Abdüllatif Şener |
TV 5’te
yayınlanan “Aykırı Gündem” programında bu hafta, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in
başkenti ilân etmesi çerçevesinde Türkiye-İsrail ilişkileri masaya yatırıldı.
TV 5 ve Millî Gazete Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz’ın sunduğu programa
konuşmacı olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, SP Genel Başkan
Yardımcısı Birol Aydın ve Eski Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yardımcısı Abdüllatif Şener katıldı.
Aydın: İktidar miting
düzenlemekle “Ben, muhalefet partisiyim” demiş oldu
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, Yenikapı’da
düzenlenen “Zulme lânet, Kudüs’e destek” mitingini değerlendirirken, aslında bu
tür mitinglerin, muhalefet tarafından iktidarı yaptırımda bulunmaya teşvik
etmek için yapıldığını, iktidarınsa miting düzenleyerek muhalefet rolü
oynadığını ifade etti.
Aydın, iktidarın miting kararını açıklamadan kısa süre önce
CHP ve İYİ Parti ile görüşüp Yenikapı’da saat 14:00’te miting düzenlemeye karar
verdiklerini, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Meral Akşener’in de bu mitinge
katılacaklarını, ancak kendilerinin bu görüşmeleri yapmalarının hemen ardından
iktidarın miting kararını açıkladığını anlattı.
Aydın, “Ama olsun, neticede insanımız, Kudüs duyarlılığıyla hangi
saikle olursa olsun, kim davet etmiş olursa olsun, bir araya geldi, bir varlık
ortaya koydu. Bu ülkenin sağcısı da, solcusu da, liberali de aslında bütün
vicdan sahibi insanlar, temelde Kudüs ve Filistin meseleleriyle ilgili ortak
hassasiyete sahip” diye konuştu.
Bu mitingin iktidar tarafından düzenlenmiş olmasının,
Türkiye açısından önemli bir zafiyet olduğunu ileri süren Aydın, iktidarın
adeta muhalefetten rol kapmak suretiyle “Ben, muhalefet partisiyim” demiş
olduğunu iddia etti. Aydın, şu değerlendirmede bulundu:
“Aynı zamanda Filistin’le ilgili, Kudüs’le ilgili doğrudan
bir icraat, doğrudan bir eylem ortaya koyması gerekenin (iktidarın) böyle bir
organizasyonun içinde olmuş olması, yönetimde de bir boşluğun olduğunu
gösteriyor. Yani bu, Türkiye açısından bizim çok kabul edeceğimiz bir şey
değildir; çünkü bu, devletle ilgili bir şeydir. Devlet, “Ben bir şey
yapamıyorum. Ben, acziyet içerisindeyim” diyor. Haykırıyor. Yani meydanda
aslında bu haykırıldı. Devlette, yönetimde bir boşluk var. “Biz, Kudüs için,
Filistin için, birtakım mezalimler için devlet olarak, Türkiye olarak bir şey
yapamıyoruz, yönetim olarak, iktidar olarak; ancak nümayiş yapıyoruz” diyorlar.
Bu da bizi üzüyor.”
Şener: Erdoğan,
cumhurbaşkanı adaylığından çekilmelidir
Kudüs’ün İsrail’in başkenti haline dönüştüğü sürecin
doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ilgili olduğunu ileri süren Abdüllâtif
Şener, “Özellikle Başbakanlığı döneminde izlemiş olduğu “Arap Kara Kışı” (Arap
Baharı) ile ilgili politikalar nedeniyle İsrail, bu noktaya doğru zaten
gidiyordu. Yani İsrail’in Kudüs’ü başkent haline dönüştürmesinin en önemli
sorumlularından biri, kendisidir. Siz, Kudüs’ün İsrail’in başkenti oluşu
(olması) için yolları döşeyeceksiniz taşlarla, hazırlayacaksınız, sonra süreç
tamamlanacak, şimdi de miting yaparak karşı çıktığınızı söyleyeceksiniz. Bu,
kimseyi ikna edemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Yenikapı mitinginde
söylediği “El-Halil Camisi halâ işgal altında ve biz Müslümanlar kınamaktan
başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz” sözünü hatırlatan Şener, şunları
söyledi:
“Böyle konuşması bile, İsrail’e İslâm dünyasının ne kadar
aciz olduğunu; “Sen, istediğini yap; bu 57 ülkeden bir şey çıkmaz” diye mesaj
yollamak anlamına gelir. Bir ülkenin, bir İslâm ülkesinin Cumhurbaşkanı, Devlet
Başkanı, böylesine bir sıcak ortamda bu cümleleri sarf edemez. Eğer bu
cümleleri sarf ediyorsa, bu bir skandaldır. Tek bir gün o koltukta oturmaması lâzımdır;
bırakması lâzım. Ben, bu cümleleri söylemiş bir Erdoğan’a, ‘adaylıktan çekil’
diye çağrıda bulunuyorum. Ne demektir o? Ne demek? Böyle bir şey olur mu? “Eyyy
İsrail!” diyor. Bu cümlenin açılımı, öyledir. “Eeyyy İsrail, Kudüs sana yetmez.
Tüm Filistin topraklarını işgal ettin zaten; yerleş ve sür Filistinlileri. Sana
kimse bir şey yapamaz. Bu İslâm ülkeleri, kınamaktan başka hiçbir şeye güç
yetiremeyen ülkelerdir” diye İsrail’e mektup gönderiyor; zarf gönderiyor.”
Sen, İsrail’e
askerlik mi yapıyorsun?
Şener, program sunucusu Mustafa Yılmaz’ın “Ama vaka da bu değil mi?” sorusu üzerine de “Vaka bu değil. Eğer siz kararlı olursanız, siz doğru politika izlerseniz, çağın diliyle konuşursanız, çağın diliyle hareket ederseniz, güçlüsünüz; ama değilsiniz. Güçlü olmayışınızın sebebi, kendi elinizle sürekli kendinizi vurmanızdan kaynaklanıyor. Sürekli emperyalist ülkelerle işbirliği yapmak suretiyle Siyonizmin planlarına destek olurlar; sonunda belli bir noktaya geldiğinde iş, Kudüs’ün İsrail’in başkenti oluşu gibi bütün İslâm dünyasını infiale sevk edecek bir noktaya geldiği zaman, bu sefer İsrail karşıtı söylemlerde bulunurlar. Bu, olacak iş değil. Bütün politikalarını doğru döşeyeceksin. Yaptığın her işi, attığın her adımı düzgün atacaksın. Çok net, açık bir şey söylüyorum; 2011 yılından bu güne kadar Sayın Tayyip Erdoğan’ın, özellikle de ilk dönemde Sayın Davutoğlu ile birlikte izlemiş olduğu Suriye politikası, Libya politikası, doğrudan doğruya Irak politikası, hatta Yemen’deki politikası, doğrudan doğruya İsrail’i bölgede güçlendirmeye yöneliktir. İsrail’e destek niteliğindedir. Bunu sadece ben söylemiyorum. Merhum Erbakan Hocamız da defalarca söylemiştir. Birtakım You Tube’dan eski videolara girdiğiniz zaman, eski konuşmaları dinlediğiniz zaman, bunları aynen ve aynen söylemiştir. Yani sormak lâzım o zaman; Sen, İsrail’e askerlik mi yapıyorsun, yoksa İslâm dünyasının menfaatlerini, çıkarlarını, bekasını mı savunuyorsun? Eğer bu ikincisiyse, bütün politikalarını masaya yatıralım ve tartışalım.”
Başından beri izlenen
politikalar, Kudüs’ü başkent haline dönüştürmeye yöneliktir
Kendisinin, sürecin en başından itibaren Hükümetin bu
konudaki politikalarının yanlış olduğunu dile getirerek uyarıda bulunduğunu belirten
Şener, “İç politika ve dış politikada çok önemli gelişmeler var. Bu konularda
bildiğim bazı şeyleri konuşmak üzere randevu talep ediyorum” diyerek Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan randevu istediğini kaydetti. Şener, şu açıklamada bulundu:
“Cevap vermedi; çünkü benim söyleyeceklerim, belki de kendi hoşuna,
kendi yol haritasına uygun düşmüyordu. Uygun düşseydi, “Bir de teyid edecek
biri geliyor” diye beni hemen davet edebilirdi; ama zihninizde kurguladığını
şeyleri desteklemek için, onları teyid etmek için insanları konuşturursanız, doğruya
asla ve asla ulaşamazsınız. Zihninizdekilere aykırı şeyler duymak zorundasınız,
doğruyu bulmak için. Ama maalesef başından beri izlenen politikalar, Kudüs’ü
başkent haline dönüştürmeye yöneliktir. Türkiye’nin uyguladığı politikalar da
böyledir. Özellikle Suudî Arabistan’ın uyguladığı politikalar da böyledir,
Katar’ın uyguladığı politikalar da böyledir. Ölünceye kadar tövbe etseler, bu
günahlarının affına yetişecek durumda değiller.”
“Bu seçimde de bu konu gündeme geldi. Amerika Birleşik
Devletlerinin bazen ben, herhalde AKP’ye çok yardımcı olduğunu düşünüyorum. İsrail’in
de çok yardımcı olduğunu düşünüyorum. Yani açıkça söyleyeyim. Hep seçim
dönemlerinde bu konular gündeme geliyor. Bizim toplum, duyarlı. Bizim toplum,
merhametli. Yani, hatırlayacaksınız, Azerbaycan’ın o dönemdeki konusu gündeme
geldiğinde, Dağlık Karabağ, Türkiye’de milyonlar, sokaklara döküldü. Bütün
illerde gösteri yapıldı. Bulgaristan’daki Türkler gündeme geldiğinde keza
benzer şeyler oldu. Türkiye’de sokaklara döküldü insanlar. Kudüs konusu, Kıbrıs
konusu geldiğinde keza öyle olmuştu. Ve Kudüs konusu… Bu da çok önemli bir
konu. Bu hükümet, bu konuları kullanıyor, seçim için. Çok açık. Yani hiçbir çözüm de yapmıyor (üretmiyor). Kendisi de diyor; konuşuyorlar ama bir şey yapmıyorlar. En çok konuşan Sayın Erdoğan; Hiçbir şey yapmayan da kendisi.”
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, Türkiye’nin
de yer aldığı coğrafyanın bin yıldan beri bütün mazlumların umudu ve sığınağı
olduğunu, bu sebeple de bu coğrafyanın ve Türkiye’nin zayıflatılmasının hedeflendiğini
söyledi. Büyük İsrail’in kurulmasının önündeki en büyük engelin Türkiye
olduğunu belirten Aydın, “Hedef Türkiye’dir” dedi. Aydın, bu durumu değiştirmek için 24 Haziran seçimlerinin bir fırsat olduğunu kaydetti.
ABD Büyükelçiliği’nin 14 Mayıs’ta Kudüs’e taşınacağının daha önceden ilân edildiği için bilindiğini belirten Abdüllâtif Şener, Türkiye’de erken seçim tarihinin, önceden ilân edilen 14 Mayıs tarihine göre belirlendiğini iddia etti. Şener, “Seçim tarihi, yol haritası bilinirken, ortaya çıkacak hadiseler bilinirken belirlendi. Hatta Sayın Bahçeli’nin verdiği tarih, biraz daha eskiydi. Sayın Erdoğan, onu biraz daha bu günlere yaklaştırdı. Veya Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Zarrab davasıyla ilgili karar verilecekti, verildi. Açıklandı da. 32 ay hapse mahkûm oldu Halk Bankası’nın Genel Müdür Yardımcısı; ama önemli olan o değil. Mahkemenin verdiği karara göre FED’in açıklayacağı yaptırımlar önemliydi. Yani birtakım cezalar kesilecek Türkiye’ye; ama FED’in o cezaları, yaptırımları ne zaman ilân edileceği belli değil. Öyle zannediyorum ki bir taraftan İngiltere ziyaretleri, bir taraftan ABD ile yapılan temaslar, bunu seçim sonrasına erteleyecekler. Seçimden önce bir açıklama yapmayacaklar” diye konuştu. Ancak Şener, Mustafa Yılmaz’ın “Seçimin tarihi, Kudüs’ün başkent ilân edileceği düşünülerek mi belirlendi?” sorusu üzerine, “Yani sırf ona bağlı olduğunu düşünmüyorum. Zaten önümüzde bir ay var. Bir ay içerisinde daha başka konular da gündeme girecektir” dedi.
Yılmaz: Hükümet, bu
konuları seçim için kullanıyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz da, iktidarın
Kudüs mitingi üzerinden destek tabanının geniş olduğunu göstermek istediğini
ileri sürdü. Bu mitingi en iyi şekilde, sözlerine “Cumhur İttifakı” diye
başlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin özetlediğini ifade eden Yılmaz, “Cumhur
İttifakı dediği an bu, Filistin’le alâkalı bir konu olmaktan çıkıyor, biraz iç
siyasete dönük bir mesaj ve algı yaratma amacı taşıyor” dedi.
Filistin konusunun Hükümetin her zaman kullandığı bir konu
olduğunu ileri süren Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kendisine oy verilirse
Filistin meselesinin üstesinden ancak kendisinin gelebileceği algısı
oluşturduğunu söyledi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Aydın: Büyük İsrail’in
önündeki en büyük engel Türkiye’dir ve hedeftir
Şener: Seçim tarihi, Kudüs
takvimi bilinirken belirlendi
ABD Büyükelçiliği’nin 14 Mayıs’ta Kudüs’e taşınacağının daha önceden ilân edildiği için bilindiğini belirten Abdüllâtif Şener, Türkiye’de erken seçim tarihinin, önceden ilân edilen 14 Mayıs tarihine göre belirlendiğini iddia etti. Şener, “Seçim tarihi, yol haritası bilinirken, ortaya çıkacak hadiseler bilinirken belirlendi. Hatta Sayın Bahçeli’nin verdiği tarih, biraz daha eskiydi. Sayın Erdoğan, onu biraz daha bu günlere yaklaştırdı. Veya Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Zarrab davasıyla ilgili karar verilecekti, verildi. Açıklandı da. 32 ay hapse mahkûm oldu Halk Bankası’nın Genel Müdür Yardımcısı; ama önemli olan o değil. Mahkemenin verdiği karara göre FED’in açıklayacağı yaptırımlar önemliydi. Yani birtakım cezalar kesilecek Türkiye’ye; ama FED’in o cezaları, yaptırımları ne zaman ilân edileceği belli değil. Öyle zannediyorum ki bir taraftan İngiltere ziyaretleri, bir taraftan ABD ile yapılan temaslar, bunu seçim sonrasına erteleyecekler. Seçimden önce bir açıklama yapmayacaklar” diye konuştu. Ancak Şener, Mustafa Yılmaz’ın “Seçimin tarihi, Kudüs’ün başkent ilân edileceği düşünülerek mi belirlendi?” sorusu üzerine, “Yani sırf ona bağlı olduğunu düşünmüyorum. Zaten önümüzde bir ay var. Bir ay içerisinde daha başka konular da gündeme girecektir” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder