“Milletvekilliklerinin düşürülmesi, Millet İttifakı’nı dağıtma stratejisidir”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, TV5’de yayınlanan ve Selim Akduman’ın sunduğu “Perde Arkası” programında, 3 milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesini değerlendirdi.

Mustafa Kaya, Anayasa’nın 84’üncü maddesine göre kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olanların bu şekilde milletvekilliklerinin düşürüldüğünü belirttikten sonra, konunun siyasî boyutunu şöyle değerlendirdi:

“Bu karar, neden 1,5 sene bekletilip bugün uygulandı?”

“Şimdi şöyle bir noktadan bakmakta fayda var: Acaba 3 milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesi, seçime hazırlık mı? Bir… İki; CHP ve HDP milletvekillerinin aynı anda milletvekilliklerinin düşürülmüş olması, CHP’nin birlikte olduğu Millet İttifakı’ndaki İYİ Parti’nin arasını açmak için ve CHP’yi HDP’ye mahkûm etmek için kullanılan bir strateji mi? Böyle bir strateji, tam da seçime gidecekken, muhalefeti kendi içinde tartışmalara boğan ve bu tartışmalarla beraber de muhalefetin ayrı ayrı yorumlar yaparak, ayrı ayrı çıkarımlar yaparak burada dağının bir görüntü vermesi mi?”

Mustafa Kaya, muhtemel seçim ittifaklarına dair bir soruya karşılık, bunları konuşmak için erken olduğunu belirttikten sonra, konunun hukukî boyutundan çok siyasî boyutunun öne çıktığını belirterek, şöyle konuştu:

“İşin hukukî boyutuyla siyasî boyutunu ayırmamız lâzım, 3 milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesiyle ilgili. Bence, burada hukukî boyuttan ziyade, siyasî boyut daha çok öne çıkıyor. Neden? 1,5 senedir Anayasa Mahkemesi’nden beklenen bir karar var. Bu, aynı zamanda 1,5 sene önce alınması gereken bir karardı, Enis Berberoğlu için. Neden almadınız? O gün niye almadınız, şimdi niye aldınız? Şimdi alırken niye HDP’li iki milletvekiliyle beraber aldınız? Yani bu, siyasî bazı mülâhazalarla beraber bu kararın alındığını gösteriyor. İkincisi, birden, daha önce hiç tartışmada yokken, yani herhangi bir kamuoyunda alan açılmamışken, ânında, hatta bugün parlamentoda yapılan görüşmelerde, iktidar partisinin milletvekillerine, ‘Sizin bile bunun geldiğinden haberiniz yoktu’ şeklindeki diğer muhalefet parti temsilcileri tarafından yapılan uyarılar var. O zaman burada bazı siyasî değerlendirmelerin öne çıktığını görüyoruz.”

“Maksat muhalefeti parçalamak”

CHP ve HDP’nin kriminalize edilmek istendiğini ileri süren Kaya, “CHP ve HDP’yi aynı anda aynı kefeye koyarak, ‘birlikte’ görüntüsü vererek, CHP’nin bundan sonra atacağı adımlarda hareket alanını daraltmak ve bu hareket alanıyla beraber de tamamen muhalefetin parçalanmasını hedeflemek gibi bir düşünce var” dedi.

Mustafa Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

“HDP, aslında AK Parti sayesinde belediye seçimlerini kazanıyor”

“Burada asıl vurgulanması gereken nokta şurası: İktidarın, Cumhur İttifakı’nın HDP ile ilgili aldığı bütün kararlar, HDP’ye destek mahiyetindedir. HDP’yi destekliyor bütün kararlar. Bakın, kayyım kararları, bu karar… HDP, aslında belediyelerde başarısız. Hiçbir zaman HDP seçmeni, yani HDP’ye oy veren seçmen, HDP’nin başarısını veya başarısızlığını tartışmaya fırsat bulamıyor. Yani normal koşullar altında HDP’li bir belediyenin, o bölgenin halkına hizmet götürmede çok büyük eksiklikleri var. Normal koşullarda seçime gitse halk, yani hizmete göre oy verecek olsa, HDP’nin belediye kazanma olasılığı bence çok düşük. Çünkü tamamen ideolojik beklentilerle öne çıkarılan bir söylem var. Belediyede de böyle, parlamentoda da böyle. Ama bu tür alınan kararlar, yani bu tür hukukun alet edildiği siyasî kararlar, HDP’ye bir cansuyu anlamını taşıyor. Yani iktidar, HDP’yi sürekli destekliyor, bu attığı adımlarla. Bunu da net olarak görmek lâzım.

“İktidar, Millet İttifakı’nı dağıtmaya çalışıyor”

Burada CHP’yi ‘HDP ile birlikte’ göstererek, muhalefetin kendi içerisinde atacağı adımları, belirleyeceği stratejileri ön almak ve bu ön almanın neticesinde de bir dağınık ortamla birlikte tekrar yegâne, milletin gözünde, bir tarafta dağınık, ‘kendi içerisinde problemlerini çözememiş bir muhalefet’ görüntüsü vermek, diğer taraftan da işte ‘Cumhur İttifakı zaten ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Siz, başka maceralara atılmayın. Gelin, biz yine buradayız’ diyerek kendi varlıklarını devam ettirmenin mücadelesini veriyorlar, diye düşünüyorum.”