CHP Konya milletvekili adayı Abdüllâtif Şener, “Ben, zor günlerin insanı olduğum için, zor bir yerde başarılı bir seçim sonucu elde etmek için mücadele edeceğim” dedi.
AK Parti kurucuları arasında yer almasına rağmen, özellikle
özelleştirme uygulamaları başta olmak üzere ekonomi yönetimi konusunda parti
yönetimiyle anlaşmazlığa düşerek 2007 yılında partisinden istifa eden Abdüllâtif
Şener, 24 Haziran Milletvekili Genel Seçimi için CHP’nin Konya milletvekili
adayı oldu.
Abdüllâtif Şener, program sunucusu Fatih Ertürk’ün sorularını cevapladı.
“AK Parti listelerini
FETÖ mü yaptı?”
Fatih Ertürk’ün, Burhan Kuzu, TBMM FETÖ Darbesini Araştırma
Komisyonu Başkanı Reşat Petek, komisyonun Başkan Vekili Selçuk Özdağ, komisyon
üyeleri Zekeriya Birkan, Hüseyin Kocabıyık ve Burhanettin Ünsal’ın AK Parti
tarafından aday gösterilmediğini belirtmesi üzerine gülerek, “Ne diyorsunuz? AK
Parti’nin listelerini FETÖ mü yaptı yoksa? Bu anlama mı geliyor bu” diye sordu.
Bu konuda bir çelişki olduğunu belirten Şener, şöyle
konuştu:
“Bir taraftan FETÖ Araştırma Komisyonu Başkanı, Yardımcısı
milletvekili listesine girmiyor; ama diğer taraftan da ben hatırlıyorum, bu
başkan ve bazı Adalet ve Kalkınma Partililerin Gülen hakkında övücü sözleri,
methiyeleri, işte ‘bunların bağlantısı var mıydı, yok muydu’ diye basında uzun
süre de tartışma konusu oldu, bildiğiniz gibi. Hangisinin doğru, hangisinin
yanlış olduğunu şu anda çözümlemek mümkün değil; ama ben, AK Parti’deki olayı,
şöyle değerlendiriyorum:
Erdoğan, etrafındaki
hiç kimsede kişilik bırakmıyor; silip süpürüyor
Bir kere Sayın Erdoğan, herkesi silip süpürüyor, etrafındaki
ve kimseye görevini yaptırmıyor. Yani bürokratları eziyor, belediye
başkanlarını eziyor, yargı mensuplarını eziyor. Özgürce, ‘Bu meslek bana
aittir. Ben, mesleğimin gereklerini yaparım. Kararlarımı ben veririm’ diyemiyor
hiçbir yargıç. Aynı şekilde partideki bakanlar, görevlerini, yetkilerini,
sorumluluklarını kullanamıyorlar. Emir-komuta zinciri içerisinde koca
bakanlıkları idare etmeye kalkıyorlar. Perişan oluyorlar. Milletvekillerinin
hiçbir yetkileri yoktur. Milletvekilleri, özgür iradelerine göre, müzakere
edilen kanunları, görüşmeleri, ‘Bu doğrudur, bu yanlıştır’ diye oy vermek
değil, müzakerelerine bile katılamıyorlar. Yani, etrafında ve hükmettiği kim
varsa hiç kimsede kişilik bırakmayan bir yönetim tarzı sergiliyor, Sayın
Cumhurbaşkanı. Veya, ‘Cumhurbaşkanı’ da diyemeyiz; Adalet ve Kalkınma Partisi
Genel Başkanı. E milletvekilleri üzerinde de bunu gösteriyor. Bunu gösterirken
de her seçimde yarısını değiştiriyor. ‘Bak’ diyor, ‘En az %50’niz gidici’. Bazı
seçimlerde de 3’te 2’sini değiştirmiştir. Bu seçimde yine biraz düşürmüş yine.
(149)”
Erdoğan, sadece
çalışmayan milletvekillerini değil, çalışanları da değiştiriyor
Milletvekillerinin basın toplantısı düzenlemeleri konusunda
yasak olduğunu belirten Şener, parti disiplinine aykırı hareket eden
milletvekillerini ayıklamanın, parti yönetiminin görevi olduğunu ifade ettikten
sonra, “Ama benim Adalet ve Kalkınma Partisi’nde gördüğüm şey, şudur: Meclis’te
görevini yapan, seçim bölgesiyle ilgilenen milletvekillerinde bile değişiklik
yapıyor” dedi.
Şener, “Peki damadını, Enerji Bakanı Berat Albayrak’ı neden
liste başı yaptı?” sorusu üzerine de, “Onu Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapmayı
düşünüyor olabilir. Yani onunla ilgili anayasada kısıtlayıcı bir şey yok. Onun
düzenlemesi de yapılmadı; ama onu zaten Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile
düzenleyecek. ‘Cumhurbaşkanı Yardımcıları, milletvekili olabilir’ diye
düzenledi mi sorun kalkar” diye konuştu.
Milletvekili adayı
gösterilenler, bakanlık şansını kaybetmiş oldular
Bakanlar Mehmet Şimşek, Ömer Çelik, Faruk Özlü, Nihat
Zeybekçi ve Naci Ağbal’ın da aday gösterilmediklerinin hatırlatılması üzerine
Şener, milletvekili listelerinde yer alanların bakan olma imkânını kaybettiklerini
belirterek, “Yani milletvekili listesinde olmayanların bakanlık şansı var.
Meselâ sizin bakanlık şansınız var, benim bakanlık şansım yok bu durumda.
Sistem böyle; ama herkes, halâ zannediyor ki, hükümet parlamentonun içinden
çıkacak zannediyor. Hayır. Artık Cumhurbaşkanının kurduğu hükümetler, parlamentonun
içinden çıkmayacak ” dedi.
Şener, yeni sistemi anlatırken, bir milletvekilinin istifa
ettikten sonra bakan olarak atanabileceğini; ancak Cumhurbaşkanının onu bir
süre sonra bakanlıktan azletmesi halinde, hem milletvekilliğini hem de
bakanlığını kaybetmiş olacağını söyledi.
“Artık sekreterini bile atama yetkisine sahip olmayan bir
bakanlıktan bahsediyoruz. Artık yeni kabineyi, bakanlardan oluşan bir kabine
gibi düşünmemek lâzım. Cumhurbaşkanının Millî Savunma Sekreteri, Dışişleri
Sekreteri, Maliye Sekreteri diye düşünmek lâzım. Artık bakanlık zayıf bir şey.
Sekreterini atama hakkı yok; müsteşarını, genel müdürlerini atama hakkı yok.
Görevlerinin, yetkilerinin ve sorumluluklarının ne olduğunu belirleme yetkisi, Cumhurbaşkanına
ait. Her gün bir unvanını, bir sıfatını elinden alabilecek ve böyle zayıf
konumda… Eskiden Bakanlar Kurulu’nun ortak politikaları olurdu. Ortak Bakanlar
Kurulu kararları olurdu. Artık yeni hükümette Bakanlar Kurulu kararı olmayacak.
Atamaları Cumhurbaşkanı, tek başına yapacak. Kararname niteliğindeki ortak
politikaları da yine Cumhurbaşkanı, tek imza ile yürürlüğe koyacak. Öbür
bakanların hiçbirinin politika belirleme yetkisi yoktur. Yani tam bir
sekreterya. (...) Milletvekili, evet, bakan olabilir; ama milletvekilliğini
bırakmak zorunda. Ama kaderi de cumhurbaşkanının dudakları arasında olduğundan
kimse, ‘Ben milletvekilliğini bırakıp bakan olmak istiyorum’ diyemez. Onun için, aday listelerine girmeyenler mi şanslıdır, yoksa girenler mi şanslıdır? Bunu ayrıca tartışmak lâzım.”
Bakanlar hiçbir
yetkisi olmayan sekreterlere dönüşecek
Yeni sistemde bakanların da eski parlamenter sistemdeki
bakanlar gibi olmayacağının da altını çizen Şener, bu konuda şunları söyledi:
Erdoğan, damadını
Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapmayı düşünüyor olabilir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder