1 Mayıs 2018 Salı

“11 aylık iktidarımızda D8’leri kurduk, ilk denk bütçeyi yaptık, KİT’leri kâra geçirdik; iktidara gelirsek temel meseleleri 3 yılda hallederiz”


Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iktidarı devraldıklarında 3 yıl içinde ülkenin temel ekonomik ve sosyal meselelerini halledeceklerini söyledi. Karamollaoğlu, bunu nasıl gerçekleştireceklerine dair muhtemel bir soruya cevaben de, kendilerinin, 11 ayda D8’leri kurmuş ve Türkiye’nin ilk denk bütçesini yapmış, KİT’lerin tamamını kâra geçirmiş, bir gecede Kıbrıs Barış Harekâtını başlatıp zafere ulaştırmış bir hükümetin mensupları olduklarını hatırlattı. Karamollaoğlu, kendilerine görev verildiğinde 5Y’ye asla izin vermeyeceklerini, 5A’dan da asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, cumhurbaşkanlığına adaylığının açıklandığı basın toplantısında, yönetim anlayışlarını ve ülke yönetimine dair hedeflerini anlattı.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yönetim anlayışlarını belirleyen birtakım prensipleri olduğunu belirterek, bunları şöyle dile getirdi:

Kuvvetler ayrılığı, ehliyet, liyakat, istişare...

“Biz, kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı bir siyaset anlayışına sahibiz. Biz, ayrıştırıcı değil birleştirici; ötekileştirici değil uzlaştırıcı bir anlayışa sahibiz. Biz, kuvveti değil hakkı üstün tutarız. Biz, menfaati değil hizmeti esas alırız.”

En çok önem verdikleri konuların başında planlı ve programlı çalışmanın geldiğini belirten Karamollaoğlu, “Aklımıza estiği gibi, gece rüyasını gördüğümüz herhangi bir projenin sabahleyin tatbikata konulması için kimseye talimat verecek bir anlayışa sahip değiliz” dedi.

Karamollaoğlu, bütün çalışmalarında kuvvetler ayrılığı ilkesini ön planda tuttuklarını; bir kişinin aklının herkesin aklı olarak kabul edildiği bir yönetim anlayışına değil, adaletin her şeyin üzerinde değer taşıdığı bir yönetim anlayışına sahip olduklarını söyledi. Ehliyete ve liyakata çok önem verdiklerini vurgulayan Karamollaoğlu, kapılarını her zaman herkese açık tuttuklarını, hiçbir zaman partizanlık yapmadıklarını kaydetti. Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Emanete ihanet etmeyiz. Ne çalarız, ne de çaldırırız. İnsanları kandırmaz ama aynı zamanda kanmayız. Biz, dün söylediğimizi ‘keen lem yekûn’ yani hiç yokmuş gibi (hiç söylememişiz gibi) addedip onun tam tersini icraata hiçbir zaman koymayız. Biz, sözümüzün eriyiz. Bu da bizim şiarımız.”

Karamollaoğlu, bu sözleri kimseyi kırmak, incitmek, küçük düşürmek niyetiyle söylemediklerini, aksine bu millete hizmet etmek için milletin görev verdiği kişileri uyarmak, onlara yol göstermek için dile getirdiklerini kaydetti.

5Y’ye asla izin vermeyecek, 5A’dan da asla vazgeçmeyeceğiz 

Kendilerine görev verildiğinde 5Y’ye asla izin vermeyeceklerini, 5A’dan da asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

“Huzurlarınızda söz veriyorum: Bizim yönetimimizde yolsuzluğa, yandaşlığa, yalakalığa, yasağa ve yağmaya hiçbir zaman yer olmayacaktır. Şu bilinsin ki biz, garip gurebanın hakkını, yetim hakkı korur gibi koruyacağız. İhalelerde şeffaf, denetlemelerde son derece titiz olacağız. Çevremizde yalakaların öbekleşmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Farklı fikir ve düşüncelere saygı gösterecek, hoşumuza gideni değil, doğru olanı yapmaya çalışacağız. Çevrenin, tarihin, sahillerin, yeşil alanların talan edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Biz, şehirlerimizi yaşanabilir bir şehir haline getirmek için gayret edecek, ranta asla müsaade etmeyeceğiz. İnsanlarımızın ömrünü tükettiği şehirlere yaşanabilir bir hüviyet kazandıracak ve oralara Manhattan gibi şehirler yapılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Türkiye’mizi normalleştireceğiz. Normalleşme ne demek? Nasıl normalleşeceğiz? Nasıl bir durumdayız ki böyle bir ifadeye ihtiyaç duydum? Şu anda biz, olağanüstü hal (OHAL) ile yönetiliyoruz. OHAL demek, artık hukukun işlemediği rafa kaldırıldığı bir ortam demektir. Bundan dolayı da iktidara geldiğimizde ilk alacağımız kararlardan birisi, OHAL düzeninin kaldırılması olacaktır. Şiddete başvurmadığı müddetçe hiçbir fikrin ve düşüncenin ysaklanması yoluna gitmeyeceğiz.”

Karamollaoğlu, asla vazgeçmeyeceklerini belirttiği 5A prensiplerini de akıl, adalet, ahlâk, adanmışlık ve asalet olarak sıraladı.

Ülkenin temel problemlerinin çok kısa süre içinde çözülebileceğini belirten Karamollaoğlu, ancak ellerinde sihirli bir değnek olmadığının da altını çizdi. Karamollaoğlu, iktidarı devraldıklarında 3 yıl içinde ekonomisi güçlü, halkı müreffeh, adaletin tesis edildiği, barış ve kardeşliğin yurdu olan bir Türkiye inşa edeceklerine inandığını söyledi. İlk önce kırılan kalpleri onaracaklarını belirten Karamollaoğlu, yıkılan güveni ve toplumsal barışı yeniden tesis edeceklerini ve kardeşlik havasını bütün Türkiye’ye yayacaklarını söyledi. Karamollaoğlu, “Çünkü barış olmadan yatırım, yatırım olmadan üretim, üretim olmadan da hakikî kalkınma olmaz” dedi.

İcraatlarının ikinci safhasının yatırım safhası olduğunu belirten Karamollaoğlu, Türkiye çapında yatırım hamlesi başlatacaklarını söyledi. Karamollaoğlu, planlamaya önem vereceklerini, kaynakları çar çur etmeyerek verimli kullanacaklarını, israfı da kökünden kazıyacaklarını dile getirdi.

Karamollaoğlu, atılım safhasında ise, tarımdan hayvancılığa, sanayiden yüksek teknolojiye, madencilikten enerjiye kadar Türkiye’nin dört bir yanında kuracakları tesislerle büyük bir atılım ve kalkınma dönemi başlatacaklarını söyledi.

Geçmişte 11 ayda yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır

Karamollaoğlu, bütün bunların nasıl gerçekleştirileceğine dair muhtemel bir soruya cevaben de kendilerinin, 11 ayda D8’leri kurmuş ve Türkiye’nin ilk denk bütçesini yapmış, KİT’lerin tamamını kâra geçirmiş, bir gecede Kıbrıs Barış Harekâtını başlatan ve zafere ulaştıran bir hükümetin mensupları olduklarını hatırlattı.

Türkiye’nin zengin tabiî kaynaklara sahip olduğunu ancak bu kaynakların değerlendirilmediğini belirten Karamollaoğlu, Türkiye’nin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının ortasında bulunmakla Dünyanın en stratejik konumuna sahip olduğunu, enerji nakil güzergâhlarının ve su kaynaklarının üzerinde bulunduğunu söyledi. Karamollaoğlu, Türkiye’nin ayrıca elverişli bir iklime, endemik bir bitki örtüsüne ve genç bir nüfusa sahip olduğunu belirterek, “Bu kadar imkâna sahip bir ülke, halâ borçla ayakta tutuluyorsa, halâ işsizliğe mahkûmsa, çalışanların ve emeklilerin açlık sınırında yaşadığı bir ülke konumundaysa bu kabahat, bu ülkenin evlâtlarının değil, bu ülkeyi yönetenlerin kabahatidir” diye konuştu.

Hiç yorum yok: