1 Mayıs 2018 Salı

Abdüllatif Şener: Gül’ün aday olmasını isteyen Erdoğan’dı. Gül aday olmayınca, Akar’ı gönderip onun vazgeçirdiği görüntüsü vermek istedi


Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Abdullah Gül’ü adaylığa teşvik edenin de, Genelkurmay Başkanını görüşmeye gönderip adaylıktan vazgeçmesinin sebebi olarak gösterenin de Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ileri sürdü. SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Erdoğan’dan talimat alacak birisi olmadığını da belirten Şener, “Sayın Erdoğan, doğrudan yönlendirme yapmaz her zaman. Dolaylı bir ağ örer. Partilerin üzerinde de örer bunu ve buradan hareket eder. Medya, sermaye, iç ve dış birtakım merkezler, bir Gül rüzgârı estirdiler. Bu rüzgârda partilerin etki altında kalmış olabileceğini düşünmek, doğaldır” diye konuştu.

Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, “Artı TV”de yayınlanan “Gündem Özel” programına konuk olarak, Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın güncel siyasî ve ekonomik gelişmelere dair soruları cevapladı.

Abdüllatif Şener, bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ü adaylıktan vazgeçirmek için Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı görüşmeye gönderdiğine dair iddiayı da değerlendirdi.

İddia kesinlikle doğru ama perde arkası başka

Şener, iddianın doğru olduğunu, bizzat gözleriyle görmediğini ama “gören gözler”in kendisine söylediğini kaydetti. Şener, “Hulusi Akar’la Sayın Kalın, bir helikopterle, işte büro olarak kullanılan binanın arkasındaki piste iniyorlar. 1,5 saat kadar evde görüşüyorlar. Cumhurbaşkanının mesajını getirmek suretiyle adaylıktan vazgeçmesini telkin etmeye çalışıyorlar ve çıktıktan sonra da, ayrılmadan önce, dışarıda, yine aynı cümlelere devam ediyorlar. Yani ne konuştukları belli. Gittikleri de kesin, ne konuştukları da belli. Yani, cumhurbaşkanının talimatını götürdükleri de kesin. E bunun tartışılacak bir tarafı yok” dedi.

Şener, kendisinin bu olayı, “Gül’ün aday olmasına Sayın Erdoğan karşıydı” diye yorumlamadığını belirterek, görüşünü şöyle açıkladı:

Vasıta olan taraflar, birbirlerinin görevlerinden habersiz

“Sayın Cumhurbaşkanını (Erdoğan’ı) ben, Başbakanlık döneminden bilirim. Farklı kompartımanlar kullanır. Kompartımanın birinden bir sonuç almaya çalışır, kompartımanın diğerinden onu kendisi yapmıyormuş görüntüsü vermeye çalışır. Aslında kompartımanın birinden Sayın Gül’ün, muhalefetin adayı olarak ortaya çıkması için çaba harcıyordu. Bu çabası, gerçekleşmedi. Bu muhalefet partileri, Sayın Gül’ü aday göstermeyeceklerini artık beyan ettikten sonra, “Gül formülü” düştükten sonra, diğer kompartımandan sanki Gül’ün arkasında kendisi veya onun planlaması yokmuşçasına, bir Genelkurmay Başkanıyla, Cumhurbaşkanlığı işte danışmanıyla, görüntü veriyor. Dediğim anlaşıldı mı? Biraz karışık geldi… Sade yorumlamaya kalkarsanız, hiçbir şeyi çözümleyemezsiniz. Çok karışık göründüğünü biliyorum; ama karışık değil, sade. Birileri gidiyor, aday yapmak için faaliyete geçiyor, yine Sayın Erdoğan’ın direktifleriyle; birileri de gidiyor, vazgeçirmeye çalışıyor; ama o vazgeçirmeye çalışanlar, o formülü Sayın Erdoğan’ın ortaya attığından habersizler. Onların görevi o, onların görevi o; iki taraf da birbirlerinin görevlerinden haberdar değiller.”

Gül aday olsaydı, onun kampanyasını Erdoğan, frene basarak yönetecekti

Abdullah Gül’ün daha önce cumhurbaşkanı olmasının da Erdoğan’ın formülü olduğunu ifade eden Şener, “Elinden tuttu, ‘kardeşim Gül’ü Cumhurbaşkanı yapıyoruz’ dedi. Bu sefer yapma niyetinde yoktu; ama daha önceki borcunu ödemek için, seçim kampanyaları dahil her şeyi, muhtemelen frene basarak yönetecekti” dedi.

Erdoğan’ın talimatıyla Gül’ü adaylığa ikna etmeye çalışanlarla Temel Karamollaoğlu’nu mu kastettiğinin sorulması üzerine de Şener, şu açıklamada bulundu:

Karamollaoğlu talimat almaz ama Erdoğan dolaylı bir ağ örmüş olabilir

“Yani şöyle bir şey var: Kendi formülünü oluştururken birilerini devreye sokmuştur; ama Sayın Karamollaoğlu’nun böyle Erdoğan’ın talimatıyla hareket etmeyeceğini biliyoruz. Çünkü baştan beri demokrasi cephesinde yer almıştır. 16 Nisan’da, bildiğiniz gibi, ‘Hayır’ oyu verilmesi için ‘tek adam’ düzenine, mücadele etmiştir. O günden bu güne kadar da verdiği demeçler, siyasî tavırları, durduğu yer, buna müsait değildir; ama Sayın Erdoğan, doğrudan yönlendirme yapmaz her zaman. Dolaylı bir ağ örer. Partilerin üzerinde de örer bunu ve buradan hareket eder. Bakın, sürekli olarak basında büyük bir Gül havası ortaya çıktı. Aslında partiler bunu kendi aralarında bu kadar önemli bir konu olarak tartışmadılar; ama onları da yönlendirecek şekilde medya, sermaye, bilmem iç, dış birtakım merkezler, bir Gül rüzgârı estirdiler. Bu rüzgârda partilerin etki altında kalmış olabileceğini düşünmek, doğaldır. Bunu böyle yorumlamak lâzım.”

Hiç yorum yok: