26 Mayıs 2020 Salı

Babacan: İktidar, sosyal medyayı kısıtlama hazırlığı yapıyor


DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, toplumsal iletişimin, kontrol edilen alandan bambaşka bir yere gittiğini, YouTube kanallarının çok izlendiğini fark eden hükümetin, şimdi de sosyal medyayı kısıtlama, susturma, engelleme hazırlığı yaptığını söyledi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalının canlı yayınına konuk olarak, Özdemir’in ve izleticilerin soruları cevapladı.

“Şimdi oyunun kuralları değiştirilmeye çalışılıyor”

Canlı yayın esnasında 80 bin kişi tarafından izlenen programda Babacan, hükümetin, DEVA Partisi’ni engellemek için Seçim Kanunu ile Siyasî Partiler Kanunu’nda değişiklik yapmak istediğini; toplumsal iletişimin, kontrol edilen alandan bambaşka bir yere gittiğini gördüğü için de sosyal medyayı kısıtlamaya hazırlandığını dile getirdi.

Ali Babacan, bu konuda şunları söyledi:

“Şimdi oyunun kuralları değiştirilmeye çalışılıyor. Yani ‘kanunlarla nasıl oynarız ki, bu yeni parti, DEVA Partisi seçime girmez? Nasıl bunları engelleriz?’in derdine düştüler. Baktılar ki bu YouTube’larda çok izleniyor, çok takip eden var, işin şekli değişiyor; yani kontrol edilen alandan bambaşka bir yere gidiyor toplumsal iletişim, onu da görmeye başladılar. E şimdi bununla ilgili de çalışılıyor biliyorsunuz. Bir kanun teklifi hazırlanıyor. Yani ‘sosyal medyayı nasıl kısıtlarız? Orayı nasıl sustururuz? Orayı nasıl engelleriz?’in de şu anda bir hazırlığı var maalesef. Bunu iktidar ortakları konuştular, açıkladılar da ‘böyle bir şey yapacağız’ diye. Umarız ki bunlar olmaz; ama şu var: Potansiyel çok açık. Bundan sonra dikkat edin, bakın ben burada kayda geçiriyorum; bundan sonra yapılacak her şey, bizi engellemek için yapılacak. Fakat halkın iradesi olduktan sonra, toplumun desteği açık bir şekilde ortada olduktan sonra, engellenemez bir çalışma bu açıkçası. Biz bunu AK Parti’nin kuruluşunda yaşadık da oradan biliyorum. Yani Sayın Erdoğan da biliyor, diğer kurucu arkadaşlar da biliyor. Toplumda eğer bir dinamik oluştuysa, onu siz, basın da elinizde olsa, yasama gücü de elinizde olsa, onu durduramıyorsunuz. Hak yerini buluyor. Er ya da geç, hak yerini buluyor.”

Ali Babacan, yayında bahsi geçmesi üzerine, “140journos” isimli YouTube kanalında yayınlanan ve 25 Mayıs itibarıyla bir hafta içinde 1 milyon 755 bin kişi tarafından izlenen “Sakın kader deme” isimli DEVA Partisi belgeselini de değerlendirdi.

Babacan, 140 Journos’un hazırladığı belgeselin, ekibin kendi talebi olduğunu, “Bu olayı belgeselleştirmek istiyoruz” dediklerini belirten Babacan, “Tamamen bir gazetecilik anlayışıyla hazırladılar o belgeseli. Güzel de olmuş, iyi de bir çalışma ortaya çıkmış. Ben arayıp teşekkür de ettim kendilerine” dedi.

İktidara geldiklerinde yapacakları ilk 3 icraat

Babacan, iktidar olmaları halinde hayata geçirecekleri ilk 3 şeyin ne olduğuna dair bir soru üzerine, basın ve ifade özgürlüğünü; yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayacaklarını; devlet kurumlarının iç yapısını düzenleyerek, liyakatli yöneticilerle ayağa kaldıracaklarını söyledi.

Basın ve ifade özgürlüğünün sağlanması

Babacan, ülkenin en önemli sorunlarından bir tanesinin özgürlük olduğunu belirterek, “Bu özgürlük ortamını oluşturmak, tamamen siyasî irade meselesi. Yani inanın (parmağını şıklatarak) bu kadar. Bir parmak şıklatmadır, o kadar. Yani, ‘Arkadaşlar, bundan sonra ey basın, gazetecilerimiz, köşe yazarlarımız, özgürsünüz, istediğinizi yazın. Şiddeti teşvik etmedikten sonra, nefret pompalamadıktan sonra, evrensel hukuk kuralları var biliyorsunuz, evrensel hukuk kuralları çerçevesinde özgürce yazın, çizin. Biz artık size karışmayacağız.’ Bu kadar basit.

Sadece düşünce suçu sebebiyle hapiste kim var kim yoksa, ilk iş odur; ilk iş, düşünce suçlularını hemen, hemen Meclis’in ilk günü, birinci gün birinci madde, düşünce suçlularını önce bir bırakın. Hapislerden çıksın insanlar. Onu görsünler ki, başkaları özgür düşünmeye başlasın. Birinci konu bu.”
Babacan, ilk icraatın neden ekonomi alanında olmayacağına dair bir soruya karşılık da, demokrasi, özgürlük ve hukuk olmadan ekonominin de olmayacağını söyledi. Babacan, “Beyhude… Şu anda istedikleri kadar çalışsınlar, olmayacak. Düzeltemeyecekler” dedi.

Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanması

İktidara geldiklerinde ilk icraatlarından ikincisinin de yargının bağımsız çalışmasını sağlamak olduğunu belirten Babacan, yargıdaki sorunların en az yarısının çözülmesinin yine bir parmak şıklatmak kadar kolay olduğunu ifade eden Babacan, sözlerine şöyle devam etti:

“Diyeceksiniz ki, ‘Arkadaşlar, biz artık iktidar olarak yargıya talimat vermeyeceğiz, telefon açmayacağız, size not göndermeyeceğiz, pusula göndermeyeceğiz. Evrensel hukuka bakın, Anayasa’ya bakın, kanunlara bakın, bir de vicdanınızın sesini dinleyin ve istediğiniz gibi karar verin.’ Bunu dediğinizde zaten inanın bu ülkenin savcıları, yargıçları, bunlar da bu ülkenin vatandaşıdır, onlar da işlerini iyi yapmak isterler.”

Babacan, yargının bağımsız ve tarafsız olamayışının yapısal sebeplerinin de olduğunu belirterek, o sorunların da anayasa değişiklikleri ile çözmek gerektiğini söyledi. Babacan, “Yani Anayasa Mahkemesi’ne atamalar ve Hakimler ve Savcılar Kurulu’na atamaların, iktidarın tekeliyle yönlendirilmiş atamalar olmaması gerekiyor ki, onlar tarafsız ve bağımsız olabilsinler, yargı da ona göre şekillensin. Yapısal tarafları biraz daha vakit alır” diye konuştu.

Kurumların ayağa kaldırılması

Babacan, üçüncü icraatlarının da Merkez Bankası, BDDK, SPK gibi kurumların ve diğer birimlerin kurumsal olarak ayağa kaldırılması, iç yapılarının düzenlenmesi ve başlarına düzgün yöneticiler atanması olacağını ifade etti. Babacan, bunun da bir ayda gerçekleştirilebileceğini söyledi.

“IMF’nin vereceği 9,5 milyar dolar Türkiye’nin sorunlarını çözmez”

Ali Babacan, “Bugün ekonomiyi alsanız, IMF ile masaya oturur musunuz?” sorusuna karşılık, bugünün şartlarında buna ihtiyaç duymayacağını söyledi. Babacan, IMF’nin şu anda dünyadaki ekonomik krizi çözecek bir kaynağının olmadığını, Türkiye’ye bu yıl 6,5 milyar dolar, gelecek sene de 3 milyar dolar verebileceğini, toplam 9,5 milyar dolarlık bir kaynağın da Türkiye’nin sorunlarını çözmeyeceğini ifade etti.

Hiç yorum yok: