Gazeteci Nuray Başaran, FETÖ’den tutuklanan iş adamlarının “Gülen’e
bizi Mehmet Özhaseki götürdü. Biz içerideyiz o niye dışarıda?” diye
sorduklarını ifade ederek, “FETÖ borsası”nda başrolü oynadığı iddialarını
hatırlattı. Bu soru üzerine Mehmet Özhaseki, “Ben hiç duymadım. Siz nereden çıkartıyorsunuz
bilmiyorum. Hiçbir yerde, hiçbir köşe yazarı yazmadı” dedi. Başaran da “Eee
medya yazmıyor, yazamıyor belki” diye karşılık verdi…
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler
Başkanı, Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, “N Gazete” İmtiyaz Sahibi, gazeteci Nuray
Başaran’ın sorularını cevapladı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına aday olup
olmayacağı sorulan Özhaseki, aday belirleme biriminin başında olduğunu
belirterek, şu karşılığı verdi:
Ankara’nın altından
kalkacak durumdayım
“81 vilâyet için bunu çalıştığımda, Ankara için de bunun
altından kalkacak durumdayım diye görüyorum. Gücüm de var, bilgim de var diye
düşünüyorum; ama ben burada kendim aday olmam. Dilekçe de vermem. Çünkü
beyefendi beni biliyor, tanıyor. Haftada birkaç kez görüşüyoruz. Saatlerce
toplanıp bu sunumları yapıyorum ben. Ben ne diyebilirim ki?”
Özhaseki, bir soru üzerine 31 Mart 2019 Mahallî İdareler
Genel Seçimi’nde zorlanacaklarını ancak büyük bir galibiyete imza atacaklarını
söyledi.
“FETÖ Borsasında
başrolü oynadığınız iddia ediliyor”
Nuray Başaran, FETÖ’den tutuklanan iş adamlarının “Gülen’e
bizi Mehmet Özhaseki götürdü. Biz içerideyiz o niye dışarıda?” diye
sorduklarını ifade ederek, “FETÖ borsası”nda başrolü oynadığı iddialarını
hatırlattı. Bu soru üzerine Özhaseki, “Ben hiç duymadım. Siz nereden çıkartıyorsunuz
bilmiyorum. Hiçbir yerde, hiçbir köşe yazarı yazmadı” dedi. Başaran da “Eee
medya yazmıyor, yazamıyor belki” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Özhaseki,
şu değerlendirmede bulundu:
“Ne münasebet? Ben FETÖ davaları başladığında bir tek gün,
bir tek saniye, ne bir emniyet müdürünü, ne bir savcıyı aramış bir Allah'ın
kuluyum. Kendi hallerine bıraktık. Kendi hallerinde bağımsız şekilde karar
verdiler. Bunun dışında hiç kimse bunu söyleyemez. Hakikaten bunu söyledikleri
zaman canlarına okurum onların. Öyle bir şey olamaz. İftiraya kapalıyım
ben.
FETÖ’ye 1 milimetre
arsa vermemiş olan tek insanım
Öbür konuya gelince; siz hiç FETÖ’ye gidip çay içen, sohbet
eden insana ceza verildiğini gördünüz mü? Hayır. Neye ceza verilir? FETÖ’cü
olduğu kesinleşen insana ceza verilir. Eğer FETÖ’ye giden, çay içip sohbet eden
insanlara ceza verilecekse, Türkiye’de milyonlarca insana ceza
vereceksiniz. Kendimle ilgili söylüyorum, bir gün o sohbetlere gitmedim.
Diz çöküp çay içmedim bir tek gün. 25 yıllık belediye başkanlığı hayatımda,
FETÖ’ye 1 milimetre arsa vermemiş olan tek insanım ben. Hadi bunu yiğitçe
söyleyen bir adam çıksın. Yani, ‘ FETÖ’ye ben 1 milimetre arsa vermedim ‘ diyen
bir Allah'ın kulu çıksın da göreyim. Çok azdır. Bakın 2013’ün sonuna
kadar bunlarla büyük bir çoğunluğun merhabası var. İstisnalar olabilir ama
büyük bir çoğunluğun merhabası vardı. Kimini yurt dışına götürüyorlardı, kimini
getiriyorlardı. Kimiyle temasları vardı. Kayseri’de de doğru, çok güçlü
bir yapı.
Hacı Boydak’ı uyardım
İstikbal gurubu ve çevresinde oluşan organizedeki zengin bir
grup, özellikle FETÖ ile içli dışlı olmuşlardı. Bunların içli dışlı olmalarının
sebepleri, ilk anda çocuklarını okutmak, yardım etmek vesaire diye
başladı. Fakat daha sonra, bunları uyardığımız halde( daha sonra örgüt
konumuna geldikten sonra) 2014 Mart’ta biz seçimlere girdik. 2013 sonundan
itibaren de bunların yüzleri ortaya çıkmaya başladı ki Mart seçimlerinde de
zaten cephe alıp, karşıda hangi parti güçlüyse oraya çalıştı bunlar. Böyle bir
yapı vardı. Başlarındaki arkadaşı çağırdım ve ‘Bak siz yardım etmek niyetiyle
buraya gelip gidiyorsunuz; ama burası bir örgüt haline dönüştü ve her şey de
açığa çıktı ve bunu herkes gördü. Ne olur ilginiz kesin.’ dedim. Bunu
televizyonlarda 3-4 kere anlattım. ‘Niye’ dediklerinde; 1-İslâmî bir cemaatse
insanları niye dinler? 2-Niye insanların özeline girer, bantlar koyarlar?
Bunların hangi dinde yeri var? 3- Niye MİT tırları çevrilip Türkiye dışarıya
şikâyet edilir? Hem yurt içinde ‘çok hoşgörülü bir topluluğuz’ deyip,
yurt dışına şikâyet edilir mi? 4- Niye sınav soruları çalınır? Fakir
fukaranın hakkı niye yenir? Bunun hangi kitapta, hangi dinde yeri var? gibi
10 tane soruyu Hacı Boydak’a sordum. Gözüne baktım. ‘Ne olur Hacı,
bunları bir düşün. Bak şuradan yakanı kurtar.’ dedim. Rica ettim.”
Özhaseki, Boydak’ın cevabının ne olduğunun sorulması üzerine
de şu açıklamada bulundu:
Hacı Boydak, “Ben
devam edeceğim” dedi, irtibatımı kestim
“Daha sonra geldiğinde, yani ikinci sefer geldiğinde,
‘Ben devam edeceğim’ dedi.’ Peki benim sana yapacak bir şeyim kalmadı Hacı’
dedim. O günden beri irtibat tamamen kesildi. Oradaki görüşme nedir?
Bizimki insanî bir görüşme. Neden insanî bir görüşme? 2014 ortalarına kadar
veya da bizim seçimlerde 2013 sonuna kadar diyelim, İstikbal’e uğramayan ve
yemeklerini yemeyen bir tane devlet görevlisi yoktur. Niye? O güne kadar örgüt değildi
burası. Burası bir STK’ydı. Kendilerini dışarıya, Türkiye’ye insanlar
yetiştiren bir grup olarak sunuyorlardı. Öyle değil mi? Herkes böyle biliyordu.
Yurt dışına okullarına gidildiği vakit, ki üç dört okula ben de gittim, İstiklâl
Marşı okuyorlar. Türk Bayağı var, Atatürk var. Yurt dışında istiklâl Marşı
okuyan o kara çocuklardan etkileniyorduk. Ama 2013’ün sonu geldiğinde, irtibat
orada kesiliyor. Ondan sonra örgüt havasına girdiği çok netleşti ve MGK
kararlarına girdi.”
Nuray Başaran’ın “Ama eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök
konuyu MGK’ya 2004’te getirdiğini söylüyor” hatırlatması üzerine de Özhaseki, “Yok,
yok; o doğru olmaz. O ayrı bir şey. Karar alma aşaması çok sonra. O karar
alındıktan sonra, siz halâ daha bunlarla irtibatınız varsa, bu en büyük
kötülüktür” dedi.
Özhaseki, sözlerine şöyle devam etti:
81 milyonun 75
milyonu FETÖ ile görüşüyordu
“2013’ün sonuna kadar STK iken 81 milyonun herhalde 75
milyonu görüşüyordu bunlarla. Ya ‘merhaba’ diyordur, ya çocuğunu göndermiştir okullarına
veya yardım etmiştir veya kurban vermiştir. Vesaire, vesaire... Ama sonunda
2014’te örgüt olduğu ortaya çıktı, devlet kararlarına girdi, bütün deliller
ortaya döküldü. Hırsızlıkları, bunların kötülükleri, istihbaratçılıkları, yurt
dışı tezgâhlarIa, kumpaslar vesaire, vesaire… Asıl tehlike, bu tarihten sonra
bunlarla irtibatta olmaktır. Çok net benim bu konudaki kararım. Bunu söylerken
de hiç kimseyi Amerika’ya götürmüş de değilim. Ama FETÖ’cülerin en büyük iftirasına
uğrayan adam da benim.”
FETÖ bana kumpas
kurdu
Bu ‘iftiraların’ sebebinin sorulması üzerine de Özhaseki, “2013’ün
sonundan itibaren televizyonlara çıkıp saatlerce bunlara hem nasihat
eden, hem içlerindeki alt tarafları bunlardan ayıran bir insanım ben. Beni
tehlike gördüler. Kumpaslar kurdular. Burada başsavcılar vardı, şimdi tutuklu.
Her olay yakalandığında, özel yetkili savcı bunlar, ‘Haseki’nin adını verin
sizi serbest bırakacağız’ denen onlarca adam var Kayseri’de. Şahitler. Vallahi
gelen insanlara diyorlar ki, ‘Haseki’nin adını verin sizi serbest bırakacağız.’
Yaşayan şahitler var. Hepsinin emniyette ifadeleri var. Böyle bir
iftiraya kumpasa da uğradım.” diye konuştu.
“FETÖ’ye 1 milimetre
arsa vermemiş olan tek insanım” demiştiniz…
Röportajın devamında Nuray Başaran, “Sözünüzü kesmek
istemedim az önce; “FETÖ’ye arazi vermeyen tek belediye başkanı benim” dediniz.
Birinci sorum; bu günleri o zamandan gördünüz mü? Her belediye arazi verirken
siz vermediniz. İkinci sorum; “yüzde yüz her belediye verdi” demiştiniz;
belediyelerin büyük çoğunluğu AK Partili olduğuna göre, bu başkanların da büyük
çoğunluğu Ak Partili olduğuna göre…” diye sordu. Bu soru üzerine Özhaseki, “Yooo
tam tersine, tam tersine. Bakın şimdi hiçbir arkadaşımı zan altında bırakmak
istemem. Bu sözümü söylerken, ben kendi konumumu teyit için söyledim. Yoksa hiç
kimseyi zan altında bırakmak için asla söylemiyorum böyle bir şeyi.” dedi.
Mehmet Özhaseki, sözlerine şöyle devam etti:
2013’ün başından
itibaren ‘eyvah’ deyip çevremi uyardım
“Madem açtınız, ben de izah edeyim: Ben hiçbir zaman, ‘o
arkadaş verdi, bu arkadaş vermedi. Ya da, ‘on metre verdi, 5 metre verdi’
diyecek birisi de değilim. Ancak kendi konumumu teyiden söylüyorum; bir milimetre
vermemiş biriyim diyorum. ‘Bunlara niye vermedim’ derseniz, evet
yaptıklarını bazen ‘herhalde iyi işler yapıyorlar’ diye izlemiş biriyim
zamanında; ama 2013’ün başından itibaren, ‘eyvah burada birşeyler oluyor.
Bunlar siyasete karışmaya başladılar. Bunlar siyasetin içinde aktör olmaya
başladılar. Elemanlarını acayip yerleştiriyorlar. Hele hele Ergenekon
olaylarında ilgili ilgisiz insanları içeriye atıyorlar’ diye de sağımda solumda
herkese konuşmalar yapmış biriyim. Bunu 2012 yılının sonundan itibaren
söylemeye başladım. 2013’ün sonunda bunlar netleşince kararım da netleşti. Niye
vermediğime gelince; ben bu milletin malı konusunda çok titizim. Hiç kimse
benden ‘vakıfçıyım, iyi iş yapıyorum’ diye bir şey alamaz. İyi iş yapıyorsa, parasını
versin alsın. Benim zihniyetim böyle. O yüzden kimseye beleş arsa yok
bende.”
Gülen, yurt dışına
hizmet ediyor
Özhaseki, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesinin gündeme
geldiğinin hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmede bulundu:
“Ben FETÖ’yü özel yetiştirilmiş birisi olarak görüyorum.
Dini bilgilerle donatılmış, tam 40 sene önce özel gruplar tarafından Türkiye’ye
sürülmüş, tüm Dünyada da desteklenmiş, kocaman bir yapı haline getirilmiş,
yurt dışında bağlantılı olduğu yerlere hizmet eden bir grup başı olarak
görüyorum.”
(Haber: Sürur Öztürk)
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder