Yeniçağ gazetesinin Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adaylığının açıklanmasındaki gecikmenin perde arkasına dair kulis bilgilerini yazdı. Takan’a göre Yıldırım, belediye meclisi üyelerini de kendisi belirlemek istiyor. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise, Meclis Üyeliği adaylarının Bilâl Erdoğan ve Berat Albayrak’la birlikte belirlenmesini istiyor. Yıldırım ise bu “beraberliğe” razı olmuyor. Takan, Saray’ın bu konudaki endişesini şu cümleyle özetliyor: “Yıldırım’ın isteklerinin hepsi kabul edilirse, İstanbul Belediye Başkanlığı, Binali Yıldırım Başkanlığı olur.”
Ahmet Takan’ın “Yıldırım, aile içi baskıdan bunaldı”
başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Yok efendim, Binali Yıldırım protokolde yer sıkıntısına düşmüş... Yok efendim, ilçe belediye başkan adaylarının kendisine danışılmadan belirlenmesine çok bozulmuş...vs..vs.. Bazıları doğru, bazıları yanıltıcı bilgiler.. Aslında tümü işin magazin tarafı. Saraydaki anketler, İstanbul’da AKP ile CHP arasında çok az bir farka işaret ediyor. Seçim sonucunu etkileyecek önemli bir kararsız kitlede var. Aslında, R. Erdoğan’ın kafasında ne Binali Yıldırım ne de Süleyman Soylu var. Onun gönlünden geçen hali hazırdaki belediye başkanı Mevlüt Uysal. Ancak Uysal’ın az tanınırlığı yüzünden anketler düşük geliyor ve seçim kaybedilme riski çok yüksek görünüyor. Binali Yıldırım ise önüne gelen bu büyük fırsatta geçmiş tecrübelerini de göz önünde bulundurarak zincirleri kırarak İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmanın hesaplarını yapıyor. Olayın aslı şu; saray kaynaklarından ulaştığım bilgilere göre, Binali Yıldırım’ın, Erdoğan’ın belirlediği ilçe belediye başkan adaylarına pek öyle bir itirazı yok. Sadece bazı ilçe belediye başkanlıklarına kendine yakın isimleri oturtmak için pazarlık yapıyor, ısrarcı oluyor. Bir de belediye meclis üyelerinin belirlenmesinin kendisine bırakılmasını istiyor. İşte büyük kriz de tam bu noktada çıkıyor. Yıldırım, “Belediye meclis üyelerini ben belirleyim” deyince Erdoğan da “O zaman Berat Albayrak ve Bilal Erdoğan ile beraber çalışın. Onlarda da isimler var” cevabını veriyor ve beklemediği bir tepki ile karşılaşıyor:
“Yok efendim, Binali Yıldırım protokolde yer sıkıntısına düşmüş... Yok efendim, ilçe belediye başkan adaylarının kendisine danışılmadan belirlenmesine çok bozulmuş...vs..vs.. Bazıları doğru, bazıları yanıltıcı bilgiler.. Aslında tümü işin magazin tarafı. Saraydaki anketler, İstanbul’da AKP ile CHP arasında çok az bir farka işaret ediyor. Seçim sonucunu etkileyecek önemli bir kararsız kitlede var. Aslında, R. Erdoğan’ın kafasında ne Binali Yıldırım ne de Süleyman Soylu var. Onun gönlünden geçen hali hazırdaki belediye başkanı Mevlüt Uysal. Ancak Uysal’ın az tanınırlığı yüzünden anketler düşük geliyor ve seçim kaybedilme riski çok yüksek görünüyor. Binali Yıldırım ise önüne gelen bu büyük fırsatta geçmiş tecrübelerini de göz önünde bulundurarak zincirleri kırarak İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmanın hesaplarını yapıyor. Olayın aslı şu; saray kaynaklarından ulaştığım bilgilere göre, Binali Yıldırım’ın, Erdoğan’ın belirlediği ilçe belediye başkan adaylarına pek öyle bir itirazı yok. Sadece bazı ilçe belediye başkanlıklarına kendine yakın isimleri oturtmak için pazarlık yapıyor, ısrarcı oluyor. Bir de belediye meclis üyelerinin belirlenmesinin kendisine bırakılmasını istiyor. İşte büyük kriz de tam bu noktada çıkıyor. Yıldırım, “Belediye meclis üyelerini ben belirleyim” deyince Erdoğan da “O zaman Berat Albayrak ve Bilal Erdoğan ile beraber çalışın. Onlarda da isimler var” cevabını veriyor ve beklemediği bir tepki ile karşılaşıyor:
“Beni Berat ve Bilal ile muhatap etmeyin. Siz ne
emrederseniz ben onu yaparım. Ama onlarla pazarlığa girmem.”
Adam haklı mı?.. Haklı!.. Kadir Topbaş örneği ortada.. Gün gelince altının çok rahat oyulacağı bir maceraya neden girsin. Birisinin kafası atınca, en yakın akrabalarına bir telefon edip, “çöpleri toplamayın” dese ve İstanbul’da 3 gün çöpler toplanmasa Binali Yıldırım’ın hali nice olur?.. Bir düşünün...
Binali Yıldırım’ın tek talebinin bu olduğunu da sanmıyorum.
Hazır eline fırsat geçmişken bazı iade-i itibar taleplerinin olmayacağını
düşünmek saflık olur!..
Saray kaynakları Yıldırım’ın restinden sonra aile içinde
oluşan havayı şöyle anlatıyor:
“Yıldırım’ın isteklerinin hepsi kabul edilirse. İstanbul
Belediye Başkanlığı, Binali Yıldırım Başkanlığı olur.”
Her ne kadar etrafa kriz çözülmüş havası da yayılsa aile
içinde sıkıntı giderilmiş değil. O yüzden İstanbul Belediye Başkan adayının
isminin açıklanması Erdoğan’ın Arjantin dönüşüne bırakıldı. Pazarlıklar ne sonuç getirir. Kestirilmesi güç... Sürpriz
olabilir mi?.. Yıldırım, yelkenleri suya indirmez ise olabilir.. Damat ile oğul çok fena kızmış!..”
Sürur Öztürk 26 Kasım'da işaret etmişti
Radyo program yapımcısı Sürur Öztürk, 26 Kasım tarihli tweet’inde, bu anlaşmazlığa işaret etmişti.
Sürur Öztürk 26 Kasım'da işaret etmişti
Radyo program yapımcısı Sürur Öztürk, 26 Kasım tarihli tweet’inde, bu anlaşmazlığa işaret etmişti.
Rüyamda İBB Başkanlığına aday gösterileceği söylenen Binali Yıldırım hayli huzursuz, hatta biraz asabî gözüküyordu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la tartışır gibiydiler… Bir ara “Binali Bey olmazsa Veysel Eroğlu olur” gibi cümleler duydum. Hayırdır inşallah…— Sürur Öztürk (@sururozturk) 26 Kasım 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder