23 Nisan 2018 Pazartesi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Gazi Meclis’in egemenlik hakları,
20 Temmuz OHAL darbesiyle başka bir makama devredilmiştir


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Temmuz OHAL darbesiyle, milletin egemenlik haklarının ve bu hakların kullanıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temel yetkilerinin başka bir makama devredildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Hep birlikte çocuklarımıza 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe girişimini başarısız kılma mirasının yanına sizin çocuklarınıza bırakacağınız ‘tek adam rejimi kurma mirası’ vardır ki, üzülerek söylüyorum, bu, kötü bir mirastır. Biz, bu mirasın parçası olmadık ve parçası olmadığımız için de son derece mutluyuz.”

AK Parti sıralarından yükselen tepkiler arasında elini kürsüye vurarak konuşmaya devam eden Kılıçdaroğlu, “Bu Meclis’in yetkilerini, birileri el kaldırarak başka bir kişiye devredemez! Bunun mücadelesini vermek, bizim boynumuzun borcudur” dedi.

TBMM, ilk meclisin açılışının yıl dönümünde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle özel oturumla toplandı.

Parti temsilcilerinin konuşma yaptıkları oturumda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasında egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu vurguladı.

Konuşmasına birinci Meclis’in açılışını özetleyerek başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal’in 1923’te söylediği “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır, o da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır, o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir” sözlerini okudu.

Gazi Mustafa Kemal’in halkına olan güvenini, Amasya Tamimi’ndeki “Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesini okuyarak da vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

Hiç kimse, kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz

“Değerli milletvekilleri, bu devleti kuranların millete olan güvenleri sözde kalmamış, ilk anayasa olan 1921 anayasasında birinci madde olarak şu cümle yer almıştır: ‘Hakimiyet, bilâ kaydü şart (kayıtsız şartsız) milletindir’. Aynı ilke, 1924 anayasasında 3. madde olarak yer almıştır. Bu gün yürürlükte olan anayasamızın 6. maddesi de egemenlikle ilgilidir. Madde, aynen şöyledir: ‘Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Türk Milleti, egemenliği anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse ve organ, kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz’.

Bu bağlamda, 24 Haziran 2018’de yapacağımız seçimlerle görev süresini dolduracak olan 26 dönem milletvekillerinin, yani bizlerin, yani sizlerin çocuklarımıza, torunlarımıza, sevdiklerine bırakacağı en güzel miras, 15 Temmuz 2016 Cuma akşamı FETÖ darbe girişimine karşı topyekûn direnmektir. Bu, bizim çocuklarımıza bırakacağımız en güzel mirastır. Milletvekili arkadaşlarımız, bu kutsal çatının altında toplanarak sadece darbecilere karşı parlamenter demokrasiyi savunmakla kalmamış, darbe girişimini bastırmaya çalışan güvenlik güçlerimize ve direnme hakkını kullanarak darbecilerin karşısına çıkan vatandaşlarımıza da güç vermiştir.”

20 Temmuz OHAL darbesiyle TBMM’nin egemenlik hakları devredilmiştir

 Kılıçdaroğlu, bir Cuma günü açılan gazi Meclis’in yine bir Cuma günü gerçekleşen darbe girişimini başarısız kılan iradesine güç veren ruhun, hiç şüphesiz Atatürk’ün Meclis duvarına nakşedilmiş olan “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözü olduğunu vurguladı. Bu sözün, sadece milletimizin egemenlik hakkını değil, aynı zamanda o hakkın nasıl kullanılması gerektiğini de anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Dolayısıyla 15 Temmuz 2016’da darbecilerin başarısız kalması nedeniyle kahraman sıfatını hak eden 26’ncı dönem milletvekili arkadaşlarımızın bir kısmı, üzülerek ifade ediyorum, 20 Temmuz OHAL darbesiyle, milletimizin egemenlik haklarını ve bu hakların kullanıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temel yetkilerini, üzülerek ifade ediyorum, devretmişlerdir. Hep birlikte çocuklarımıza 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe girişimini başarısız kılma mirasının yanına sizin çocuklarınıza bırakacağınız ‘tek adam rejimi kurma mirası’ vardır ki, üzülerek söylüyorum, bu, kötü bir mirastır. Biz, bu mirasın parçası olmadık ve parçası olmadığımız için de son derece mutluyuz.”

Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin ardından, AK Parti sıralarından tepkiler yükseldi. Tepkilere karşı Kılıçdaroğlu, “Sizi rahatsız etmesin Beyefendi! 20 Temmuz darbesini şiddetle reddediyorum. Halkın birlik ve bütünlüğünü savunduk. Bu Meclis’in yetkilerini, birileri el kaldırarak başka bir kişiye devredemez! (Elini kürsüye vurarak) Bunun mücadelesini vermek, bizim boynumuzun borcudur” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini CHP Milletvekilleri ayakta alkışlarken, AK Parti milletvekilleri ise oturdukları sıralardan tepki gösterdiler. Kılıçdaroğlu, bağrışmalar arasında kürsüden, “Sizler, yetkilerinizi başkalarına devredebilirsiniz; ama bu Meclis’in, Gazi Meclis’in yetkilerini hiçbir makam, hiçbir kişi, başka bir makama veremez ve devredemez!” dedi.

Demokrasinin göstergesi, seçimler değil kuvvetler ayrılığıdır

Egemenliğin kullanılmasının hiçbir surette, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılmaması için ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin getirildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, bu konuda şunları söyledi:

“Bütün demokrasilerin ana omurgasını kuvvetler ayrılığı ilkesi oluşturmaktadır. Yani yasama, yürütme ve bağımsız yargı, demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Kuvvetler ayrılığı, aynı zamanda gücün, demokratik kurallar içinde denetlenmesidir. Seçimlerin 4 veya 5 yıl içinde yapılması, o ülkede demokrasi olduğunu göstermez. Demokrasinin gücü de varlığı da güçlü bir kuvvetler ayrılığı ilkesine bağlıdır. Güçler ayrılığı ilkesinin olmadığı bir ülkede seçimlerin, sadece bir anlamı vardır; ‘sandıktan çıkarım, istediğimi yaparım’. Biz, bunu kabul etmiyoruz. Bu anlayışın egemen olduğu bir ülkede millî irade, bir kişinin iki dudağına teslim edilmiş demektir. Ayrıca bu anlayışın egemen olduğu bir ülkede seçilenler, halka hesap vermezler. Oysa demokrasilerin özünde seçilmişlerin halka hesap vermesi, temel kuraldır. Üzülerek ifade edeyim ki bu gün hükümet edenler, bırakın millete hesap vermeyi, yasama organının aslî unsuru olan milletvekillerinin soru önergelerine dahi cevap vermemektedirler. Lütfedip bu cevabı vermemektedirler. Bu, yürütme organının, yasama organını tanımaması demektir. Açıkça söylüyorum; böyle bir tablo, bu Meclis’in saygınlığına gölge düşürür.”

Kuvvetler ayrılığı giderse “üstünlerin hukuku” gelir

Kılıçdaroğlu, yasama, yürütme ve yargı gücünden oluşan egemenlik bir kişiye teslim edildiğinde “hukukun üstünlüğü”nün yok olup “üstünlerin hukuku”nun geçerli olacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Yani egemenlik, bir kişiye, sınıfa ve zümreye bırakılmış olur. Yine üzülerek ifade edeyim ki bu gün bu tabloyu yaşıyoruz ve bütün dünya, bu tablonun tanığıdır. Bu bayram gününde bu gerçekleri bu çatının altında dile getirmek, benim görevim ve sorumluluğumdur. Çünkü bu Meclis, millî Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir meclistir; ama üzülerek ifade edeyim ki bu gün yetkileri büyük ölçüde elinden alınmış bir meclistir” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda, bu gün Meclis’in gasp edilen yetkilerine ses çıkarmayanları, duymazlıktan gelenleri, Meclis’in hakkını aramayanları tarihin asla affetmeyeceğini söyledi.

Elitaş: Soru önergelerine cevap verilmediği doğru değil



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından söz isteyen AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kılıçdaroğlu’nun, 15 Temmuz’da Meclis’teki milletvekillerinin gösterdiği direnişi gösteremeyip, Bakırköy Belediye Başkanının evinde kahve içtiğini söyledi.

Elitaş, Kılıçdaroğlu’nun ‘darbe’ olarak nitelendirdiği OHAL ilânından bütün milletvekillerinin haberdar olduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu’nun soru önergelerine cevap verilmediği iddiasının doğru olmadığını da ileri süren Elitaş, 26’ncı dönemde 24 bin 287 yazılı soru sorulduğunu, bunlardan 10 bin 75’inin; bin 226 sözlü sorunun da 568’inin cevaplandığını kaydetti.

 Kılıçdaroğlu, milletvekillerini kiraya verdi 

Elitaş’ın, “Bu gün benim Sayın Kılıçdaroğlu’nda gördüğüm hadise şu: Milletvekillerini kiraya vermenin huzursuzluğunu bu gün bu kürsüde yansıtmıştır” şeklindeki sözleri, CHP milletvekillerinin sert tepkilerine sebep oldu.

Özel: Binali Yıldırım, 15 Temmuz’da geceyi Ilgaz Tüneli’nde geçirdi 

Mustafa Elitaş’ın sözleri üzerine söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, Elitaş’ın Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi Bakırköy Belediye Başkanının evinde kahve içtiğine dair sözlerine karşılık, Binali Yıldırım’ın geceyi Ilgaz Tüneli’nde geçirdiğini, Recep Tayyip Erdoğan’ın da darbecilerin havaalanından ayrıldıktan sonra gelip 4 saat hangarda beklediğini söyledi.

Özel, İstanbul Vali Yardımcısı ile İstanbul Emniyet Müdürünün 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda verdikleri ifadenin kayıt altına alınmış olan tutanaklarına göre, dönemin AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım’ın, Tuzla’daki evine bırakıldığını, tankların Tuzla’ya hareket ettiği vehmi üzerine de evinden alınarak, Jandarma’nın çakarları göründüğünde Ilgaz Tüneli’ne saklandığını, geceyi de o tünelde geçirdiğini söyledi. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul Emniyet Müdürü, bu günkü Genel Başkanlarının kendisini defalarca telefonla aradığını tutanak altında söylemiş, kule temizlendikten sonra, darbeciler havaalanından ayrıldıktan sonra inişe karar vermiş, inişten sonra hangarda geçen 4 saat, hâlâ izaha muhtaçtır.”

10 yıldır cevaplanmayan soru önergesi 

Özgür Özel, soru önergeleri konusunda da, “10 yıl önce, bu günkü genel başkanınızın Kısıklı’daki villasıyla ilgili verilmiş soru önergesi, hâlâ daha cevaplanmamıştır” dedi. 

Yıldırım: Ben, alçakları vurun talimatı verdim

Başbakan Binali Yıldırım, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in ithamlarına cevap verdi. Yıldırım, “O gecenin gerçeği şudur: O gece tanklar, senin genel başkanına yol verirken, bu ülkenin Başbakanı, uçaklara, ‘alçakları vurun!’ demiştir. Bu mücadeleyi yaptık” dedi.

Özel: Ilgaz Tüneli’ne sığındığınızı cümle alem biliyor

Yıldırım’ın bu tepkisine karşılık tekrar söz alan Özgür Özel de, “Sizin Ilgaz Tüneli’ne sığındığınızı cümle alem biliyor, tutanaklar yazıyor” dedi.

Hiç yorum yok: