21 Temmuz 2018 Cumartesi

Erbakan’ın Türkiye-İran ilişkilerine bakış açısı


“İrtica” haberlerinin medyada yaygın olarak yayınlandığı yıllarda, “dış politika uzmanları”na sık sık sorulan sorulardan birisi, “Türkiye, İran olur mu?” sorusuydu. Kamuoyu, Türkiye’nin İran’a yakınlaşmasını isteyen çevrelerin “dinci” gruplar olduğunu zannederken, bu eğilimi perde arkasından teşvik eden belki de en etkili isim, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç’tı. Kılınç, bu günlerde “Avrasya İttifakı” olarak isimlendirilen Türkiye-Rusya-İran ittifakının kurulması gerektiğini düşünüyordu…

Kılınç’ın hayalini kurduğu o ittifakın, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından kurulduğuna dair gelişmeler yaşandı. Ancak son haftalarda Erdoğan iktidarının yeniden ABD’ye yaklaşma ve dolayısıyla İran’la Türkiye arasına mesafe koyma ihtimalinden söz ediliyor… ABD’nin ve İsrail’in, İran’a yönelik birtakım yaptırımlar uygulamaya hazırlandığı da gündemde… İsrail de dün Gazze’ye saldırı düzenledi…

Bütün bu siyasî geçmiş ve bu günlerdeki gelişmeler, “Millî Görüş” olarak adlandırılan siyasî hareketin lideri, eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın İran meselesine bakış açısını hatırlatıyor ve yeniden gündeme taşıyor.

Necmettin Erbakan, Tahran’da düzenlenen bir toplantıda Türkiye-İran ilişkilerini şu sözlerle değerlendirmişti:

Siyonizm timsahının parçaları

“Siyonizm, bir timsaha benziyor. Bu timsahın üst çenesi Amerika’dır, alt çenesi Avrupa Birliği’dir, kuyruğu İsrail’dir, gövdesi, Müslüman ülkelerde de bulunmak üzere, devlet idarecileri, medya, iş adamları, sanayicilerden müteşekkil olan işbirlikçilerdir. Ben, bunları niçin söylüyorum? Siyonizm demek, sadece İsrail ve Amerika demek değil; bütün bir timsah, Dünya’yı avucunun içine almış, hepimizi fiilen köle yapmış, Gazze’de çoluğu çocuğu öldürüyor. İşte Siyonizm, budur.

Siyonizm’e karşı yeni bir dünya kuracağız

Bu belâdan insanlığı nasıl kurtaracağız? Çünkü “Büyük İsrail”, İsrail’in dini. Her İsrail Cumhurbaşkanının şu sözü vardır: “İsrail’in 2 tane haritası vardır. Bir duvardaki harita, bir de kalbimizdeki harita.” İşte İsrail, budur. Biz ne yapıyoruz, Müslümanlar olarak? Efendim, İslâm Konferansı toplandı. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, sonra bir nihaî bildiri yayınlıyoruz. Ne diyoruz o nihaî bildiride? “Amerika, Irak’tan bir an evvel çıkmalıdır.” Televizyonda bunu takip ettiği zaman Rockefeller, “keh keh” gülüyor, kahvesinden bir yudum alıyor, “Siz Müslümanlar, bu boş nihaî bildirilerle vakit kaybedip durun; biz, hedefimize adım adım yürüyoruz, haberiniz olsun” diyor. “Efendim biz İran olarak atom bombası yapıyoruz. Silahlar üzerinde birçok keşifler yapıyoruz.” diyerek sakın ha kendinizi aldatmayın. Böyle giderseniz, 100 senede bile Amerika ve İsrail’e yetişemezsiniz. Ne olacak? Aklımızı başımıza alacağız. Bir tek çare vardır: Yeni bir dünya kuracağız. Kur’ân nizamına dayanan yeni bir dünya… Çünkü İslâm’sız saadet olmaz.

ABD Büyükelçisinin 6 şartı

Bu dünyayı nasıl kuracağız? Ben, 28 Haziran 1996’da başbakan oldum. Meclis’ten güven oyunu aldım, geldim masama oturdum. İlk ziyarete gelen, Amerikan elçisi oldu. Bana şunu söyledi:

“Biz, biliyoruz ki sizin davanız, İslâm’dır. Başbakan oldunuz. Tabiî bu, bizim hoşumuza gitmedi; ama beraber çalışmaya mecburuz. Ben, geldim, size diyorum ki, sizinle de beraber çalışabiliriz. 6 tane şartımız var.

1- İran’la ticaretinizi 50 milyon Dolardan fazla yapmayacaksınız.
2- İran’a gitmeyeceksiniz.
3- Bizim buradaki (Türkiye’deki) Amerikan üslerine dokunmayacaksınız.
4- Diğer Müslüman ülkelerle de ticaretinizi artırmayacaksınız.
5- Bizim buradaki (Türkiye’deki) “Çekiç Güç” askerî işgal kuvvetlerimizi dışarı çıkartmayacaksınız.
6- Irak boru hattını açmayacaksınız.”

ABD Büyükelçisi ne yapmamı istediyse tersini yaptım

Bizim, tarihte meşhur bir sadrazamımız vardır; Âlî Paşa. Onun meşhur bir sözü vardır: “Ben, mühim bir iş yapmak istersem, önce Rus elçisiyle konuşurum. Ne derse tersini yaparım.” Bendeniz de Amerikan elçisinin bütün dediklerinin tersini yaptım. İlk seyahatimi İran’a yaptım. “50 milyon Dolardan fazla ticaret yapmjayacaksınız” dedi, gaz anlaşmamız sadece 2,5 milyar Dolardı ve ilân ettim ki, Türkiye ile İran arasındaki ticarî münasebet hacmi, 10 milyar, 20 milyar Dolar değil, Almanya ile Fransa arasındaki hacim ne ise, en az o kadar olacak. 15 gün sonra Amerikan Dışişleri Bakanı Warren Christopher, Ankara (Büyük)elçisi (Marc) Grossman’a, iki Yahudi, “Ne yapıp yapıp askerî ihtilâl yapın, Refah Partisi’ni iktidardan uzaklaştırın” diye kripto gönderdi. Bu kripto, şimdi bizim elimizde bulunuyor.

Dikkat edin, fırsat vermeyin

Ben, bunu niçin söylüyorum? Biz, dua ediyoruz ki İran ihtilâli gayesine ulaşsın, muhafaza edilsin; ama biliyorum ki İsrail’in hedefi, biz olduğumuz gibi aynı zamanda sizsiniz. Buradaki (İran’daki) inkılabın hedefine ulaşmaması için, engellenmesi için ne lâzımsa yaparlar ve dikkat edin, buna fırsat vermeyin. Çünkü Siyonizm mikrobu, 5 bin 700 senelik bir mikroptur.

Teknoloji, İslâm için en büyük rahmettir

Amerika’nın 40 tane uçak gemisi var. “İran denizine getiririm, Tahran’ı füzeyle döverim.” diyor. Biz, ne yapacağız? Bekleyecek miyiz? “41 tane uçak gemisi yapalım” mı diyeceğiz? Bunu yapmak istesek, gelip bombalayacak. 41 uçak gemisinin parasını nereden bulacağız? Biz, onu yapıncaya kadar o, 80 tane daha yapacak. E Siyonizm’in nasıl önüne geçeceğiz? Cenab-ı Allah, rahman ve rahimdir. Teknoloji, İslâm için en büyük rahmettir. Biz, uçak gemisi yapacağımıza o uçak gemisinin atmış olduğu füzeyi havada kontrolümüz altına alacağız, geri çevireceğiz, o füzeyi atan Amerikan gemisinin üstünde parçalatacağız. Bu, mümkün mü? Evet, elektronikte mümkündür. Burada oturacağız, düğmeye basacağız, Tahran havaalanından bir uçak çıkacak. Pilotsuz bir uçak. Önümüzdeki ekrandan, o uçağın gördüğü her şeyi biz de göreceğiz. Bu uçağı elektronik olarak kontrol edip Tel Aviv’e göndereceğiz. Ağaçların arasında yere indireceğiz. Uçağın içinden bir köstebek çıkacak. Duvardan atlayacak, pencereden içeri girecek, İsrail’in atom santralini, içindeki füzeyle yıkacak. Mümkün mü bu? Ben, video filimler getirdim, uzmanlara göstermek için. Teknoloji ile yapılacak sonsuz iş var.

Türkiye ve İran çekirdeği, Yeni Dünya ağacını ortaya koyacak

İran inkılabı, yeni bir dünyaya açılan kapıdır. Türkiye ve İran, bir çekirdektir. Bu çekirdeğin etrafında D-8’ler, D-8’lerin etrafında D-60, 60 tane Müslüman ülke, onun etrafında, ezilen 100 ülke… Rusya, Çin, Hindistan, Afrika, Güney Amerika… 5 milyar insanı Adil Nizam etrafında toplayacağız. İslâm Dinarı’na geçeceğiz. Kendi Birleşmiş Milletler’imizi kuracağız. Kendi NATO’muzu kuracağız. Böylece yeni bir dünyayı tesis edeceğiz, İslâm Birliği ile. Cenab-ı Allah, İbrahim Suresi’nin 46. ayet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor: “Onların dağları yerinden oynatacak kadar kuvvetli organizasyonları olsa bile, bilesiniz ki, ancak Allah’ın dediği olur. Siz, ihlâsla Allah yolunda çalışırsanız, o taktirde ben, size yardım ederim. Ancak siz galip gelirsiniz; kimse size galip gelemez.”

Hiç yorum yok: