Kanun Hükmünde Kararnamelere (KHK’lara) bakıyoruz; bazılarının işine son veriliyor. Kamuda çalışıyor. 40 yıl maaşından para kesilmiş. Emeklilik ve sağlık güvencesi için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK’ya) yatırılmış, emeklilik hakkını, sağlık hakkını elde etmiş kişilerin emekli maaşı ödenmiyor. Halbuki cezaların kişiselliği ilkesi vardır anayasamızda ve ceza hukukumuzda. Siz, babanın suçundan dolayı oğlunu, kızını cezalandıramazsınız. Evlâdın suçundan dolayı da babayı cezalandıramazsınız. Bu, hukukun temel ilkesidir. Kur’ân-ı Kerîm’de de böyle bir ayet vardır. Babasının suçunu hiç kimse çekmez. Herkes, kendi suçunu çeker. Yani hem kutsal kitabımızda bu var, hem çağdaş bütün ceza yasalarında bu madde var. Buna rağmen, ne çağdaş ceza yasalarına uyan, ne kutsal kitabımızın hükümlerine uyan bir yanlış uygulama devam ediyor. Emekli maaşını kesiyor, evdeki çocuk, okula gidecek servis parası bulamıyor. Bankadaki hesabına el koyuyor. KHK ile atılanlar, zaten piyasada, özel sektörde de iş bulamıyor. Yani ‘acınızdan (açlıktan) öleceksiniz’ anlamına geliyor bu. Böyle bir ortam, ekonominin iyi olabileceği bir ortam değildir ve şu anda Türkiye’de koşar adım krize doğru giden ekonominin bir numaralı sorumlusu, teşebbüs özgürlüğünü ve mülkiyet hakkını ortadan kaldıran, cezaların kişiselliği ilkesini hiçe sayan bu mevcut iktidar yapısıdır.”

Abdüllatif Şener, tek bir kişiye bağlı bir iradenin ülkeyi ekonomik olarak çökerttiğini belirterek, ekonomiyi çökerten bu irade ortadan kalktığı zaman ülkeye bir bahar havası, insanlara güven geleceğini; fabrikaların işlemeye, kapanan iş yerlerinin açılmaya, ekilmeyen tarlaların ekilmeye, yurt dışına giden sermayenin Türkiye’ye dönmeye başlayacağını ve bütün dengelerin yeniden kurulacağını söyledi.

Hiç yorum yok: