8 Ekim 2018 Pazartesi

“Baktılar ki ‘çılgın Türkler’ gene azıttı, vazgeçtiler…”
Cumhurbaşkanı, bu dayanaksız sözleri neden söyler?

Sürur Öztürk

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özellikle seçim dönemlerinde yaptığı propaganda konuşmalarında sık sık, “IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık ve artık İMF’ye borç verecek duruma geldik” dedi.

Ülke olarak IMF’ye olan borcumuzun tamamının ödenmiş olması, hiç şüphesiz hepimizi memnun eder; ama “IMF’ye borç vermek” ne demek ne demek oluyordu? IMF (International Monetary Fund / Uluslararası Para Fonu), ekonomik faaliyetlerini, üye ülkelerin katkılarıyla yürüten bir fon. IMF, borç isteyen bir teşkilat değil. Eğer kaynak artırma ihtiyacı duyarsa, bunu üye ülkelere duyurur ve üye ülkeler de kendi ekonomik durumlarına göre katkıda bulunurlar. Türkiye de IMF üyesi bir ülke. IMF bütçesine katkıda bulunabilecek durumda olduğunda katkıda bulunur; ama bu katkı bir “borç verme” işlemi değil. Teşkilatın üyesi çünkü. Dernek üyelerinin aidat ödemesi gibi bir şey… Kaldı ki Türkiye, son yıllarda böyle bir “katkı”da da bulunmadı.

“IMF, bizden 5 milyar Dolar borç istedi” deniyordu ama aradan yıllar geçmesine rağmen bu söz, tekrarlanmaya devam ediliyordu. IMF borç istemeyi sürdürüyor ama biz bir türlü vermiyor muyduk yani?

Hatırlayacaksınız, eski Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker, geçen yıl IMF’ye “Türkiye’den borç istediniz mi?” diye yazılı olarak sormuş, yine yazılı olarak aldığı cevapta, 2008 krizi sonrası ek kaynak artırım kararına Türkiye’den ‘moral destek’ geldiği belirtiliyor ancak maddî bir destekten söz edilmiyordu…

IMF’nin Türkiye’den borç morç istemediği ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Sayın Erdoğan, söylemlerini değiştirdi:

“IMF bizden borç istedi. Peki dedik. Baktılar ki Türkler ciddi, borç istemekten vazgeçtiler...”

“IMF bizden borç istedi” diyen Erdoğan, artık “borç istemekten vazgeçtiler” diyordu. Peki neden vazgeçmişti IMF?

Sayın Cumhurbaşkanının söylediğine göre, “Türklerin ciddi olduğunu anladığı için” vazgeçmişti… Fakat bir dakika! Ciddi bir mantık hatası var. IMF, Türkiye’den gerçekten borç istemişse, Türkiye de “Tamam, verelim” demişse, IMF, Türkiye’nin ciddi olduğunu anlayınca neden vazgeçmiş olsun? Meselâ siz, bir dostunuzdan borç isteseniz, o da size borç verme konusunda ciddi olsa, siz, onun ciddi olduğunu anlayınca borç istemekten vaz mı geçersiniz? Türkiye’nin borç verme konusunda ciddi olması, IMF’nin işine gelmez mi? “Ben borç istedim, Türkiye de ciddi olarak bana borç vereceğini söyledi” deyip memnun olmaz mı? Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediğine göre IMF, Türkiye’nin ciddi olduğunu anlayınca vazgeçmiş… IMF, herhalde dünyanın en salak teşkilatı olsa gerek… Borç vermişiz ama bizim ciddi olduğumuzu anlayınca vazgeçmiş. Kendi menfaatinin tersine…

Sayın Erdoğan, geçen Mart ayının sonlarında bir parti kongresinde aynen şöyle söylemişti:

“İMF bizden 5 milyar Avro borç istedi… Ve arkadaşlar bana sordular, ‘verelim mi?’ Verin dedim. Baktılar ki ‘yaa bu Türkler ciddi, İMF almaktan vazgeçti… Bütün mesele bu…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konudaki söylemini dün daha da geliştirdi ve partisinin Kızılcahamam Kampı’nın kapanışında yaptığı konuşmada, şöyle söyledi:

“… ve 2013, sıfırladık, IMF ile işimiz bitti. Bırakın onu, ondan sonra onlar bizden borç istediler. 5 milyar Dolar borç istediler. Hatta ben, o zamanki arkadaşlara dedim, verelim. Baktılar ki ‘çılgın Türkler’ gene azıttı, vazgeçtiler…”

“Çılgın Türkler?”
“Azıtmak?”

Doğrusu, akıl alır gibi değil. Türkiye’nin borç verme konusunda “çılgınlık derecesinde” “azıtmak” boyutunda ciddi olduklarını anladığında borç istemekten vazgeçen bir IMF…

Bu ülke, devletin en yüksek makamından böyle mantık çelişkisi içeren ve gerçeklere dayanmayan beyanatlar duymayı hak ediyor mu?

Halkın düşünce çıtası bu kadar aşağılara düşürülürse, bu ülke nasıl kalkınır?

Nasıl?

Hiç yorum yok: