14 Kasım 2018 Çarşamba

Karaduman: Atatürk ilah değildir; ama Erdoğan da ilah değildir


Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, Furkan Vakfı davasının hukukî değil siyasî bir dava olduğunu ileri sürerek, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’nın ve vakfın başkanı Alparslan Kuytul’un yanında olduklarını dile getirdi.

Karaduman, bir üniversite öğrencisinin Atatürk’e hakaretten tutuklanması konusundaki düşüncesinin sorulması üzerine de, iktidar ve muhalefet partilerinin, gündemi saptırmaya yönelik bu tür olayların dışında kalmaları gerektiğini söyledi. Karaduman, “Biz, ilkesel olarak şunu söylüyoruz: Evet, Atatürk ilah değildir ; ama unutulmaması gereken bir şey var ki, Erdoğan da ilah değildir” dedi. Karaduman, ülke gündeminin bu tür olaylarla meşgul edilmesini doğru bulmadıklarını; ülkenin en temel gündeminin hukuksuz uygulamalar, yolsuzluklar ve ekonomik kriz olduğunu kaydederek, muhalefet partilerinin uyanık olmaları gerektiğini söyledi.

Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Furkan Vakfı davasının hukukî değil siyasî bir dava olduğunu ileri sürerek, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’nın yanında olduklarını dile getirdi.

İktidara itiraz eden herkes susturulmak istendi

Türkiye’nin bütün problemlerini çözecek en önemli çarenin adaletin tesis edilmesi olduğunu ifade eden Karaduman, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Olağanüstü Hal (OHAL) ilânıyla birlikte hükümetin, ülke tarihinde görülmemiş bir şekilde hukuk kıyımına giriştiğini söyledi. Karaduman, “İktidara itiraz eden, gücün hukuku çiğnemesini eleştiren herkes, iktidar araçlarıyla baskılanmaya ve susturulmaya çalışıldı” dedi.

Kuvvete dayanmayan adaletin aciz olması gibi, adalete dayanmayan kuvvetin de zalim olmasının, zulüm üretmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Karaduman, bu zulümlerden birinin de Furkan Vakfı’na ve lideri Alparslan Kuytul’a yönelik olarak gerçekleştirildiğini söyledi.

İktidar adeta 28 Şubat’ı sürdürmek için çalışıyor

Alparslan Kuytul’un kendi iradesiyle ifade vermeye gitmekten kaçınmayan birisi olduğu halde, evine koçbaşılarla, akreplerle, tomalarla, yüzlerce polisle usulsüz bir baskın düzenlendiğini belirtti.
Karaduman, bu baskında yapılan aramada hiçbir suç unsuru bulunamamış olmasına rağmen, Furkan Vakfı’nın yöneticilerinin 10 aydır tecrit altında tutulduğunu söyledi.

Alparslan Kuytul hakkında geçen hafta FETÖ davasında tahliye kararı verildiğine işaret eden Karaduman (başka bir davadan dolayı tutukluluğu devam ediyor), iktidarın adeta “28 Şubat bin yıl sürecek” diyenlerin haklı çıkması için canla başla gayret ettiğini ileri sürdü. Karaduman, “Furkan Vakfı’nda konusu suç teşkil etmeyen açıklamaları kesip biçerek suç ihdas etmek, 28 Şubat’ta örneği görülen hadiselerdi” dedi.

Furkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Kuytul’un Afrin Harekâtı’nı eleştirdikten 12 gün sonra gözaltına alınarak FETÖ, PKK, PYD ve DAEŞ’e üye olduğu iddiasıyla tutuklandığını belirten Karaduman, sözlerine şöyle devam etti:

FETÖ davasında Kuytul hakkında tahliye kararı verildi

“Oysa Sayın Kuytul, iktidarın suç ortağıyla (FETÖ ile) yürüttüğü dinler arası diyaloğa da, iktidarın suç ortağıyla birlikte icra ettiği olimpiyatlara (Türkçe Olimpiyatları’na) karşı eleştirileri de gün gibi ortadadır. Bunun yanı sıra şiddet konusundaki hassasiyetiyle bilinen Sayın Kuytul’un PKK ile, PYD ile ve DAEŞ ile alâkalı tavır ve tutumları da, bunların İslâmî hiçbir tarafıyla bağdaştırılmayacağını da, şiddetin her türlüsünün karşısında durduğunu da net bir şekilde Sayın Kuytul, sohbetlerinde ve konuşmalarında ifade etmiştir. Zaten bu örgütlerin hiçbirisiyle ilişkilerinin bulunamaması nedeniyle de suçlama, “üye olmak”tan çıkarılıp “propaganda yapma” suçlamasına çevrilmiştir. Geçtiğimiz günlerde de nitekim yapılan mahkemede bu suçuyla alâkalı tahliye edilmiştir. Şu anda, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlamasıyla kendisi cezaevinde tutulmaktadır.”

Alparslan Kuytul’a karşı uygulanan hukuksuzluğun bir “itibar suikastı” olduğunu ifade eden Karaduman, 2014 yılında Adana Emniyet Müdürlüğü tarafından dönemin Furkan Vakfı Başkanı Hasan Demir’e, yaptıkları çalışmalar sebebiyle plaket takdim edildiğini hatırlattı.


Karaduman, konuşmasının devamında, emniyetin gizli tanık beyanlarıyla ilgili raporlarından bir bölüm okudu. Karaduman, bir gizli tanığın ifadesinde, Furkan Vakfı’na ait olan dergilerin içeriğinde herhangi bir terör örgütünü övücü mahiyette yazılar bulunmadığı ancak AKP Hükümetine karşı olumsuz yazıların bulunduğuna dair itirafının yer aldığını söyledi. Karaduman, “Yani buradan hareketle yapılan operasyonların temeli, “terör örgütüne üye olmak” suçu değil, AK Parti’nin bizatihi kendisine karşı yöneltilen eleştirilerle alâkalıdır” dedi.

KOM Şube Müdürlüğü’nün raporunda da Kuytul’un terör örgütleri ile hiçbir bağlantısının olmadığının kaydedildiğini belirten Karaduman, Emniyetin TEM’in, KOM’un raporları ile gizli tanık beyanlarının bunu teyit ettiğini ifade etti. Karaduman, Kuytul’un iktidarı eleştirmesinin yegâne suç olarak görüldüğünü söyledi.

İktidarı eleştirmek terör eylemi olarak sunulmak isteniyor

Karaduman, iktidara yöneltilen her eleştirinin bir “terör eylemi” olarak sunulmak istendiğini, Kuytul’un yanlış bulduğu her şeyi eleştirmesinin bedelinin ödetildiğini ve vakfın bir karalama kampanyasına maruz bırakıldığını ifade etti.

Karaduman, “Yanlış görülen bir şeyi eleştirmek ne zamandan beri suç olmuştur? İktidarın iz’andan ve insaftan yoksun uygulamaları hakkında olumsuz yorum yapmak, bir “terör suçu” mudur? İktidarı böyle kutsallaştıran, icraatlarını sorgulanmaz kılan nedir? İktidarın bu hesaplaşma anlayışı gözlerini o kadar bürümüştür ki, vakıf yöneticilerinin, vakıf temsilcilerinin, vakıf gönüllülerinin evleri ve öğrenci evleri mühürlenmiştir ve kış günü öğrenciler, çocuklar ve kadınlar, sokakta yaşamaya mahkûm edilmiştir. Sonuç olarak bugün vakıf ve yöneticileri üzerinden yürütülen süreç, hukukî bir süreç değil, siyasî bir davadır. İktidar, bu operasyonla beraber, muhalif olan herkesi hizaya getirmek, istemektedir.

Furkan Vakfı’nın ve Alparslan Kuytul’un yanındayız

Karaduman, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’na ve Kuytul’a yapılan hukuksuzlukların yanı sıra Türkiye’deki bütün hukuksuzlukların karşısında olduklarını ilân ettiklerini dile getirdi. Karaduman, Furkan Vakfı davasının hukukî değil siyasî bir dava olduğunu ileri sürerek, Saadet Partisi olarak Furkan Vakfı’nın yanında olduklarını dile getirdi.

Atatürk ilah değildir ama Erdoğan da ilah değildir

Konuşmasını ardından muhabirlerin sorularını cevaplayan Karaduman, bir üniversite öğrencisinin Atatürk’e hakaretten tutuklanması konusundaki düşüncesinin sorulması üzerine, iktidar ve muhalefet partilerinin, gündemi saptırmaya yönelik bu tür olayların dışında kalmaları gerektiğini söyledi. Karaduman, “Biz, ilkesel olarak şunu söylüyoruz: Evet, Atatürk ilah değildir ; ama unutulmaması gereken bir şey var ki, Erdoğan da ilah değildir” dedi. Karaduman, ülke gündeminin bu tür olaylarla meşgul edilmesini doğru bulmadıklarını; ülkenin en temel gündeminin hukuksuz uygulamalar, yolsuzluklar ve ekonomik kriz olduğunu kaydederek, muhalefet partilerinin uyanık olmaları gerektiğini söyledi.

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: