Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Ergün
Yıldırım, FETÖ ile mücadelenin, ona bakış ve onu tanımlayış ile çok yakından
ilgili olduğunu belirterek “Tanımı sol ulusalcılardan ödünç almayacağız” dedi.
Yıldırım, isim vermeden Doğu Perinçek’in genel başkanlığını yaptığı Vatan
Partisi’ne yönelik olarak, “Sosyolojik karşılığı yüzde biri bile bulmayan bu
örgütlü ekip, bundan dolayı demokrasi düşmanıdır.” suçlamasında bulundu.
Yıldırım, Vatan Partisi çevresinin Bütün İslâmî hareketlere, cemaatlere ve
tarikatlara Amerikancı etiketi yapıştırdıklarını; “Nakşîleri, Millî Görüşçüleri,
İslâmcıları, Nurcuları “Amerikancı” olmakla suçladıklarını kaydetti.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslâm da şahsî
twitter sayfasında, Türkiye’nin halihazırda “AK Parti, MHP ve Vatan Partisi
koalisyonu” tarafından yönetildiğini ileri sürerek, “28 Şubat ve vesayet devam
etmektedir. Ülkemizi ve halkımızı bu vesayetten, bu cendereden kurtarmaya,
özgür bir Türkiye kurmaya kararlıyız.” diye yazdı.
Ergün Yıldırım, Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan “Ulusalcılar ile FETÖ’yü okumak, ayağımıza kurşun sıkmaktır” başlıklı yazısında şunları kaydetti:
Ergün Yıldırım, Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan “Ulusalcılar ile FETÖ’yü okumak, ayağımıza kurşun sıkmaktır” başlıklı yazısında şunları kaydetti:
“Gülen yapısının ne olduğunu ve terör haline nasıl
geldiğini anlamak hala çok önemli bir mevzu. Çünkü FETÖ ile mücadelenin kapsamı
buna göre belirleniyor. Nitekim ulusalcılar, 17 Aralık milat olamaz diyorlar.
Hatta daha da ileri giderek açıktan açığa Erdoğan da Gülen yapısıyla beraber
çalıştı ve o da sorgulanmalı diyerek tehditlerde bulunuyorlar. Yargıçları ve
hukuku bu bakış açısıyla baskı altına alıyorlar. Sadece yargıçları ve hukuku mu
baskı altına alıyorlar? Hayır, bir de siyaseti etkiliyorlar. Bol bol aba
altından sopa gösteriyorlar. Bu iddiayı ileri süren çevreler “biz otuz sene
yazdık FETÖ olduğunu” diyorlar. Bunlar zaten otuz sene boyunca hepimize gerici,
devleti ele geçirmek isteyenler, Atatürk düşmanı, devlet haini deyip
sayıklamadılar mı?
Otuz yıl boyunca Özal’a da takunyalı demişlerdi.
Tarikatları ve cemaatleri de dış güçler oyunu ve sömürü odakları diye
yaftalamışlardı. Bütün İslami hareketlere, cemaatlere ve tarikatlara Amerikancı
etiketi yapıştırıyorlardı. Nakşiler, Milli Görüşçüler, İslamcılar, Nurcular… Hepsi
de Amerikancıydı! Yeşil kuşak projesinin parçalarıydı. Anti-komünizm bağlamında
şekilleniyorlardı. Türk demokrasisi de bununla açıklanıyordu. Demokrasi ile
dine ve muhafazakarlara gelen özgürlük ve katılım imkanı yine bu Amerikancılık
tezi ile açıklanıyordu. Kimdi bunlar? Bunlar Sovyetik siyasetin etkisinde ya da
Çin Maoculuğu etkisiyle her çeşit komplo, yalan ve siyaset üretenler. Sol
menşeli aydınlar. Ancak evrensel sol değil, Kemalizm maskeli sol bu. Zaten
Atatürk ile de bol bol solculuk yapıp, milli yapılara da Atatürkçü olmaya yön
veren çevreler. Sanki Atatürk solcuymuş gibi.
Şimdi bu çevreler Gülen yapısını bu siyasetin bir parçası
olarak tanımlıyor ve FETÖ’nün kırk yıldır var olduğunu ileri sürüyor.
Dolayısıyla Gülenin sohbetlerine katılan, toplantılarına giden, yayınlarında
yer alan herkesi FETÖ ile damgalıyor. Bu siyaset perspektifi ile FETÖ
mücadelesinin stratejisini belirlemeye çalışıyorlar. Kendileri devlette tek
hakim güç olsun diye şimdi Erdoğan başta olmak üzere bütün muhafazakar aydın,
siyaset ve tüccarları kapsayacak biçimde tasfiye etme rüyasına dalıyorlar. Bunu
da hukuku savundukları ve devlete sahip çıktıkları havasını vererek yapıyorlar.
Büyük bir cüretkarlık ve değişmeyen ilkel ulusalcı sol zihniyet!
Önce şunu açık ve net bilmemiz gerekir. FETÖ ile mücadele
ona bakış ve onu tanımlayış ile çok yakından ilgili. Tanımı sol ulusalcılardan
ödünç almayacağız. Sosyolojik karşılığı yüzde biri bile bulmayan bu örgütlü
ekip, bundan dolayı demokrasi düşmanıdır. Türk yakın siyasi tarihini bu
marjinal ve gayri milli unsurların perspektifiyle okumayacağız. Türk
demokrasisi büyük bir tecrübe. Türkiye Cumhuriyetinin soğuk savaşta ABD ile
müttefikliği gerçekçidir. Yoksa Sovyet Komünizmi geriye ne devlet bırakırdı ne
de din. Bütün İslami çevreler ve sağ çok gerçekçi bir biçimde “liberal
laikliği”, “ateist laikliğe tercih etmiştir. Necip Fazıl, Nurettin Topçu, Erol
Güngör gibi bir çok aydın Komünizmle Mücadele Derneği Dergisinde yazılar
yazmış. Bunlar ne Amerikancı ne de CİA ajanları. Onurlu ve mücahit aydınlar.
Gülen yapısı, başlangıçta bir cemaattir. Yaptığımız
sosyolojik araştırmalar ve gözlemler bunu ortaya koyuyor. Gülen kendi şahsıyla
ajan olabilir. Ancak onun etrafında toplanan ve ona anlam yükleyen insanların
bilinç ve tutumları budur. Halk da bu zahiri yönü nedeniyle destekte bulunuyor.
Muhafazakârların büyük kısmı okullarına çocuklarını veriyor, gazetelerini
alıyor ve sohbetlerine katılıyor. Devlet de onu ılımlı din temsili ve milli görüşe(siyaseti
vurgulayan din anlayışına) alternatif görerek destekliyor. (ANAP döneminde
İstanbul’un en büyük camilerinde DİB adına vaazlar vermektedir). Gülen, Arap
baharı ile beraber ABD ve İsrail ile farklı ilişkilere giren hükümete ve
devlete karşı ABD ve İsrail’i tercih ediyor. Arkasından da meşru hükümete karşı
illegal faaliyetlere girişiyor. Bu süreçte kimi ulusalcılar da Gülen’e
yaklaşıyor ve Erdoğan’ı yerinden etmenin peşine düşüyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi 17 Aralık 2013 bir
milattır. FETÖ başlangıçta cemaat, sonra paralel yapı ve daha sonra bir cunta
ve darbe yapısına dönüşmüştür. Başkalarının gözüyle tarihimize bakarsak kendi
tarih bilincimizi kaybederiz. Hatta kendimizi aldatırız. Ne tarihe aktörlük
yaparız ne de kendimiz ayakta kalırız. Türkiye tarihini ve Gülen yapısını
anti-Amerikancılık üzerinden okuyanlar, bize akıl vereceklerine önce “akıl
sahibi” olsunlar!
Doğu Perinçek: BOP Eşbaşkanını önümüze katıp görevli
yaptık
Cihangir İslâm: Ülkemizi vesayet koalisyonundan
kurtaracağız
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslâm, Vatan
Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in tweet’ini iktibas ederek, üzerine “Ülkemizi
ve halkımızı bu vesayetten, bu cendereden kurtarmaya, özgür bir Türkiye kurmaya
kararlıyız.” diye yazdı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, şahsî twitter sayfasında yayınladığı 4 bölümden oluşan tweet tefrikasında, “Türkiye, tarihî bir karar sürecinin içindedir. İsterseniz buna devrim diyebilirsiniz. Türkiye, Atatürk Devrimini tamamlama, kesin ve kalıcı zafere ulaştırma dönemine girmiştir. (…) Türkiye, BOP Eşbaşkanını da alır, önüne katar ve mecburiyetlerinin görevlisi yapar. Bu, Türk Devriminin ve Türk milletinin gücüdür. Vatan Partisi işte o gücün temsilcisidir. Tarihsel süreç, yoluna büyük bir atakla devam ediyor ve Vatan Partisi, öncü görevinin başındadır.” diye yazdı.
İslâm: Türkiye
vesayet koalisyonuyla yönetiliyor
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslâm da, Perinçek’in bu tweetini iktibas ederek, üzerine şöyle yazdı:
“Yine söylüyoruz. Türkiye halihazırda “AKParti, MHP ve Vatan
Partisi koalisyonu” tarafından yönetilmektedir. 28 Şubat ve vesayet devam
etmektedir. Ülkemizi ve halkımızı bu vesayetten, bu cendereden kurtarmaya,
özgür bir Türkiye kurmaya kararlıyız.”
(Haber: Sürur Öztürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder