21 Mart 2016 Pazartesi

Prof. Arı: Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, üniversite mezunları değil cahillerdir. Bizde okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor

Prof. Dr. Bülent Arı
Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, olayları en iyi okuyanların, zihinleri berrak olan ilkokul mezunları olduğunu ileri süren Arı, üniversite mensuplarının gidişatı iyi okuyamadıklarını, olayları tahlil edemediklerini iddia etti.

Prof. Arı, “Ben, daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halkın ferasetine ben güveniyorum. Onlar, bu yanlışların hiçbirini yapmazlar. (…) Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor. Yani ben, açıkçası korkuyorum. Ben, her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum.” diye konuştu.

Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, KRT televizyonunda yayınlanan “Haber Özel” programında Çağlar Cilara’nın sorularını cevapladı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sokağa çıkma yasakları ve operasyonlar sırasında insan haklarının ihlâl edildiğini ileri süren 1128 akademisyenin, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bir bildiri yayınlamalarını da değerlendiren  Prof. Dr. Bülent Arı, şunları söyledi:

İmza atanların çoğu yabancı akademisyenlerdi

“Şimdi ilk bildiriyi duyduktan sonra eyvah dedim. Şimdi bir üniversite mensubu olarak böylesine yanlış, ülkenin gittiği yeri görmeyen, ufkunu, vizyonunu görmeyen bir şey, benim için bir hayal kırıklığı oldu; fakat şöyle: Ben, kendi adıma utandım, bir üniversite mensubu olarak. Çünkü birincisi, bu bildiriye imza atanların çoğu kimdi? Yabancılardı. Yurt dışında. Yani bir tanesi bizim, ben Hollanda çalıştığım için ‘bizim hemşehrilerden’ diyelim, Hollandalıydı. Şimdi biz, Hollanda’nın dünya ticareti, diplomasisi, uluslararası ilişkileri için bir beyanname yayınlıyor muyuz? Yani bunun için hiç ciddiye alınabilecek bir tarafı yok. Bizden imzalayanlar her zaman olabilir. Onlar çok önemli değil. Yani pek çoğu araştırma görevlisi. Yani gençler bazen kanarlar. “Şuraya bir imza at” demişlerdir, atmışlardır. Bunlar önemli değil; ama bu bildiri metnindeki onlarca kişi, yabancı menşeli. Bunu biz, basına nasıl tanıttık? ‘Türk akademisyenler, beyanname ile hükümeti protesto ettiler.’ Bu her zaman olabilir; yabancılar her zaman yapabilir. Amerika’daki, Hollanda’daki, İngiltere’deki, Fransa’daki adamın demesi, benim ülkem için çok önemli bir şey değil; her zaman diyebilir. Makbul bir şey söylemesi zaten beni biraz hüsrana uğratır. Yani bizim ülkemiz açısından müspet şeyler söylüyorsa ben, ondan işkillenirim açıkçası.

Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, ilkokul bile okumamış cahil halktır

Yani bu beni hiç etkilemedi; fakat benim bakış açım, her zaman şöyledir: Bunu açıkça televizyonda söylemeye beis yok. Ben, daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halkın ferasetine ben güveniyorum. Onlar, bu yanlışların hiçbirini yapmazlar. Yani o beyannamenin ben neresinden tutayım?”

En tehlikeli olanlar, üniversite mensupları

Prof. Dr. Bülent Arı, program sunucusu Çağlar Cilara’nın “O zaman Türkiye’nin okumuş kesiminde ya da ‘aydın’ dediğimiz kesiminde mi bir problem var? Yani Türkiye’yi ateşe ürükleyen, o kesim mi?” sorusuna da “Evet. Her zaman olduğu gibi… Daha önce Jön Türklerin yaptığı gibi. Ateşe sürüklüyor. Yani Türkiye’nin okumuş kesimi, yani Profesör’den başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar, üniversite mensupları. Ondan gerisi, lise ve ilkokul mezunları. En güvenlikli olanlar, onlar. Olayları en rahat okuyanlar; çünkü zihinleri berrak. Zihni berrak olduğu için ilkokul mezunları, en zihni berrak olandır. Ortaokul, lise okudukça onlar daha iyidir. Üniversite ve sonrası, durum çok vahim; çünkü gidişatı çok daha iyi okuyamıyorlar; zihinleri bulanık.

Osmanlı aydınlanmasını sağlayan, Sultan Abdülhamid’dir

Bakın, şöyle: Sultan Hamid (Abdülhamid) devrine gene geri dönelim. Sultan Hamid, Mülkiye olmak üzere Sultanîleri kurdu. Yani medreselerde az çok, kıt kanaat sadece dinî tedrisat olmak üzere, laik eğitimi bütün ülkeye yaydı. Yani Osmanlı aydınlanmasını, yine Halil İnalcık Hocamızın söylediği vechile, bir kere daha tekrarlayayım; Osmanlı aydınlanmasını sağlayan, Sultan Hamid’dir.”
Arı, Cilara’nın “Ama daha sonra kendi kurduğu okullarda yetişenler, Sultan Hamid’i devirdi” ifadesi üzerine de sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye’de okuma oranı arttıkça, olayları tahlil kabiliyeti azalıyor

“İşte bu okullarda okuyanlar, Sultan Hamid’i devirdiler fakat Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar, işte o Osmanlı aydınlanmasının hep mezunlarıdır. Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor. Yani ben, açıkçası korkuyorum. Ben, her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum. Ben, sürekli Refik Halid gibi gözlem yapıyorum. Trafikte en tehlikeli tipler, üniversite mezunlarıdır. Bakın, normalde hiç okumamış kesimler, bir trafikte bir şey verdiğiniz zaman ona uyarlar. Bunlar, sürekli tehdit oluşturmazlar. (…) Okuma oranı arttıkça, Türkiye’de olayları tahlil kabiliyeti azalıyor. Yine bir kere daha açıkça söyleyelim; zihinleri berrak olanlar, az okumuş kimselerdir.”

(Haber: Sürur Öztürk)

Hiç yorum yok: