Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “FETÖ’cü” suçlamasının hukukî sınırlarının çizilmemiş, net bir tanımının yapılmamış, FETÖ ile mücadele konusunda da bir strateji belirlenmemiş olduğuna işaret ederek, delilsiz, mesnedsiz suçlamaların devlet ve toplum yapısına zarar vereceğini ifade etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kanunen meşru bir sendika
üyeliği, muhatabını terörist yapacak mıdır? Yine kanunlar çerçevesinde kurulmuş
okullarda okumak, bankalara para yatırmak, bir şahsın terör örgütü üyeliği için
yeterli olacak mıdır? Bunlar üzerine iyi düşünmek, yarınlarımızı riske atacak
sosyal maliyetlere, içten içe büyüyen devlet düşmanlığına karşı mutlaka ama
mutlaka tedbir geliştirmek lâzımdır” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bu haftaki grup
toplantısında, 5 Nisan’da Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim
Görevlisi Volkan Bayar’ın 4 öğretim üyesini öldürmesini değerlendirdi.
Sanığın, hiçbir hafifletici sebep göstermeksizin en ağır
şekilde cezalandırılmasını isteyen Bahçeli, üniversite yönetimini de istifaya çağırdı.
Bahçeli, şöyle konuştu:
“Üniversite yönetiminin, hunhar olay sonrasında katil ile
ilgili, ‘akıl sağlığı yerinde değildi’ açıklamasına sığınması, özrün kabahatten
büyüklüğüne çok açık delil teşkil etmiştir. (…) Madem akıl sağlığı yoktu, neden
gerekli önlemler alınmadı? Madem bu alçağın aklından zoru vardı, niye itibar
cellâtlığı yapmasına sessiz ve tepkisiz kalındı? Aklî dengesi yerinde olmayan
birisinin uyduruk şikâyetlerine ihtimam, ufunetli jurnallerine itibar edilmesi,
vahim bir çarpıklık, bir bakıma suç ortaklığı değil midir? Ne işi vardır, aklı
ve ahlâkı olmayan, üstelik ar damarı çatlak bir canavarın, üniversitede? Osmangazi
Üniversitesi’nin yönetiminde bulunan şahıslar, yaşanmış bu kadar trajedi ve
ağır sonuçlar karşısında, gereğini yapacak iradeyi, görevden ayrılacak basireti
ne zaman, daha hangi hallerde göstereceklerdir?”
Sanık Volkan Bayar’ın, “suçsuz günahsız insanları” ‘FETÖcü’
olmakla itham ettiğine de işaret eden Bahçeli, bir önceki grup konuşmasındaki
şu sözlerini hatırlattı:
“Kim ya da kimler ki, ona buna delilli, belgeli olmadan;
önü-arkası tespit, teşhis ve tarif edilmeden FETÖ’cü diyorsa, dikkatinizi
çekiyor ve uyarıyorum ki, onlarda bir kuyruk acısı, gizlenmeye, örtülmeye,
kapatılmaya çaba gösterilen karanlık bir açık var demektir.”
Bu hatırlatmanın ardından Bahçeli, “İşte Osmangazi
Üniversitesi’nde bunun acıklı bir örneği vuku bulmuştur. Keşke yanılsaydık.
Keşke haklı çıkmasaydık. (…) YÖK, derhal acil önlemleri devreye almalı, muhtemel
saldırıların önüne geçmelidir” dedi.
Konuşmasının devamında, asılsız iddialarla pek çok kişiyi
FETÖ’cü olmakla suçlayan insan profillerine dikkat çeken Bahçeli, “Üstüne
vazife olmadığı halde, Facebook, Twitter gibi sosyal medya zeminleri başta
olmak üzere, ekranlarda, gazetelerde, aslı astarı olmadan ona buna FETÖ’cü
diyen, onu bunu FETÖ’cü diye fişleyen, çeteci gösteren, dedikodu üreten, fitne
yayan, değerli isimler üzerinde karalama yapan kim varsa, biliniz ki, ya
lokması haram, ya da kripto damarın gizli hafiyesidir” diye konuştu.
Bahçeli, bu hastalıklı tiplerin, husumet besledikleri
kişileri kötülemeye, suçlamaya, özellikle FETÖ’cü göstermeye çalışmalarının
Pensilvanya’nın ekmeğine yağ sürdüğünü belirterek, “Bunlara âzamî dikkat
ediniz. Bunlara aldanmayınız, bunlara kanmayınız, bunların oyunlarına
gelmeyiniz” tavsiyesinde bulundu.
Bahçeli, bu konuda 16 Ocak 2018 tarihli grup konuşmasında
sorduğu şu soruları tekrar gündeme getirdi:
1- FETÖ’yle mücadelede devlet aklı topyekûn devrede midir?
Yoksa sınırlı sayıda kişinin, kısıtlı sayıda devlet ve siyaset adamının gayret
ve çabasıyla mı süreç ilerlemektedir?
2- FETÖ’yle mücadelenin bir stratejisi var mıdır? Bir konsept
hazırlanmış mıdır? Siyasî ve hukukî bir eylem planı kurgulanmış mıdır?
3- Fikrî temelleri, millî hedefleri, hukukî sınırları berrak
bir zihin ve siyasî kavrayışla belirlenmiş midir?
4- Bu terör örgütüyle mücadelenin öncelikleri nedir? Neler
olmalıdır? FETÖ’cülüğün standart bir tanım ve tasviri yapılmış mıdır?
5- Biriken sosyal maliyet, devlete karşı yükselen
önyargılar, toplumsal tabana yayılan mağduriyetler, nasıl ve hangi tedbir
zinciriyle bertaraf edilecektir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder