“İddia ediyorlar ki Cihangir İslam Bey yaptığı konuşma ile 15 Temmuz darbesine karşı gösterilen direnişi aşağılamış, darbenin yanında yer almış! Hayatı boyunca FETÖ ile bir kere bile yan yana gelmemiş bir insanı, FETÖ ile yıllar boyu iş tutmuş insanların darbeci diye eleştirmesi akla mantığa sığar mı? 15 Temmuz gecesi daha cumhurbaşkanı çağrı yapmadan sokağa çıkan ve sabaha kadar darbecilerle mücadele eden bir insanın bu duruşu aşağılaması akla mantığa sığar mı? Biz biliyoruz ki burada mesele Cihangir Bey’in hakikatin tarafında tavizsiz bir şekilde duruyor olmasıdır.”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,
partisinin ‘İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda konuştu. Yerel
seçim öncesi yapacakları ‘Hamle Toplantıları’nın konseptini açıklayan
Karamollaoğlu, Saadet Partisi milletvekili Prof. Cihangir İslam’a yönelik
hükümet kanadından gelen açıklamalara da tepki gösterdi.
İktidara ‘bu ülkeyi siz mahvettiniz’ diyen Karamollaoğlu,
“Türkiye’nin bekası ile AK Parti’nin bekası aynı kefeye konulamaz. Ne ulemadan
ne de ilim erbabından bir tane eleştiren çıkmıyor. Ne hakimler gerekeni
yapabiliyor ne de gazeteciler doğruyu söylüyor. Babayiğitseniz çıkın doğruları
söyleyin bakalım! Herkes bilsin ki yalakalarla bu ülke ayağa kalkamaz” dedi.
Gelecekten umudunu kesen milyonlara ‘çare var’ diyoruz”
diyen Karamollaoğlu, “Atanamayan öğretmen kardeşim çare var. Ay sonunu
getiremeyen işçi kardeşim çare var. Oğluna okul pantolonunu alamayan babalar
için çare var. KHK mağduru yüz binler için çare var. Temiz ve ahlaklı siyasetin icra edilmesi için
çare var. Rüşvet, yolsuzluk iltimas, adam kayırmanın önüne geçmek için çare
var. Dış politikada dik durmak için çare var” dedi.
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
ADALETSİZİLİĞİ PAZARLAYANLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Bakınız; vatan millet diyerek; kul hakkına giren.
Akrabalarına yandaşlarına ulufe gibi kadro dağıtan, ihalelerden pastanın en
büyük dilimini almak için yarışanlarla karşı karşıyayız. Milletin partisiyiz
diyerek; servetlerine servet katan, kendinden olmayan herkesi susturan, bir
zihniyet ile karşı karşıyayız. Geçmişte bu ülkede yaşanan hukuksuzlukların,
adaletsizliklerin hesabını sormak için yola çıktılar. Ancak şimdi adaletin
üzerine beton döktüler. Adaletsizliği, adalet diye pazarlayanlarla karşı
karşıyayız. Her cuma hutbelerde okunan ‘Allah iyiliği, adaleti ve akrabayı
gözetmeyi emreder’ ayetini akrabaları devlet kadrolarına yerleştirmek, bütün
kurumları aile şirketine çevirmek olarak algıladılar. Geldiğimiz noktada
Türkiye Cumhuriyeti’ni bir kabile devleti gibi yönetenlerle karşı karşıyayız.
YALAKALARLA BU ÜLKE AYAĞA KALKAMAZ
İddia ediyorlar ki Cihangir İslam Bey yaptığı konuşma ile
15 Temmuz darbesine karşı gösterilen direnişi aşağılamış, darbenin yanında yer
almış! Hayatı boyunca FETÖ ile bir kere bile yan yana gelmemiş bir insanı, FETÖ
ile yıllar boyu iş tutmuş insanların darbeci diye eleştirmesi akla mantığa
sığar mı? 15 Temmuz gecesi daha cumhurbaşkanı çağrı yapmadan sokağa çıkan ve
sabaha kadar darbecilerle mücadele eden bir insanın bu duruşu aşağılaması akla
mantığa sığar mı? Biz biliyoruz ki burada mesele Cihangir Bey’in hakikatin
tarafında tavizsiz bir şekilde duruyor olmasıdır. Ya bu ülkeyi siz mahvettiniz.
Türkiye’nin bekası ile AK Parti’nin bekası aynı kefeye konulamaz. Ne ulemadan
ne de ilim erbabından bir tane eleştiren çıkmıyor. Ne hakimler gerekeni
yapabiliyor ne de gazeteciler doğruyu söylüyor. Babayiğitseniz çıkın doğruları
söyleyin bakalım! Herkes bilsin ki yalakalarla bu ülke ayağa kalkamaz.
‘ÇARE VAR’ DİYORUZ
Kardeşlerim iktidar sahipleri yoruldular artık
milletimizi yoruyorlar. Yıprandılar artık memleketimizi yıpratıyorlar.
Kirlendiler artık ülkemizi kirletiyorlar. Kendi partilerinin bekası ile Türkiye’nin
bekasını bir görüyorlar. Adeta Türkiye’nin kaderi ile partilerinin kaderini bir
tutup milleti tehdit ediyorlar. Bakınız ülkemizin ve yeryüzünün hali ortadadır.
Biz bütün bu çürüme ve bozulma görüntülerine rağmen ümit varız. Çünkü
ümitsizlik bizim inancımızda yoktur.
Şartlar ve yaşanan gelişmeler ne olursa olsun hem ülkemiz hem de bütün
insanlık bizim ayağa kalkmamızı beklemektedir.
KHK MAĞDURU YÜZ BİNLER İÇİN ÇARE VAR
Atanamayan Öğretmen kardeşim çare var. Ay sonunu
getiremeyen işçi kardeşim çare var. Oğluna okul pantolonunu alamayan babalar
için çare var. Beton mezarlıklara çevrilmiş şehirler için çare var. Üretime
dönük yatırımlar yapılması için çare var. Yüksek enflasyondan kurtulmak için
çare var. Kaynaklarımızın toprağa gömülmemesi için çare var. Yaşanılabilir
şehirler, müreffeh sokaklar için çare var. KHK mağduru yüz binler için çare
var. Temiz ve ahlaklı siyasetin icra
edilmesi için çare var. Rüşvet, yolsuzluk iltimas, adam kayırmanın önüne geçmek
için çare var. Dış Politikada dik durmak için çare var. Irak, Suriye,
Afganistan, Keşmir, Filistin, Kudüs için çare var.
TÜRKİYE İÇİN ÇARE SAADET
Bu millet size mecbur değil. Bu memleket size muhtaç
değil. Milletimiz için çare var. Ülkemiz için çare var. Yolsuzluğun, rüşvetin,
adam kayırmanın olmadığı, yetim hakkının yenmediği temiz belediyecilik için
çare Saadet Partisi’dir. Zenginin, zadegânın değil, fakir fukaranın hakkının
korunduğu bir yönetim için çare Saadet Partisi’dir. Anadolu’yu AVM’lere, kibir
kulesi plazalarla değil, kilim dokur gibi bir uçtan bir uca fabrikalarla
donatan bir anlayış İçin çare Saadet Partisi’dir. İşçinin, memurun, emeklinin,
asgari ücretlinin yüzünün güldüğü, kutuplaşan değil kucaklaşan, kardeşlik yurdu
bir Türkiye için çare Saadet Partisi’dir.
31 MART ÇARE SİYASETİ İÇİN BİR FIRSATTIR
Saadet Partisi; siyaseti mal ve ikbal için değil, şan ve
şöhret için değil, makam ve mevki için değil, Allah rızası için yapan bir
kadronun adıdır. Bu kadro kimseye tuzak kurmaz. Bu kadro gizli kapaklı işlerde
bulunmaz. Bu kadronun tek bir derdi vardır, bu ülkeye, bu millete olan hizmet
aşkı, hizmet sevdası.. Sizler Türkiye’nin umudusunuz. O zaman işte fırsat;
yılmak yok, bıkmak yok, yorulmak yok. 31 Marta kadar köy köy, ilçe ilçe
dolaşacağız. Dağ-mezra ayırmayacağız. Sokaktan caddeye, Twitter’dan Youtube her
yerde olacağız. Her sahada en aktif çalışmayı biz yapacağız. Her kapıya
gideceğiz. Her eli tutacağız. Her yüreğe dokunacağız. 80 milyonu
kucaklayacağız. İnşallah 1 Nisan sabahı yeni bir güne, yeni bir döneme, yeni
bir Türkiye’ye uyanacağız. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder