Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllâtif Şener, “Cumhuriyet tarihinin
en büyük imar rantı” olarak nitelendirdiği Galataport ihalesi örneği üzerinden,
iktidarın yaptığını iddia ettiği yolsuzluklarını anlattı. Şener, bedelini 28
yıl sonra ödemeye başlamak üzere İsrail’in büyük işadamlarından biri olan Ofer’e
ihale edilmek üzere, bütün Galata bölgesinin imara açıldığını söyledi. Şener, “Bu
mevcut siyasî iktidar, bu ülkedeki samimi insanların Müslümanca düşünme, Müslümanca
duygulanma, Müslümanca muhakeme etme alışkanlıklarını, geleneklerini tahrib
etmiş, yok etmiş demektir. Dine, inançlarımıza hiçbir siyasî iktidar, bu kadar
darbe vuramaz. Hiçbir güç, bu kadar darbe vuramaz” diye konuştu.
Şener, Gaziantep’te “Türkiye’nin
Siyasî Gündemi” konferansında konuştu
İstifa ederek ayrıldığı AK Parti Hükümeti’nde Başbakan Yardımcılığı
ve Maliye Bakanlığı yapmış olan Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllâtif Şener,
Gaziantep Düşünce Grubu’nun davetlisi olarak geldiği şehirde, “Türkiye’nin
Siyasî Gündemi” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Grand Otel’de
düzenlenen konferansta Şener, “Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı” olarak
nitelendirdiği Galataport ihalesi örneği üzerinden, iktidarın yolsuzluklarını
anlattı.
İsrailli işadamı Ofer’e
ihale edilmek üzere bütün Galata bölgesi imara açıldı
Kendisinin Bakanlar Kurulu’nda yer aldığı dönemde yapılan
yanlışlara karşı mücadele ettiğini anlatan Şener, yaşadıklarını, AK Parti’den
ayrıldıktan sonra yazdığı kitapta anlattığını da belirtti. Şener, şöyle Konuştu:
“Herkes bakıyor, Genel Başkan ne diyecek, ne talimat
buyuracak? Genel Başkan hırsızlık yaptığı zaman, topyekûn bütün kadrolar,
hırsızlığı savunuyor. Putperestlik bu zaten; başka bir şey değil ki. Nasıl oluyor?
Her gün camiye beş vakit giden, her Ramazan orucunu tutan, bu yetmiyor, nafile
namazlarını kılan, nafile oruçlar tutan insanlar, bu ülkede nasıl oluyor da,
nasıl bu hale geldi de hırsızlığı savunuyor alenen ya? Ben, var olduğum günden
beri, ‘hırsızlık var’ diye bağırıyordum. İlk hafta kavga ettim, Özelleştirme
İdaresi, basın ‘elinden aldı’ diye verdiler; elimle verdim. 2 sene geçti,
Galataport ihalesinde bütün Galata bölgesini imara açmışlar. Baştan sona yeni
imar. O tarihe kadar, Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı oluşturulmuş. İsrail’in
büyük işadamlarından birine, Ofer’e, bedelini 28 yıl sonra ödemeye başlamak
üzere, ihale edilip verilmeye kalkılıyor. Ve ayrılırken, daha ayrılmadan, ‘Gece
gündüz yolsuzluk var’ diye yazmışım. Yazdığım kitap ortada.”
“Örtülü Ödenek”ten
harcanan 2 katrilyon Lira…
Kendisine, “Yahu kardeşim, nereden çıkarıyorsun bunları?”
diye sorarak tepki gösterenler için, hükümette bulunduğu dönemlerdeki
harcamalara dair rakamlar veren Şener, yıllık ortalama 150-200 trilyon Lira
olmak üzere toplam 900 trilyon Lira harcama yapıldığını kaydeden Şener, “Böyle
bir harcama usulü, dünyanın neresinde var?” diye sordu.
“Örtülü ödeneği bu kadar hoyratça kullanan başka hiçbir Başbakan
gelmemiştir” diyen Şener, “Örtülü Ödenek”ten şu ana kadar eski parayla 2
katrilyon, yeni parayla 2 milyar Lira harcandığını açıkladı. Şener, “Yahu
kardeşim, evraksız, belgesiz, tutanaksız, böyle bir harcama usulü, dünyanın
neresinde var?” diye sorarak, Türkiye’de denetlenemeyen bir iktidarın, ülkenin
başının belâsı olduğunu dile getirdi.
Hukuk, vatandaşa lâzım
da sana lâzım değil mi?
Başbakan Erdoğan’ı hukuka baskı yapmakla da suçlayan Şener,
şöyle konuştu:
“Hırsızlık, kendisini kuşatmaya başladı. Bütün emniyetin
altını üstüne getireceksin, bütün hakimleri, savcıları, oradan oraya
süreceksin, istihbarata dokunulmazlıklar getireceksin, HSYK’ya baskı
yapacaksın, ülkeyi ikiye böldüğün referandumla getirdiklerini tekrar
bozacaksın, ayaklanacaksın, nasıl bir yönetim şeklidir bu? Yahu hukuk,
vatandaşa lâzım da sana lâzım değil mi? Asıl senin denetlenmen lâzım.
Başbakan ve bakanlar,
millî gelirin %25’ini harcıyor
Bana soruyorlar; ‘Yahu sen niye hep konuşurken iktidarı
tenkid ediyorsun, muhalefeti tenkid etmiyorsun?’ diye. Niye iktidarı tenkid
ediyorum, biliyor musunuz? Kamu gücünü kullanan, iktidardır. İki; bu ülkede
Başbakan ve bakanlar, millî gelirin %25’ini harcıyorlar. Teorik değildir bu. “İta
Amiri” sıfatıyla, millî gelirin %25’inin nereye harcanacağını, Başbakan ve
bakanlar belirliyor. Yani bu ne demektir? Herkesin ortalama yıllık gelirinin
%25’ini, Başbakan ve bakanlar harcıyor demektir.”
İktidar, Müslümanca
muhakeme etme geleneğini yok etti
Konuşmasında 17-25 Aralık operasyonlarını da değerlendiren
Şener, şunları söyledi:
“Bizim Müslüman olduğunu iddia ettiğimiz insanlar,
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk hadisesi bu. Bundan daha büyüğü olmaz.’Başka
gelecek mi?’ diye soruyorlar bana. Yahu bundan daha büyük olmaz zaten. Geçmişte
böyle bir şey… Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan soygun, şu sızanlar kadar
değil; ama ilk günden itibaren gece gündüz soygun peşinde oldukları da bir
gerçek ve bunu, şu sızan kadarını dahi toplum anlamıyorsa, dindar insanlar,
bunu savunmaya kalkıyorlarsa, bunun anlamı nedir, biliyor musunuz? Bu mevcut
siyasî iktidar, bu ülkedeki samimi insanların Müslümanca düşünme, Müslümanca
duygulanma, Müslümanca muhakeme etme alışkanlıklarını, geleneklerini tahrib
etmiş, yok etmiş demektir. Dine, inançlarımıza hiçbir siyasî iktidar, bu kadar
darbe vuramaz. Hiçbir güç, bu kadar darbe vuramaz.”
Devlet Denetleme
Kurulu raporlarına bakın
Başbakan Erdoğan’ın, oturduğu günden itibaren hep
yolsuzluğun karışık labirentleri içerisinde yürümeyi bir alışkanlık haline
getirdiğini ileri süren Şener, “Her şeye siyasetçi el koymaya başlıyorsa,
burada işler karışır. Devlet Denetleme Kurulu raporlarına bakın; 2002-2007
arasında orada dünya kadar yolsuzluk var. Yolsuzluk kendisine bulaşmasın diye,
yargıyı değiştirmeye çalışıyor, yönetmeliği değiştirmeye çalışıyor. Bu bile
yolsuzluğun içine ne kadar derin girdiğini gösteriyor” dedi.
Bu, aslında
Başbakanın kamuoyuna kurduğu bir tuzaktır
Bu operasyonun doğrudan doğruya Cemaat’e ait bir operasyon
olduğunu düşünmediğini belirten ve görevden alınan savcıların %5’inin bile Cemaat
mensubu olmadıklarını iddia eden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İçinde Cemaat mensupları olabilir; ama müstakilen Cemaat’in
bir operasyonu gibi düşünmüyorum. Bu, aslında Başbakanın kamuoyuna kurduğu bir
tuzaktır. Yolsuzluk, hırsızlık, soygun ve rüşvetin kamuoyu algısında yerleşmesini,
pekişmesini önlemek için bir günah grubuna ihtiyacı vardı. İtham edeceği bir
gruba ihtiyacı vardı. Hemen buldu. ‘Cemaat komplo kuruyor bana; kumpas kuruyor
bana’ diye.”
Allah onlardan razı
olsun
Şener, sorumlu olarak Cemaat’in hedef gösterilmesinin yanlış
olduğu kanaatinde olduğunu ifade ederek, “Sizin cemaatle mi bir ilginiz var?
Onları mı destekliyorsunuz? Diye düşünenlere de şunu söyleyeyim: Benim, Cemaat’le
hiçbir bağlantım yok. Hiçbir ilişkim de yok. Eğer bu bir şeyse, tuzaksa,
komploysa, böyle bir komployu kim hazırladı ve yaptıysa, Allah onlardan razı
olsun. Bu ülkenin ne kadar soyulduğunu gösterdikleri için” diye konuştu.
Abdüllâtif Şener, konferansın ardından salonda bulunanlara
sohbet etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder