9 Temmuz 2018 Pazartesi

CHP’li Tezcan: Yeni dönem bir “sandıklı diktatörlük” dönemidir


CHP Parti Sözcüsü Tezcan, yeni dönemin bir “sandıklı diktatörlük” olduğunu ileri sürdü.  Tezcan, bu yönetimin panzehirinin demokrasi olduğunu belirterek, “Önümüzdeki dönemde demokrasi mücadelesine her zamankinden daha güçlü ve daha çok sarılmak zorundayız. Türkiye’nin demokrasi güçlerinin, el ele verip, sandıklı diktatörlüğe karşı güçlü bir demokrasi bloğu oluşturması, bir zorunluluk halini almıştır” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, bu gün düzenlediği basın toplantısında, güncel siyasî konulara dair partisinin değerlendirmelerini aktardı.

Çorlu kazası, kimse korunup kollanmadan, bütün yönleriyle incelenmeli

Çorlu’da meydana gelen tren kazasında halihazırdaki tespitlere göre 24 kişinin öldüğünü 124 kişinin de yaralı olduğunu belirten Tezcan, ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi.

Bu olayın bütün yönleriyle araştırılması gerektiğini belirten Tezcan, “Bu konuyu bir siyasal tartışma malzemesi haline getirme niyetinde değiliz; ama bu konunun, ta ihale aşamasından başlamak üzere bütün teknik yönleriyle, hiç kimse korunup kollanmadan incelenmesi gerekir. Bunu takip edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.” diye konuştu.

Tezcan, CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın başkanlığındaki bir heyetin Çorlu’da incelemelerde bulunduklarını belirterek, sadece görünen değil perdenin arkasındakiler de dahil olmak üzere bütün sorumluların ortaya çıkarılmasını beklediklerini söyledi.

Habertürk’ün kapanması üzücü bir kayıp

Basın toplantısında Habertürk gazetesinin kapanmasına da temas eden Tezcan, bunun basın dünyası için üzücü bir kayıp olduğunu söyledi.

Yeni dönem değil, eski dönemin yasallaştırılması

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yürürlüğe girişi sebebiyle bu günün yeni bir başlangıç olduğu ifadelerine katılmadıklarını belirten Tezcan, “Bu, bir aldatmacadır. Bir yeni dönem başlamıyor. Aslında 2 yıldan bu yana fiilen devam eden bir “tek adam rejimi” var. OHAL rejimi ile kurulan, OHAL rejimi ile yerleştirilen, demokrasiyi yok etmiş bir “tek adam rejimi” ile karşı karşıyayız. Bu tek adam rejimi, bu gün anayasal alt yapısı ile beraber, gayrimeşru bir anayasa ve meşruiyeti tartışmalı bir seçim sonucunda ortaya çıkmış anayasal alt yapısıyla “yeni bir düzen” diye sunulmaya çalışılıyor.” diye konuştu.

Bir “sandıklı diktatörlük”le karşı karşıyayız

İşsizlik ve yoksulluğun, 2 yıldır devam eden “tek adam rejimi”nin ürünü olduğunu söyleyen Tezcan, açlık sınırının 2 bin 170, yoksulluk sınırının 7 bin 906 Liraya yükseldiğini kaydetti. “Yeni” denilerek takdim edilen rejimin, tarihin çöplüğünden alınmış bir rejim olduğunu ifade eden Tezcan, “Bir sandıklı diktatörlükle karşı karşıyayız. Bu gün yemin edecek kişi de sandıklı diktatördür.” dedi. Tezcan, bu yönetimin panzehirinin demokrasi olduğunu belirterek, “Önümüzdeki dönemde demokrasi mücadelesine her zamankinden daha güçlü ve daha çok sarılmak zorundayız. Türkiye’nin demokrasi güçlerinin, el ele verip, sandıklı diktatörlüğe karşı güçlü bir demokrasi bloğu oluşturması, bir zorunluluk halini almıştır” dedi.

9 Temmuz’un, CHP tarafından düzenlenmiş olan Adalet Yürüyüşü”nün birinci yıldönümü olduğunu hatırlatan Tezcan, bu yürüyüşün birikimini daha da büyüterek yollarına devam edeceklerini söyledi.

“Devlet FETÖ’den temizlendi” demiştiniz, 18 bin 632 ihraç nereden çıktı?

Tezcan, yayınlanan 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, yeni rejimin tarihin çöplüğünden ödünç alınmış bir rejim olduğunun ikrarı niteliğinde olduğunu ifade etti. “Giderayak” çıkarıldığı söylenen kararnamenin aslında giderken değil gelirken çıkarıldığını ileri süren Tezcan, “Yani bununla başlıyor yeni döneme. Kendisinin tarif ettiği yeni döneme, hukuku askıya alan, savunma hakkını tanımayan kanun hükmünde kararnameler rejimiyle başlıyor. Aslında bu, önümüzdeki sürecin, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle nasıl bir Türkiye yaratılmak istendiğinin açık bir ifadesidir, delilidir. Böyle bir Türkiye bekliyor geleceği. Sandıklı diktatörlüğün, gelirken yaptığı ilk icraattır bu.” diye konuştu.

Bazı bakanların, daha önce devlet kurumlarını FETÖ’den temizlediklerini söylediklerini hatırlatan Tezcan, “Peki temizlediysen 18 bin 632 ihraç, OHAL kararnamesi ihtiyacı nereden çıktı?” diye sordu.

FETÖ’nün siyasî ayağı nerede?

“FETÖ’nün siyasî ayağı nerede?” diye soran Tezcan, “FETÖ’nün siyasî ayağına yemin ettirerek, ‘bir yeni dönem başlatıyoruz’ aldatmacasıyla kamuoyunu aldatmaya çalışanlar, 18 bin 632 ihraçla sandıklı diktatörlüğünün yeni döneminin işaretini vermişlerdir. Değerli arkadaşlar, önümüzdeki dönem, bütün bu darbecilerin, hem askerî darbe hem sivil darbe heveslilerinin karşısında kararlı bir beraberlik içerisinde mücadele yürütmemiz gerekiyor.” dedi.

“Tayyipler Alemi” pankartının taşınması, daha önce mahkemede beraat etmişti

Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) 6 öğrencinin “Tayyipler Alemi” başlıklı bir pankart taşıdıkları için gözaltına alındığına işaret eden Tezcan, bu pankartın daha önce yargı konusu olduğunu ve suçlananların mahkemede beraat ettiklerini hatırlattı. Bu öğrencilerin, saklanması, korunması gereken, Dünyayla yarışabilme kapasitesi olan, Dünyanın en zeki çocukları olduğunu ifade eden Tezcan, “Onlar, genç olmanın gereğini yapıyorlar. Onlar, üniversite öğrencisi olmanın gereğini yapıyorlar. Siz de cumhurbaşkanı olmanın gereğini yapın, cumhurbaşkanı gibi olun, cumhurbaşkanı gibi cumhurbaşkanı olun, bu protestolarla karşılaşmayın. Ya da karşılaşırsanız, hoş görün; hoş görmesini bilin” dedi.

Tezcan, daha önce beraat kararı verilmiş bir pankart sebebiyle yeniden soruşturma açılmış olmasından dolayı yargıyı da eleştirdi.

Enis Berberoğlu ve Eren Erdem’in tutuklu kalmaları

Tezcan, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında halâ tahliye kararı verilmemiş olmasını da vahim bir tablo olarak nitelendirdi. Tezcan, “Anayasa hükmü açıktır: Milletvekili, yeniden seçildiğinde, görülmekte olan davaların devam edebilmesi için, yeniden dokunulmazlığı kaldırmanız gerekir” dedi. Tezcan, CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem’in tutuklanmasının da haksız bir uygulama olduğunu belirterek, Erdem’in yargılanması sonucunda beraat edeceğinden hiçbir şüpheleri olmadığını, 2 yıldır dokunulmazlığı olmadığı ve toplam 38 kere yurt dışına çıkıp döndüğü halde bu güne kadar kaçmadığını, şimdi kaçma ihtimali olduğu gerekçesiyle tutuklanmasının sadece bir kara mizah örneği olabileceğini söyledi.

Hiç yorum yok: