Prof. Ergün Yıldırım, 3 Ekim 2018 tarihinde “FETÖ:Yanılgılar ve İftiralar” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmında
şunları yazdı:
“Şimdi mücadele için de başka bir habis doğdu. O da iftira
habisi. FETÖ, bu biçimiyle bir iftira aracına dönüşüyor. Toplumu,
muhafazakarları ve dindarları içten içe zehirliyor. Makamlara ve güce
şehvetleriyle yönelenler, kendine engel gördükleri kişileri FETÖ iftirasıyla
damgalıyorlar. Gözü para, menfaat, makam ve güçle perdelenenler en iyi iftira
damgası olarak FETÖ’yu kullanıyorlar. Bir linç FETÖ damgası habis eller de
başka bir görev icra ediyor. Akademide, medyada, siyasette ve ticarette
rakiplerini alt etmenin en kolay yolu bu iftira kepazeliğinden geçiyor.
Özellikle makam, para ve iktidarla daha fazla içli dışlı olan dindarlar, bu
iftira kampanyalarında en büyük pay sahipleri. Dindarların düşüşüdür bu!
Devlet, hak ve hukuku teslim eden varlık. Adaletin başı.
Kudretini eşkıyanın kudretinden ayıran temel özellik de adaletle hükmetmesidir.
İnsanlarına iftira mekanizmaları üzerinden bakarak çıplak kudretini harekete
geçirip bütün “ötekilerini” düzleyip geçerse yırtıcı bir varlığa döner.
FETÖ’nün de çok istediği budur. Devlet, herkesi kendisine küskün hale getirsin.
Millet birbirine düşman kesilsin. Devlet iftira çarklarına karşı adalet çarkını
işleterek ve “muhayyel ötekilerini” içine katarak ömrüne ömür katar. Hatta
affın konuşulduğu bu zamanlarda FETÖ ve iltisaklı ilişkisini yeniden
düzenleyebilir. Mahrem imam olmayan, darbeye bulaşmayan, tepede yer almayan ve
somut suça bulaşmayanları af kapsamına alabilir. Devlet kendisine yönelen suçu
affedebilir. Böylece büyüklük de yapmış olur. Affetmek de cezalandırmak da
büyüklüktendir! Yeter ki adalet taşısın içinde.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder