6 Şubat 2019 Çarşamba

CHP Konya Milletvekili Şener: Muhalefete ‘Kandil’ suçlaması, seçim kazanmak için yapılan bir saptırmadır


CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, TBMM’de yasama yetkisi, Meclis yönetiminde başkan vekilliği, belediyede yönetme yetkisi verilen, Anayasaya ve ilgili kanunlara göre ‘yasal ve meşrû’ kabul edilmiş olan HDP’nin iktidar tarafından terörle ilişkilendirilmesinin, seçimi kazanmak için yapılan bir saptırma olduğunu söyledi.

Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı, CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, TV 5’de yayınlanan “Kulis Ankara” programında güncel siyasî gelişmeleri değerlendirdi, gazetecilerin sorularını cevapladı.

Program sunucusu Mustafa Yılmaz, Saadet Partisi’nin, 31 Mart Mahallî İdareler Seçimi’nde hiçbir partiyle seçim ittifakı yapmayacaklarını ilân etmiş olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün muhalefet partileriyle birlikte Saadet Partisi’ni de “Kandil’le iş tutmak”la suçladığını hatırlattı. Yılmaz, Şener’e, iktidarın bu yaklaşımını, üslûbunu ve stratejisini nasıl değerlendirdiğini sordu.

Bu üslûbun, vatandaşı ayrıştırmaya, parçalamaya, bölmeye yönelik bir üslûp olduğunu belirten Şener, bu üslûbun Türkiye’ye fayda sağlamayacağını ve zarar vereceğini söyledi. Şener, Cumhurbaşkanının, ülkenin birliğine, beraberliğine herkesten daha fazla hizmet etmesi gerektiği halde, ülkenin ayrışmasına katkı sağlamaya çalıştığını ifade etti. Şener, “Sayın Cumhurbaşkanının, artık vatandaşlar arasında da yasal siyasî partiler arasında da ayrım yapmaması, kin ve nefret duyguları ekmemesi lâzım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP’ye yaklaşıldığı zaman buna benzer sözler söylediğine işaret eden Şener, “Ama Türkiye’de Anayasa var. Türkiye’de yasalar var. Siyasî Partiler Yasası var, seçim yasası var. Tüm bu Anayasa ve Siyasî Partiler Kanunu ile ilgili, seçim yasalarıyla ilgili kanunları incelediğiniz zaman şunu görüyorsunuz: Bugün ‘meşrû’ partiler vardır. Mevcut hukuk düzeninin ‘meşrû’ saydığı partiler vardır. Bu partiler, seçimlere giriyorlar. ‘Seçime gireceğim’ dediği zaman ‘Buyur gir’ diyorsun. Milletvekili çıkarıyorlar, Belediye Başkanı çıkarıyorlar. İyi, tamam. Meclis’te yasama yetkisini veriyorsunuz, belediyede yönetim yetkisini veriyorsunuz. Sonra Meclis içinde seçimler oluyor. Grup Başkan Vekillerini seçiyorlar. Hatta Meclis’in genel yönetimiyle ilgili Başkanlık Divanı üyeleri seçiliyor; hatta Meclis Başkan Vekilleri oluyor. Yani HDP’den söz ediyorum. Şimdi Mithat Sancar, HDP’nin Meclis Başkan Vekilidir. ‘Bu da meşrûdur’ diyorsunuz. Bir yasalaşma sürecinde kanun çıkarılacağı zaman bu partinin verdiği oyları ‘Kabul oyu mu, evet oyu mu’ diye sayıyorsunuz. Sonra, onun da içinde bulunduğu süreçlerle ortaya çıkan kanunları tüm Türkiye genelinde bağlayıcı hukuk metinleri olarak kabul ediyorsunuz. Sonra Meclis Başkan Vekili Meclis’i idare ederken bir AK Parti vekili söz istediğinde ‘Hayır, sana söz vermiyorum, yerine otur’ dediği zaman kuzu kuzu oturuyorsun yerine. ‘Sus’ dediği zaman susuyorsun, ‘Konuş’ dediği zaman konuşuyorsun. Sonra ‘Vay Efendim terör örgütüyle bağlantılılar, bağlantılı olmayanlar’ diye, meşrû hukuk düzeninin çizdiği sınırları aşan laflar ediyorsun.”

Eskiden Meclis’ten kanunlar çıkarken “Bu kanun Bakanlar Kurulu tarafından yürütülür” diye yazılırken, başkanlık sistemiyle birlikte yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanına verildiğini hatırlatan Şener, sözlerine şöyle devam etti:

“Sen bu ‘meşrû ve yasal” kanunları yürütmekle sorumlusun. Bunu uygulayan sensin. Bu kanunlar yürürlükte ve senin sorumluluğun altında. Kanunu takmıyorsun. Anayasanın meşrû saydığına gayrimeşru, gayrimeşru saydığına meşrû diyorsun. Bu olmaz. Yani Cumhurbaşkanlığı sıfatıyla, vasfıyla, özellikleriyle ve etik boyutuyla Cumhurbaşkanının davranışlarına uymaz. Asıl sebep, seçimi almak için her türlü saptırmaları yapıyor. Bu bir saptırmadır.”

Hiç yorum yok: