Saadet Partisi, Türk askerinin Libya’da bulunmasının amacının Libya’nın toprak bütünlüğünü sağlamayı hedeflediği ve ayrım yapmaksızın bütün Libya halkı için barış ve huzuru inşa etmek olduğunun ortaya konulması gerektiğini kaydetti. Saadet Partisi, “Libya konusunda ister yanımızda, isterse de karşımızda olsun, sorunun çözümü adına herkesle diplomatik kanalların açık tutulması önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Saadet Partisi Genel Merkezi, Türkiye ile Libya arasında
imzalanan mutabakat ve Libya’ya asker gönderme tezkeresi hakkında yazılı
açıklama yaptı. “Libya Tezkeresi Hakkında Açıklama” başlıklı metinde şunlar
kaydedildi:
Ülkemizin sorunları son yıllarda her alanda giderek artmakta
ve Türkiye özellikle dış politikada derin bir öngörülemezlik dönemi
yaşamaktadır. Bugün kış olduğu daha net bir şekilde anlaşılan Arap Baharı
sürecinde atılan yanlış adımlar, farklı sorunları da tetiklemiş ve ülkemiz
başta Akdeniz olmak üzere birçok başlıkta sıkıntılı bir döneme girmiştir.
Halkların haklı taleplerinin istismar edilmesi, çeşitli
manipülasyonlar ve provokasyonları beraberinde getirmiş, Büyük Ortadoğu
Projesi’nin hayata geçirilmesi için İslam coğrafyası laboratuvara
dönüştürülmüştür. Etnik ve mezhepsel farklılıklar üzerinden fay hatları
harekete geçirilmiş, ana hedef olan Büyük İsrail’in kurulması ve İsrail’in
etrafında bir tane düzenli orduya sahip ülke kalmaması için iç savaş, kargaşa,
çatışma gibi her türlü planlar uygulamaya alınmıştır.
Bugün Türkiye, Suriye’de, Libya’da, Yemen’de köşeye sıkışmış
durumda ise; bunun sebebi, bütün bu sinsi oyun ve tezgâhların görülememesinin
sonucudur.
Bu doğrultuda son günlerin önemli tartışma başlığı olan Libya
ile yapılan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması” ve “Libya’ya Asker
Gönderme Tezkeresi” ile ilgili kanaatlerimizi kamuoyunun dikkatlerine sunmak
isteriz.
1- Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de karşı karşıya kaldığı
sıkıntıların temelinde, ''2004 Annan Referandumu'' sürecinde Kıbrıs’ta atılan
yanlış adımların tetiklediği sonuçlar vardır.
2- Gelinen durum itibariyle; Türkiye’nin, BM nezdinde
tanınan, Libya’nın meşru hükümeti olan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yaptığı
“Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması” anlaşmasını önemli buluyor ve
destekliyoruz.
3- Libya’ya asker gönderme konusunun doğru planlanması
gereken bir adım olduğuna inanıyoruz. Öncelikle asker gönderme kararının
gerekçesi, orada çatışan taraflar arasında tercihte bulunmak için değil, meşru
hükümetin talebi doğrultusunda “tamamen barış, sükûnet ve huzuru” sağlamak
olarak ilân edilmelidir. Hiçbir çatışma içine girmeden, eğitim ve koordinasyon
görevi ifa edileceği açıklaması yapılmalıdır. Süreç doğru kurgulanırsa;
askerimizin oradaki varlığı bile başlı başına bir çok yanlış adımın atılmasını
engelleyebilecektir.
4- Bugün Libya halkının üçte ikisi, meşru yönetim olan
Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin kontrolünde olan bölgede yaşamaktadır. Bu Libya
halkı nezdinde, barış ve huzurun tesisi için asker gönderme kararının
meşruiyetini artıran önemli bir karinedir.
5- Özellikle merkezî hükümete karşı çatışan güçlerin etkin
olduğu alanda Türk askerinin “işgalci, sömürgeci ve şovenist” mantıkla orada
olacağına dair propagandalar yapılmaktadır. Bu noktada; özellikle bu türden
algı oyunlarına dönük stratejiler üretilmeli, Libya’nın neresinde yaşıyorsa
yaşasın, her bir Libya vatandaşı için, Türk askerinin orada bulunmasının
amacının Libya’nın toprak bütünlüğünü sağlamayı hedeflediği ve ayrım
yapmaksızın bütün Libya halkı için barış ve huzuru inşa etmek olduğu ortaya
konulmalıdır.
6- Bütün bunlarla beraber Türkiye, şu anda Hafter’i
destekleyen, başta Rusya olmak üzere diğer ülkelerle de görüşmeye devam etmeli
ve niyetinin ne olduğunu ortaya net olarak koyacak girişimlerde bulunmalıdır.
Ayrıca bugün, Libya merkezî hükümetini desteklemekle birlikte, Türk askerinin
orada bulunmasını istemeyen ülkeler de vardır. Türkiye onlarla da diplomasi
kanallarını sonuna kadar açmalı ve ana gayenin Libya’nın, batısıyla-doğusuyla
ortak bir geleceğe taşınması olduğunu belirtmelidir. Libya konusunda ister
yanımızda, isterse de karşımızda olsun, sorunun çözümü adına herkesle
diplomatik kanalların açık tutulması önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder