Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Temmuz OHAL darbesiyle, milletin egemenlik haklarının ve bu hakların kullanıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temel yetkilerinin başka bir makama devredildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Hep birlikte çocuklarımıza 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe
girişimini başarısız kılma mirasının yanına sizin çocuklarınıza bırakacağınız ‘tek
adam rejimi kurma mirası’ vardır ki, üzülerek söylüyorum, bu, kötü bir
mirastır. Biz, bu mirasın parçası olmadık ve parçası olmadığımız için de son
derece mutluyuz.”
AK Parti sıralarından yükselen tepkiler arasında elini
kürsüye vurarak konuşmaya devam eden Kılıçdaroğlu, “Bu Meclis’in yetkilerini,
birileri el kaldırarak başka bir kişiye devredemez! Bunun mücadelesini vermek,
bizim boynumuzun borcudur” dedi.
TBMM, ilk meclisin açılışının yıl dönümünde, 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle özel oturumla toplandı.
Parti temsilcilerinin konuşma yaptıkları oturumda CHP Genel
Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasında egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait
olduğunu vurguladı.
Konuşmasına birinci Meclis’in açılışını özetleyerek başlayan
Kemal Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal’in 1923’te söylediği “Bütün cihan
bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Hiçbir
makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır, o da millî egemenliktir. Yalnız bir makam
vardır, o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir” sözlerini okudu.
Gazi Mustafa Kemal’in halkına olan güvenini, Amasya Tamimi’ndeki
“Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesini
okuyarak da vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Hiç kimse, kaynağını
anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz
“Değerli milletvekilleri, bu devleti kuranların millete olan
güvenleri sözde kalmamış, ilk anayasa olan 1921 anayasasında birinci madde
olarak şu cümle yer almıştır: ‘Hakimiyet, bilâ kaydü şart (kayıtsız şartsız) milletindir’.
Aynı ilke, 1924 anayasasında 3. madde olarak yer almıştır. Bu gün yürürlükte
olan anayasamızın 6. maddesi de egemenlikle ilgilidir. Madde, aynen şöyledir: ‘Egemenlik,
kayıtsız şartsız milletindir. Türk Milleti, egemenliği anayasanın koyduğu esaslara
göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir
surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse ve organ,
kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz’.
Bu bağlamda, 24 Haziran 2018’de yapacağımız seçimlerle görev
süresini dolduracak olan 26 dönem milletvekillerinin, yani bizlerin, yani
sizlerin çocuklarımıza, torunlarımıza, sevdiklerine bırakacağı en güzel miras, 15
Temmuz 2016 Cuma akşamı FETÖ darbe girişimine karşı topyekûn direnmektir. Bu,
bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel mirastır. Milletvekili
arkadaşlarımız, bu kutsal çatının altında toplanarak sadece darbecilere karşı
parlamenter demokrasiyi savunmakla kalmamış, darbe girişimini bastırmaya
çalışan güvenlik güçlerimize ve direnme hakkını kullanarak darbecilerin
karşısına çıkan vatandaşlarımıza da güç vermiştir.”
20 Temmuz OHAL
darbesiyle TBMM’nin egemenlik hakları devredilmiştir
Kılıçdaroğlu, bir Cuma
günü açılan gazi Meclis’in yine bir Cuma günü gerçekleşen darbe girişimini başarısız
kılan iradesine güç veren ruhun, hiç şüphesiz Atatürk’ün Meclis duvarına
nakşedilmiş olan “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözü olduğunu
vurguladı. Bu sözün, sadece milletimizin egemenlik hakkını değil, aynı zamanda
o hakkın nasıl kullanılması gerektiğini de anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine
şöyle devam etti:
“Dolayısıyla 15 Temmuz 2016’da darbecilerin başarısız
kalması nedeniyle kahraman sıfatını hak eden 26’ncı dönem milletvekili
arkadaşlarımızın bir kısmı, üzülerek ifade ediyorum, 20 Temmuz OHAL darbesiyle,
milletimizin egemenlik haklarını ve bu hakların kullanıldığı Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nin temel yetkilerini, üzülerek ifade ediyorum, devretmişlerdir.
Hep birlikte çocuklarımıza 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe girişimini başarısız
kılma mirasının yanına sizin çocuklarınıza bırakacağınız ‘tek adam rejimi kurma
mirası’ vardır ki, üzülerek söylüyorum, bu, kötü bir mirastır. Biz, bu mirasın
parçası olmadık ve parçası olmadığımız için de son derece mutluyuz.”
Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin ardından, AK Parti
sıralarından tepkiler yükseldi. Tepkilere karşı Kılıçdaroğlu, “Sizi rahatsız
etmesin Beyefendi! 20 Temmuz darbesini şiddetle reddediyorum. Halkın birlik ve
bütünlüğünü savunduk. Bu Meclis’in yetkilerini, birileri el kaldırarak başka
bir kişiye devredemez! (Elini kürsüye vurarak) Bunun mücadelesini vermek, bizim
boynumuzun borcudur” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini CHP Milletvekilleri ayakta
alkışlarken, AK Parti milletvekilleri ise oturdukları sıralardan tepki
gösterdiler. Kılıçdaroğlu, bağrışmalar arasında kürsüden, “Sizler,
yetkilerinizi başkalarına devredebilirsiniz; ama bu Meclis’in, Gazi Meclis’in
yetkilerini hiçbir makam, hiçbir kişi, başka bir makama veremez ve devredemez!”
dedi.
“Bütün demokrasilerin ana omurgasını kuvvetler ayrılığı
ilkesi oluşturmaktadır. Yani yasama, yürütme ve bağımsız yargı, demokrasilerin
olmazsa olmazıdır. Kuvvetler ayrılığı, aynı zamanda gücün, demokratik kurallar
içinde denetlenmesidir. Seçimlerin 4 veya 5 yıl içinde yapılması, o ülkede
demokrasi olduğunu göstermez. Demokrasinin gücü de varlığı da güçlü bir
kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlıdır. Güçler ayrılığı ilkesinin olmadığı bir
ülkede seçimlerin, sadece bir anlamı vardır; ‘sandıktan çıkarım, istediğimi
yaparım’. Biz, bunu kabul etmiyoruz. Bu anlayışın egemen olduğu bir ülkede
millî irade, bir kişinin iki dudağına teslim edilmiş demektir. Ayrıca bu
anlayışın egemen olduğu bir ülkede seçilenler, halka hesap vermezler. Oysa
demokrasilerin özünde seçilmişlerin halka hesap vermesi, temel kuraldır. Üzülerek
ifade edeyim ki bu gün hükümet edenler, bırakın millete hesap vermeyi, yasama
organının aslî unsuru olan milletvekillerinin soru önergelerine dahi cevap
vermemektedirler. Lütfedip bu cevabı vermemektedirler. Bu, yürütme organının,
yasama organını tanımaması demektir. Açıkça söylüyorum; böyle bir tablo, bu
Meclis’in saygınlığına gölge düşürür.”
Kılıçdaroğlu, yasama, yürütme ve yargı gücünden oluşan
egemenlik bir kişiye teslim edildiğinde “hukukun üstünlüğü”nün yok olup “üstünlerin
hukuku”nun geçerli olacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Yani egemenlik, bir
kişiye, sınıfa ve zümreye bırakılmış olur. Yine üzülerek ifade edeyim ki bu gün
bu tabloyu yaşıyoruz ve bütün dünya, bu tablonun tanığıdır. Bu bayram gününde
bu gerçekleri bu çatının altında dile getirmek, benim görevim ve
sorumluluğumdur. Çünkü bu Meclis, millî Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir
meclistir; ama üzülerek ifade edeyim ki bu gün yetkileri büyük ölçüde elinden
alınmış bir meclistir” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından söz isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz’da Meclis’teki milletvekillerinin gösterdiği direnişi gösteremeyip, Bakırköy Belediye Başkanının evinde kahve içtiğini söyledi.
Demokrasinin
göstergesi, seçimler değil kuvvetler ayrılığıdır
Egemenliğin kullanılmasının hiçbir surette, hiçbir kişiye,
zümreye veya sınıfa bırakılmaması için ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin
getirildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, bu konuda şunları söyledi:
Kuvvetler ayrılığı
giderse “üstünlerin hukuku” gelir
Elitaş, Kılıçdaroğlu’nun ‘darbe’ olarak nitelendirdiği OHAL ilânından bütün milletvekillerinin haberdar olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu’nun soru önergelerine cevap verilmediği iddiasının doğru olmadığını da ileri süren Elitaş, 26’ncı dönemde 24 bin 287 yazılı soru sorulduğunu, bunlardan 10 bin 75’inin; bin 226 sözlü sorunun da 568’inin cevaplandığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, milletvekillerini kiraya verdi
Elitaş’ın, “Bu gün benim Sayın Kılıçdaroğlu’nda gördüğüm hadise şu: Milletvekillerini kiraya vermenin huzursuzluğunu bu gün bu kürsüde yansıtmıştır” şeklindeki sözleri, CHP milletvekillerinin sert tepkilerine sebep oldu.
Özel: Binali Yıldırım, 15 Temmuz’da geceyi Ilgaz Tüneli’nde geçirdi
Mustafa Elitaş’ın sözleri üzerine söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, Elitaş’ın Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi Bakırköy Belediye Başkanının evinde kahve içtiğine dair sözlerine karşılık, Binali Yıldırım’ın geceyi Ilgaz Tüneli’nde geçirdiğini, Recep Tayyip Erdoğan’ın da darbecilerin havaalanından ayrıldıktan sonra gelip 4 saat hangarda beklediğini söyledi.
Özel, İstanbul Vali Yardımcısı ile İstanbul Emniyet Müdürünün 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda verdikleri ifadenin kayıt altına alınmış olan tutanaklarına göre, dönemin AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım’ın, Tuzla’daki evine bırakıldığını, tankların Tuzla’ya hareket ettiği vehmi üzerine de evinden alınarak, Jandarma’nın çakarları göründüğünde Ilgaz Tüneli’ne saklandığını, geceyi de o tünelde geçirdiğini söyledi. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul Emniyet Müdürü, bu günkü Genel Başkanlarının kendisini defalarca telefonla aradığını tutanak altında söylemiş, kule temizlendikten sonra, darbeciler havaalanından ayrıldıktan sonra inişe karar vermiş, inişten sonra hangarda geçen 4 saat, hâlâ izaha muhtaçtır.”
10 yıldır cevaplanmayan soru önergesi
Özgür Özel, soru önergeleri konusunda da, “10 yıl önce, bu günkü genel başkanınızın Kısıklı’daki villasıyla ilgili verilmiş soru önergesi, hâlâ daha cevaplanmamıştır” dedi.
Yıldırım: Ben, alçakları vurun talimatı verdim
Başbakan Binali Yıldırım, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in ithamlarına cevap verdi. Yıldırım, “O gecenin gerçeği şudur: O gece tanklar, senin genel başkanına yol verirken, bu ülkenin Başbakanı, uçaklara, ‘alçakları vurun!’ demiştir. Bu mücadeleyi yaptık” dedi.
Özel: Ilgaz Tüneli’ne
sığındığınızı cümle alem biliyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder