12 Mayıs 2018 Cumartesi

Şener: Yetki Kanunu ile Yunanistan’a savaş ilân edebilirler


Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Bakanlar Kurulu’na kanun ve Kanun Hükmünde Kararname’lerde yapılacak düzenlemelerle ilgili yetki veren Yetki Kanunu’nu değerlendirdi. Şener, “Savaş ilân etme ihtiyacı duyabilirler meselâ. E tabi şimdi Meclis’in tüm yetkilerini aldıklarına göre, meselâ 18 tane adamız, Yunanlılar tarafından işgal edildi. Belki Yunanistan’a savaş ilân edeceklerdir. Veya ne bileyim, bir başka yer...” dedi.

Halk TV’de yayınlanan ve gazeteci Fatih Ertürk’ün sunduğu “Türkiye Nereye?” isimli programda, Bakanlar Kurulu’na kanun ve Kanun Hükmünde Kararname’lerde yapılacak düzenlemelerle ilgili yetki veren Yetki Kanunu ele alındı. Programa konuşmacı olarak, Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve Eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez katıldı.

Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Hükümetin seçim döneminde Olağanüstü Hale dayanarak kararname çıkarma konusunda bir tereddüde düşmüş olabileceğini, bu sebeple de bu uygulamayı bir yasal düzenlemeye bağlamak istemiş olabileceğini ifade etti.

Şener, iktidarın bu yetkiyi, Meclis’i etkisiz hale getirmek ya da cumhurbaşkanı seçimini iptal etmek için kullanması halinde bunun siyasî bir maliyeti olacağını belirterek, “Seçim ortamında böyle bir teşebbüse kalktıkları takdirde, bir daha iktidar yüzü göremezler” dedi. Hükümetin, seçimlerden önce yangından mal kaçırır gibi birçok Kanun Hükmünde Kararname çıkarması halinde bile, yeni Meclis’in bu KHK’ların hepsini tek bir madde ile iptal edebileceğini söyledi.

Şener, hükümetin bu yetki kanununu, seçim atmosferinde ve Meclis’in tatilde olduğu bir dönemde müdahale etmelerini gerektiren herhangi bir gelişmeye karşı çıkarmış olabileceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

Bu yetki ile Yunanistan’a savaş ilân edebilirler

“Ama usul olarak iyi bir usul değil. Şimdiye kadar hiçbir iktidarın seçime girerken duymadığı bir ihtiyacı duymuş olmaları, meselâ ekonomik nedenlerle olabilir mi? Ekonomi çok büyük bir girdaba girecek olabilir, türbülans (alt üst oluş) yaşayacak olabilir; bununla ilgili bazı yasa sınırları arasında belli kurumlara müdahale yetkisi verme ihtiyacı olur, Meclis’i de tekrar toplayamayacaklarına göre, tam seçim atmosferinde ekonominin altı üstüne gelir ve tamamen sandıktan silinirler mi acaba? Buna benzer bir şey mi kurguladılar, bilemiyorum; ama bu da çok ekstrem bir senaryo. Meselâ buna benzer bir şeyden dolayı ihtiyaten (tedbir olarak) yapmış olduklarını farz et veya öngöremeyeceğimiz gibi… Nasıl öngöremeyeceğimiz bir şey? İlginç bir şey olabilir. Şimdi konuşurken geldi aklıma; savaş ilân etme ihtiyacı duyabilirler meselâ. E tabi şimdi Meclis’in tüm yetkilerini aldıklarına göre, meselâ 18 tane adamız, Yunanlılar tarafından işgal edildi. Belki Yunanistan’a savaş ilân edeceklerdir. Veya ne bileyim, bir başka yer...”

Erdoğan’ın siyasî hayatı boyunca en çok sıkıştığı seçim

Savaş ilânı sebebiyle seçimin iptal edilmesinin, başka bir kararı gerektirdiğini belirten Şener, “Ona istinaden bir karar vermeye kalkarlar mı, bilmiyorum” dedi. Şener, “Ama şu var: Bak, bütün bunlar, daha önce hiçbir iktidarın seçime giderken denemediği yolları, usulleri deniyor olmaları, Sayın Erdoğan’ın siyasî hayatı boyunca kendisini en fazla sıkışmış hissettiği bir seçime girdiğini gösterir. Asıl bizim görmemiz gereken nokta, budur. Yoksa ‘bu yetkiyle şunu mu yaparlar, bunu mu yaparlar’ filan diye hiç düşünmemize gerek yok. Burada göreceğimiz tek nokta, bence, öylesine sıkışmış ki, öylesine telâşın içerisine, girdabına girmiş ki, daha önce hiçbir iktidarın denememiş, böyle bir yola başvurmamış; ama ilk defa Sayın Erdoğan ve partisinin iktidarı, böyle bir yola başvurmuş. Gidişi çok acı olacağa benziyor. Buradan baktığımızda da ben, bunu görüyorum. Zaten telâşlı halinden de bu belli.”

Konuşmasında iktidarın açıkladığı seçim manifestosunu da değerlendiren Şener, şunları söyledi:

Neyi tahrip etmişlerse onu imar edeceklerini vaad ediyorlar

“Çok ilginçtir. Böyle bir seçim manifestosu olmaz. Kendisinde hangi sıfatlar yoksa, hep kendisiyle bağdaşıkmışcasına açıklıyor. Bu ülkede neyi tahrip ettiyse onu imar edeceğini anlatıyor. Demokrasiyi mahvetmiş, ülkenin demokrasi standardını artıracağından bahsediyor. İnsan haklarını yok etmiş, insan haklarını geliştireceğinden söz ediyor. Yani hukuk devletinden bahsediyor, özgür basından bahsediyor. Bu nasıl iştir yahu?!. Adaletten bahsediyor. Neyi yok ettiyse onu sanki geliştireceğinden bahsediyor. Böyle bir seçim manifestosu olmaz. Bu, siyaseten de yanlıştır. Bir parti, veya cumhurbaşkanlığı seçimi ise bir lider, seçime gidiyorsa, manifestoda öyle vaadler, öyle yol haritaları çizer ki, her cümlesini, kelimesini okuyan, sadece ve sadece kendisini hatırlar. Hem de müsbet anlamda hatırlar. Negatif anlamda hatırlamaz. Bunun temel mantığı budur, manifestoların. Eğer sizi hatırlatan bir manifestonuz yoksa; oradaki cümleler, sizi gülünç duruma düşürüyorsa; oradaki cümleler, sizi tersten okumayı gerektiriyorsa ve sizi sürekli yerin altına doğru çekiyorsa, seçimde yok olmaya doğru götürüyor demektir. Böyle bir manifesto hazırlanmaz. Kime vermişler, nasıl hazırlatmışlar? Ben, hayretler içerisindeyim!”

Hiç yorum yok: