Politikyol.com’un Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat, Ankara’daki rant ve yağma düzenini değiştirmek isteyen Mansur Yavaş’a karşı Sinan Aygün’ün iddiaları ile bir kumpas kurulduğunu ileri sürdü. Siyaset kulislerinde, rüşvet suçlamasıyla Yavaş’ın görevden alınıp yerine Asım Balcı’nın getirilebileceğnin konuşulduğunu belirten Fırat, bu planın altına imza atan herkesin, bunun altında kalacağı uyarısında bulundu.
Önce yazdı, sonra da
Babıali TV’de konuştu
Politikyol.com’un Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat, “Mansur
Yavaş’a yönelik saldırının arka planı” başlıklı yazısında, şu iddiada bulundu:
“Saraya giden CHP’li” tartışması, CHP’li belediye
başkanlarına yönelik FETÖ suçlaması ve son olarak Mansur Yavaş’a yönelik
başlatılan iftira kampanyasının tek hedefi vardır: CHP’yi mümkün olduğunca
kuşatmak, kriminalize etmek ve CHP’nin en zayıf anında seçime gitmektir. AK
Parti, daha önce kendi büyükşehir belediye başkanlarını görevden aldığında şu
iddiayı dile getirmiştik: “Bu bir erken seçim çalışmasıdır. AK Parti, kendi
belirlediği koşullarda seçime gidecektir. O nedenle muhalefet, bir an önce
erken seçime gitme kararlılığını ortaya koymalıdır.” Bu gün de yapılan tam
anlamıyla bir seçim çalışması için alan temizliğidir.”
Ali Haydar Fırat, YouTube üzerinden yayın yapan “Babıali TV”de
bu cümleleriyle ne demek istediğini anlattı ve Gazeteci Suat Toktaş’ın
sorularını cevapladı.
“Erdoğan, “Millet
İttifakı’nın parçalanması çok önemli” demişti”
Türkiye siyasetini yeniden dizayn etme çabasının hayata
geçirilmekte olduğunu ifade eden Fırat, “Bunun hedefinde Cumhuriyet Halk
Partisi’nin (CHP) olduğunu düşünüyorum. Her hafta CHP ile ilgili bir gündem
belirleniyor. Her hafta, CHP’nin içinde olduğu bir gündem var. Bu gündem,
kendiliğinden gelişen bir gündem değil” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Macaristan’dan
dönüşünde uçakta gazetecilere söylediği “Millet İttifakı’nın parçalanması çok
önemli” sözünü hatırlatan Fırat, eski Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan
Aygün’ün Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş hakkındaki iddiasının
arka planı hakkında pek çok iddianın konuşulduğunu söyledi.
Bu iddiaları, “Sinan Aygün’ün AK Parti ile, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı ile anlaştığı” şeklinde özetleyen Fırat, meselenin daha başka
bir boyutu olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Dikkat ederseniz, sürekli olarak CHP’yi birtakım ilişkiler
içerisinde göstermeye çalışıyorlar. Nedir bu? Bir, terör örgütleriyle buluşturmak,
onlarla birlikte anmak; yani HDP üzerinden bir biçimde PKK ile ilişkilendirmek,
bu yetmiyor, dönüp FETÖ üzerinden bir ilişkilendirme kurmak istiyorlar. Bu
yetmiyor, en çok AK Parti’ye yönelik olarak dile getirilen bu kent rantlarının
dağıtımı ile ilgili, en son Şehir Üniversitesi örneğinde olduğu gibi, şunu
söylemeye çalışıyorlar bir taraftan da: ‘Aslında siz de temiz değilsiniz’
vesaire; ama daha büyük bir mesele var, o da şudur:
“Rant düzeni
değiştikçe AK Parti’nin seçim kazanması zorlaşıyor”
AK Parti, tamamıyla kent rantlarından beslenen bir parti. AK
Parti, kent rantlarıyla kurulan bir parti. Yani sadece kendi örgütünü bununla
finanse etmiyor; kuruluşu da buna dayanıyor. Bununla, kent rantıyla bir medya
düzeni kurdu, kent rantıyla bir siyasal düzen kurdu, kent rantıyla cemaatleri,
tarikatları fonladı ve bütün bunların neticesinde kent rantıyla bir sosyoloji
oluşturdu.
Şimdi, Sayın Mansur Yavaş, Sayın Ekrem İmamoğlu, Antalya’da
Muhittin Böcek, Adana’da Zeydan Karalar, Mersin’de Vahap Seçer, bunlar yeni bir
kent düzeni kuruyorlar ve bu kent düzeninin paraları, yandaş müteahhitlere
gitmiyor; ya da medyaya gitmiyor. Cemaatlere ve tarikatlara gitmiyor. Bu, şu
demektir: Bu, zaten halihazırda yıpranmış bir iktidarın gireceği bir seçimi
kaybetme olasılığını çok çok yükseltiyor. Yani bugün kime sorarsanız sorun, AK
Parti’de de istediğiniz insana sorun, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzde 50’yi bulur
mu ilk turda?’ ya da ‘bulma olasılığı var mı?’ Herkes, buna ‘hayır’ der.”
“Orta sınıf Ali
Babacan’a yönelecek”
AK Parti döneminde zenginleşen sınıfın kendisini güvencede
hissetmediğini, demokrasi ve hukuk alanında AK Parti’ye güvenmediğini ve
dolayısıyla kendisine yeni bir alan aradığını belirten Fırat, AK Parti
döneminde oluşan orta sınıfın, özellikle Ali Babacan’a yöneleceğini düşündüğünü
ifade etti.
Fırat, iktidarın hem bu durumu hem de ekonominin toparlanmayacağını,
hem de dış politikada büyük bir sıkışma içerisinde olduğunu gördüğünü
belirterek, AK Parti’nin bu sebeplerle, kendisine rakip olacak aktörleri
tasfiye etmek istediğini söyledi.
AK Parti’nin hiçbir zaman, kendisinin belirlemediği
şartlarda seçime gitmediğinin altını çizen Fırat, sözlerine şöyle devam etti:
“İktidar, kendine
uygun bir erken seçimin şartlarını oluşturmaya çalışıyor”
“Ben, AK Parti’nin bir tasarımı, bir projeksiyonu, bir
hedefi olduğunu, bir planlaması olduğunu, biz zaman çizelgesi olduğunu
düşünüyorum ve bu zaman çizelgesi, nihayetinde mutlak surette erken seçime
gidecektir. Yoksa şunu açıklayamazsınız: Neden her hafta 3-5 tane belediyeye
kayyım atanıyor? Yani bu insanların suçları vesaire biliniyorsa, bunların
hepsine birden kayyım atanabilir.
“Ne pahasına olursa
olsun iktidarı devretmek istemiyorlar”
İkinci mesele şu: Ceylanpınar’da kendisi bir kayyım
atamıyor, kendi partisinden olduğu için; Meclis içinden seçiyor.”
AK Parti’nin devletleşen bir parti olduğunu ve her ne
pahasına olursa olsun, hiçbir şartta iktidarı devretmek istemediğini ifade eden
Fırat, “Bunun korkusunu ve kaygısını yaşıyor. O yüzden, demokratik süreçleri
asla ve asla uygulamıyor” dedi.
“FETÖ’den şikâyet
eden iktidar, yargıda FETÖ yöntemlerini uyguluyor”
FETÖ’den şikâyet eden iktidarın, yargılamalarda aynı FETÖ
yöntemlerini kullandığını; “Gizli Tanık”ların kullanıldığını, gizlilik kararı
olan davaların dosyalarının iktidara yakın medyada ifşa edildiğini, insanların
yargılanmadan örgüt mensubu ilân edildiklerini belirten Fırat, sözlerine şöyle devam etti:
“Sayın Mahir Ünal diyor ki, ‘Biz, kendi içimizde o temizliği
yaptık.’ Peki, sen kendi içinde o temizliği neye dayanarak yaptın? Sen,
cumhuriyet savcısı mısın? Ya da herhangi bir yargılamayı yapacak bir merci
misin? Kendi içinde mahkeme mi kurdun? Hayır. Peki, başka partilere mensup
insanlar, günün birinde ‘Yaa biz de kendi içimizde temizlik yaptık’ (derlerse?)
Yani siz, kamuoyuna bunun bilgisini verdiniz mi? ‘Biz, şu kadar insanı partiden
attık.’ Bu yetmiyor ki. Yarın öbür gün herhangi bir PKK’lı çıkıp dese ki “Biz,
kendi içimizde temizlik yaptık’, bu onun suçsuz olduğunu ortaya çıkarır mı?”
Ankara Büyükşehir
Belediyesi’ne kayyım atanabilir mi?
Gazeteci Suat Toktaş, Şamil Tayyar’ın “Yolsuzluk iddiası
ispatlanırsa Meclis üyelerinden biri başkan olur; FETÖ ilişkisi ispatlanırsa da
atanan kayyım başkan olur” şeklindeki tweet’ini hatırlatarak, “Ankara
Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanabilir mi?” diye sordu.
İktidarın, “millî irade”yi hiçe saymak için canhıraş bir çaba
içerisinde olduğunu söyleyen Fırat, buna 31 Mart seçimleri sonrasında tanıklık
edildiğini, ancak halkın 23 Haziran’da buna çok net bir cevap verdiğini
hatırlattı.
Fırat, son zamanlarda kamuoyunda Mansur Yavaş’ın çok
başarılı bir başkanlık yürüttüğü kanaati oluştuğunu belirterek, bu algının ve
beğeninin, kendisine oy veren kitlenin dışındaki kesimlere de yayıldığına dikkati
çekti. Mansur Yavaş’ın ilgi odağı haline gelmesi üzerine bazı AK Parti’lilerin “Acaba
Mansur Yavaş mı CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olacak?” diye sormaya
başladıklarına işaret eden Fırat, CHP’de kim başarılı olursa, onun hakkında bir
senaryonun başlatıldığını söyledi.
Mansur Yavaş’ın, “Rant, Ankara’da belli kişilere akıyor”
dediğini hatırlatan Fırat, iktidarla yakın olan bu “belli kişiler”in, kent
rantlarını geri almak istediklerini söyledi. Fırat, bu kişilerin, “Eğer biz, bu
kent rantlarını alamıyorsak ve bu insanları görevden alamıyorsak, bir biçimde
terör şeyini (iddiasını) ortaya koyalım; oradan da bir kayyım atayalım” diye
düşünüyor olabileceklerini dile getirdi.
AK Parti’nin aslında demokratik siyaseti felç etmek
istediğini ileri süren Fırat, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şöyle bir tablo aklınıza getirin: Mansur Bey’in yerine bir
kayyım atandığını düşünün. Bunu Ankara’da insanlar kabul eder mi? Ben, şuna
inanıyorum: Aslında HDP’li belediyelere atanan kayyımlardan beklenen şuydu: AK
Parti, şunu bekliyor: Orada Kürtlerin sokağa çıkmasını istiyor. Bunu görmedik.
Kürtler, her şeye rağmen demokratik sürecin işleyeceğine olan inançla, hâlâ
bekliyorlar. Herhangi bir şiddet göstermiyorlar vesaire. Ben, Türkiye’de
demokratik süreçlerin, AK Parti tarafından, bu kayyım meseleleriyle, yani
Ankara ve sonrasında İstanbul’la ilgili olarak bir planının olduğunu
düşünüyorum ve dolayısıyla ‘Eğer biz, seçime gidemiyorsak, bir tür kaotik bir
atmosfer yaratıp, en azından bir tür devlet zoruyla işleri halledelim’ gibi bir
çaba içinde olduklarını düşünüyorum.”
“Bu, önceden
planlanmış, taşları döşenmiş bir süreç”
İktidarın canhıraş biçimde Sinan Aygün’ün iddialarına
sarılacağını ve bunu kullanacağını ifade eden Fırat, bu sürecin de Sinan Aygün’ün
aklıyla işleyen bir süreç olmadığını, bu sürecin önceden planlandığını, yapı
taşlarının döşendiği bir süreç olduğunu ileri sürdü.
Mansur Yavaş’ın Sinan Aygün’le herhangi bir görüşme
yapmadığını, Aygün’den doğrudan ya da dolaylı bir talebinin olmadığını belirten
Fırat, şunları söyledi:
“Peki, iki kişinin bile böyle bir ilişkisi yokken ki, 2016
yılındaki plan notuna baktığınız zaman, o zaman verilen önergede Sinan Aygün’ün,
32 derslikli bir okulu vaat ettiği görülüyor. İstenen paranın da buna dönük bir
para olduğu söyleniyor ve hatta CHP’liler, yaptıkları yazılı açıklamada şunu
söylüyorlar: Diyorlar ki, ‘Biz, Sinan Aygün’e, ‘Bak böyle bir durum var.
Dolayısıyla AK Parti ve MHP bizi sıkıştırıyor. Lütfen sen bu taahhüdünü yerine
getir’ derken, (Aygün) ‘Siz bundan vazgeçin’ diyor. Onlar da ‘Peki, biz
vazgeçtiğimizde ne olacak? Siz ne yapacaksınız)’ (diye sorduklarında) ‘Ben AK
Parti ile MHP’yi ikna ederim’ diyor.
Şimdi böyle bir ilişki sistematiği içinden çıkan bir
yapının, yani AK Parti ile MHP’yi ikna edeceğini söyleyen bir kişinin, AK Parti
ve MHP ile ilişkisinin olmadığını düşünmek, mantıksız. Dolayısıyla ben, bir tür
ilişkinin kurulduğunu düşünüyorum.”
“Mansur Yavaş’ın
yerine geçirilebilecek 2 kişi üzerinde duruluyor”
Medyada iktidara yakın gazetecilerin, Mansur Yavaş’ın suç
işlediğini ve dolayısıyla görevden alınıp yerine Belediye Meclisi üyelerinden
birinin seçilebileceğini ileri sürdüklerine işaret eden Fırat, şunları söyledi:
“Hatta Ankara’da öyle dedikodular dolaşıyor ki, AK Parti
içinden 2 kişinin ismi üzerinde duruluyor. Yani ‘Bunu mu yapalım, bunu mu
yapalım?’ gibi bir durum da söz konusu. (…) O isimler bile konuşulmaya
başlanmış durumda. Ankara halkı, elbette ki Türkiye’deki bütün demokratik
kamuoyu, bu antidemokratik anlayışa, uygulamalara ve bu kumpasa karşı çok ciddi
bir biçimde karşı durmak zorundadır. Ben, bunun bir kumpas olduğunu
düşünüyorum.”
“Aygün’ün kendisi
bile söz konusu paranın okul için istendiğini söyledi”
Sinan Aygün’ün kendisinin bile ‘Kimse benden 25 milyonu
cebine indirmek için istemedi. Bu, okulun bedeli olarak ifade edildi’ dediğine
dikkati çeken Fırat, program sunucusu Toktaş’ın “Suç duyurusu çökmüş oldu o
zaman; rüşvet iddiası…” yorumunu ‘Evet’ diyerek onayladı.
CHP’li belediye meclisi üyelerinin Aygün’e, “Bizimle ilgili
ne biliyorsan açıkla. Biz de her türlü hesabı vermeye hazırız” dediklerini
belirten Fırat, Aygün’ün buna karşı herhangi bir söz söylemediğini kaydetti.
Ali Haydar Fırat, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye, demokratik
süreçlerin askıya alınmasıyla karşı karşıya”
“Dolayısıyla mesele, şunda düğümleniyor: Bu bir plan. Bu bir
proje. Bu, ‘Ankara’yı, İstanbul’u, diğer kentleri nasıl alırız, muhalefetin
elinden?’ Ya da ‘Biz seçime nasıl gideriz? Nasıl bir zemin yaratırız? Nasıl
kaotik bir atmosfer yaratırız? Bu tür kaotik atmosfer içerisinde bir tür yine
bir beka meselesi, Efendim ülke çok zor durumda. Çok büyük tehditler altındayız
imajı, algısı ve atmosferini oluştururuz?’ Bütün bunlara dönük bir çaba… Ama
bence Türkiye, bir erken seçim atmosferindedir. AK Parti, kendisini buna hazırlamıştır,
ortağıyla birlikte ve Türkiye, bu anlamda demokratik süreçleri askıya alan,
demokratik süreçleri bir biçimde akamete uğratan bir durumla karşı karşıyadır.”
Fırat, Sinan Aygün’ün televizyon yayınlarındaki
konuşmalarıyla bir kamuoyu oluşturulmak istendiğini belirterek, CHP’nin
başarılı isimlerinin negatif anlamda konu edilmeye devam edileceğini
düşündüğünü söyledi.
“Mansur Yavaş’ın
yerine Asım Balcı’yı getirmeyi konuşuyorlar”
Fırat, bir soru üzerine, AK Parti içinde Mansur Yavaş
görevden alındığında yerine seçilebilecek isimlerin kimler olabileceğine dair
yaptığı müzakerelerde ismi en çok geçen kişinin, Altındağ Belediye Başkanı Asım
Balcı olduğunu söyledi. Fırat, bunun kabul edilebilir bir şey olmadığını
vurguladı. Fırat, Mansur Yavaş’ın aslında daha önceki seçimi de kazandığını, 5
yıl boyunca buna sabrettiğini ve halkın, kazanılmış ancak elinden alınmış olan
Belediye Başkanlığı yetkisini tekrar ona verdiğini dile getirdi.
Fırat, “Ama birileri, hâlâ birtakım ayak oyunlarıyla bu
süreci tersine çevirmeye çalışıyorlar. Hani hep şunu söylüyorlardı ya; ‘Sandığa
gidelim, millî iradeye soralım. En doğru kararı o verecektir.’ Şimdi millî
iradenin başka bir yöne kaydığını gördüler. Şimdi onu devlet zoruyla, devlet
müdahalesiyle nasıl kendilerine tekrar kanalize edebileceklerini düşünüyorlar”
diye konuştu.
“Bu teşebbüs, tarihe ‘müteahhit
müdahalesi’ olarak geçecektir”
Mansur Yavaş’ın rant ve yağma düzenini değiştirme sözü
verdiğini ve bunun gereğini yerine getirmeye çalıştığını ifade eden Fırat, bu
müdahalenin tarihe “müteahhit müdahalesi” olarak geçeceğini söyledi.
“Eski genel başkanlarına
‘dolandırıcı’ diyenler, başkalarına ne demezler?”
Fırat, “Birkaç yıl önce Başbakanlık yapmış, genel başkanlıklarını
yapmış olan bir insana bile (Davutoğlu’na) ne tür ithamlarda bulundular. Onu
sevdiğimiz ya da saydığımız için bunu söylemiyorum. Daha kendi partilerinden
ayrılanlara bile her türlü ithamı yapan insanlar, başka partideki insanlara
bunu yapmamaları düşünülebilir mi?” diye sordu.
“Bunun altına imza
atan herkes, bunun altında kalır”
Mansur Yavaş’ın AK Parti’den de, MHP’den de, CHP’den de, İYİ
Parti’den de, HDP’den de oy alarak, her kesimin desteğiyle seçildiğini belirten
Fırat, halkın bu kazanılmış hakkı kolay kolay vermeyeceğini söyledi. Mansur
Yavaş’ı görevden alma teşebbüsünün AK Parti açısından bir intihar olduğunu
vurgulayan Fırat, yapılan planın gerçekleştirilemeyeceğine inandığını ifade
ederek, “Türkiye’nin bambaşka dinamikleri vardır. Türkiye’nin oturmuş, öyle ya
da böyle bir sağduyusu vardır. Ben, isteseler de böyle bir şeyi hayata
geçireceklerini düşünmüyorum. Kimse bunun altına imza atmaz. Çünkü bunun altına
imza atan herkes, bunun altında kalır” diye konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder