“İrtica” haberlerinin medyada yaygın olarak yayınlandığı yıllarda, “dış politika uzmanları”na sık sık sorulan sorulardan birisi, “Türkiye, İran olur mu?” sorusuydu. Kamuoyu, Türkiye’nin İran’a yakınlaşmasını isteyen çevrelerin “dinci” gruplar olduğunu zannederken, bu eğilimi perde arkasından teşvik eden belki de en etkili isim, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç’tı. Kılınç, bu günlerde “Avrasya İttifakı” olarak isimlendirilen Türkiye-Rusya-İran ittifakının kurulması gerektiğini düşünüyordu…
Kılınç’ın hayalini kurduğu o ittifakın, 15 Temmuz darbe
teşebbüsünün ardından kurulduğuna dair gelişmeler yaşandı. Ancak son haftalarda
Erdoğan iktidarının yeniden ABD’ye yaklaşma ve dolayısıyla İran’la Türkiye
arasına mesafe koyma ihtimalinden söz ediliyor… ABD’nin ve İsrail’in, İran’a
yönelik birtakım yaptırımlar uygulamaya hazırlandığı da gündemde… İsrail de dün
Gazze’ye saldırı düzenledi…
Bütün bu siyasî geçmiş ve bu günlerdeki gelişmeler, “Millî
Görüş” olarak adlandırılan siyasî hareketin lideri, eski Başbakan Necmettin
Erbakan’ın İran meselesine bakış açısını hatırlatıyor ve yeniden gündeme
taşıyor.
Necmettin Erbakan, Tahran’da düzenlenen bir
toplantıda Türkiye-İran ilişkilerini şu sözlerle değerlendirmişti:
Siyonizm timsahının parçaları
“Siyonizm, bir timsaha benziyor. Bu timsahın üst çenesi
Amerika’dır, alt çenesi Avrupa Birliği’dir, kuyruğu İsrail’dir, gövdesi,
Müslüman ülkelerde de bulunmak üzere, devlet idarecileri, medya, iş adamları,
sanayicilerden müteşekkil olan işbirlikçilerdir. Ben, bunları niçin söylüyorum?
Siyonizm demek, sadece İsrail ve Amerika demek değil; bütün bir timsah, Dünya’yı
avucunun içine almış, hepimizi fiilen köle yapmış, Gazze’de çoluğu çocuğu
öldürüyor. İşte Siyonizm, budur.
Siyonizm’e karşı yeni
bir dünya kuracağız
Bu belâdan insanlığı nasıl kurtaracağız? Çünkü “Büyük İsrail”,
İsrail’in dini. Her İsrail Cumhurbaşkanının şu sözü vardır: “İsrail’in 2 tane
haritası vardır. Bir duvardaki harita, bir de kalbimizdeki harita.” İşte
İsrail, budur. Biz ne yapıyoruz, Müslümanlar olarak? Efendim, İslâm Konferansı
toplandı. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, sonra bir nihaî bildiri yayınlıyoruz. Ne
diyoruz o nihaî bildiride? “Amerika, Irak’tan bir an evvel çıkmalıdır.” Televizyonda
bunu takip ettiği zaman Rockefeller, “keh keh” gülüyor, kahvesinden bir yudum
alıyor, “Siz Müslümanlar, bu boş nihaî bildirilerle vakit kaybedip durun; biz,
hedefimize adım adım yürüyoruz, haberiniz olsun” diyor. “Efendim biz İran
olarak atom bombası yapıyoruz. Silahlar üzerinde birçok keşifler yapıyoruz.” diyerek
sakın ha kendinizi aldatmayın. Böyle giderseniz, 100 senede bile Amerika ve
İsrail’e yetişemezsiniz. Ne olacak? Aklımızı başımıza alacağız. Bir tek çare
vardır: Yeni bir dünya kuracağız. Kur’ân nizamına dayanan yeni bir dünya… Çünkü
İslâm’sız saadet olmaz.
ABD Büyükelçisinin 6
şartı
Bu dünyayı nasıl kuracağız? Ben, 28 Haziran 1996’da başbakan
oldum. Meclis’ten güven oyunu aldım, geldim masama oturdum. İlk ziyarete gelen,
Amerikan elçisi oldu. Bana şunu söyledi:
“Biz, biliyoruz ki sizin davanız, İslâm’dır. Başbakan
oldunuz. Tabiî bu, bizim hoşumuza gitmedi; ama beraber çalışmaya mecburuz. Ben,
geldim, size diyorum ki, sizinle de beraber çalışabiliriz. 6 tane şartımız var.
1- İran’la ticaretinizi 50 milyon Dolardan fazla
yapmayacaksınız.
2- İran’a gitmeyeceksiniz.
3- Bizim buradaki (Türkiye’deki) Amerikan üslerine
dokunmayacaksınız.
4- Diğer Müslüman ülkelerle de ticaretinizi
artırmayacaksınız.
5- Bizim buradaki (Türkiye’deki) “Çekiç Güç” askerî işgal kuvvetlerimizi
dışarı çıkartmayacaksınız.
6- Irak boru hattını açmayacaksınız.”
ABD Büyükelçisi ne
yapmamı istediyse tersini yaptım
Bizim, tarihte meşhur bir sadrazamımız vardır; Âlî Paşa. Onun
meşhur bir sözü vardır: “Ben, mühim bir iş yapmak istersem, önce Rus elçisiyle
konuşurum. Ne derse tersini yaparım.” Bendeniz de Amerikan elçisinin bütün
dediklerinin tersini yaptım. İlk seyahatimi İran’a yaptım. “50 milyon Dolardan
fazla ticaret yapmjayacaksınız” dedi, gaz anlaşmamız sadece 2,5 milyar Dolardı
ve ilân ettim ki, Türkiye ile İran arasındaki ticarî münasebet hacmi, 10
milyar, 20 milyar Dolar değil, Almanya ile Fransa arasındaki hacim ne ise, en
az o kadar olacak. 15 gün sonra Amerikan Dışişleri Bakanı Warren Christopher, Ankara
(Büyük)elçisi (Marc) Grossman’a, iki Yahudi, “Ne yapıp yapıp askerî ihtilâl
yapın, Refah Partisi’ni iktidardan uzaklaştırın” diye kripto gönderdi. Bu
kripto, şimdi bizim elimizde bulunuyor.
Dikkat edin, fırsat
vermeyin
Ben, bunu niçin söylüyorum? Biz, dua ediyoruz ki İran ihtilâli
gayesine ulaşsın, muhafaza edilsin; ama biliyorum ki İsrail’in hedefi, biz
olduğumuz gibi aynı zamanda sizsiniz. Buradaki (İran’daki) inkılabın hedefine
ulaşmaması için, engellenmesi için ne lâzımsa yaparlar ve dikkat edin, buna
fırsat vermeyin. Çünkü Siyonizm mikrobu, 5 bin 700 senelik bir mikroptur.
Teknoloji, İslâm için
en büyük rahmettir
Amerika’nın 40 tane uçak gemisi var. “İran denizine
getiririm, Tahran’ı füzeyle döverim.” diyor. Biz, ne yapacağız? Bekleyecek
miyiz? “41 tane uçak gemisi yapalım” mı diyeceğiz? Bunu yapmak istesek, gelip
bombalayacak. 41 uçak gemisinin parasını nereden bulacağız? Biz, onu yapıncaya
kadar o, 80 tane daha yapacak. E Siyonizm’in nasıl önüne geçeceğiz? Cenab-ı
Allah, rahman ve rahimdir. Teknoloji, İslâm için en büyük rahmettir. Biz, uçak
gemisi yapacağımıza o uçak gemisinin atmış olduğu füzeyi havada kontrolümüz
altına alacağız, geri çevireceğiz, o füzeyi atan Amerikan gemisinin üstünde
parçalatacağız. Bu, mümkün mü? Evet, elektronikte mümkündür. Burada oturacağız,
düğmeye basacağız, Tahran havaalanından bir uçak çıkacak. Pilotsuz bir uçak. Önümüzdeki
ekrandan, o uçağın gördüğü her şeyi biz de göreceğiz. Bu uçağı elektronik
olarak kontrol edip Tel Aviv’e göndereceğiz. Ağaçların arasında yere
indireceğiz. Uçağın içinden bir köstebek çıkacak. Duvardan atlayacak, pencereden
içeri girecek, İsrail’in atom santralini, içindeki füzeyle yıkacak. Mümkün mü
bu? Ben, video filimler getirdim, uzmanlara göstermek için. Teknoloji ile
yapılacak sonsuz iş var.
Türkiye ve İran
çekirdeği, Yeni Dünya ağacını ortaya koyacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder