Medyascope TV Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Ruşen Çakır, “Çözüm
Süreci”nin geçmişe dönük olarak yargılandığını ve sürece katkıda bulunanların
tek taraflı olarak cezalandırıldığını belirterek, mahkûmiyetlerin “Âkil Adamlar”a
ve sürece katkıda bulunan gazetecilere kadar uzanabileceğini söyledi. Çakır, Çözüm
Süreci’nde yer alan devlet yetkililerinin yargılanmalarının önüne geçilirken,
sivillerin yargılanmasının önünün açıldığına dikkat çekti.
Gazeteci Ruşen Çakır, Medyascope TV’de yayınlanan “Çözüm
Süreci’nin hesabı soruluyor” başlıklı yorumunda, Sırrı Süreyya Önder’in
cezaevine konulması üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Gazeteler o gün “silahlara veda müjdesi” ile çıkmıştı
Gazeteler o gün “silahlara veda müjdesi” ile çıkmıştı
Eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in 2013
yılı Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşma sebebiyle ceza alarak bu hafta Kandıra
Cezaevi’ne girdiğini belirten Çakır, o konuşmanın yapıldığı günün ertesinde
gazetelerin hemen hemen hepsinin “silahlara veda müjdesi” ile çıktığını
hatırlattı. Çakır, “O konuşma ve Abdullah Öcalan’ın yollamış olduğu mesaj,
vesaire, Türkiye’de yeni bir dönemin başlatıcısı olarak alkışlanmıştı; ama daha
sonra olaylar çok hızlı gelişti ve 28 Şubat 2015’teki o meşhur, Dolmabahçe
Sarayı’ndaki açıklamanın ardından; HDP milletvekillerinin ve hükümet
temsilcilerinin birlikte yaptığı açıklamanın ardından çözüm süreci sona erdi”
diye konuştu.
Çözüm Süreci’nin faturası
sadece bir tarafa kesilip mahkûm ediliyor
Şimdi bu “Çözüm Süreci”nin hesabının sorulduğuna işaret eden
Çakır, geriye dönük olarak, o tarihlerde devletin teşviği ile ve bilgisi
dahilinde yürütülen süreçte söylenen sözlerden dolayı, sürecin aktörlerinin bir
tarafından hesap sorularak mahkûm edildiklerini ifade etti.
Ruşen Çakır, Fethullahçı savcıların, PKK ile gizli
görüşmeler yaptığı iddiasıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı gözaltına almak
istediklerini ancak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesiyle
bunun engellendiğini hatırlattı. Çakır, daha sonra çıkarılan bir yasa ile bu
süreçte yer alan devlet yetkililerin yargılanmasının önüne geçildiğini ancak
sivillerin yargılanmasının önüne geçilmediğini kaydetti. Çakır, sürecin
faturasının, sadece bir tarafa kesilmek istendiğine işaret etti.
1 Ağustos 2009’da Anakara Polis Akademisinde “Kürt
Meselesinin Çözümü / Türkiye Modeline Doğru” başlıklı bir çalıştay
düzenlendiğini hatırlatan Çakır, çalıştayı daha sonra Fethullahçı oldukları
anlaşılan ve yurt dışına kaçmış olan polis akademisi yöneticilerinin
yönettiğini, katılımcıların da gazeteci olduklarını, dönemin İçişleri Bakanı
Beşir Atalay’ın da toplantıyı notlar alarak takip ettiğini anlattı.
Çakır, sonradan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olan İbrahim Kalın’ın
da o çalıştaya gazeteci / köşe yazarı sıfatıyla katıldığını hatırlattı. Çakır, Çözüm
Süreci’ni özetleyen “Analar Ağlamasın” sloganının, dönemin Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan’a ait olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
Cezalandırmalar, âkil
insanlara ve gazetecilere kadar uzanabilir
“Şimdi burada ‘kim yanlış yaptı, kim bozdu’ meselesini bir
kenara bırakalım, sonuçta bir şeyler denendi, olmadı ve şimdi deneyen taraf,
devletin o dönemdeki temsilcileri bugün de aynı. Birtakım isimler değişse de
Erdoğan yine de bu işin sahibi. Erdoğan, artık “Kürt Sorunu”nu telâffuz
etmiyor. Bunun bittiğini söylüyor ve milliyetçi bir çizgide Bahçeli ile beraber
hareket ediyor ve dolayısıyla Bahçeli’nin o zamandaki bütün eleştirilerinin,
karşı çıkmasının, engelleme çalışmalarının bu süreçleri, başarıya ulaştığını
görüyoruz. Başarıya ulaşmanın ötesinde, bunun hesabı da soruluyor. Şimdi HDP’lilere
yapılan bu şeyin, yarın öbür gün âkil insanlara, biz gazetecilere, başkalarına
taşınıp taşınmayacağı belirsiz. Pekalâ olabilir; çünkü malûm, bir linç
psikolojisiyle insanlar, anında kurban edilebiliyorlar.
Önder’in
fotoğraflarının çekilmesini devlet istemişti
Örneğin Sırrı Süreyya’nın Kandil’deki fotoğrafları servis
ediliyor, onun cezaevine girmesini meşrulaştırmak isteyenler tarafından; ama o
fotoğrafların çekilmesini devletin istediği gibi çok önemli temel bir realiteyi
tabiî ki görmezden geliyorlar. Yarın öbür gün biz gazetecilere de, değişik tarihlerde
yaptığımız röportajların, yazdığımız yazıların hesabı da benzer şekillerde
sorulabilir.”
Eski güvercinler
şahin oldu
Bu konuda önemli olanın, insanların nerede durdukları
olduğunun altını çizen Çakır, devletin tavır değiştirmesiyle beraber geçmişte
çözüm süreci taraftarı (güvercin) olup da, süreç sona erdikten sonra da “şahin”
olan pek çok kişi olduğuna işaret etti.
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder