21 Ocak 2014 Salı

Şener: İktidar, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunu yaptı

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllâtif Şener, “Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı” olarak nitelendirdiği Galataport ihalesi örneği üzerinden, iktidarın yaptığını iddia ettiği yolsuzluklarını anlattı. Şener, bedelini 28 yıl sonra ödemeye başlamak üzere İsrail’in büyük işadamlarından biri olan Ofer’e ihale edilmek üzere, bütün Galata bölgesinin imara açıldığını söyledi. Şener, “Bu mevcut siyasî iktidar, bu ülkedeki samimi insanların Müslümanca düşünme, Müslümanca duygulanma, Müslümanca muhakeme etme alışkanlıklarını, geleneklerini tahrib etmiş, yok etmiş demektir. Dine, inançlarımıza hiçbir siyasî iktidar, bu kadar darbe vuramaz. Hiçbir güç, bu kadar darbe vuramaz” diye konuştu.

Şener, Gaziantep’te “Türkiye’nin Siyasî Gündemi” konferansında konuştu

İstifa ederek ayrıldığı AK Parti Hükümeti’nde Başbakan Yardımcılığı ve Maliye Bakanlığı yapmış olan Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllâtif Şener, Gaziantep Düşünce Grubu’nun davetlisi olarak geldiği şehirde, “Türkiye’nin Siyasî Gündemi” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Grand Otel’de düzenlenen konferansta Şener, “Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı” olarak nitelendirdiği Galataport ihalesi örneği üzerinden, iktidarın yolsuzluklarını anlattı.

İsrailli işadamı Ofer’e ihale edilmek üzere bütün Galata bölgesi imara açıldı

Kendisinin Bakanlar Kurulu’nda yer aldığı dönemde yapılan yanlışlara karşı mücadele ettiğini anlatan Şener, yaşadıklarını, AK Parti’den ayrıldıktan sonra yazdığı kitapta anlattığını da belirtti. Şener, şöyle Konuştu:

“Herkes bakıyor, Genel Başkan ne diyecek, ne talimat buyuracak? Genel Başkan hırsızlık yaptığı zaman, topyekûn bütün kadrolar, hırsızlığı savunuyor. Putperestlik bu zaten; başka bir şey değil ki. Nasıl oluyor? Her gün camiye beş vakit giden, her Ramazan orucunu tutan, bu yetmiyor, nafile namazlarını kılan, nafile oruçlar tutan insanlar, bu ülkede nasıl oluyor da, nasıl bu hale geldi de hırsızlığı savunuyor alenen ya? Ben, var olduğum günden beri, ‘hırsızlık var’ diye bağırıyordum. İlk hafta kavga ettim, Özelleştirme İdaresi, basın ‘elinden aldı’ diye verdiler; elimle verdim. 2 sene geçti, Galataport ihalesinde bütün Galata bölgesini imara açmışlar. Baştan sona yeni imar. O tarihe kadar, Cumhuriyet tarihinin en büyük imar rantı oluşturulmuş. İsrail’in büyük işadamlarından birine, Ofer’e, bedelini 28 yıl sonra ödemeye başlamak üzere, ihale edilip verilmeye kalkılıyor. Ve ayrılırken, daha ayrılmadan, ‘Gece gündüz yolsuzluk var’ diye yazmışım. Yazdığım kitap ortada.”

“Örtülü Ödenek”ten harcanan 2 katrilyon Lira…

Kendisine, “Yahu kardeşim, nereden çıkarıyorsun bunları?” diye sorarak tepki gösterenler için, hükümette bulunduğu dönemlerdeki harcamalara dair rakamlar veren Şener, yıllık ortalama 150-200 trilyon Lira olmak üzere toplam 900 trilyon Lira harcama yapıldığını kaydeden Şener, “Böyle bir harcama usulü, dünyanın neresinde var?” diye sordu.

“Örtülü ödeneği bu kadar hoyratça kullanan başka hiçbir Başbakan gelmemiştir” diyen Şener, “Örtülü Ödenek”ten şu ana kadar eski parayla 2 katrilyon, yeni parayla 2 milyar Lira harcandığını açıkladı. Şener, “Yahu kardeşim, evraksız, belgesiz, tutanaksız, böyle bir harcama usulü, dünyanın neresinde var?” diye sorarak, Türkiye’de denetlenemeyen bir iktidarın, ülkenin başının belâsı olduğunu dile getirdi.

Hukuk, vatandaşa lâzım da sana lâzım değil mi?

Başbakan Erdoğan’ı hukuka baskı yapmakla da suçlayan Şener, şöyle konuştu:

“Hırsızlık, kendisini kuşatmaya başladı. Bütün emniyetin altını üstüne getireceksin, bütün hakimleri, savcıları, oradan oraya süreceksin, istihbarata dokunulmazlıklar getireceksin, HSYK’ya baskı yapacaksın, ülkeyi ikiye böldüğün referandumla getirdiklerini tekrar bozacaksın, ayaklanacaksın, nasıl bir yönetim şeklidir bu? Yahu hukuk, vatandaşa lâzım da sana lâzım değil mi? Asıl senin denetlenmen lâzım.

Başbakan ve bakanlar, millî gelirin %25’ini harcıyor

Bana soruyorlar; ‘Yahu sen niye hep konuşurken iktidarı tenkid ediyorsun, muhalefeti tenkid etmiyorsun?’ diye. Niye iktidarı tenkid ediyorum, biliyor musunuz? Kamu gücünü kullanan, iktidardır. İki; bu ülkede Başbakan ve bakanlar, millî gelirin %25’ini harcıyorlar. Teorik değildir bu. “İta Amiri” sıfatıyla, millî gelirin %25’inin nereye harcanacağını, Başbakan ve bakanlar belirliyor. Yani bu ne demektir? Herkesin ortalama yıllık gelirinin %25’ini, Başbakan ve bakanlar harcıyor demektir.”

İktidar, Müslümanca muhakeme etme geleneğini yok etti

Konuşmasında 17-25 Aralık operasyonlarını da değerlendiren Şener, şunları söyledi:

“Bizim Müslüman olduğunu iddia ettiğimiz insanlar, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk hadisesi bu. Bundan daha büyüğü olmaz.’Başka gelecek mi?’ diye soruyorlar bana. Yahu bundan daha büyük olmaz zaten. Geçmişte böyle bir şey… Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan soygun, şu sızanlar kadar değil; ama ilk günden itibaren gece gündüz soygun peşinde oldukları da bir gerçek ve bunu, şu sızan kadarını dahi toplum anlamıyorsa, dindar insanlar, bunu savunmaya kalkıyorlarsa, bunun anlamı nedir, biliyor musunuz? Bu mevcut siyasî iktidar, bu ülkedeki samimi insanların Müslümanca düşünme, Müslümanca duygulanma, Müslümanca muhakeme etme alışkanlıklarını, geleneklerini tahrib etmiş, yok etmiş demektir. Dine, inançlarımıza hiçbir siyasî iktidar, bu kadar darbe vuramaz. Hiçbir güç, bu kadar darbe vuramaz.”

Devlet Denetleme Kurulu raporlarına bakın

Başbakan Erdoğan’ın, oturduğu günden itibaren hep yolsuzluğun karışık labirentleri içerisinde yürümeyi bir alışkanlık haline getirdiğini ileri süren Şener, “Her şeye siyasetçi el koymaya başlıyorsa, burada işler karışır. Devlet Denetleme Kurulu raporlarına bakın; 2002-2007 arasında orada dünya kadar yolsuzluk var. Yolsuzluk kendisine bulaşmasın diye, yargıyı değiştirmeye çalışıyor, yönetmeliği değiştirmeye çalışıyor. Bu bile yolsuzluğun içine ne kadar derin girdiğini gösteriyor” dedi.

Bu, aslında Başbakanın kamuoyuna kurduğu bir tuzaktır

Bu operasyonun doğrudan doğruya Cemaat’e ait bir operasyon olduğunu düşünmediğini belirten ve görevden alınan savcıların %5’inin bile Cemaat mensubu olmadıklarını iddia eden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İçinde Cemaat mensupları olabilir; ama müstakilen Cemaat’in bir operasyonu gibi düşünmüyorum. Bu, aslında Başbakanın kamuoyuna kurduğu bir tuzaktır. Yolsuzluk, hırsızlık, soygun ve rüşvetin kamuoyu algısında yerleşmesini, pekişmesini önlemek için bir günah grubuna ihtiyacı vardı. İtham edeceği bir gruba ihtiyacı vardı. Hemen buldu. ‘Cemaat komplo kuruyor bana; kumpas kuruyor bana’ diye.”

Allah onlardan razı olsun

Şener, sorumlu olarak Cemaat’in hedef gösterilmesinin yanlış olduğu kanaatinde olduğunu ifade ederek, “Sizin cemaatle mi bir ilginiz var? Onları mı destekliyorsunuz? Diye düşünenlere de şunu söyleyeyim: Benim, Cemaat’le hiçbir bağlantım yok. Hiçbir ilişkim de yok. Eğer bu bir şeyse, tuzaksa, komploysa, böyle bir komployu kim hazırladı ve yaptıysa, Allah onlardan razı olsun. Bu ülkenin ne kadar soyulduğunu gösterdikleri için” diye konuştu.

Abdüllâtif Şener, konferansın ardından salonda bulunanlara sohbet etti.

Hiç yorum yok: