Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslâm, iktidarın 24 Haziran seçimlerinde Saadet Partisi’ni de Cumhur İttifakı’na dahil etmeye çalıştığını ancak Saadet Partisi’nin bunu kabul etmediğini belirterek, “Böylece kutuplaşmanın önüne geçmiş oldu. Alınan oy sayısından daha da önemli olan budur.” dedi.
Beyoğlu Yurttaş Meclisi, farklı konuklarla farklı konuların
konuşulduğu “Beyoğlu Yurttaş Buluşmaları” programının yedincisinde Saadet
Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslâm’ı konuk etti. Cihangir İslâm,
programda “Yeni Rejimde Meclis Muhalefetinin İmkânları ve Çıkmazları” konulu
bir konuşma yaptı.
600 kişilik parlamentonun Cumhurbaşkanı’na soru soramadığını,
Meclisin görevinin yasama ile sınırlandırılmış durumda olduğunu ifade eden
Cihangir İslâm, “Mecliste 9 siyasi parti temsil ediliyor ama sözel çoğulculuk
yok. Muhalefet birlikte davranırsa yapılabilecek şeyler var.” dedi.
Cihangir İslâm, Cumhur İttifakının 400 milletvekili için
seçime girdiğini ancak iki partinin 1 Kasım seçimlerindekinden 7 puan, 24 Haziran
seçimlerindekinden de 3 puan daha az oy aldıklarına işaret etti.
“Çoğulcu bir demokrasiye mi gideceğiz, yoksa tiranlığa doğru
mu gideceğiz?” diye soran İslâm, ülkenin bir kavşakta olduğunu, toplumun yarısının
bu rejime direndiğini söyledi. İslâm, sivil toplum çalışmalarının kendi başına
çok değerli olduğunun 16 Nisan referandumunda görüldüğünü belirtti.
Konuşmasında Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işlerinden
atılan vatandaşların mağduriyetlerine de değinen İslâm, 20 bin KHK’lının
soruşturmalardan “temiz” çıktıkları halde işlerine iade edilmediğini kaydetti.
İslâm, “Hukuk devletinde insanların “bizim” veya “sizin” diye
sınıflandırılamayacağını vurguladı.
Herkesinin gözünün ve kulağının tek bir kişide olmasının bir
toplum için çok sağlıksız bir durum olduğunu belirten İslâm, “Meselâ, ‘Bu can
bu bedende durdukça Rahip hapisten çıkamaz’ dedi, ama çıkartıldı ve uçtu gitti.
Bunu kimse yadırgamıyor. Tutarlılık yok, değerlerin anlamı kalmadı.” diye konuştu.
İslâm, Anadolu şehirlerinde düzenlediği programlara Saadet
Partisi ile birlikte CHP ve İyi Parti temsilcilerinin de katıldığını
belirterek, “Bu ittifakların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Baskı sistemleri
ancak ve ancak düşmanlaştırma üzerinden sürebilir. Tiranlığa doğru gidecek bir
yönetime ancak ve ancak birlikte karşı koyabiliriz.” diye konuştu.
Dinî ve etnik bütün kimliklerin “vatandaşlık” zemininde bir
arada yaşamasının ve eksikleri olsa da hukukun ön plana çıkmasının çok önemli
olduğunu ifade eden İslâm, sözlerine şöyle devam etti:
Saadet Partisi,
kutuplaşmayı engelledi
“Cumhuriyet tek başına yeterli olmuyor. Çoğulcu demokrasi,
sahip çıkılması gereken bir kavramdır. %51’le de gelsen, %99la da gelsen, istediğini
yapamazsın. Seçim, insan haklarına saygı, şeffaflık, hesap sorabilirlik, demokrasinin
yapı taşlarıdır. Etnik, dinî fay hattının üzerine bir de siyasî fay hattını
koyarsanız, toplumu parçalarsınız. Saadet Partisi’ni 24 Haziran’da Cumhur
ittifakına katmaya çalıştılar, kabul etmedi. Böylece kutuplaşmanın önüne geçmiş
oldu. Alınan oy sayısından daha da önemli olan budur. İktidarda kalabilmek için
her şeyi yapabilecek bir ekip iş başındadır. Siyaset, ahlâktan bağımsız
düşünülemez. Haklar konusunda titiz davranmalıyız. Hainleştirilmeye
çalıştırılan insanlara sahip çıkmalıyız. Özgürlük mücadelesi en temel
mücadeledir. Başkasının kimliğine söz söyleme hakkına ve haddine sahip değiliz.
O zaman hakikatin ne olduğunu konuşabiliriz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder