24 Aralık 2019 Salı

“Mansur Yavaş’ın yerine Asım Balcı’yı getirmeyi konuşuyorlar”


Politikyol.com’un Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat, Ankara’daki rant ve yağma düzenini değiştirmek isteyen Mansur Yavaş’a karşı Sinan Aygün’ün iddiaları ile bir kumpas kurulduğunu ileri sürdü. Siyaset kulislerinde, rüşvet suçlamasıyla Yavaş’ın görevden alınıp yerine Asım Balcı’nın getirilebileceğnin konuşulduğunu belirten Fırat, bu planın altına imza atan herkesin, bunun altında kalacağı uyarısında bulundu.


Önce yazdı, sonra da Babıali TV’de konuştu

Politikyol.com’un Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat, “Mansur Yavaş’a yönelik saldırının arka planı” başlıklı yazısında, şu iddiada bulundu:

“Saraya giden CHP’li” tartışması, CHP’li belediye başkanlarına yönelik FETÖ suçlaması ve son olarak Mansur Yavaş’a yönelik başlatılan iftira kampanyasının tek hedefi vardır: CHP’yi mümkün olduğunca kuşatmak, kriminalize etmek ve CHP’nin en zayıf anında seçime gitmektir. AK Parti, daha önce kendi büyükşehir belediye başkanlarını görevden aldığında şu iddiayı dile getirmiştik: “Bu bir erken seçim çalışmasıdır. AK Parti, kendi belirlediği koşullarda seçime gidecektir. O nedenle muhalefet, bir an önce erken seçime gitme kararlılığını ortaya koymalıdır.” Bu gün de yapılan tam anlamıyla bir seçim çalışması için alan temizliğidir.”

Ali Haydar Fırat, YouTube üzerinden yayın yapan “Babıali TV”de bu cümleleriyle ne demek istediğini anlattı ve Gazeteci Suat Toktaş’ın sorularını cevapladı.

“Erdoğan, “Millet İttifakı’nın parçalanması çok önemli” demişti”

Türkiye siyasetini yeniden dizayn etme çabasının hayata geçirilmekte olduğunu ifade eden Fırat, “Bunun hedefinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) olduğunu düşünüyorum. Her hafta CHP ile ilgili bir gündem belirleniyor. Her hafta, CHP’nin içinde olduğu bir gündem var. Bu gündem, kendiliğinden gelişen bir gündem değil” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Macaristan’dan dönüşünde uçakta gazetecilere söylediği “Millet İttifakı’nın parçalanması çok önemli” sözünü hatırlatan Fırat, eski Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün’ün Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş hakkındaki iddiasının arka planı hakkında pek çok iddianın konuşulduğunu söyledi.

Bu iddiaları, “Sinan Aygün’ün AK Parti ile, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile anlaştığı” şeklinde özetleyen Fırat, meselenin daha başka bir boyutu olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Dikkat ederseniz, sürekli olarak CHP’yi birtakım ilişkiler içerisinde göstermeye çalışıyorlar. Nedir bu? Bir, terör örgütleriyle buluşturmak, onlarla birlikte anmak; yani HDP üzerinden bir biçimde PKK ile ilişkilendirmek, bu yetmiyor, dönüp FETÖ üzerinden bir ilişkilendirme kurmak istiyorlar. Bu yetmiyor, en çok AK Parti’ye yönelik olarak dile getirilen bu kent rantlarının dağıtımı ile ilgili, en son Şehir Üniversitesi örneğinde olduğu gibi, şunu söylemeye çalışıyorlar bir taraftan da: ‘Aslında siz de temiz değilsiniz’ vesaire; ama daha büyük bir mesele var, o da şudur:

“Rant düzeni değiştikçe AK Parti’nin seçim kazanması zorlaşıyor”

AK Parti, tamamıyla kent rantlarından beslenen bir parti. AK Parti, kent rantlarıyla kurulan bir parti. Yani sadece kendi örgütünü bununla finanse etmiyor; kuruluşu da buna dayanıyor. Bununla, kent rantıyla bir medya düzeni kurdu, kent rantıyla bir siyasal düzen kurdu, kent rantıyla cemaatleri, tarikatları fonladı ve bütün bunların neticesinde kent rantıyla bir sosyoloji oluşturdu.

Şimdi, Sayın Mansur Yavaş, Sayın Ekrem İmamoğlu, Antalya’da Muhittin Böcek, Adana’da Zeydan Karalar, Mersin’de Vahap Seçer, bunlar yeni bir kent düzeni kuruyorlar ve bu kent düzeninin paraları, yandaş müteahhitlere gitmiyor; ya da medyaya gitmiyor. Cemaatlere ve tarikatlara gitmiyor. Bu, şu demektir: Bu, zaten halihazırda yıpranmış bir iktidarın gireceği bir seçimi kaybetme olasılığını çok çok yükseltiyor. Yani bugün kime sorarsanız sorun, AK Parti’de de istediğiniz insana sorun, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde 50’yi bulur mu ilk turda?’ ya da ‘bulma olasılığı var mı?’ Herkes, buna ‘hayır’ der.”

“Orta sınıf Ali Babacan’a yönelecek”

AK Parti döneminde zenginleşen sınıfın kendisini güvencede hissetmediğini, demokrasi ve hukuk alanında AK Parti’ye güvenmediğini ve dolayısıyla kendisine yeni bir alan aradığını belirten Fırat, AK Parti döneminde oluşan orta sınıfın, özellikle Ali Babacan’a yöneleceğini düşündüğünü ifade etti.

Fırat, iktidarın hem bu durumu hem de ekonominin toparlanmayacağını, hem de dış politikada büyük bir sıkışma içerisinde olduğunu gördüğünü belirterek, AK Parti’nin bu sebeplerle, kendisine rakip olacak aktörleri tasfiye etmek istediğini söyledi.

AK Parti’nin hiçbir zaman, kendisinin belirlemediği şartlarda seçime gitmediğinin altını çizen Fırat, sözlerine şöyle devam etti:

“İktidar, kendine uygun bir erken seçimin şartlarını oluşturmaya çalışıyor”

“Ben, AK Parti’nin bir tasarımı, bir projeksiyonu, bir hedefi olduğunu, bir planlaması olduğunu, biz zaman çizelgesi olduğunu düşünüyorum ve bu zaman çizelgesi, nihayetinde mutlak surette erken seçime gidecektir. Yoksa şunu açıklayamazsınız: Neden her hafta 3-5 tane belediyeye kayyım atanıyor? Yani bu insanların suçları vesaire biliniyorsa, bunların hepsine birden kayyım atanabilir.

“Ne pahasına olursa olsun iktidarı devretmek istemiyorlar”

İkinci mesele şu: Ceylanpınar’da kendisi bir kayyım atamıyor, kendi partisinden olduğu için; Meclis içinden seçiyor.”

AK Parti’nin devletleşen bir parti olduğunu ve her ne pahasına olursa olsun, hiçbir şartta iktidarı devretmek istemediğini ifade eden Fırat, “Bunun korkusunu ve kaygısını yaşıyor. O yüzden, demokratik süreçleri asla ve asla uygulamıyor” dedi.

“FETÖ’den şikâyet eden iktidar, yargıda FETÖ yöntemlerini uyguluyor”

FETÖ’den şikâyet eden iktidarın, yargılamalarda aynı FETÖ yöntemlerini kullandığını; “Gizli Tanık”ların kullanıldığını, gizlilik kararı olan davaların dosyalarının iktidara yakın medyada ifşa edildiğini, insanların yargılanmadan örgüt mensubu ilân edildiklerini  belirten Fırat, sözlerine şöyle devam etti:

“Sayın Mahir Ünal diyor ki, ‘Biz, kendi içimizde o temizliği yaptık.’ Peki, sen kendi içinde o temizliği neye dayanarak yaptın? Sen, cumhuriyet savcısı mısın? Ya da herhangi bir yargılamayı yapacak bir merci misin? Kendi içinde mahkeme mi kurdun? Hayır. Peki, başka partilere mensup insanlar, günün birinde ‘Yaa biz de kendi içimizde temizlik yaptık’ (derlerse?) Yani siz, kamuoyuna bunun bilgisini verdiniz mi? ‘Biz, şu kadar insanı partiden attık.’ Bu yetmiyor ki. Yarın öbür gün herhangi bir PKK’lı çıkıp dese ki “Biz, kendi içimizde temizlik yaptık’, bu onun suçsuz olduğunu ortaya çıkarır mı?”

Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanabilir mi?

Gazeteci Suat Toktaş, Şamil Tayyar’ın “Yolsuzluk iddiası ispatlanırsa Meclis üyelerinden biri başkan olur; FETÖ ilişkisi ispatlanırsa da atanan kayyım başkan olur” şeklindeki tweet’ini hatırlatarak, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanabilir mi?” diye sordu.

İktidarın, “millî irade”yi hiçe saymak için canhıraş bir çaba içerisinde olduğunu söyleyen Fırat, buna 31 Mart seçimleri sonrasında tanıklık edildiğini, ancak halkın 23 Haziran’da buna çok net bir cevap verdiğini hatırlattı.

Fırat, son zamanlarda kamuoyunda Mansur Yavaş’ın çok başarılı bir başkanlık yürüttüğü kanaati oluştuğunu belirterek, bu algının ve beğeninin, kendisine oy veren kitlenin dışındaki kesimlere de yayıldığına dikkati çekti. Mansur Yavaş’ın ilgi odağı haline gelmesi üzerine bazı AK Parti’lilerin “Acaba Mansur Yavaş mı CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olacak?” diye sormaya başladıklarına işaret eden Fırat, CHP’de kim başarılı olursa, onun hakkında bir senaryonun başlatıldığını söyledi.

Mansur Yavaş’ın, “Rant, Ankara’da belli kişilere akıyor” dediğini hatırlatan Fırat, iktidarla yakın olan bu “belli kişiler”in, kent rantlarını geri almak istediklerini söyledi. Fırat, bu kişilerin, “Eğer biz, bu kent rantlarını alamıyorsak ve bu insanları görevden alamıyorsak, bir biçimde terör şeyini (iddiasını) ortaya koyalım; oradan da bir kayyım atayalım” diye düşünüyor olabileceklerini dile getirdi.

AK Parti’nin aslında demokratik siyaseti felç etmek istediğini ileri süren Fırat, konuşmasına şöyle devam etti:

“Şöyle bir tablo aklınıza getirin: Mansur Bey’in yerine bir kayyım atandığını düşünün. Bunu Ankara’da insanlar kabul eder mi? Ben, şuna inanıyorum: Aslında HDP’li belediyelere atanan kayyımlardan beklenen şuydu: AK Parti, şunu bekliyor: Orada Kürtlerin sokağa çıkmasını istiyor. Bunu görmedik. Kürtler, her şeye rağmen demokratik sürecin işleyeceğine olan inançla, hâlâ bekliyorlar. Herhangi bir şiddet göstermiyorlar vesaire. Ben, Türkiye’de demokratik süreçlerin, AK Parti tarafından, bu kayyım meseleleriyle, yani Ankara ve sonrasında İstanbul’la ilgili olarak bir planının olduğunu düşünüyorum ve dolayısıyla ‘Eğer biz, seçime gidemiyorsak, bir tür kaotik bir atmosfer yaratıp, en azından bir tür devlet zoruyla işleri halledelim’ gibi bir çaba içinde olduklarını düşünüyorum.”

“Bu, önceden planlanmış, taşları döşenmiş bir süreç”

İktidarın canhıraş biçimde Sinan Aygün’ün iddialarına sarılacağını ve bunu kullanacağını ifade eden Fırat, bu sürecin de Sinan Aygün’ün aklıyla işleyen bir süreç olmadığını, bu sürecin önceden planlandığını, yapı taşlarının döşendiği bir süreç olduğunu ileri sürdü.

Mansur Yavaş’ın Sinan Aygün’le herhangi bir görüşme yapmadığını, Aygün’den doğrudan ya da dolaylı bir talebinin olmadığını belirten Fırat, şunları söyledi:

“Peki, iki kişinin bile böyle bir ilişkisi yokken ki, 2016 yılındaki plan notuna baktığınız zaman, o zaman verilen önergede Sinan Aygün’ün, 32 derslikli bir okulu vaat ettiği görülüyor. İstenen paranın da buna dönük bir para olduğu söyleniyor ve hatta CHP’liler, yaptıkları yazılı açıklamada şunu söylüyorlar: Diyorlar ki, ‘Biz, Sinan Aygün’e, ‘Bak böyle bir durum var. Dolayısıyla AK Parti ve MHP bizi sıkıştırıyor. Lütfen sen bu taahhüdünü yerine getir’ derken, (Aygün) ‘Siz bundan vazgeçin’ diyor. Onlar da ‘Peki, biz vazgeçtiğimizde ne olacak? Siz ne yapacaksınız)’ (diye sorduklarında) ‘Ben AK Parti ile MHP’yi ikna ederim’ diyor.

Şimdi böyle bir ilişki sistematiği içinden çıkan bir yapının, yani AK Parti ile MHP’yi ikna edeceğini söyleyen bir kişinin, AK Parti ve MHP ile ilişkisinin olmadığını düşünmek, mantıksız. Dolayısıyla ben, bir tür ilişkinin kurulduğunu düşünüyorum.”

“Mansur Yavaş’ın yerine geçirilebilecek 2 kişi üzerinde duruluyor”

Medyada iktidara yakın gazetecilerin, Mansur Yavaş’ın suç işlediğini ve dolayısıyla görevden alınıp yerine Belediye Meclisi üyelerinden birinin seçilebileceğini ileri sürdüklerine işaret eden Fırat, şunları söyledi:

“Hatta Ankara’da öyle dedikodular dolaşıyor ki, AK Parti içinden 2 kişinin ismi üzerinde duruluyor. Yani ‘Bunu mu yapalım, bunu mu yapalım?’ gibi bir durum da söz konusu. (…) O isimler bile konuşulmaya başlanmış durumda. Ankara halkı, elbette ki Türkiye’deki bütün demokratik kamuoyu, bu antidemokratik anlayışa, uygulamalara ve bu kumpasa karşı çok ciddi bir biçimde karşı durmak zorundadır. Ben, bunun bir kumpas olduğunu düşünüyorum.”

“Aygün’ün kendisi bile söz konusu paranın okul için istendiğini söyledi”

Sinan Aygün’ün kendisinin bile ‘Kimse benden 25 milyonu cebine indirmek için istemedi. Bu, okulun bedeli olarak ifade edildi’ dediğine dikkati çeken Fırat, program sunucusu Toktaş’ın “Suç duyurusu çökmüş oldu o zaman; rüşvet iddiası…” yorumunu ‘Evet’ diyerek onayladı.

CHP’li belediye meclisi üyelerinin Aygün’e, “Bizimle ilgili ne biliyorsan açıkla. Biz de her türlü hesabı vermeye hazırız” dediklerini belirten Fırat, Aygün’ün buna karşı herhangi bir söz söylemediğini kaydetti.

Ali Haydar Fırat, şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye, demokratik süreçlerin askıya alınmasıyla karşı karşıya”

“Dolayısıyla mesele, şunda düğümleniyor: Bu bir plan. Bu bir proje. Bu, ‘Ankara’yı, İstanbul’u, diğer kentleri nasıl alırız, muhalefetin elinden?’ Ya da ‘Biz seçime nasıl gideriz? Nasıl bir zemin yaratırız? Nasıl kaotik bir atmosfer yaratırız? Bu tür kaotik atmosfer içerisinde bir tür yine bir beka meselesi, Efendim ülke çok zor durumda. Çok büyük tehditler altındayız imajı, algısı ve atmosferini oluştururuz?’ Bütün bunlara dönük bir çaba… Ama bence Türkiye, bir erken seçim atmosferindedir. AK Parti, kendisini buna hazırlamıştır, ortağıyla birlikte ve Türkiye, bu anlamda demokratik süreçleri askıya alan, demokratik süreçleri bir biçimde akamete uğratan bir durumla karşı karşıyadır.”

Fırat, Sinan Aygün’ün televizyon yayınlarındaki konuşmalarıyla bir kamuoyu oluşturulmak istendiğini belirterek, CHP’nin başarılı isimlerinin negatif anlamda konu edilmeye devam edileceğini düşündüğünü söyledi.

“Mansur Yavaş’ın yerine Asım Balcı’yı getirmeyi konuşuyorlar”

Fırat, bir soru üzerine, AK Parti içinde Mansur Yavaş görevden alındığında yerine seçilebilecek isimlerin kimler olabileceğine dair yaptığı müzakerelerde ismi en çok geçen kişinin, Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı olduğunu söyledi. Fırat, bunun kabul edilebilir bir şey olmadığını vurguladı. Fırat, Mansur Yavaş’ın aslında daha önceki seçimi de kazandığını, 5 yıl boyunca buna sabrettiğini ve halkın, kazanılmış ancak elinden alınmış olan Belediye Başkanlığı yetkisini tekrar ona verdiğini dile getirdi.

Fırat, “Ama birileri, hâlâ birtakım ayak oyunlarıyla bu süreci tersine çevirmeye çalışıyorlar. Hani hep şunu söylüyorlardı ya; ‘Sandığa gidelim, millî iradeye soralım. En doğru kararı o verecektir.’ Şimdi millî iradenin başka bir yöne kaydığını gördüler. Şimdi onu devlet zoruyla, devlet müdahalesiyle nasıl kendilerine tekrar kanalize edebileceklerini düşünüyorlar” diye konuştu.

“Bu teşebbüs, tarihe ‘müteahhit müdahalesi’ olarak geçecektir”

Mansur Yavaş’ın rant ve yağma düzenini değiştirme sözü verdiğini ve bunun gereğini yerine getirmeye çalıştığını ifade eden Fırat, bu müdahalenin tarihe “müteahhit müdahalesi” olarak geçeceğini söyledi.

“Eski genel başkanlarına ‘dolandırıcı’ diyenler, başkalarına ne demezler?”

Fırat, “Birkaç yıl önce Başbakanlık yapmış, genel başkanlıklarını yapmış olan bir insana bile (Davutoğlu’na) ne tür ithamlarda bulundular. Onu sevdiğimiz ya da saydığımız için bunu söylemiyorum. Daha kendi partilerinden ayrılanlara bile her türlü ithamı yapan insanlar, başka partideki insanlara bunu yapmamaları düşünülebilir mi?” diye sordu.

“Bunun altına imza atan herkes, bunun altında kalır”

Mansur Yavaş’ın AK Parti’den de, MHP’den de, CHP’den de, İYİ Parti’den de, HDP’den de oy alarak, her kesimin desteğiyle seçildiğini belirten Fırat, halkın bu kazanılmış hakkı kolay kolay vermeyeceğini söyledi. Mansur Yavaş’ı görevden alma teşebbüsünün AK Parti açısından bir intihar olduğunu vurgulayan Fırat, yapılan planın gerçekleştirilemeyeceğine inandığını ifade ederek, “Türkiye’nin bambaşka dinamikleri vardır. Türkiye’nin oturmuş, öyle ya da böyle bir sağduyusu vardır. Ben, isteseler de böyle bir şeyi hayata geçireceklerini düşünmüyorum. Kimse bunun altına imza atmaz. Çünkü bunun altına imza atan herkes, bunun altında kalır” diye konuştu.

Hiç yorum yok: