AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özellikle seçim dönemlerinde yaptığı propaganda konuşmalarında sık sık, “IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık ve artık İMF’ye borç verecek duruma geldik” dedi.
Ülke olarak IMF’ye olan borcumuzun tamamının ödenmiş olması,
hiç şüphesiz hepimizi memnun eder; ama “IMF’ye borç vermek” ne demek ne demek
oluyordu? IMF (International Monetary Fund / Uluslararası Para Fonu), ekonomik
faaliyetlerini, üye ülkelerin katkılarıyla yürüten bir fon. IMF, borç isteyen
bir teşkilat değil. Eğer kaynak artırma ihtiyacı duyarsa, bunu üye ülkelere
duyurur ve üye ülkeler de kendi ekonomik durumlarına göre katkıda bulunurlar.
Türkiye de IMF üyesi bir ülke. IMF bütçesine katkıda bulunabilecek durumda
olduğunda katkıda bulunur; ama bu katkı bir “borç verme” işlemi değil.
Teşkilatın üyesi çünkü. Dernek üyelerinin aidat ödemesi gibi bir şey… Kaldı ki
Türkiye, son yıllarda böyle bir “katkı”da da bulunmadı.
“IMF, bizden 5 milyar Dolar borç istedi” deniyordu ama
aradan yıllar geçmesine rağmen bu söz, tekrarlanmaya devam ediliyordu. IMF borç
istemeyi sürdürüyor ama biz bir türlü vermiyor muyduk yani?
Hatırlayacaksınız, eski Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı
Cem Toker, geçen yıl IMF’ye “Türkiye’den borç istediniz mi?” diye yazılı olarak
sormuş, yine yazılı olarak aldığı cevapta, 2008 krizi sonrası ek kaynak artırım
kararına Türkiye’den ‘moral destek’ geldiği belirtiliyor ancak maddî bir
destekten söz edilmiyordu…
IMF’nin Türkiye’den borç morç istemediği ortaya çıkmıştı.
Bunun üzerine Sayın Erdoğan, söylemlerini değiştirdi:
“IMF bizden borç istedi. Peki dedik. Baktılar ki Türkler
ciddi, borç istemekten vazgeçtiler...”
“IMF bizden borç istedi” diyen Erdoğan, artık “borç
istemekten vazgeçtiler” diyordu. Peki neden vazgeçmişti IMF?
Sayın Cumhurbaşkanının söylediğine göre, “Türklerin ciddi
olduğunu anladığı için” vazgeçmişti… Fakat bir dakika! Ciddi bir mantık hatası
var. IMF, Türkiye’den gerçekten borç istemişse, Türkiye de “Tamam, verelim”
demişse, IMF, Türkiye’nin ciddi olduğunu anlayınca neden vazgeçmiş olsun?
Meselâ siz, bir dostunuzdan borç isteseniz, o da size borç verme konusunda
ciddi olsa, siz, onun ciddi olduğunu anlayınca borç istemekten vaz mı
geçersiniz? Türkiye’nin borç verme konusunda ciddi olması, IMF’nin işine gelmez
mi? “Ben borç istedim, Türkiye de ciddi olarak bana borç vereceğini söyledi”
deyip memnun olmaz mı? Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediğine göre IMF,
Türkiye’nin ciddi olduğunu anlayınca vazgeçmiş… IMF, herhalde dünyanın en salak
teşkilatı olsa gerek… Borç vermişiz ama bizim ciddi olduğumuzu anlayınca
vazgeçmiş. Kendi menfaatinin tersine…
Sayın Erdoğan, geçen Mart ayının sonlarında bir parti
kongresinde aynen şöyle söylemişti:
“İMF bizden 5 milyar Avro borç istedi… Ve arkadaşlar bana
sordular, ‘verelim mi?’ Verin dedim. Baktılar ki ‘yaa bu Türkler ciddi, İMF
almaktan vazgeçti… Bütün mesele bu…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konudaki söylemini dün daha da
geliştirdi ve partisinin Kızılcahamam Kampı’nın kapanışında yaptığı konuşmada,
şöyle söyledi:
“… ve 2013, sıfırladık, IMF ile işimiz bitti. Bırakın onu,
ondan sonra onlar bizden borç istediler. 5 milyar Dolar borç istediler. Hatta
ben, o zamanki arkadaşlara dedim, verelim. Baktılar ki ‘çılgın Türkler’ gene
azıttı, vazgeçtiler…”
“Çılgın Türkler?”
“Azıtmak?”
Doğrusu, akıl alır gibi değil. Türkiye’nin borç verme
konusunda “çılgınlık derecesinde” “azıtmak” boyutunda ciddi olduklarını
anladığında borç istemekten vazgeçen bir IMF…
Bu ülke, devletin en yüksek makamından böyle mantık
çelişkisi içeren ve gerçeklere dayanmayan beyanatlar duymayı hak ediyor mu?
Halkın düşünce çıtası bu kadar aşağılara düşürülürse, bu
ülke nasıl kalkınır?
Nasıl?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder