26 Haziran 2020 Cuma

“Türköne, Bahçeli’nin kışkırttığı gençlerden biri miydi?


12 Eylül darbesi öncesinde MHP Genel Sekreter Yardımcısı görevinde bulunan eski bakan Yaşar Okuyan, Alparslan Türkeş’in “Devlet Bahçeli MİT’dendir” diye yazdığı mektubu göstererek, FETÖ suçlamasıyla tutuklu bulunan Gazeteci Mümtazer Türköne’nin davasının yeniden incelenmesi talebini değerlendirdi.

Eski MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, “Bizim TV” isimli YouTube kanalında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, kapatılan Zaman gazetesinin FETÖ suçlamasıyla tutuklu eski yazarı Mümtazer Türköne’nin davasının “tekraren ve titizlikle” değerlendirilmesini istemesini değerlendirdi.

“Yargıya mesaj vermek suçtur”

Lâle Özan Arslan’ın sorularını cevaplayan Yaşar Okuyan, 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış ve 4 yıldır tutuklu olan Mümtazer Türköne’nin davasının Yargıtay’da olduğunu belirtti.

Bahçeli’nin, “Ülkücü şehidimizin ağabeyi olan ve geçmişte davamıza emek vermiş Mümtaz’er Türköne’nin gerçekten suçlu olup olmadığına karar verecek yegâne merci, Türk adaletidir. Dileğim bir haksızlık varsa bunun acilen düzeltilmesidir” şeklindeki sözlerinin, Yargıtay’a mesaj olduğunu ileri sürerek, “Bu, suçtur. Kim olursanız olun; MHP’nin Genel Başkanı ol, kim olursan ol, adliyeye, yargıya siz, talimat veremezsiniz. Ama bu, talimat olarak algılanabilecek bir şey. Peki, durup dururken niye ortaya çıktın sen? Burada sorun var” diye konuştu. Okuyan, Bahçeli’nin daha önce de infaz kanunu ile Alaattin Çakıcı’nın hapisten çıkmasını sağladığını hatırlattı.

“Türkeş, mektubunda, ‘Devlet Bahçeli MİT’dendir’ diye yazmıştı”

Yaşar Okuyan, 12 Eylül darbesi döneminde Alparslan Türkeş’in Dışkapı’daki askerî hastanede kaldığı günlerde el yazısıyla kaleme aldığı 13 mektubunun kendisinde olduğunu, bunlardan üçünde Bahçeli’den “o herif” diye bahsettiğini, 26 Temmuz 1983 tarihli mektubunda da “Devlet Bahçeli MİT’dendir” diye yazdığını söyleyerek, mektubu gösterdi. Okuyan, benzer bir mektubun, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı bir arkadaşında da bulunduğunu kaydetti.

Okuyan, Türkeş’in mektubunda yer alan “A.G., A.A. tarafından gösterilen hatalı davranışı anlamak mümkün değildir. Devlet Bahçeli’nin bunlarla aynı davranışa girişmesi mümkün şey. Devlet Bahçeli, MİT’dendir. Arkadaşlarımız MİT’den uzak olmalı, bunlara hiç itimat etmemelidir” şeklindeki cümleleri okudu.

Yaşar Okuyan, Bahçeli hakkında şüphe uyandırdığını ifade ettiği, 23 Şubat 1978 tarihli bir olayı da anlattı.

“Aracında kalaşnikof bulundu, karakola bile çağrılmadı”

Okuyan, o dönemde Devlet Bahçeli’nin Gazi Üniversitesi’nde asistan olduğunu, Adanalı gençlerin de ağabey olarak gördükleri Bahçeli’nin yanına gidip, hafta sonu kullanmak üzere arabasını istediklerini; Bahçeli’nin de hemen 01 FE 994 plakalı Renault Toros marka beyaz arabasının anahtarı gençlere verdiğini söyledi.

Okuyan, o günlerde Çorum ve Kahramanmaraş katliamları sebebiyle Türkiye genelinde sıkıyönetim ilân edilmiş olduğunu, bütün şehirlerin girişlerinde ve çıkışlarında arama yapıldığını hatırlattı.

Okuyan, böyle bir dönemde, gençlerin Adana dönüşünde, Bahçeli’nin aracı arama noktası olan Gölbaşı’na gelmesine 2 saat kala, görevlilerin arama yapma uygulamasını durdurduklarını; ancak Bahçeli’nin aracı geldiğinde durdurduklarını belirtti. Yapılan aramada, arabanın bagajındaki portakal kasalarının altında 2 tane kalaşnikof tüfek ve mermiler bulunduğunu kaydeden Okuyan, Çorum ve Kahramanmaraş katliamlarının olduğu sıkıyönetim ortamında bir araçta 2 kalaşnikof ve yüzlerce mermi bulunmasının çok önemli bir olay olduğunun altını çizdi. Okuyan, güvenlik görevlilerinin, araçtaki üç kişiyi Sıkıyönetim Komutanlığı’na götürdüklerini ve ifadelerinin alındığını anlattı. Arabanın ruhsatında Devlet Bahçeli yazdığı halde, Bahçeli’nin karakola bile davet edilmediğine dikkat çeken Okuyan, “Bana kızmalarının sebebi o. Bu soruların cevabını vermediler” dedi.

Okuyan, “Yahu şimdi düşün, en azından karakola çağrılır. ‘Bir dakika. Şimdi bu araba çalındı mı? Çalındıysa emniyete haber verdin mi? Vermedinse niye vermedin? Bu içindekileri tanıyor musun? Bu gençlerle irtibatın var mı? Bunlar, senin arabanı senden aldılar da, silah getireceklerini biliyor muydun?’ Yani asgari bu soruların sorulması lâzım gelmez mi? Bütün Türkiye’de sıkıyönetim var, katliamlar var. Tek bir soru bile sormuyorlar. O çocuklar işte mahkûm oluyor; 1 sene 2 sene, neyse; bu iş bitiyor” diye konuştu.

“12 Eylül döneminde sadece Bahçeli yargılanmadı”

Okuyan, 12 Eylül darbesi döneminde 16 tane ülkücü derneğin 15’inin genel başkanlarının ve yöneticilerinin idamla yargılandıklarını, sadece genel başkanlığını Devlet Bahçeli’nin yaptığı Ülkücü Akademisyenler Derneği’nin yargılanmadığına dikkat çekti.

Silah ele geçirilen araçta bulunan, dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Recai Yıldırım ile Ali Halaman’ın, 1999 yılında Bahçeli tarafından milletvekili yapıldığını söyledi. Okuyan, “İlginç değil mi?” diye sordu.

Bütün bu anlattıklarının ardından, Bahçeli’nin Mümtazer Türköne’nin davasının yeniden incelenmesi talebini değerlendiren Okuyan, şu soruları dile getirdi:

“O zaman, acaba, Rahmetli Türkeş’in, kendi el yazısı mektubunda ‘gençleri kışkırtıyor’ dediği gençlerden birisi, Mümtazer Türköne de var mıydı? Veya sol terör örgütü tarafından şehit edilmiş olan ağabeyi mi vardı? (…) Acaba bizzat Devlet Bahçeli’nin kışkırttığı gençler içinde kendisi (Mümtazer Türköne veya ağabeyi) vardı da, bir nedamet (pişmanlık) duygusuyla mı şimdi Türköne’ye sahip çıkıyor?”

Yaşar Okuyan, kamuoyunun, bu soruların cevabını beklediğini söyledi.

Lâle Özan Arslan’ın “Biz de merakla bekliyoruz. Bakalım bu soruya bir yanıt gelecek mi” sözü üzerine Okuyan, şunları söyledi:

“Yanıt gelecek, yanındaki o Balgat kabadayılarından; ‘Asarız lan seni. Parçalarız. Dokuza böler, iki tane de fiyonk atarız. Bilmem ne… Ananı, avradını… Of of of! Onlar daha analarının rahminde değildi, biz Mamak’ta işkenceye muhatap olurken. Onun için onlar, ihanet içindeler. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi gibi bir parti, milliyetçiliğe ihanet eden bir şahsın yönetimine geçmiştir. Türk milliyetçiliğine Devlet Bahçeli, ihanet eden adamdır. Dolayısıyla, Türk milliyetçiliğine ihanet etmek demek, devlete ve milletin geleceğine ihanet etmektir. Saray’ın kapısında muhafızlığa soyunan bir adam, ihanet içinde demektir.”

Okuyan, Bahçeli’nin daha önce Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben söylediği ağır sözleri de hatırlattı.

Yaşar Okuyan, “Bizim TV” isimli YouTube kanalında ileri sürdüğü iddiaları, daha önce de pek çok kez dile getirmişti. Okuyan’ın gösterdiği mektup, daha önce bazı web sitelerinde de yayınlanmıştı.

Hiç yorum yok: