25 Temmuz 2018 Çarşamba

Prof. Çınar: İnsanlar AK Parti’ye artık “dava” için değil, “yürüyen tren” olarak onu gördükleri için yöneliyorlar


Sürur Öztürk / Haber Merkezi

Çok şey değişti

16 Haziran 2016 halk oylaması ve 24 Haziran Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte kademeli olarak hayata geçen “başkanlık sistemi”, milletvekillerini ve bakanları önemsizleştirdiği gibi, AK Parti’nin işlevinin de değişmesine ve sınırlandırılmasına sebep oldu. Bu konuda, AK Parti camiasından da diğer partilerden de akademik camiadan da tespitler ve uyarılar dile getiriliyor.

Tespitler ve uyarılar

Daha önce AK Parti iktidarında Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevlerinde bulunmuş, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ankara Milletvekili seçilmiş olan, Yeni Şafak gazetesi yazarı Aydın Ünal, “Siyaset davadan uzaklaşmadan” başlıklı yazısında, partisine ve iktidara şu önemli uyarılarda bulunmuştu:

“Dava”dan uzaklaşmanın sonu hezimettir


“Siyaset eğer davadan uzaklaşmaya başlarsa, ilkeler kaybolur, sınırlar esner, dil, üslup, yöntem değişir. Siyaset davadan uzaklaşırsa merkeze yürür; merkeze yürüdükçe sağcılaşmaya, çürümeye, çürütmeye doğru yol alır. Bundan sonrası, geçmişte defalarca görüldüğü gibi, hezimettir. Siyasetin davadan uzaklaşması davanın izzet ve şerefine halel getirmez. Lakin dava adamının boynunu yere eğer, imkânları heba eder, umutları söndürür. Siyasetin davadan uzaklaşması, geride onarılması yıllar alacak enkaz bırakır. Siyasetin davadan uzaklaşıp çürümeye başlaması yapılan onca güzel işi örter, unutturur, hatırayı bile kirletir. (…) Siyasetin çürümesi, dava ve dava adamlarını tasfiyesi, geride hazin bir enkaz bırakır. Dava adamının şevki kaybolur. Davaya ve dava adamına güven kaybolur. Alan daraldıkça daralır. Hayal kırıkları yanmış, terk edilmiş bir dağa dönüşür. Siyaset çürürse toplumu da çürütür, gençleri de çürütür, geleceği de çürütür. Siyasetin dava ile arasının açılması kötü niyetlilere, fırsatçılara, özellikle de fitnecilere fırsat doğurur.”

Prof. Dr. Menderes Çınar da, insanların AK Parti’ye artık “dava” için değil, onu “yürüyen tren” olarak gördükleri için, kariyerist bir siyaset amacıyla yöneldiklerini söylüyor.

Andican: AK Parti, Erdoğan tarafından dışlanmıştır


İYİ Parti Grup Başkanı Ahat Andican ise, 24 Haziran seçimlerinin ardından Tayyip Erdoğan’ın kazandığını AK Parti’nin ise kaybettiğini ileri sürüyor. Andican, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, başkan olmak uğruna partisini yan tarafa ittiğini belirterek, “Bu gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetiminde AKP’nin etkinliği, artık yoktur. Parti olarak dışlanmıştır” diyor...

Bu çerçevede, Prof. Dr. Menderes Çınar’ın tespitleri de önem taşıyor.

Uzun zamandan beri AK Parti üzerine çalışan bir siyaset bilimci olan Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Menderes Çınar, Medyascope TV’de gazeteci Ruşen Çakır’ın sorularını cevapladı.

Daha önceki yayınlarda AK Parti’nin artık fonksiyonunu kaybettiğini dile getiren Menderes Çınar, Türkiye’de yürürlüğe giren “başkanlık sistemi”nin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisinin kendisi için tasarladığı bir sistem olduğunun not edilmesi gerektiğini söyledi.

Erdoğan, kendisinden başka bir siyasî figür istemedi

Çınar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tasarladığı sistemde, kendisinin halka, geri kalan herkesin de kendisine hesap vermesini öngördüğünü; bu anlayışa göre de yürütmede kendisinden başka bir siyasî figürün olmaması gerektiğini ifade etti. Çınar, seçilmiş bir başkan yardımcısının olmadığını çünkü yardımcının “seçilmiş” olmasının, o kişiyi siyasî bir figür yapacağını kaydetti.

İnsanlar AK Parti’ye artık dava için değil “yürüyen tren” olduğu için yöneliyorlar

Milletvekilleri ve bakanların etkisizleşmesine bağlı olarak iktidarla halk arasındaki mesafenin arttığını ileri süren Çınar, Meclis’in tek işlevinin yasa yapılması ve muhalefet için platform olmasından ibaret kalacağını ifade etti. Çınar, yeni sistemle birlikte siyasî partilerin, geleceğin liderlerini yetiştiren kurumlar olmaktan da çıkacağını; milletvekillerinin de durumları ve statüleri daha iyileştirilmiş birer parti memuru durumunda olacaklarını söyledi. Çınar, artık AK Parti’ye yönelenlerin “dava” için yönelenler değil, “yürüyen tren” olarak AK Parti’yi gördükleri için “siyaset” yapmak isteyenler olduğunu ifade etti. Çınar, AK Parti’nin artık sadece mitinglere adam toplamak, bayrak asmak gibi işlerde işe yarayacağını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da partiden gelen verilere göre değil anket sonuçlarına göre değerlendirme yapacağını söyledi.

Erdoğan’ın kendisinden sonrasını düşünmüyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kendisinden sonraki döneme dair uzun vadeli düşünmediğini de belirten Çınar, Erdoğan’dan sonra ya kaos olacağını, ya taşların yeniden dizileceğini, ya da kuralların yeniden konacağını ifade etti.

AK Parti, zenginleşmiş insanların partisi oldu

Menderes Çınar, AK Parti’nin giderek kariyerist, zenginleşmiş insanların partisi olduğunu; MHP’ye giden oyların da bir tepki ifadesi olduğunu söyledi. Çınar, “Destekliyoruz, yanındayız; ama bazı şikâyetlerimiz de var mesajı veriyorlar” dedi.

Erdoğan, yarışacağı alanı kendisi ayarlıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hep “kendi şartlarında” yarıştığına işaret eden Çınar, “Meselâ hiçbir zaman gerçek anlamda bir röportaj vermiyor. Yani önceden hazırlanmış, kendisinin sorulmasını istediği muhtemelen sorulara cevap veriyor. Bunlar, çok kolaylaştırıcı işler.” dedi.

İnce, ideolojik bir yenilenmeyi temsil etmedi; sadece daha fazla laf yarıştırdı

Genel siyasî durumu muhalefet açısından da değerlendiren Çınar, muhalefetin seçimden önce demokrasiye sahip çıkan bir görüntü verdiğini ve bunun çok önemli olduğunu ancak seçim gecesi ve daha sonraki performansın ise biraz hayal kırıklığı ürettiğini söyledi. Çınar, “Seçimi kaybetmiş olabilirsiniz ama onun da bir yönetilmesi gerekiyor. O kısmında bir hazırlık yokmuş.” dedi. Çınar, muhalefetin ciddi bir örgütlenme sorunu olduğunun anlaşıldığını da belirterek, muhalefetin bir ideolojik yenilenme gerçekleştirmesi ve yeni bir dil geliştirmesi gerektiğini söyledi. Çınar, “Bunu uzun uzun çalışması lâzım. Yani öyle oturup laf yarıştırmakla olabilecek bir iş değil. Belki döneminde Muharrem İnce, çok iyi bir performans sergiledi ama büyük bir ideolojik yenilenmeyi temsil etmedi. Sadece daha başarılı laf yarıştırdı. O da bir yere kadar. Sonuç üretme açısından ondan sonrası yok.” diye konuştu.

Erdoğan, kendisine karşı oluşabilecek muhtemel alternatifleri engelledi

Menderes Çınar, Refah Partisi’nin içinden AK Parti alternatifinin çıkmasına benzer bir şekilde AK Parti’nin içinden yeni bir parti çıkma ihtimalinin olup olmadığına dair bir soruyu da cevapladı. Çınar, Erdoğan’ın başarılarından birisinin de muhtemel alternatiflerinin oluşmasını engellemesi olduğunu kaydetti. Çınar, şunları söyledi:

“Böyle bir potansiyel olsa bile, bunun gerçekleşebilmesi için çok fazla çalışmak ve çok fazla çaba göstermek gerekiyor. Akşener olayı, aslında biraz böyle bir olaydı; ama işinin çok zor olacağı, en baştan belliydi. Yani şöyle düşünün: Erdoğan, AKP’nin oy oranını olumsuz etkileyebilir diye, Süleyman Soylu gibi birisini alıp, daha önce kendisine çok ağır eleştirilerde bulunan birini alıp Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yaptı. Veya işte Has Parti’nin kendisini feshetmesini sağladı. Bunlar hep, olası alternatiflerin, parti içindeki mutsuzların kaçabileceği şeylerdi. Böyle bir potansiyel var; ama Erdoğan, karşı tarafın reaksiyonunu da hesaba katarak değerlendirme yapmak lâzım. O değerlendirmeyi yaptığımızda da o boşluğu, çeşitli enstrümanlar kullanarak bırakmayacağını düşünüyorum ben, Erdoğan’ın.”

Hiç yorum yok: