4 Mart’ta Saadet Partisi’nden istifa eden İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslam, istifası hakkında yaptığı yazılı açıklamada, “Bu iç burkan yol ayrımında, Saadet camiasının gösterdiği müşfik tutumun ve tutturduğu yüksek nezaket seviyesinin, ülkemiz siyasetine de bir örnek teşkil etmesini diliyorum” dedi.
Cihangir İslam, twitter sayfasında “Kamuoyuna Açıklama”
başlığıyla yayınladığı metinde şunları kaydetti:
“24 Haziran 2018 genel seçimlerinde Millet İttifakı adayı
olarak seçildiğim ve milletvekili görevini sürdürdüğüm Saadet Partisi’nden 4
Mart 2020 tarihinde istifa ettim.
Çok yönlü kriz içerisinde bulunan ülkemiz problemlerinin
çözümü için günümüz koşullarının ihtiyacını karşılayacak akılcı, adil ve
çoğulcu politikaların ivedilikle üretilmesi gereklidir.
Bu bağlamda, ülkemizin içinde bulunduğu süreci selâmetle
atlatması ve geleceğinin inşa edilmesi hususlarında parti yönetimiyle niyet ve
kaygılarımız, hatırı sayılır ölçüde ortaklaşmıştır. Ancak bu hususların
çözümüne dair savunduğumuz metot ve görüş farklılıkları; bunun yanında
vesayetten ârî, özgürlükçü, demokratik, çoğulcu, eşitlikçi ve her kesimi
kucaklayan bir anlayışın hakim olmasına dair inancım, genel anlamda istifa
gerekçelerimi oluşturmuştur.
İstifamın, şahsım, Saadet Partisi ve ülkemiz için hayırlı
olmasını temenni ediyorum.
Genel Başkan Sayın Karamollaoğlu’ndan sokaktaki
sempatizanlarına kadar tüm Saadet camiasına içtenlikle şükranlarımı sunuyorum.
Bu iç burkan yol ayrımında, Saadet camiasının gösterdiği müşfik tutumun ve
tutturduğu yüksek nezaket seviyesinin, ülkemiz siyasetine de bir örnek teşkil
etmesini diliyorum. Kendilerine bu nedenle bir kez daha müteşekkirim. Dileğim,
onları mahcup etmemek için gayretimin sınırlarını zorlayacağımdan emin
olmaları.
Gerek milletvekilliği öncesi, gerek milletvekilliğim
sırasında olduğu gibi, mazlumların, mağdurların ve mâdunların haklarını
savunmak; kısaca hak, hukuk ve adalet yolunda mücadele vermek, dosdoğru olmak,
bundan sonra da şiarım ve yol haritam olacaktır.
Bugünden sonra da hem ülkemiz sorunlarının çözümüne, hem de
Saadet Partisi’ne dair tespit ve önerilerimi, diğer partilere ilettiğim gibi,
dostluk içinde aktarmayı sürdürme çabam devam edecektir.
Yapılan bütün dostane davetlere icabet ederek, farklı
kesimlerle diyalog kurmak, düşmanlıkları ortadan kaldırmak, düşmanlık
üretenlerle mücadele etmek, bundan sonra da ödev tanımım içerisinde yer
alacaktır.
TBMM’de milletimizin güvenine lâyık olmaya bundan sonra da
gayret gösterecek, sadece doğruyu söylemeye ve sadece doğru kararlara el
kaldırmaya devam edeceğim.
Adil, huzurlu, bütün yurttaşlarının ve ülkemize sığınan her
insanın güven duyduğu bir ülke yönetimini tesis etmek için, parti, kişi, kurum
farkı gözetmeden katkı sunmayı ahlâkî ve öncelikli ödevim olarak görüyor,
bundan sonra da çalışmalarımı bu çerçevede sürdüreceğimi, kamuoyuna
saygılarımla arz ediyorum.
Aradığım, hepimiz için daha güzel, daha iyi bir dünya.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder