22 Mayıs 2018 Salı

CHP Konya milletvekili adayı Şener: Zor bir yerde mücadele edeceğim


CHP Konya milletvekili adayı Abdüllâtif Şener, “Ben, zor günlerin insanı olduğum için, zor bir yerde başarılı bir seçim sonucu elde etmek için mücadele edeceğim” dedi.

AK Parti kurucuları arasında yer almasına rağmen, özellikle özelleştirme uygulamaları başta olmak üzere ekonomi yönetimi konusunda parti yönetimiyle anlaşmazlığa düşerek 2007 yılında partisinden istifa eden Abdüllâtif Şener, 24 Haziran Milletvekili Genel Seçimi için CHP’nin Konya milletvekili adayı oldu.

Şener, aday listelerinin açıklanmasının ardından ilk değerlendirmeyi, Halk TV’de yayınlanan “Türkiye Nereye?” programında yaptı. Şener, “Konya, biliyorsunuz, yüzölçümü olarak Türkiye’nin en büyük ili. Yerleşim yerleri arasında kilometrelerce mesafeler var. Onun için seçim çalışmalarının zor olduğu bir yerdir. Ben de zor günlerin insanı olduğum için, zor bir yerde başarılı bir seçim sonucu elde etmek için mücadele edeceğim” dedi.

Abdüllâtif Şener, program sunucusu Fatih Ertürk’ün sorularını cevapladı.

“AK Parti listelerini FETÖ mü yaptı?”

Fatih Ertürk’ün, Burhan Kuzu, TBMM FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek, komisyonun Başkan Vekili Selçuk Özdağ, komisyon üyeleri Zekeriya Birkan, Hüseyin Kocabıyık ve Burhanettin Ünsal’ın AK Parti tarafından aday gösterilmediğini belirtmesi üzerine gülerek, “Ne diyorsunuz? AK Parti’nin listelerini FETÖ mü yaptı yoksa? Bu anlama mı geliyor bu” diye sordu.

Bu konuda bir çelişki olduğunu belirten Şener, şöyle konuştu:

“Bir taraftan FETÖ Araştırma Komisyonu Başkanı, Yardımcısı milletvekili listesine girmiyor; ama diğer taraftan da ben hatırlıyorum, bu başkan ve bazı Adalet ve Kalkınma Partililerin Gülen hakkında övücü sözleri, methiyeleri, işte ‘bunların bağlantısı var mıydı, yok muydu’ diye basında uzun süre de tartışma konusu oldu, bildiğiniz gibi. Hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu şu anda çözümlemek mümkün değil; ama ben, AK Parti’deki olayı, şöyle değerlendiriyorum:

Erdoğan, etrafındaki hiç kimsede kişilik bırakmıyor; silip süpürüyor

Bir kere Sayın Erdoğan, herkesi silip süpürüyor, etrafındaki ve kimseye görevini yaptırmıyor. Yani bürokratları eziyor, belediye başkanlarını eziyor, yargı mensuplarını eziyor. Özgürce, ‘Bu meslek bana aittir. Ben, mesleğimin gereklerini yaparım. Kararlarımı ben veririm’ diyemiyor hiçbir yargıç. Aynı şekilde partideki bakanlar, görevlerini, yetkilerini, sorumluluklarını kullanamıyorlar. Emir-komuta zinciri içerisinde koca bakanlıkları idare etmeye kalkıyorlar. Perişan oluyorlar. Milletvekillerinin hiçbir yetkileri yoktur. Milletvekilleri, özgür iradelerine göre, müzakere edilen kanunları, görüşmeleri, ‘Bu doğrudur, bu yanlıştır’ diye oy vermek değil, müzakerelerine bile katılamıyorlar. Yani, etrafında ve hükmettiği kim varsa hiç kimsede kişilik bırakmayan bir yönetim tarzı sergiliyor, Sayın Cumhurbaşkanı. Veya, ‘Cumhurbaşkanı’ da diyemeyiz; Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı. E milletvekilleri üzerinde de bunu gösteriyor. Bunu gösterirken de her seçimde yarısını değiştiriyor. ‘Bak’ diyor, ‘En az %50’niz gidici’. Bazı seçimlerde de 3’te 2’sini değiştirmiştir. Bu seçimde yine biraz düşürmüş yine. (149)”

Erdoğan, sadece çalışmayan milletvekillerini değil, çalışanları da değiştiriyor

Milletvekillerinin basın toplantısı düzenlemeleri konusunda yasak olduğunu belirten Şener, parti disiplinine aykırı hareket eden milletvekillerini ayıklamanın, parti yönetiminin görevi olduğunu ifade ettikten sonra, “Ama benim Adalet ve Kalkınma Partisi’nde gördüğüm şey, şudur: Meclis’te görevini yapan, seçim bölgesiyle ilgilenen milletvekillerinde bile değişiklik yapıyor” dedi.

Milletvekili adayı gösterilenler, bakanlık şansını kaybetmiş oldular

Bakanlar Mehmet Şimşek, Ömer Çelik, Faruk Özlü, Nihat Zeybekçi ve Naci Ağbal’ın da aday gösterilmediklerinin hatırlatılması üzerine Şener, milletvekili listelerinde yer alanların bakan olma imkânını kaybettiklerini belirterek, “Yani milletvekili listesinde olmayanların bakanlık şansı var. Meselâ sizin bakanlık şansınız var, benim bakanlık şansım yok bu durumda. Sistem böyle; ama herkes, halâ zannediyor ki, hükümet parlamentonun içinden çıkacak zannediyor. Hayır. Artık Cumhurbaşkanının kurduğu hükümetler, parlamentonun içinden çıkmayacak ” dedi.

Şener, yeni sistemi anlatırken, bir milletvekilinin istifa ettikten sonra bakan olarak atanabileceğini; ancak Cumhurbaşkanının onu bir süre sonra bakanlıktan azletmesi halinde, hem milletvekilliğini hem de bakanlığını kaybetmiş olacağını söyledi.

Bakanlar hiçbir yetkisi olmayan sekreterlere dönüşecek

Yeni sistemde bakanların da eski parlamenter sistemdeki bakanlar gibi olmayacağının da altını çizen Şener, bu konuda şunları söyledi:

“Artık sekreterini bile atama yetkisine sahip olmayan bir bakanlıktan bahsediyoruz. Artık yeni kabineyi, bakanlardan oluşan bir kabine gibi düşünmemek lâzım. Cumhurbaşkanının Millî Savunma Sekreteri, Dışişleri Sekreteri, Maliye Sekreteri diye düşünmek lâzım. Artık bakanlık zayıf bir şey. Sekreterini atama hakkı yok; müsteşarını, genel müdürlerini atama hakkı yok. Görevlerinin, yetkilerinin ve sorumluluklarının ne olduğunu belirleme yetkisi, Cumhurbaşkanına ait. Her gün bir unvanını, bir sıfatını elinden alabilecek ve böyle zayıf konumda… Eskiden Bakanlar Kurulu’nun ortak politikaları olurdu. Ortak Bakanlar Kurulu kararları olurdu. Artık yeni hükümette Bakanlar Kurulu kararı olmayacak. Atamaları Cumhurbaşkanı, tek başına yapacak. Kararname niteliğindeki ortak politikaları da yine Cumhurbaşkanı, tek imza ile yürürlüğe koyacak. Öbür bakanların hiçbirinin politika belirleme yetkisi yoktur. Yani tam bir sekreterya. (...) Milletvekili, evet, bakan olabilir; ama milletvekilliğini bırakmak zorunda. Ama kaderi de cumhurbaşkanının dudakları arasında olduğundan kimse, ‘Ben milletvekilliğini bırakıp bakan olmak istiyorum’ diyemez. Onun için, aday listelerine girmeyenler mi şanslıdır, yoksa girenler mi şanslıdır? Bunu ayrıca tartışmak lâzım.”

Erdoğan, damadını Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapmayı düşünüyor olabilir

Şener, “Peki damadını, Enerji Bakanı Berat Albayrak’ı neden liste başı yaptı?” sorusu üzerine de, “Onu Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapmayı düşünüyor olabilir. Yani onunla ilgili anayasada kısıtlayıcı bir şey yok. Onun düzenlemesi de yapılmadı; ama onu zaten Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenleyecek. ‘Cumhurbaşkanı Yardımcıları, milletvekili olabilir’ diye düzenledi mi sorun kalkar” diye konuştu. 

Hiç yorum yok: