20 Kasım 2018 Salı

Nuray Başaran: FETÖ borsasında başrolü oynadığınız iddia ediliyor Mehmet Özhaseki: Ben hiç duymadım. Siz nereden çıkartıyorsunuz?


Gazeteci Nuray Başaran, FETÖ’den tutuklanan iş adamlarının “Gülen’e bizi Mehmet Özhaseki götürdü. Biz içerideyiz o niye dışarıda?” diye sorduklarını ifade ederek, “FETÖ borsası”nda başrolü oynadığı iddialarını hatırlattı. Bu soru üzerine Mehmet Özhaseki, “Ben hiç duymadım. Siz nereden çıkartıyorsunuz bilmiyorum. Hiçbir yerde, hiçbir köşe yazarı yazmadı” dedi. Başaran da “Eee medya yazmıyor, yazamıyor belki” diye karşılık verdi…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı, Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki, “N Gazete” İmtiyaz Sahibi, gazeteci Nuray Başaran’ın sorularını cevapladı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına aday olup olmayacağı sorulan Özhaseki, aday belirleme biriminin başında olduğunu belirterek, şu karşılığı verdi:

Ankara’nın altından kalkacak durumdayım

“81 vilâyet için bunu çalıştığımda, Ankara için de bunun altından kalkacak durumdayım diye görüyorum. Gücüm de var, bilgim de var diye düşünüyorum; ama ben burada kendim aday olmam. Dilekçe de vermem. Çünkü beyefendi beni biliyor, tanıyor. Haftada birkaç kez görüşüyoruz. Saatlerce toplanıp bu sunumları yapıyorum ben. Ben ne diyebilirim ki?”

Özhaseki, bir soru üzerine 31 Mart 2019 Mahallî İdareler Genel Seçimi’nde zorlanacaklarını ancak büyük bir galibiyete imza atacaklarını söyledi.

“FETÖ Borsasında başrolü oynadığınız iddia ediliyor”

Nuray Başaran, FETÖ’den tutuklanan iş adamlarının “Gülen’e bizi Mehmet Özhaseki götürdü. Biz içerideyiz o niye dışarıda?” diye sorduklarını ifade ederek, “FETÖ borsası”nda başrolü oynadığı iddialarını hatırlattı. Bu soru üzerine Özhaseki, “Ben hiç duymadım. Siz nereden çıkartıyorsunuz bilmiyorum. Hiçbir yerde, hiçbir köşe yazarı yazmadı” dedi. Başaran da “Eee medya yazmıyor, yazamıyor belki” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Özhaseki, şu değerlendirmede bulundu:

“Ne münasebet? Ben FETÖ davaları başladığında bir tek gün, bir tek saniye, ne  bir emniyet müdürünü, ne bir savcıyı aramış bir Allah'ın kuluyum. Kendi hallerine bıraktık. Kendi hallerinde bağımsız şekilde karar verdiler. Bunun dışında hiç kimse bunu söyleyemez. Hakikaten bunu söyledikleri zaman canlarına okurum onların. Öyle bir şey olamaz. İftiraya kapalıyım ben.

FETÖ’ye 1 milimetre arsa vermemiş olan tek insanım

Öbür konuya gelince;  siz hiç FETÖ’ye gidip çay içen, sohbet eden insana ceza verildiğini gördünüz mü? Hayır. Neye ceza verilir? FETÖ’cü olduğu kesinleşen insana ceza verilir. Eğer FETÖ’ye giden, çay içip sohbet eden insanlara ceza verilecekse, Türkiye’de milyonlarca insana ceza vereceksiniz. Kendimle ilgili söylüyorum, bir gün o sohbetlere gitmedim. Diz çöküp çay içmedim bir tek gün. 25 yıllık belediye başkanlığı hayatımda,  FETÖ’ye 1 milimetre arsa vermemiş olan tek insanım ben. Hadi bunu yiğitçe söyleyen bir adam çıksın. Yani, ‘ FETÖ’ye ben 1 milimetre arsa vermedim ‘ diyen bir Allah'ın kulu çıksın da göreyim. Çok azdır.  Bakın 2013’ün sonuna kadar bunlarla büyük bir çoğunluğun merhabası var. İstisnalar olabilir ama büyük bir çoğunluğun merhabası vardı. Kimini yurt dışına götürüyorlardı, kimini getiriyorlardı. Kimiyle temasları vardı. Kayseri’de de doğru,  çok güçlü bir yapı.

Hacı Boydak’ı uyardım

İstikbal gurubu ve çevresinde oluşan organizedeki zengin bir grup, özellikle FETÖ ile içli dışlı olmuşlardı. Bunların içli dışlı olmalarının sebepleri,  ilk anda çocuklarını okutmak, yardım etmek vesaire diye başladı. Fakat daha sonra,  bunları uyardığımız halde( daha sonra örgüt konumuna geldikten sonra) 2014 Mart’ta biz seçimlere girdik. 2013 sonundan itibaren de bunların yüzleri ortaya çıkmaya başladı ki Mart seçimlerinde de zaten cephe alıp, karşıda hangi parti güçlüyse oraya çalıştı bunlar. Böyle bir yapı vardı. Başlarındaki arkadaşı çağırdım ve ‘Bak siz yardım etmek niyetiyle buraya gelip gidiyorsunuz; ama burası bir örgüt haline dönüştü ve her şey de açığa çıktı ve bunu herkes gördü. Ne olur ilginiz kesin.’ dedim. Bunu televizyonlarda 3-4 kere anlattım. ‘Niye’ dediklerinde; 1-İslâmî bir cemaatse insanları niye dinler? 2-Niye insanların özeline girer, bantlar koyarlar? Bunların hangi dinde yeri var? 3- Niye MİT tırları çevrilip Türkiye dışarıya şikâyet edilir? Hem yurt içinde ‘çok hoşgörülü bir topluluğuz’ deyip,  yurt dışına şikâyet edilir mi?  4- Niye sınav soruları çalınır? Fakir fukaranın hakkı niye yenir? Bunun hangi kitapta, hangi dinde yeri var? gibi  10 tane soruyu Hacı Boydak’a sordum. Gözüne baktım. ‘Ne olur Hacı, bunları bir düşün. Bak şuradan yakanı kurtar.’ dedim. Rica ettim.”

Özhaseki, Boydak’ın cevabının ne olduğunun sorulması üzerine de şu açıklamada bulundu:

Hacı Boydak, “Ben devam edeceğim” dedi, irtibatımı kestim

“Daha sonra geldiğinde,  yani ikinci sefer geldiğinde, ‘Ben devam edeceğim’ dedi.’ Peki benim sana yapacak bir şeyim kalmadı Hacı’  dedim. O günden beri irtibat tamamen kesildi. Oradaki görüşme nedir? Bizimki insanî bir görüşme. Neden insanî bir görüşme? 2014 ortalarına kadar veya da bizim seçimlerde 2013 sonuna kadar diyelim, İstikbal’e uğramayan ve yemeklerini yemeyen bir tane devlet görevlisi yoktur. Niye? O güne kadar örgüt değildi burası. Burası bir STK’ydı. Kendilerini dışarıya, Türkiye’ye insanlar yetiştiren bir grup olarak sunuyorlardı. Öyle değil mi? Herkes böyle biliyordu. Yurt dışına okullarına gidildiği vakit, ki üç dört okula ben de gittim, İstiklâl Marşı okuyorlar. Türk Bayağı var, Atatürk var. Yurt dışında istiklâl Marşı okuyan o kara çocuklardan etkileniyorduk. Ama 2013’ün sonu geldiğinde, irtibat orada kesiliyor. Ondan sonra örgüt havasına girdiği çok netleşti ve MGK kararlarına girdi.”

Nuray Başaran’ın “Ama eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök konuyu MGK’ya 2004’te getirdiğini söylüyor” hatırlatması üzerine de Özhaseki, “Yok, yok; o doğru olmaz. O ayrı bir şey. Karar alma aşaması çok sonra. O karar alındıktan sonra,  siz halâ daha bunlarla irtibatınız varsa, bu en büyük kötülüktür” dedi.

Özhaseki, sözlerine şöyle devam etti:

81 milyonun 75 milyonu FETÖ ile görüşüyordu

“2013’ün sonuna kadar STK iken 81 milyonun herhalde 75 milyonu görüşüyordu bunlarla. Ya ‘merhaba’ diyordur, ya çocuğunu göndermiştir okullarına veya yardım etmiştir veya kurban vermiştir. Vesaire, vesaire... Ama sonunda 2014’te örgüt olduğu ortaya çıktı, devlet kararlarına girdi, bütün deliller ortaya döküldü. Hırsızlıkları, bunların kötülükleri, istihbaratçılıkları, yurt dışı tezgâhlarIa, kumpaslar vesaire, vesaire… Asıl tehlike, bu tarihten sonra bunlarla irtibatta olmaktır. Çok net benim bu konudaki kararım. Bunu söylerken de hiç kimseyi Amerika’ya götürmüş de değilim. Ama FETÖ’cülerin en büyük iftirasına uğrayan adam da benim.”

FETÖ bana kumpas kurdu

Bu ‘iftiraların’ sebebinin sorulması üzerine de Özhaseki, “2013’ün sonundan itibaren televizyonlara çıkıp saatlerce bunlara  hem nasihat eden, hem içlerindeki alt tarafları bunlardan ayıran bir insanım ben. Beni tehlike gördüler. Kumpaslar kurdular. Burada başsavcılar vardı, şimdi tutuklu. Her olay yakalandığında, özel yetkili savcı bunlar, ‘Haseki’nin adını verin sizi serbest bırakacağız’ denen onlarca adam var Kayseri’de. Şahitler. Vallahi gelen insanlara diyorlar ki, ‘Haseki’nin adını verin sizi serbest bırakacağız.’  Yaşayan şahitler var. Hepsinin emniyette ifadeleri var. Böyle bir iftiraya kumpasa da uğradım.” diye konuştu.

“FETÖ’ye 1 milimetre arsa vermemiş olan tek insanım” demiştiniz…

Röportajın devamında Nuray Başaran, “Sözünüzü kesmek istemedim az önce; “FETÖ’ye arazi vermeyen tek belediye başkanı benim” dediniz. Birinci sorum; bu günleri o zamandan gördünüz mü? Her belediye arazi verirken siz vermediniz. İkinci sorum; “yüzde yüz her belediye verdi” demiştiniz; belediyelerin büyük çoğunluğu AK Partili olduğuna göre, bu başkanların da büyük çoğunluğu Ak Partili olduğuna göre…” diye sordu. Bu soru üzerine Özhaseki, “Yooo tam tersine, tam tersine. Bakın şimdi hiçbir arkadaşımı zan altında bırakmak istemem. Bu sözümü söylerken, ben kendi konumumu teyit için söyledim. Yoksa hiç kimseyi zan altında bırakmak için asla söylemiyorum böyle bir şeyi.” dedi.

Mehmet Özhaseki, sözlerine şöyle devam etti:

2013’ün başından itibaren ‘eyvah’ deyip çevremi uyardım

“Madem açtınız, ben de izah edeyim: Ben hiçbir zaman, ‘o arkadaş verdi, bu arkadaş vermedi. Ya da, ‘on metre verdi, 5 metre verdi’ diyecek birisi de değilim. Ancak kendi konumumu teyiden söylüyorum; bir milimetre vermemiş biriyim diyorum. ‘Bunlara niye vermedim’ derseniz, evet yaptıklarını bazen ‘herhalde iyi işler yapıyorlar’  diye izlemiş biriyim zamanında; ama 2013’ün başından itibaren, ‘eyvah burada birşeyler oluyor. Bunlar siyasete karışmaya başladılar. Bunlar siyasetin içinde aktör olmaya başladılar. Elemanlarını acayip yerleştiriyorlar. Hele hele Ergenekon olaylarında ilgili ilgisiz insanları içeriye atıyorlar’ diye de sağımda solumda herkese konuşmalar yapmış biriyim. Bunu 2012 yılının sonundan itibaren söylemeye başladım. 2013’ün sonunda bunlar netleşince kararım da netleşti. Niye vermediğime gelince; ben bu milletin malı konusunda çok titizim. Hiç kimse benden ‘vakıfçıyım, iyi iş yapıyorum’ diye bir şey alamaz. İyi iş yapıyorsa, parasını versin alsın. Benim zihniyetim böyle.  O yüzden kimseye beleş arsa yok bende.”

Gülen, yurt dışına hizmet ediyor

Özhaseki, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesinin gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmede bulundu:

“Ben FETÖ’yü özel yetiştirilmiş birisi olarak görüyorum. Dini bilgilerle donatılmış, tam 40 sene önce özel gruplar tarafından Türkiye’ye sürülmüş,  tüm Dünyada da desteklenmiş, kocaman bir yapı haline getirilmiş, yurt dışında bağlantılı olduğu yerlere hizmet eden bir grup başı olarak görüyorum.”

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: