16 Temmuz 2018 Pazartesi

Tezcan’dan Erdoğan’a: Kılıçdaroğlu’na ‘Neredeydin’ diye soruyorsun ama sen, alan güvenliği sağlanana kadar havaalanına inmedin

CHP Parti Sözcüsü Tezcan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıldönümünde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti yönetiminin ve kendisinin darbeye direndiği ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun direnişten uzak durduğu yalan ve iftirası üzerinden propagandaya devam ettiğini ileri sürdü. Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, alan güvenliği sağlanana kadar İstanbul’da havaalanına inmediği halde CHP Genel Başkanına ‘Neredeydin? Niye o evde durdun? Bakırköy Belediye Başkanının evinde ne işin vardı?’ diye sorulmasının insafsız, vicdansız bir iftiradan başka bir şey olmadığını söyledi. Tezcan, darbe teşebbüsünün ertesi günü TBMM’de özel oturum düzenlendiğini ancak Erdoğan’ın Ankara’ya 4 gün sonra geldiğini belirterek, “Sen, niye 4 gün bekledin, Ankara’ya gelmek için?” diye sordu. Tezcan, 2 yıldan bu yana darbenin siyasî ayağının ortaya çıkarılamadığını da dile getirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, güncel siyasî konular hakkında basın mensuplarına bilgi verdi ve muhabirlerin sorularını cevapladı.

20 Temmuz OHAL darbesiyle bir tek adam rejimi inşa edildi

15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıldönümü münasebetiyle bu konuya dair değerlendirmelerde bulunan Tezcan, 15 Temmuz’da siyaset kurumu, millet ve medya olarak hep birlikte kararlı bir direniş gösterildiğini söyledi. İktidarın bu süreçten yeni bir siyasî fırsat yaratmanın peşine düştüğünü ileri süren Tezcan, “Bu süreç içerisinde darbeye karşı demokrasi ekseninde güçlü bir beraberliği kurma fırsatı, ne yazık ki 20 Temmuz OHAL darbesiyle heba edildi ve bunun üzerine bir ‘tek adam rejimi’ inşa edildi” dedi.

AK Parti ve MHP, özel oturum yapılmasını engelledi

15 Temmuz darbe teşebbüsünün birinci yıldönümü münasebetiyle geçen yıl TBMM’de “özel oturum” yapıldığını hatırlatan ve ikinci yıldönümünde yapılmadığına işaret eden Tezcan, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla “özel oturum”un engellediğini kaydetti.

Darbeye direnişten uzak durduğumuz iftirasını atmaya devam ediyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti yönetiminin ve kendisinin darbeye direndiği ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun direnişten uzak durduğu yalan ve iftirası üzerinden propagandaya devam ettiğini söyleyen Tezcan, “Erdoğan, dün bir kere daha yalan söylemiş ve iftira atmıştır” dedi. Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Darbeden sonra Ankara’ya gelmek için neden 4 gün bekledin?

“Şimdi Erdoğan’a soruyoruz: Sen, devletin bütün imkânlarını arkana alıp devletin 4 tane uçağıyla, koruma ordusuyla, alan güvenliği sağlanıncaya kadar İstanbul’da havaalanına inmedin. Bizim tepemize bombalar atılırken sen, henüz daha İstanbul’da havaalanına inmemiştin. Çankırı tünelinde Başbakanın ne işi vardı? Hangarda saklananlar, kimlerdi? Gürcistan’da bulunanlar, kimlerdi? Yunan hava sahasında uçakları gezip, havada güvenlik önlemi alınıncaya kadar kendini garanti altına almaya çalışanlar, kimlerdi? Yani siz, devletin bütün silahlı kuvvetleri ve gücü, polisi, bütün devlet imkânları elinizde, kendi güvenliğinizi sağlayıncaya kadar havaalanına inmeyeceksiniz, Sayın Genel Başkanın güvenliğini sağlayacak bir önlem alınması halinde ‘Neredeydin? Niye o evde durdun? Bakırköy Belediye Başkanının evinde ne işin vardı?’ diyeceksin. Bu, insafsız, vicdansız bir iftiradan başka bir şey değildir. Erdoğan’a soruyorum: Sayın Genel Başkanımız, 16 Temmuz günü henüz daha darbenin etkisi devam ederken, İstanbul’dan uçaklar çalışmazken, TBMM’deki özel oturuma katılmak üzere kara yoluyla Ankara’ya gelmiştir. Sen, niye 4 gün bekledin, Ankara’ya gelmek için? 4 gün sonra gelebildin Ankara’ya. Niye? Güvenlik endişesinden. Ankara’ya 4 gün gelmekten korkan birisinin, ertesi gün TBMM’ye bütün imkânları zorlayarak gelen Genel Başkanımıza söyleyecek hiçbir sözü yoktur.”

Darbenin siyasî ayağı halâ ortaya çıkarılamamıştır
Aradan geçen 2 yıla rağmen halâ darbenin siyasî ayağının ortaya çıkarılamadığını belirten Tezcan, 100 binin üzerinde kişinin ihraç edildiğini, yüz binlerce kişi hakkında işlem yapıldığını ancak darbenin siyasî ayağının ortaya çıkarılamadığını söyledi.

Tezcan, iktidarın 2 yıldan bu yana OHAL yetkilerini darbenin siyasî ayağını gizlemek için kullandığını ileri sürdü. Tezcan, “Darbenin siyasî ayağını araştırmamak için ellerinden geleni yapmışlardır; çünkü siyasî ayak, kendilerine uzanıyor” dedi. Tezcan, “Düşünebiliyor musunuz, bir memur, sıradan bir memur, FETÖ’cü diye ihraç edildiği zaman, değil kendisi, akraba-i tallûkatı, yedi göbek sülâlesine pazarcılık yapmayı bile yasakladılar. Pazarda limon satmasını bile engellediler; ama Erdoğan’a yakın olursanız, kardeşiniz FETÖ’den tutuklu olsa bile, hakkında soruşturma sürse bile, Bakan olabilirsiniz. Bu gün Türkiye’nin geldiği tablo budur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri

Basın toplantısında Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini de değerlendiren Tezcan, yayınlanan 12 kararnamenin, tek adam rejimin bir özeti olduğunu ileri sürdü. Tezcan, “Devlet, tek bir kişinin iki dudağı arasında şekillendirilmektedir.” dedi. TBMM’nin yetkilerinin ‘tek adam’ tarafından gasp edildiğini ileri süren Tezcan, bu sistemin çözüm değil kriz üretecek bir sistem olduğunu iddia etti. Tezcan, “Bakın, daha 3 gün önce yayınladıkları kararnameyle profesör olmayanların rektör olabileceklerini düzenlediler; dün bunu kaldırdılar. Keyfîliğin ölçüsünü ve derecesini göstermesi açısından çarpıcı bir örnektir. Bir kişinin iki dudağı arasında devlet dizayn etmenin vahim sonuçlarını gösteren çarpıcı bir örnektir. 3 gün, 4 gün içerisinde ne kadar hesapsız, kitapsız, planlamadan iş yapıldığının göstergesidir. Tek kişi rejiminin ne kadar kontrolsüz, denetimsiz, hata yapabilme potansiyeli olduğunun çok açık işaretidir.” diye konuştu.

TBMM’nin derhal olaya el koyması gerektiğini ifade eden Tezcan, hukukî olmayan bir düzenin, aynı zamanda kanunsuz hale getirilmekte olduğunu ileri sürdü. Tezcan, devletin, Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile dizayn edildiğini, bunun hukuksuzluğun da ötesinde kanunsuz bir düzen kurulduğunun çok net ifadesi olduğunu iddia etti. Tezcan, milletvekillerinin, milletin kendilerine verdiği yasama yetkilerine sahip çıkmalarını istedi.

“Sürekli OHAL yasası” geliyor

Bu hafta “sürekli OHAL” olarak nitelendirdiği bir düzenlemenin, “Terörle Mücadele Kanunu” adıyla bir yasa tasarısı olarak TBMM’de görüşüleceğini belirten Tezcan, terörle mücadele gerekçesinin, hukuksuzluğun bahanesi olamayacağını belirterek, bu yasa tasarısına karşı bu çerçevede tutum yakınacaklarını söyledi.

Türkiye’nin “militan hakimler ülkesi” olduğunu ileri süren Tezcan, artık hakimlerin, hukuka göre değil siyasî talimatlara göre karar verdiklerini ileri sürdü. Tezcan, siyasî eleştiride bulunanlara ceza verildiğini ancak “oluk oluk kan akacak” diyenlerin militan hakimlerin koruması altına alınıp beraat ettirildiğini dile getirdi.

Enis Berberoğlu’nun tutuklu kalması Anayasa’ya aykırı

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun halâ tahliye edilmediğini hatırlatan Tezcan, Anayasa’nın 83. maddesine göre yeniden milletvekili seçilen kişinin, dokunulmazlık hakkına yeniden kavuştuğunu, yargılamanın devam edebilmesi için de dokunulmazlığının yeniden kaldırılması gerektiğini kaydetti. Tezcan, Berberoğlu’nun bir an önce tahliye edilmesini beklediklerini dile getirdi.

Mutfaktaki enflasyon %30’a dayandı

Basın toplantısında ekonomik sıkıntılara da değinen Tezcan, cari açığın iki katına çıktığını, Türkiye’nin kredi notunun düştüğünü, hayat pahalılığının devam ettiğini söyledi. Tezcan, “Mutfaktaki enflasyon, %30’lara dayandı” dedi.

Olağanüstü Kurultay için yeterli imza toplanamayacak

Basın toplantısının sonunda muhabirlerin sorularını cevaplayan Tezcan, CHP’deki muhalif isimlerin Olağanüstü Kurultayın toplanması için yürüttükleri çalışmalara dair bir soru üzerine, bunun için %51 oranında imza toplanması gerektiğini ancak kendi izlenimlerinin bu imzaların toplanamayacağı yönünde olduğunu söyledi.

Hiç yorum yok: