3 Ekim 2020 Cumartesi

“Sivas / Madımak olaylarını Doğu Perinçek başlattı” iddiasında bulunan Ahmet Nesin hakkında dava açıldı


Gazeteci Yazar Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin, hakkında açılan bir dava sebebiyle, tebligatı almak üzere Türkiye’nin Lyon Konsolosluğu’na davet edildiğini ancak bunun kendisinin tutuklanması için bir oyun olduğunu düşünerek, konsolosluğa gitmediğini söyledi.

İfadesini Fransız makamlarına vereceğini belirten Nesin, “Bana kimlik vermeyen, bana pasaport vermeyen, yani beni vatandaşı gibi görmeyen, vatandaşlık muamelesi yapmayan bir devletin, bana dava açma hakkı yoktur diye düşünüyorum. O yüzden, bana kimlik vermeyen devlete ben, ifade vermiyorum” dedi.

Ahmet Nesin, kendi adını aşıyan YouTube kanalında “Devletin beni ve hilâl'i tutuklama oyunu!” başlığıyla yayınladığı videoda, konu hakkında açıklama yaptı.

Ahmet Nesin, Türkiye’nin Lyon Konsolosluğu’nun, hakkında açılmış olan bir soruşturma ya da davanın tebliğ evrakını alması için kendisini konsolosluğa davet ettiğini söyledi.

Konsolosluğa gittiğinde kendisinden nüfus cüzdanının, pasaportunun ve konsolosluğun davet yazısını göstermesi gerekeceğini anlatan Nesin, bunu bir ay içerisinde yapmadığı takdirde tebligatı almış kabul edileceğini kaydetti.

Davayı ya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ya da Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in açmış olabileceğini ifade eden Nesin, “Sivas/ Madımak olaylarını Doğu Perinçek başlattı” iddiasında bulunduğu yazılarından dolayı Perinçek’in, kendisi hakkında dava açacağını söylediğini hatırlattı.

Ahmet Nesin, sözlerine şöyle devam etti:

“Süleyman Soylu açtıysa çok da umurumda değil; ama Doğu Perinçek açtığı davaysa sevinirim. (…) Davanın nasıl sonuçlanacağı çok umurumda değil. Doğu Perinçek ceza alır, almaz; ama ben, bu belgeleri mahkemeye sunmuş olacağım. Mahkeme dosyasında bu belgeler olmuş olacak. En azından ben, kanıtlamış olacağım bunu. Aziz Nesin’in sesli konuşması, Aydınlık gazetesinde daha sonra çıkan yazıları, falan filan… Neyse, detay bu değil. Onun açtığı davaysa sevinirim. Tabii onu ben, zeki sanırdım. Ben olsam bu davayı açmazdım; çünkü bu, mahkemece belgelenecek, teyit edilecek. Aynı Aziz Nesin’in “Yüzde 60 aptaldır” davasının beraatla sonuçlanması gibi. Mahkemece tescil edilmiş olur.”

Ahmet Nesin, Lyon konsolosluğu’nu arayıp, konsolosluğa geldiğinde kendisinden kimlik ve pasaport isteneceğini ancak konsolosluğun kendisine kimlik ve pasaport vermediğini söylediğini anlattı. Nesin, kimlik ve pasaport verilmeyişinin sebebini soran görevliye, “Onu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ya da Süleyman Soylu’ya sorarsanız, onlardan alacağınız cevabı ben de sizin kadar merak ediyorum” dediğini dile getirdi.

Görevliye Türkiye ve Fransa vatandaşlıkları olmadığını, sadece Fransa’da sınırsız oturma kartı olduğunu söylediğini anlatan Nesin, görevlinin “Onunla gelip (tebligatı) alabilirsiniz” sözü üzerine, “Türkiye Cumhuriyeti, beni vatandaş saymıyorsa, kimlik vermiyorsa, bana nasıl dava açıyor? Beni vatandaş saymayan bir ülkenin tebligatını, niye başka bir ülkenin kimliğiyle gelip alacağım?” diye karşılık verdiğini söyledi.

Ahmet Nesin, daha sonra kendisini arayan konsolosluk görevlisinin, tebligatı alması için bir başkasına vekâlet verebileceğini söylediğini, kendisinin de kimliği olmadığı için vekâlet de veremediğini dile getirdiğini anlattı.

Bunun üzerine görevlinin, boş bir dosya kâğıdına vekâlet verdiğini yazıp imzalaması hâlinde onu da kabul edeceklerini söylediğini belirten Nesin, bunu bir “uyanıklık” olarak nitelendirerek, “Ben Fransız kimliği ile gideceğim, ‘Hakkında tutuklama var’ deyip, beni orada zapturapt altına alacaklar” dedi.

Vekâleti eşi Hilâl Hanım’a vermesi halinde konsoloslukta onun tutuklanabileceğini de dile getiren Nesin, bunu hinlik ve cinlik olarak nitelendirdi.

Tebligatı almayacağını belirten Ahmet Nesin, şunları söyledi:

“Mahkeme, Türkiye Adalet Bakanlığına yazacak. Türkiye Adalet Bakanlığı, o tebligatı Fransa Adalet Bakanlığına gönderecek. Fransa Adalet Bakanlığı, bulunduğu bölgenin valiliğine, valilik de yakın olduğum Emniyet Müdürlüğüne gönderecek. O Emniyet Müdürlüğü de benim evime gelip ‘Şu tarihte ifadeye gelir misiniz’ diye bana bir randevu belgesi verecek. Ben de aynı Özgür Gündem davasında olduğu gibi, gidip ifademi vereceğim (…) ama bana kimlik vermeyen, bana pasaport vermeyen, yani beni vatandaşı gibi görmeyen, vatandaşlık muamelesi yapmayan bir devletin, bana dava açma hakkı yoktur diye düşünüyorum. O yüzden, bana kimlik vermeyen devlete ben, ifade vermiyorum. Evet, böyle yapacağım. Ne haliniz varsa görün. Tutuklanmaya gelip teslim olacak kadar da salak değilim yani.”

Hiç yorum yok: