3 Haziran 2020 Çarşamba

“ABD İran’a operasyon yapmak isterse Türkiye’de darbe olabilir”


Gazeteci Nuray Başaran, ABD’nin İran’a operasyon düzenlemeye karar vermesi hâlinde, Türkiye’de ABD / NATO destekli bir askerî darbe olabileceğini ileri sürdü.

TV5’de yayınlanan ve Mustafa Yılmaz’ın sunduğu “Kulis Ankara” programında, güncel siyasî konular değerlendirildi. Programa gazeteciler Nuray Başaran, İsmet Özçelik ve Hüseyin Likoğlu katıldı.

Darbe tartışmalarının da ele alındığı programda Gazeteci Nuray Başaran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan darbe senaryolarını dile getirdiğinde, bunun kendi seçmen tabanını konsolide etmek için söylediğini düşündüğünü ancak bölgedeki gelişmelerin böyle bir ihtimali gündeme getirdiğini ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump’ın, rakibi Joe Biden’a karşı 6-7 puan düşen oylarını artırabilmek düşüncesiyle İran’a bir müdahalede bulunmayı planladığını hatırlatan Başaran, böyle bir müdahalede Türkiye’nin hangi tarafta yer alacağının önem taşıdığını dile getirdi.

Nuray Başaran, şunları söyledi:

“Darbe ihtimali azaldı ama hâlâ var”

“Bir NATO darbesi tehlikesi hâlâ var bana göre; çünkü bölgesel gelişmeler, bunu mecburî kılabilir. Türkiye’de militarist bir yapı ve olası bir Amerika’nın İran operasyonu noktasında Türk ordusunu ve Türkiye’yi müttefik olarak yanında görmek isteyecektir Amerika ve buna zorlayacaktır. Eğer mevcut yönetimle bunu yapamayacaksa, daha farklı yöntemlerle, bu darbe de olabilir, bu yöntemlerle tekrar bunu deneyecektir. Nitekim Amerika’da olan olayların bir benzeri, ufak tefek Türkiye’de de oluyor biliyorsunuz şu anda.”

Gazeteci Hüseyin Likoğlu da, 27 Mayıs 1960 darbesi öncesi “Savunma Bakanı sizin adamınız, yanınızda duruyor; Genelkurmay Başkanı sizin adamınız, yanınızda duruyor. Dolayısıyla darbe olmaz” rehavetinin dönemin başbakanı Adnan Menderes’in idamına sebep olduğunu ifade etti. Likoğlu, “Menderes de, Savunma Bakanı en güvendiği adamıydı, ‘Bu asker mi bana darbe yapacak?’ demişti” değerlendirmesinde bulundu.

Nuray Başaran’ın, “Yani Hulusi Akar’la ilgili endişesi vardır, biliyorsunuz” ifadesi üzerine Hüseyin Likoğlu, “Hayır. Hulusi Akar’la endişe… Yo yo, o anlamda söylemiyorum” diyerek, 27 Mayıs darbesinin emir komuta zinciri dışında yapıldığını anlattı. Başaran da bunun üzerine şöyle konuştu:
“Amerika, eğer olası bir İran operasyonu gerçekleştirirse, Türkiye, tekrar darbe ihtimali ile karşı karşıya kalabilir. Ben hâlâ daha bunun arkasındayım; ama Amerika’nın içinde yaşadığı şu andaki sıkıntıdan dolayı İran’la ilgili daha önce ilân ettiği, işte kulislere sızdığı, herkesin bildiği, konuşulan bu operasyon, olmayabilir, ertelenebilir ki ertelendi gibi görüyorum ben şu anda. Dolayısıyla Türkiye’nin de olası darbe ihtimali, Türkiye ile ilgili de biraz soğudu gibi geliyor bana, bugün itibarıyla.”

Özçelik: Amerika İran’ı vuramaz; böyle bir gücü de yok

Aydınlık Gazetesinin Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik ise, “Bence Amerika, İran’ı vuramaz. Vursa bile 300-500 metreden vurur sadece. Yani İran’ı gidip de işgal falan edemez” dedi. Özçelik, sözlerine şöyle devam etti:

“Bunu şunun için söylüyorum: Amerika sürekli bunu yapıyor. Sürekli Türkiye’de bir “İran’ı vurma” konusu konuşuluyor. Yaa bakalım, İran, Irak’taki üssünü vurdu, karşılık veremedi. Hürmüz Boğazı’nı şey yapmaya kalktı… Düşünün, bir İngiliz gemisi, ta Cebelitarık’ta gemiyi kapattı; gitti tekneyle İngiliz gemisine çarptı. ‘Sen benim kayığıma çarptın’ diye çekti Bender Abbas’a. Oradaki boş tankerleri vurdu. Bakın, boş tankerleri vurdu ve ‘Bakın dolusunu da vururum’ mesajı verdi, hiçbir şey yapamadı. Suudî Arabistan’ın en büyük petrol şirketini gitti vurdu. Bunu herkes biliyor, İran’ın vurduğunu, yapamadı.”

Özçelik, İran’ın Basra Körfezi’nde çok sayıda denizaltısı olduğunu; Irak’ta Haşdi Şabi, Lübnan’da Hizbullah olduğu gibi, Suriye’de, Yemen’de kuvvetleri olduğunu ve İran’ın hepsini birden harekete geçirebileceğini belirterek, “Yani Amerika, dünyanın her tarafında hedef hâline gelebilir. Amerika’nın böyle bir gücü de yok ki” dedi.

“Darbe senaryoları, ‘önemli yerlerde’ konuşuluyor”

Nuray Başaran da, darbe ihtimalinin kulislerde ve “önemli yerlerde” konuşulduğunu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bunu kendi başına hiçbir şey yokken dile getirmediğini söyledi.

Hiç yorum yok: