ABD, İzmir’deki Protestan cemaatine ait Diriliş Kilisesi’nin Amerikalı Pastörü Andrew Craig Brunson’ın Türkiye’de haksız bir şekilde tutuklandığı iddiasıyla, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik yaptırım uygulanması kararı aldı. Bu karara tepkiler devam ediyor.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, YouTube’da
yayımladığı video mesajında, ABD’nin yaptırım kararına tepki gösterdi. Derhal
açık duruşmanın başlaması ve delillerin sunulması gerektiğini belirten Feyzioğlu,
“Türkiye, hiçbir zaman sömürge olmamıştır, hiçbir zaman da olmayacaktır; ama yargısını
tüm dünyaya ve hepsinden önemlisi 81 milyon vatandaşına ‘güvenilir’ kılmak
zorundadır.” dedi.
ABD’nin Türkiye’ye karşı kabadayılık ettiğini ve uluslararası
hukuku ve müttefiklik hukukunu ihlâl ettiğini belirten Feyzioğlu, Rusya’nın ABD
başkanlık seçimine müdahale ettiğine dair iddiaların, Türkiye’ye yönelik
yaptırım kararıyla kapatılmak istendiğini ileri sürdü.
Meselenin Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu
olmadığını, onlar üzerinden Türkiye’ye ders verilmek istendiğini ifade eden Feyzioğlu,
“ABD, Türkiye’ye karşı çok ciddi bir tehdide başlamıştır. 81 milyon bir olursak
bu işi çözeriz ve şu anda da bir olma zamanıdır. 81 milyonun yüzde yüzü, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin arkasında kenetlenmek zorundadır. (…) Adalet Bakanı,
bizim Adalet Bakanımızdır. İçişleri Bakanı, bizim İçişleri Bakanımızdır. İçeride
yanlış yaptığı zaman kendisine söyleriz. Hiç de kimseden çekinmeden söyleriz.
En ufak bir çekince duymadan söyleriz; ama Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı
üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başını yemeye kalkanlara sözümüz çok
sert olur.” diye konuştu.
Açık duruşma ve adil yargılama sonucunda tahliye veya
tutukluluğun devamı; beraat ya da mahkûmiyet kararı verilebileceğini belirten
Feyzioğlu, “Ama Trump istedi diye değil, Pence istedi diye değil, Türkiye’yi
tehdit ediyorlar diye değil, Türkiye bir müstemleke ülkesi değildir.” dedi.
Feyzioğlu, 1926 yılında Türk gemisi Bozkurt ile Fransız
gemisi Lotus’un Midilli açıklarında çarpışması sonucunda 8 Türk denizcinin
boğularak öldüğü, bunun üzerine Fransız gemisinin kaptan subayının İstanbul’da
tutuklandığı olayı hatırlattı. Feyzioğlu, günümüzdeki “Yetmez ama evet”çilerin
ataları olarak nitelendirdiği ve “İngilizlerin önüne paspas olduğunu” ifade
ettiği o dönemin mütareke basınının, Fransız subayın tutuklanmasına karşı
çıktığını anlattı. Fransa’nın davayı Uluslararası Adalet Divanı’na götürdüğünü belirten
Feyzioğlu, Atatürk’ün bu konuda görüşlerine başvurduğu Mahmut Esat Bozkurt’un,
bu davada Türkiye’yi kendisinin savunabileceğini söylediğini, Atatürk’ün “Kazanabilir
misin?” sorusuna karşılık da “Kazanamazsam ülkeme dönmem; ama haklıyız ve
kazanacağız” dediğini belirtti. Fransız iddia makamının, Türk adaletine
güvenilemeyeceğini söylediğini, Bozkurt’un ise Türk adaletinin güvenilirliğini
savunduğunu anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder