Çanakçı Belediye Başkanı Tuncay Kasım, Çanakçı Deresi’ne daha önce yapılan 4 tane HES ile 35-40 kilometre uzunluğundaki derenin 7 bin 520 metrelik bölümünün yok edildiğini hatırlatarak, yapılmak istenen 5’inci HES ile 7 kilometresinin daha yok edileceğini söyledi. Başkan Kasım, dereyi, etrafındaki doğal hayatı ve bölgenin kültürünü kurtarmak için kamuoyundan destek istedi.
Giresun’un Çanakçı İlçesinin Saadet Partili Belediye Başkanı
Tuncay Kasım, Çanakçı Deresi üzerine beşinci Hidro-Elektrik Santrali (HES)
yapılması hazırlığına tepki gösterdi. Başkan Kasım, yaptığı basın açıklaması
ile HES’in engellenmesi için kamuoyundan destek istedi.
“Tek umudumuz,
vicdanlı yürekler”
“Milyonlarca yılda oluşan Çanakçı Deresi’nin çığlığını
duyurmak, sesine soluk olmak” istediklerini ifade eden Başkan Kasım, bu
çığlığın, bu sesin duyulması için vicdanlı yüreklerin sahip olduğunu umut
etmekten başka bir yol da bulamadığını dile getirdi.
İnsanoğlunun şu an sahip olduğu bütün teknolojik birikimin
ve gücün, tabiî zenginliklerimizden bir Peri Bacası’nı, bir Gürleyik Şelâlesi’ni,
bir Tazı Kanyonu’nu, bir Akmaz, Üvezli, Ketenlik Gölü’nü ve Çanakçı Deresi’ni üretemeyeceğini
belirterek, tabiat varlıklarına sahip çıkmanın önemini vurguladı.
“Beşinci HES, bir
ölüm fermanıdır”
Başkan Tuncay Kasım, Çanakçı Deresi’nin 7 kilometrelik
kısmının “bypass” edilerek 5-6 kilometrelik bir tünele sokulmak istendiğini
belirterek, bunun, yaşayan bir organizmanın ölüm fermanı olacağını ifade etti.
Daha önce yapılan 4 tane HES ile 35-40 kilometre
uzunluğundaki Çanakçı Deresi’nin 7 bin 520 metrelik bölümünün zaten yok
edildiğini hatırlatan Kasım, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak aptal insanlar tecrübeden ders çıkaramazlar. Çanakçı
Deresi, mevcut 4 HES nedeniyle doğal dengesine 4 darbe yemiştir zaten. Bu
bölümlerde dere artık o eski dere değildir. Ne dereye özgü kırmızı benekli
alabalık, ne bıyıklı balık, ne yassı Hasan balığı kalmış, ne de vadi için
olmazsa olmaz olan buharlaşma kalmıştır. Habitat tamamen bozulmuş, içinden kan
dolaşmayan damar gibi kurumuş, kavruklaşmıştır. Mevcut 4 tane HES’ten öncesine
ve sonrasına ait olan resimlere baktığımızda, bu durum apaçık ortaya
çıkmaktadır.”
Yapılmak istenen beşinci HES ile derenin tamamen yok edileceğini
vurgulayan Kasım, bu konuda şu açıklamada bulundu:
“Yapılmaya çalışılan HES, Çanakçı merkez ile Karabörk Köyü
arasında ki 7 km’lik kısmı kapsamaktadır. Bu kısımda dere, yarım ay gibi 7
km’lik bir güzergâh izlemekte ve içinde 40’dan fazla büyük göl ve sayısız küçük
göllerden oluşmaktadır. Bazı göllerin derinliği 8-10 metreyi bulmakta, derin
kanyonlar oluşturmaktadır. HES, ‘Karabörk Köyü’ çıkışında derenin suyunu 5-6
km’lik tünele sokmayı planlamakta ve Çanakçı merkez girişinde tünelden gelen bu
suyu regülatöre vermeyi amaçlamaktadır. Yani derenin 7 km’lik bölümü bypass
edilecektir.”
“Bu nasıl bir
vicdansızlıktır?”
HES yapımına hazırlanan şirketin, başvuru raporunda “Dereye
%10 can suyu vereceğiz” diyerek kendini savunduğunu belirten Kasım, “Dere fidan
değildir ki can suyuyla yaşaması sağlansın. Verilmesi bir lütuf olarak lanse
edilen can suyu, zaten derenin içindedir ve geri kalan su, dereden çalınarak yaşaması
istenmektedir. Bu nasıl bir vicdansızlıktır?” diye sordu.
Başkan Kasım, bu savunmanın, “ölümü gösterip sıtmaya razı
etmek” olduğunu ifade ederek, “Yavuz hırsızın ev sahibini bastırması mantığı
gibidir” dedi.
“Çanakçı Deresi
ölürse, bölgenin kültürü de yok olur”
İnsanoğlunun hiçbir ekonomik gayesinin, bir dereyi göz göre
göre öldürmeyi haklı kılmaması gerektiğinin altını çizen Kasım, beşinci HES’le
birlikte Çanakçı Deresi’nin ölmesinin, aynı zamanda vadi içinde yaşayan bütün
canlıların, kültürün, gelenek ve göreneğin ölmesi anlamına geleceğine dikkat
çekti.
“Aral Gölü’nün
akıbetinden ibret alın”
Asya’nın en büyük 2., Dünyanın en büyük 4. Gölü olan Aral
Gölü’nün şimdi çöl olduğunu söyleyen Kasım, “Hikâyesi tüm insanlık için tam bir
ibretlik derstir ve çok dramatiktir” dedi.
Tuncay Kasım, Sovyetler Birliği döneminde, pamuk tarlalarını
sulayıp daha çok ürün elde etmek amacıyla Aral Gölü’nü besleyen iki büyük ırmak
olan Amu Derya ile Siri Derya’nın yönünün değiştirildiğini alattıktan sonra,
sözlerine şöyle devam etti:
“Sonuçta ne daha çok pamuk elde edilmiştir, ne daha çok para
kazanılmıştır. Aksine Aral Gölü kuruduğundan, göl kaynaklı tüm ekonomik
kazançlar yok olmuş, balıkçılık bitmiş, göl çevresindeki tüm habitat bozulmuş
ve insanlar kitlesel olarak kansere yakalanmıştır. Maalesef gölü eski haline
getirmek için yapılan tüm mücadeleler başarısız olmuş, göl %90 oranında havzasını
kaybetmiştir.
“Kırmızı benekli alabalıklar,
su samurları yok olacak”
Kasım, beşinci HES’ten sonra “Çanakçıdan yukarı çık dereye dereye / Neyleyim İstanbul’u, aşığım Görele’ye” türküsünü söylemenin bir anlamının kalmayacağını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:
“Sanır mısınız ‘Akmaz Gölü’nün saylarından çocukların bir
daha balıklama dereye atlayabileceğini? Sanır mısınız göllerin derinlerindeki
taranlarda yuva yapan kırmızı benekli alabalıkların yumurtlayabileceğini? Sanır
mısınız daha geçen ay hepimizi heyecanlandıran su samurlarının, göller
kuruduğunda yuva yapıp yaşayabileceğini?
“Şirket raporunda
önlem olarak söylenen her şey yalan!”
Şimdi ben size mevcut 4 tane HES’in ürettiği toplam
elektriğin 2019’da 36.180.000 kW saat ve toplam 6400 nüfusa sahip Çanakçı
ilçesinin yıllık elektrik tüketiminin 5.000.000 kW saat olduğunu söylesem,
sadece Çanakçı iletişim hatlarında, hat kayıpları ile kaçak kullanım miktarının
yıllık 390.000 kW saat olduğunu desem, mevcut 4 HES’in %10 can suyu verip
verilmediğinin denetlenmediğini, inisiyatifin tamamen HES’lere bırakıldığını
söylesem, bir anlam ifade edecek mi?
‘Evet’ diyorsanız, yazdıklarımızın hepsi doğru ve proje
sahibi şirketin raporunda önlem olarak söylediği her şey de yalandır. Ne balık
göçüyle ilgili çözümü, ne tünelden çıkacak yüz binlerce m3 hafriyat için döküm
alanı, ne %10 can suyu taahhüdü doğru ve gerçekçidir. Sadece ÇED olumlu raporu
alıncaya kadar çizdiği pembe tablo vardır. En basit örmeği, tünele sokulan suyun
oksijeni biter, asla alabalık o suda yaşamaz. Çağlayanı kaybolan bir derede
alabalık göç edemez.”
“HES yerine güneş
enerjisinden elektrik elde edilebilir”
Açıklamasında güneş enerjisinden faydalanmanın, bin derenin
suyunu tüketmekten daha verimli, daha insanî ve daha vicdanî olduğunu belirten
Kasım, sözlerini şöyle tamamladı:
“Şu an binlerce yumurtasını bırakacak olan kırmızı benekli
alabalık yerine, çılgın çocuklar gibi oynayan su samurları yerine, derenin
kenarında ağzına sağ avucuyla su verip abdest alan 80’lik dedenin yerine,
yüzmeyi bu göllerde öğrenen benim gibi binlerce çocuğun anıları yerine; ağacıyla,
dalıyla, karacasıyla, kelebeğiyle ve tüm börtü böceğiyle yaşayan bu vadi yerine
empati duymanızı bekliyoruz ve hatırlamanızı diliyoruz…”
HES’e karşı Çanakçı
direnişi
Çanakçı Belediye Başkanı Tuncay Kasım, twitterda yayınladığı
mesajında da şunları kaydetti:
“Geceye bir direniş bırakıyoruz… Deremize dair,
balıklarımıza, suyumuza, yeşilimize dair bir direniş… Ne güzel bir duygudur
birlikte direnmek... Ses olun bize, bir nefes olun direnişimize!”
AK Parti’den Saadet
Partisi’ne geçmişti
Giresun’un Çanaklı İlçesi Belediye Başkanı Avukat Tuncay Kasım, 18 Şubat 2019’da AK Parti’den istifa ederek Saadet Partisi’ne katılmıştı.
Çanakçı’nın tarihçesi
1461 de Osmanlı Egemenliğine giren bölge 1879 yılında Görele
ilçesinin kurulmasıyla bu ilçeye bağlanmıştır. 1916 yılında Rus işgali altında
kalan ilçe 13 Şubat 1918 tarihinde Görele ile birlikte bu işgalden
kurtulmuştur.
1960 yılından beri Görele İlçesine bağlı bucak iken, buradan
ayrılarak 29 Ağustos 1991 tarihinde 3644 Sayılı Kanunla İlçe olmuştur.
Eskiden beri Çanakçı İlçe merkezinde üretilmekte olan ağaç
kap ve çanaklar nedeniyle “Çanak ustasının bulunduğu yer” anlamında bu günkü
merkezin adı ortaya çıkmış ve Çanakçı adı buradan gelmiştir.
Bucak olarak önceleri Yeşilköy köyümüzün Beyli bağlısında
bulunan merkez, sonraki yıllarda bugünkü yerine nakledilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder