Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Çarşamba günleri düzenlediği haftalık basın toplantısında, gündemin tartışma konularından idam cezasına dair düşüncelerini de dile getirdi. Bu konunun siyasî malzeme toplumsal gerilim sebebi haline getirilmesine tepki gösteren Karamollaoğlu, çocuklara tecavüz gibi çok özel durumlarda ve suçlu olduğu kesin delillerle ispatlanan kişilere idam cezası verilmesini kabullenebileceğini söyledi. DNA testleri gibi bilimsel araştırmalar sonucunda, dam edildikten sonra suçsuz oldukları ortaya çıkan kişiler olduğuna dair Amerika’da örnekler olduğuna işaret eden Karamollaoğlu, geri dönülemez hataların yapılmaması gerektiğini ifade etti.
Karamollaoğlu, konuşmasında kısaca değindiği idam konusuna
dair düşüncelerini, konuşmasının sonunda bir muhabirin sorusu üzerine
detaylandırdı.
Cennet gibi ülkede
cinnet korkusu yaşar hale geldik
Karamollaoğlu, son günlerde gündeme gelen kayıp çocuk
olaylarının toplumu derinden yaraladığını ve büyük bir acı bıraktığını
belirterek, bu tür olayların arkasındaki sosyal sebepleri açığa çıkarıp ona
göre tedbirler almadan bu tür olayların hemen önlenmesinin mümkün olmadığını
söyledi. Karamollaoğlu, “Toplumsal gerilimden beslenenler, bu tür meseleleri
dillerinin ucuyla gündeme getiriyorlar. Gerisi Allah kerim… Bundan dolayıdır
ki, cennet gibi ülkede yaşamamıza rağmen, cinnet korkusuyla yaşar hale geldi
toplumumuz” dedi.
Kararları isabetli
bulursak arkasında dururuz
Bu vahşi cinayetleri gerçekleştirenlerin en ağır şekilde
cezalandırılmaları gerektiğini ifade eden Karamollaoğlu, “Biz, suçluların
cezalandırılması konusunda alınacak her türlü kararın arkasındayız. Ancak bu
ceza konusunun her gün siyasî bir polemik haline getirilmesine de karşıyız.
İcraat makamında olanlar, kararı alırlar, biz de o kararları isabetli bulursak
arkasında dururuz” dedi.
İktidarın ve taraftarlarının, idam konusu gibi meseleleri
siyasetin malzemesi haline getirmekten mutlaka kaçınmaları gerektiğini
vurgulayan Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Nu meseleler sadece
kanun ve ceza bağlamında değerlendirilemez
“Bu bile ülkeyi yoruyor. Bunlar, ciddi meseleler. Sürekli
gündemde tutmak yerine, alın kararınızı yürüyün. Unutulmamalı ki bu konu,
sadece ceza meselesi değil, daha da önemlisi, ahlâk ve vicdan meselesidir.
Toplum, çöküyor. Aile yapısı çöküyor. Ahlâk, iflâs ediyor. Sentetik uyuşturucu
kullanımı, maalesef Türkiye’de öyle bir noktaya geldi ki Türkiye, Dünya’nın bir
numaralı uyuşturucu kullanımı ülkesi haline geldi. Bir numaralı… Listenin
başına geçtik. Uyuşturucu kullanım yaşı, ilkokul çağlarına kadar inmiş durumda.
Bütün bunların üzerine gitmeden, meseleyi sadece kanun ve ceza bağlamında
değerlendirmek, konuyu hiç ama hiç anlamamak demektir.”
Karamollaoğlu, bu tür meselelerin halledilebilmesi için
ahlâk ve maneviyat temelli bir eğitim sistemi kurulması; toplumda barış, huzur
ve güven ortamının sağlanması gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Onlar,
gerilimden sadece siyasî menfaat bekliyorlarsa işte o zaman ülkenin
problemlerini çözemezler” dedi.
Çözülecek denen
sıkıntılar, seçimden sonra artarak devam ediyor
Karamollaoğlu, ülkede ahlâk, adalet, ekonomi ve dış politika
alanlarındaki sıkıntıların devam ettiğine işaret ederek, iktidarın seçimden
sonra her şeyin düzeleceğini vaad ettiğini hatırlattı. Karamollaoğlu, iktidarın
her seçim döneminde, seçimden sonra problemlerin çözüleceğini söylemesine
karşılık, aksine her seçimden sonra arttığını ifade ederek, “Gündeme getirilen
konular, artan bu problemlerin üstünü örtmeye yönelik çabalar. Allah akıl fikir
versin demekten başka ne yazık ki elimizden bir şey gelmiyor” dedi.
Maaş artışı ve
ikramiyeler seçime kadardı; şimdi sıra zamlarda
Doğalgaza, sigaraya, tünel geçiş ücretlerine yapılan zamları
hatırlatarak, iğneden ipliğe her şeye zam geldiğini, iktidarın kaşıkla
verdiğini kepçeyle geri aldıklarını söyledi. Karamollaoğlu, emekli maaşlarının
artırılması ve emeklilere ikramiye ödenmesi gibi uygulamaların seçime kadar
yapılan uygulamalar olduğunu, seçimden sonra sıranın zamlara geldiğini ifade
etti. Karamollaoğlu, “Maalesef, yanlış ekonomi ve tarım politikaları nedeniyle,
7 yıldır savaşta olan Suriye’den patates ithal etmeye başladık. Bu da bizim onlara kıyağımız.” dedi.
Hedefi %5 olan
hükümet, enflasyonda başladığı yere geri döndü
Hükümetin enflasyon seviyesi konusunda 2018 hedefinin %5
olmasına karşılık bu oranın %15,39 oranında gerçekleştiğini belirten
Karamollaoğlu, AK Parti iktidara geldiğinde enflasyon oranının %18,36 olduğunu,
iktidarın 16 yıl sonra başladığı yere geri döndüğünü söyledi. Karamollaoğlu,
“Felâket tellallığı yapmak istemiyorum ama Türkiye, önümüzdeki günlerde 2001
krizinden daha sert bir ekonomik krizle karşı karşıya kalacak intibaını
veriyor. Bizden hatırlatması. Eğer söylediklerimize kulak asan olursa tabi.”
dedi.
Çakıcı ve Soylu’ya
tepki
İktidarı, taraftarlarının kendilerine olan bağlılıklarını
sürdürmek için gerilimlerden faydalanmaya çalışmakla suçlayan Karamollaoğlu,
son günlerde birbiri ardına yapılan talihsiz açıklamaların, endişelerini
artırdığını dile getirdi.
Karamollaoğlu, “Gazeteciler, ölümle tehdit ediliyor”
diyerek, isim vermeden Alaattin Çakıcı’ya; “Şehit cenazeleri üzerinden toplum,
hiç olmadığı kadar kutuplaştırılıyor. Sorumluluk sahipleri, yangını söndürmek
yerine yangına körükle gitmeyi, üzerine benzin dökmeyi tercih ediyorlar”
diyerek de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi. Karamollaoğlu,
“Unutmayın ki ayarını bozduğunuz kantar, bir gün gelir sizi de tartar” dedi.
Erken seçim akıl
tutulması
Türkiye’nin derin meseleleri varken Mahallî iDareler Genel
Seçimi’ni erkene almanın bir akıl tutulması olacağını ifade eden Karamollaoğlu,
“Bir defa bu, bir prosedür gerektiriyor. En azından muhalefetin, bu oyuna
gelmemesi icab eder. Anayasa değişmeden mahallî seçimler erkene alınamaz.
Anayasanın değişmesi, eğer Meclis’te 3’te 2 çoğunluk sağlanamazsa mutlaka, eğer
5’te 3’le olacaksa bu, referanduma gitmeyi gerektirir. Türkiye’yi yeniden bu
kadar gerilimin, sıkıntının içine sokmak, kime ne fayda sağlar yahu?” diye
konuştu.
Muhalefetin erken
seçim tavrına tepki
“Hem de bunu kim gündeme getiriyor? Bir de ona bakın yahu!”
diyerek muhalefete de tepki gösteren Karamollaoğlu, “Beni şaşkına çeviren,
muhalefetin de bu oyuna balıklama atlaması. ‘Biz de varız’ diyor. Maşallah.
Madalya takalım. Bu, cesaret işi değil ki. Bu, akıl, mantık işi. Bir seçimden
daha yeni çıktık. Hemen daha alnının teri kurumadan, hiç gereksiz yere… Bir
tane sebep söylesinler; bir tane makul sebep… Mahallî seçimleri öne almak için,
bir tane… Anayasa değişikliği gerekecek. Yani aynı duayı yapmadan geçemiyoruz;
Allah, bütün siyasetçilere akıl fikir versin. Bize de bu duayı ederlerse biz,
‘amin’ deriz; onu söyleyelim. Kimsenin ‘eline dizine dursun’ demeyiz.”
Milletin bedava çaya
ve keke değil işe ihtiyacı var
Ekonominin düzeltilmesi için her kesimin mutabık kalacağı
tedbirler alınması gerektiğini belirten Karamollaoğlu, iktidarın israftan
kaçınmak ve yatırım politikasını değiştirmek yerine borç arayışı içerisinde
olduğunu ifade etti. “İpin ucunun kaçtığını” ileri süren Karamollaoğlu,
“Çözemezler. Çözülmez. Eğer getirip de bunu kıraathanelere dayayacaklarsa,
dışarıdan borç almaya hiç ihtiyaç yok. 1500 değil, 3500 tane kıraathane
açabilirler; ama bu ülkenin problemini çözmez; onlar da biliyor. Bir polemikti,
geçti gitti. Bu milletin bedava çaya, bedava keke ihtiyacı yok. İşe ihtiyacı
var. Tarımda kendi emeğiyle geçinen çiftçinin, emeğinin karşılığını almaya
ihtiyacı var. Esnafın, ayakta durmaya ihtiyacı var. Allah rızası için bir kere
de makulü görün; bir kere…” dedi.
Mahallî seçimler için
kolları sıvadık
Karamollaoğlu, mahallî seçimlerin erkene alınmasına,
seçimden korktukları için karşı çıkmadıklarını da belirterek, “Karar alındığı
zaman her parti, süratle seçime hazırlanır.
‘Efendim seçime hazırlık için zamana ihtiyacımız var’ ve saire… Bunlar
da doğrudur. Biz, zaten 24 Haziran’ın hemen arkasından bundan sonra gelecek
seçimlere hazırlanabilmek için kolları sıvadık” diye konuştu.
7 Temmuz’da büyük
buluşma
Karamollaoğlu, 7 Temmuz’da Ankara’da bütün adaylarının, il
teşkilatlarının, kadın ve gençlik kolları ile Saadet Partisi’ne gönül veren
sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir toplantı yapacaklarını
bildirdi. Karamollaoğlu, bu toplantıyla birlikte, seçim çalışmalarını da
başlatmış olacaklarını söyledi.
Millet İttifakı,
ömrünü tamamladı
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını
cevaplayan Karamollaoğlu, Millet İttifakı’nın Mahallî İdareler Genel Seçimi
için de geçerli olup olmadığına dair bir soruya, “İttifak, genel seçimlerle
ilgili bir konuydu. İttifak, ömrünü o noktada tamamladı.” dedi. Kuvvetler
ayrılığının sağlanması için muhalefet partilerinin çalışmalarının devam
edeceğine inandığını belirten Karamollaoğlu, “Zaman içinde, inanıyorum ki kuvvetler
ayrımı prensibi mutlaka benimsenecek; çünkü bu iş, bir kişiyle gitmez.” dedi.
CHP listesinden
seçilen SP’liler
Karamollaoğlu, CHP listesinden milletvekili seçilen Cihangir
İslâm ve Abdülkadir Karaduman’ın CHP’den istifa edip Saadet Partisi’ne geçip geçmeyeceklerine
dair bir soruya da “Bu söylediğiniz isimler veya başkaları, zaman içinde
gündeme gelir. Onu da bekleyin biraz. Ortaya çıktığı zaman cevabını, ümid
ederim ki alırsınız” karşılığını verdi.
İdam cezası
Karamollaoğlu, idam cezasına dair düşüncelerinin sorulması
üzerine de düşüncelerini şöyle dile getirdi:
“İdam, problemleri çözecek manâsına gelmez; ancak idam, çok
ama çok bariz bazı konularda gerekli olduğuna ben, şahsen inanıyorum. Yani bir
çocuğa birisi tecavüz etmiş, alçakça! Çok kesin olarak da biliniyor ki
katletmiş. E bana göre onun idam edilmesi icab eder; çünkü onun zihin yapısı,
bu toplumu uçuruma götürecek tarzda. Ancak idam cezasının Avrupa’da
kaldırılmasının temel sebebi, Avrupa adalet sistemi öyle çalışıyor ki, zanna
dayalı, ha çok kuvvetli diyelim, zanna dayalı hükümler verilebiliyor. Adam
diyor ki ‘Ben bu suçu işlemedim.’ Bunlar da diyor ki ‘Şu, şu, şu delillerden
dolayı siz bu suçu işlemişsiniz kanaati bizde hakim oldu.’ ‘İşlediniz’
diyemiyor, ‘İşlemişsiniz kanaati bizde hakim oldu. Bundan dolayı asın bu
adamı!..’ Ha işte biz, o noktada, zanna dayalı bir hüküm olmaz; çünkü idam,
geri dönülemeyecek bir karar. Bir defa infaz edildi mi, Amerika’da işte,
sonradan DNA’lar, şunlar bunlar ortaya çıktı, bir sürü idam edilmiş adam… ‘Vay canına
yahu! Bu adam bu suçu işlememiş’ dediler. Yargı mekanizmasındaki yanlışlıktan
dolayı jüri, yerine göre isabetli bir karar vermede unsur olabilir; ama
jüriler, bazen zanna göre de karar verirler. Bu, birçok yerde jüri heyeti,
önemlidir. En önemlisi de bildiğiniz gibi Amerika’dadır bu konuda. Bundan
dolayı biz, idamın geri, çok özel hallerde idamın geri getirilebileceğini
kabullenebiliyoruz; ama öyle bir idam cezası olursa, onun çok kesin ve özel
durumlar için uygulanabilir olması icab eder. Ama bu, bir malzeme yapılmamalı.
Her gün idam, Türkiye’nin siyasetinde gündem malzemesi. E yeter artık yahu!
Alacaksanız alın, almayacaksanız almayın.”
“Şu anda zaten adalet mekanizması felç. Adalet mekanizması
felçken buradan biz zaten ciddi karar çıkma konusunda ciddi tereddütlerimiz
var. Bırakın idamı, basit meselelerde bile çok ciddi hatalar yapılabiliyor. Bundan
dolayı şu anda ortam, buna müsait değil. Onun için ben bu konuda, yani siz
tekrar soruyorsunuz, elbette siyasî konularda dediğiniz gibi birisi bir karar
almış, birisi bir yazı yazmış, birisi bir ifadede bulunmuş… Yani bunlarla idam
bağdaşmaz benim kanaatim. İdam, çok farklı bir şeydir. Bundan dolayı da bu
konunun daha fazla üzerinde durmanın, topluma zarar verdiği kanaatindeyim.
Bence bu konuyu rafa kaldırmalı. İcra gücüne sahip olanlar, eğer bu kararı alma
ve bunu toplumdan da bunun karşılığını görme kanaatine sahiplerse yürüsün
gitsinler. Görürüz o zaman. Daha fazla ben bu idam konusunun üzerinde durmak
istemiyorum.”
“Bu tip yaklaşımlar, istisnaî yaklaşımlar… Siz bu kapıyı
açtığınız zaman, birçok kişiye de bu hakkı tanımanız icab eder. Bunun da
dikkate alınması icab eder kanaatindeyim. Yani bir kişi için kanun düzenlenmez.
Kural değişmez. Benzer hadiselerde de aynı yaklaşım sergilenecekse sergilensin
deriz.”
Mevcut adalet
mekanizması idama müsait değil
Karamollaoğlu, geçmişte verilen idam cezalarının tamamının
politik kararlar olduğunun ileri sürülerek, adalet mekanizması bu haldeyken
Meclis’e gelebilecek bir idam kararına destek verip vermeyeceklerinin sorulması
üzerine de şunları söyledi:
Kişiye göre hak
tanınmaz
Karamollaoğlu, Alaattin Çakıcı için verilen Süresiz Sağlık
Kurulu Raporu’na dair bir soruya da şu karşılığı verdi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder