7 Aralık 2018 Cuma

Ruşen Çakır: “Çözüm Süreci” tek taraflı olarak yargılanıyor Cezalandırmalar “Âkil Adamlar”a ve gazetecilere kadar uzanabilir

Medyascope TV Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Ruşen Çakır, “Çözüm Süreci”nin geçmişe dönük olarak yargılandığını ve sürece katkıda bulunanların tek taraflı olarak cezalandırıldığını belirterek, mahkûmiyetlerin “Âkil Adamlar”a ve sürece katkıda bulunan gazetecilere kadar uzanabileceğini söyledi. Çakır, Çözüm Süreci’nde yer alan devlet yetkililerinin yargılanmalarının önüne geçilirken, sivillerin yargılanmasının önünün açıldığına dikkat çekti.

Gazeteci Ruşen Çakır, Medyascope TV’de yayınlanan “Çözüm Süreci’nin hesabı soruluyor” başlıklı yorumunda, Sırrı Süreyya Önder’in cezaevine konulması üzerinden değerlendirmelerde bulundu.

Gazeteler o gün “silahlara veda müjdesi” ile çıkmıştı

Eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in 2013 yılı Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşma sebebiyle ceza alarak bu hafta Kandıra Cezaevi’ne girdiğini belirten Çakır, o konuşmanın yapıldığı günün ertesinde gazetelerin hemen hemen hepsinin “silahlara veda müjdesi” ile çıktığını hatırlattı. Çakır, “O konuşma ve Abdullah Öcalan’ın yollamış olduğu mesaj, vesaire, Türkiye’de yeni bir dönemin başlatıcısı olarak alkışlanmıştı; ama daha sonra olaylar çok hızlı gelişti ve 28 Şubat 2015’teki o meşhur, Dolmabahçe Sarayı’ndaki açıklamanın ardından; HDP milletvekillerinin ve hükümet temsilcilerinin birlikte yaptığı açıklamanın ardından çözüm süreci sona erdi” diye konuştu.

Çözüm Süreci’nin faturası sadece bir tarafa kesilip mahkûm ediliyor

Şimdi bu “Çözüm Süreci”nin hesabının sorulduğuna işaret eden Çakır, geriye dönük olarak, o tarihlerde devletin teşviği ile ve bilgisi dahilinde yürütülen süreçte söylenen sözlerden dolayı, sürecin aktörlerinin bir tarafından hesap sorularak mahkûm edildiklerini ifade etti.

Ruşen Çakır, Fethullahçı savcıların, PKK ile gizli görüşmeler yaptığı iddiasıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı gözaltına almak istediklerini ancak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesiyle bunun engellendiğini hatırlattı. Çakır, daha sonra çıkarılan bir yasa ile bu süreçte yer alan devlet yetkililerin yargılanmasının önüne geçildiğini ancak sivillerin yargılanmasının önüne geçilmediğini kaydetti. Çakır, sürecin faturasının, sadece bir tarafa kesilmek istendiğine işaret etti.
1 Ağustos 2009’da Anakara Polis Akademisinde “Kürt Meselesinin Çözümü / Türkiye Modeline Doğru” başlıklı bir çalıştay düzenlendiğini hatırlatan Çakır, çalıştayı daha sonra Fethullahçı oldukları anlaşılan ve yurt dışına kaçmış olan polis akademisi yöneticilerinin yönettiğini, katılımcıların da gazeteci olduklarını, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın da toplantıyı notlar alarak takip ettiğini anlattı.

Çakır, sonradan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olan İbrahim Kalın’ın da o çalıştaya gazeteci / köşe yazarı sıfatıyla katıldığını hatırlattı. Çakır, Çözüm Süreci’ni özetleyen “Analar Ağlamasın” sloganının, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

Cezalandırmalar, âkil insanlara ve gazetecilere kadar uzanabilir

“Şimdi burada ‘kim yanlış yaptı, kim bozdu’ meselesini bir kenara bırakalım, sonuçta bir şeyler denendi, olmadı ve şimdi deneyen taraf, devletin o dönemdeki temsilcileri bugün de aynı. Birtakım isimler değişse de Erdoğan yine de bu işin sahibi. Erdoğan, artık “Kürt Sorunu”nu telâffuz etmiyor. Bunun bittiğini söylüyor ve milliyetçi bir çizgide Bahçeli ile beraber hareket ediyor ve dolayısıyla Bahçeli’nin o zamandaki bütün eleştirilerinin, karşı çıkmasının, engelleme çalışmalarının bu süreçleri, başarıya ulaştığını görüyoruz. Başarıya ulaşmanın ötesinde, bunun hesabı da soruluyor. Şimdi HDP’lilere yapılan bu şeyin, yarın öbür gün âkil insanlara, biz gazetecilere, başkalarına taşınıp taşınmayacağı belirsiz. Pekalâ olabilir; çünkü malûm, bir linç psikolojisiyle insanlar, anında kurban edilebiliyorlar.

Önder’in fotoğraflarının çekilmesini devlet istemişti

Örneğin Sırrı Süreyya’nın Kandil’deki fotoğrafları servis ediliyor, onun cezaevine girmesini meşrulaştırmak isteyenler tarafından; ama o fotoğrafların çekilmesini devletin istediği gibi çok önemli temel bir realiteyi tabiî ki görmezden geliyorlar. Yarın öbür gün biz gazetecilere de, değişik tarihlerde yaptığımız röportajların, yazdığımız yazıların hesabı da benzer şekillerde sorulabilir.”

Eski güvercinler şahin oldu

Bu konuda önemli olanın, insanların nerede durdukları olduğunun altını çizen Çakır, devletin tavır değiştirmesiyle beraber geçmişte çözüm süreci taraftarı (güvercin) olup da, süreç sona erdikten sonra da “şahin” olan pek çok kişi olduğuna işaret etti.

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: