Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, Furkan Vakfı davasının hukukî değil siyasî bir dava olduğunu ileri sürerek, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’nın ve vakfın başkanı Alparslan Kuytul’un yanında olduklarını dile getirdi.
Karaduman, bir üniversite öğrencisinin Atatürk’e hakaretten
tutuklanması konusundaki düşüncesinin sorulması üzerine de, iktidar ve
muhalefet partilerinin, gündemi saptırmaya yönelik bu tür olayların dışında
kalmaları gerektiğini söyledi. Karaduman, “Biz, ilkesel olarak şunu söylüyoruz:
Evet, Atatürk ilah değildir ; ama unutulmaması gereken bir şey var ki, Erdoğan
da ilah değildir” dedi. Karaduman, ülke gündeminin bu tür olaylarla meşgul edilmesini
doğru bulmadıklarını; ülkenin en temel gündeminin hukuksuz uygulamalar, yolsuzluklar
ve ekonomik kriz olduğunu kaydederek, muhalefet partilerinin uyanık olmaları
gerektiğini söyledi.
Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, TBMM’de
düzenlediği basın toplantısında Furkan Vakfı davasının hukukî değil siyasî bir
dava olduğunu ileri sürerek, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’nın yanında
olduklarını dile getirdi.
İktidara itiraz eden
herkes susturulmak istendi
Türkiye’nin bütün problemlerini çözecek en önemli çarenin
adaletin tesis edilmesi olduğunu ifade eden Karaduman, 15 Temmuz darbe
teşebbüsünden sonra Olağanüstü Hal (OHAL) ilânıyla birlikte hükümetin, ülke
tarihinde görülmemiş bir şekilde hukuk kıyımına giriştiğini söyledi. Karaduman,
“İktidara itiraz eden, gücün hukuku çiğnemesini eleştiren herkes, iktidar
araçlarıyla baskılanmaya ve susturulmaya çalışıldı” dedi.
Kuvvete dayanmayan adaletin aciz olması gibi, adalete
dayanmayan kuvvetin de zalim olmasının, zulüm üretmesinin kaçınılmaz olduğunu
vurgulayan Karaduman, bu zulümlerden birinin de Furkan Vakfı’na ve lideri
Alparslan Kuytul’a yönelik olarak gerçekleştirildiğini söyledi.
İktidar adeta 28
Şubat’ı sürdürmek için çalışıyor
Alparslan Kuytul’un kendi iradesiyle ifade vermeye gitmekten
kaçınmayan birisi olduğu halde, evine koçbaşılarla, akreplerle, tomalarla,
yüzlerce polisle usulsüz bir baskın düzenlendiğini belirtti.
Karaduman, bu baskında yapılan aramada hiçbir suç unsuru
bulunamamış olmasına rağmen, Furkan Vakfı’nın yöneticilerinin 10 aydır tecrit
altında tutulduğunu söyledi.
Alparslan Kuytul hakkında geçen hafta FETÖ davasında tahliye
kararı verildiğine işaret eden Karaduman (başka bir davadan dolayı tutukluluğu
devam ediyor), iktidarın adeta “28 Şubat bin yıl sürecek” diyenlerin haklı
çıkması için canla başla gayret ettiğini ileri sürdü. Karaduman, “Furkan Vakfı’nda
konusu suç teşkil etmeyen açıklamaları kesip biçerek suç ihdas etmek, 28 Şubat’ta
örneği görülen hadiselerdi” dedi.
Furkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Kuytul’un
Afrin Harekâtı’nı eleştirdikten 12 gün sonra gözaltına alınarak FETÖ, PKK, PYD
ve DAEŞ’e üye olduğu iddiasıyla tutuklandığını belirten Karaduman, sözlerine
şöyle devam etti:
FETÖ davasında Kuytul
hakkında tahliye kararı verildi
“Oysa Sayın Kuytul, iktidarın suç ortağıyla (FETÖ ile) yürüttüğü
dinler arası diyaloğa da, iktidarın suç ortağıyla birlikte icra ettiği olimpiyatlara
(Türkçe Olimpiyatları’na) karşı eleştirileri de gün gibi ortadadır. Bunun yanı
sıra şiddet konusundaki hassasiyetiyle bilinen Sayın Kuytul’un PKK ile, PYD ile
ve DAEŞ ile alâkalı tavır ve tutumları da, bunların İslâmî hiçbir tarafıyla
bağdaştırılmayacağını da, şiddetin her türlüsünün karşısında durduğunu da net bir
şekilde Sayın Kuytul, sohbetlerinde ve konuşmalarında ifade etmiştir. Zaten bu
örgütlerin hiçbirisiyle ilişkilerinin bulunamaması nedeniyle de suçlama, “üye
olmak”tan çıkarılıp “propaganda yapma” suçlamasına çevrilmiştir. Geçtiğimiz
günlerde de nitekim yapılan mahkemede bu suçuyla alâkalı tahliye edilmiştir. Şu
anda, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlamasıyla kendisi cezaevinde
tutulmaktadır.”
Alparslan Kuytul’a karşı uygulanan hukuksuzluğun bir “itibar
suikastı” olduğunu ifade eden Karaduman, 2014 yılında Adana Emniyet Müdürlüğü
tarafından dönemin Furkan Vakfı Başkanı Hasan Demir’e, yaptıkları çalışmalar
sebebiyle plaket takdim edildiğini hatırlattı.
Karaduman, konuşmasının devamında, emniyetin gizli tanık beyanlarıyla ilgili raporlarından bir bölüm okudu. Karaduman, bir gizli tanığın ifadesinde, Furkan Vakfı’na ait olan dergilerin içeriğinde herhangi bir terör örgütünü övücü mahiyette yazılar bulunmadığı ancak AKP Hükümetine karşı olumsuz yazıların bulunduğuna dair itirafının yer aldığını söyledi. Karaduman, “Yani buradan hareketle yapılan operasyonların temeli, “terör örgütüne üye olmak” suçu değil, AK Parti’nin bizatihi kendisine karşı yöneltilen eleştirilerle alâkalıdır” dedi.
KOM Şube Müdürlüğü’nün raporunda da Kuytul’un terör
örgütleri ile hiçbir bağlantısının olmadığının kaydedildiğini belirten
Karaduman, Emniyetin TEM’in, KOM’un raporları ile gizli tanık beyanlarının bunu
teyit ettiğini ifade etti. Karaduman, Kuytul’un iktidarı eleştirmesinin yegâne
suç olarak görüldüğünü söyledi.
İktidarı eleştirmek
terör eylemi olarak sunulmak isteniyor
Karaduman, iktidara yöneltilen her eleştirinin bir “terör
eylemi” olarak sunulmak istendiğini, Kuytul’un yanlış bulduğu her şeyi
eleştirmesinin bedelinin ödetildiğini ve vakfın bir karalama kampanyasına maruz
bırakıldığını ifade etti.
Karaduman, “Yanlış görülen bir şeyi eleştirmek ne zamandan
beri suç olmuştur? İktidarın iz’andan ve insaftan yoksun uygulamaları hakkında
olumsuz yorum yapmak, bir “terör suçu” mudur? İktidarı böyle kutsallaştıran,
icraatlarını sorgulanmaz kılan nedir? İktidarın bu hesaplaşma anlayışı
gözlerini o kadar bürümüştür ki, vakıf yöneticilerinin, vakıf temsilcilerinin, vakıf
gönüllülerinin evleri ve öğrenci evleri mühürlenmiştir ve kış günü öğrenciler,
çocuklar ve kadınlar, sokakta yaşamaya mahkûm edilmiştir. Sonuç olarak bugün
vakıf ve yöneticileri üzerinden yürütülen süreç, hukukî bir süreç değil, siyasî
bir davadır. İktidar, bu operasyonla beraber, muhalif olan herkesi hizaya
getirmek, istemektedir.
Furkan Vakfı’nın ve
Alparslan Kuytul’un yanındayız
Karaduman, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’na ve Kuytul’a
yapılan hukuksuzlukların yanı sıra Türkiye’deki bütün hukuksuzlukların
karşısında olduklarını ilân ettiklerini dile getirdi. Karaduman, Furkan Vakfı
davasının hukukî değil siyasî bir dava olduğunu ileri sürerek, Saadet Partisi
olarak Furkan Vakfı’nın yanında olduklarını dile getirdi.
Atatürk ilah değildir
ama Erdoğan da ilah değildir
Konuşmasını ardından muhabirlerin sorularını cevaplayan
Karaduman, bir üniversite öğrencisinin Atatürk’e hakaretten tutuklanması
konusundaki düşüncesinin sorulması üzerine, iktidar ve muhalefet partilerinin, gündemi
saptırmaya yönelik bu tür olayların dışında kalmaları gerektiğini söyledi. Karaduman,
“Biz, ilkesel olarak şunu söylüyoruz: Evet, Atatürk ilah değildir ; ama unutulmaması
gereken bir şey var ki, Erdoğan da ilah değildir” dedi. Karaduman, ülke
gündeminin bu tür olaylarla meşgul edilmesini doğru bulmadıklarını; ülkenin en
temel gündeminin hukuksuz uygulamalar, yolsuzluklar ve ekonomik kriz olduğunu
kaydederek, muhalefet partilerinin uyanık olmaları gerektiğini söyledi.
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder