4 Temmuz 2018 Çarşamba

Karamollaoğlu: “Çocuklara tecavüz” gibi çok özel durumlarda ve suçlu olduğu kesin delillerle ispatlanan kişilere idam cezası verilebilir


Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Çarşamba günleri düzenlediği haftalık basın toplantısında, gündemin tartışma konularından idam cezasına dair düşüncelerini de dile getirdi. Bu konunun siyasî malzeme toplumsal gerilim sebebi haline getirilmesine tepki gösteren Karamollaoğlu, çocuklara tecavüz gibi çok özel durumlarda ve suçlu olduğu kesin delillerle ispatlanan kişilere idam cezası verilmesini kabullenebileceğini söyledi. DNA testleri gibi bilimsel araştırmalar sonucunda, dam edildikten sonra suçsuz oldukları ortaya çıkan kişiler olduğuna dair Amerika’da örnekler olduğuna işaret eden Karamollaoğlu, geri dönülemez hataların yapılmaması gerektiğini ifade etti.

Karamollaoğlu, konuşmasında kısaca değindiği idam konusuna dair düşüncelerini, konuşmasının sonunda bir muhabirin sorusu üzerine detaylandırdı.

Cennet gibi ülkede cinnet korkusu yaşar hale geldik

Karamollaoğlu, son günlerde gündeme gelen kayıp çocuk olaylarının toplumu derinden yaraladığını ve büyük bir acı bıraktığını belirterek, bu tür olayların arkasındaki sosyal sebepleri açığa çıkarıp ona göre tedbirler almadan bu tür olayların hemen önlenmesinin mümkün olmadığını söyledi. Karamollaoğlu, “Toplumsal gerilimden beslenenler, bu tür meseleleri dillerinin ucuyla gündeme getiriyorlar. Gerisi Allah kerim… Bundan dolayıdır ki, cennet gibi ülkede yaşamamıza rağmen, cinnet korkusuyla yaşar hale geldi toplumumuz” dedi.

Kararları isabetli bulursak arkasında dururuz

Bu vahşi cinayetleri gerçekleştirenlerin en ağır şekilde cezalandırılmaları gerektiğini ifade eden Karamollaoğlu, “Biz, suçluların cezalandırılması konusunda alınacak her türlü kararın arkasındayız. Ancak bu ceza konusunun her gün siyasî bir polemik haline getirilmesine de karşıyız. İcraat makamında olanlar, kararı alırlar, biz de o kararları isabetli bulursak arkasında dururuz” dedi.

İktidarın ve taraftarlarının, idam konusu gibi meseleleri siyasetin malzemesi haline getirmekten mutlaka kaçınmaları gerektiğini vurgulayan Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

Nu meseleler sadece kanun ve ceza bağlamında değerlendirilemez

“Bu bile ülkeyi yoruyor. Bunlar, ciddi meseleler. Sürekli gündemde tutmak yerine, alın kararınızı yürüyün. Unutulmamalı ki bu konu, sadece ceza meselesi değil, daha da önemlisi, ahlâk ve vicdan meselesidir. Toplum, çöküyor. Aile yapısı çöküyor. Ahlâk, iflâs ediyor. Sentetik uyuşturucu kullanımı, maalesef Türkiye’de öyle bir noktaya geldi ki Türkiye, Dünya’nın bir numaralı uyuşturucu kullanımı ülkesi haline geldi. Bir numaralı… Listenin başına geçtik. Uyuşturucu kullanım yaşı, ilkokul çağlarına kadar inmiş durumda. Bütün bunların üzerine gitmeden, meseleyi sadece kanun ve ceza bağlamında değerlendirmek, konuyu hiç ama hiç anlamamak demektir.”

Karamollaoğlu, bu tür meselelerin halledilebilmesi için ahlâk ve maneviyat temelli bir eğitim sistemi kurulması; toplumda barış, huzur ve güven ortamının sağlanması gerektiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Onlar, gerilimden sadece siyasî menfaat bekliyorlarsa işte o zaman ülkenin problemlerini çözemezler” dedi.

Çözülecek denen sıkıntılar, seçimden sonra artarak devam ediyor

Karamollaoğlu, ülkede ahlâk, adalet, ekonomi ve dış politika alanlarındaki sıkıntıların devam ettiğine işaret ederek, iktidarın seçimden sonra her şeyin düzeleceğini vaad ettiğini hatırlattı. Karamollaoğlu, iktidarın her seçim döneminde, seçimden sonra problemlerin çözüleceğini söylemesine karşılık, aksine her seçimden sonra arttığını ifade ederek, “Gündeme getirilen konular, artan bu problemlerin üstünü örtmeye yönelik çabalar. Allah akıl fikir versin demekten başka ne yazık ki elimizden bir şey gelmiyor” dedi.

Maaş artışı ve ikramiyeler seçime kadardı; şimdi sıra zamlarda

Doğalgaza, sigaraya, tünel geçiş ücretlerine yapılan zamları hatırlatarak, iğneden ipliğe her şeye zam geldiğini, iktidarın kaşıkla verdiğini kepçeyle geri aldıklarını söyledi. Karamollaoğlu, emekli maaşlarının artırılması ve emeklilere ikramiye ödenmesi gibi uygulamaların seçime kadar yapılan uygulamalar olduğunu, seçimden sonra sıranın zamlara geldiğini ifade etti. Karamollaoğlu, “Maalesef, yanlış ekonomi ve tarım politikaları nedeniyle, 7 yıldır savaşta olan Suriye’den patates ithal etmeye başladık.  Bu da bizim onlara kıyağımız.” dedi.

Hedefi %5 olan hükümet, enflasyonda başladığı yere geri döndü

Hükümetin enflasyon seviyesi konusunda 2018 hedefinin %5 olmasına karşılık bu oranın %15,39 oranında gerçekleştiğini belirten Karamollaoğlu, AK Parti iktidara geldiğinde enflasyon oranının %18,36 olduğunu, iktidarın 16 yıl sonra başladığı yere geri döndüğünü söyledi. Karamollaoğlu, “Felâket tellallığı yapmak istemiyorum ama Türkiye, önümüzdeki günlerde 2001 krizinden daha sert bir ekonomik krizle karşı karşıya kalacak intibaını veriyor. Bizden hatırlatması. Eğer söylediklerimize kulak asan olursa tabi.” dedi.

Çakıcı ve Soylu’ya tepki

İktidarı, taraftarlarının kendilerine olan bağlılıklarını sürdürmek için gerilimlerden faydalanmaya çalışmakla suçlayan Karamollaoğlu, son günlerde birbiri ardına yapılan talihsiz açıklamaların, endişelerini artırdığını dile getirdi.

Karamollaoğlu, “Gazeteciler, ölümle tehdit ediliyor” diyerek, isim vermeden Alaattin Çakıcı’ya; “Şehit cenazeleri üzerinden toplum, hiç olmadığı kadar kutuplaştırılıyor. Sorumluluk sahipleri, yangını söndürmek yerine yangına körükle gitmeyi, üzerine benzin dökmeyi tercih ediyorlar” diyerek de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki gösterdi. Karamollaoğlu, “Unutmayın ki ayarını bozduğunuz kantar, bir gün gelir sizi de tartar” dedi.

Erken seçim akıl tutulması

Türkiye’nin derin meseleleri varken Mahallî iDareler Genel Seçimi’ni erkene almanın bir akıl tutulması olacağını ifade eden Karamollaoğlu, “Bir defa bu, bir prosedür gerektiriyor. En azından muhalefetin, bu oyuna gelmemesi icab eder. Anayasa değişmeden mahallî seçimler erkene alınamaz. Anayasanın değişmesi, eğer Meclis’te 3’te 2 çoğunluk sağlanamazsa mutlaka, eğer 5’te 3’le olacaksa bu, referanduma gitmeyi gerektirir. Türkiye’yi yeniden bu kadar gerilimin, sıkıntının içine sokmak, kime ne fayda sağlar yahu?” diye konuştu.

Muhalefetin erken seçim tavrına tepki

“Hem de bunu kim gündeme getiriyor? Bir de ona bakın yahu!” diyerek muhalefete de tepki gösteren Karamollaoğlu, “Beni şaşkına çeviren, muhalefetin de bu oyuna balıklama atlaması. ‘Biz de varız’ diyor. Maşallah. Madalya takalım. Bu, cesaret işi değil ki. Bu, akıl, mantık işi. Bir seçimden daha yeni çıktık. Hemen daha alnının teri kurumadan, hiç gereksiz yere… Bir tane sebep söylesinler; bir tane makul sebep… Mahallî seçimleri öne almak için, bir tane… Anayasa değişikliği gerekecek. Yani aynı duayı yapmadan geçemiyoruz; Allah, bütün siyasetçilere akıl fikir versin. Bize de bu duayı ederlerse biz, ‘amin’ deriz; onu söyleyelim. Kimsenin ‘eline dizine dursun’ demeyiz.”

Milletin bedava çaya ve keke değil işe ihtiyacı var

Ekonominin düzeltilmesi için her kesimin mutabık kalacağı tedbirler alınması gerektiğini belirten Karamollaoğlu, iktidarın israftan kaçınmak ve yatırım politikasını değiştirmek yerine borç arayışı içerisinde olduğunu ifade etti. “İpin ucunun kaçtığını” ileri süren Karamollaoğlu, “Çözemezler. Çözülmez. Eğer getirip de bunu kıraathanelere dayayacaklarsa, dışarıdan borç almaya hiç ihtiyaç yok. 1500 değil, 3500 tane kıraathane açabilirler; ama bu ülkenin problemini çözmez; onlar da biliyor. Bir polemikti, geçti gitti. Bu milletin bedava çaya, bedava keke ihtiyacı yok. İşe ihtiyacı var. Tarımda kendi emeğiyle geçinen çiftçinin, emeğinin karşılığını almaya ihtiyacı var. Esnafın, ayakta durmaya ihtiyacı var. Allah rızası için bir kere de makulü görün; bir kere…” dedi.

Mahallî seçimler için kolları sıvadık

Karamollaoğlu, mahallî seçimlerin erkene alınmasına, seçimden korktukları için karşı çıkmadıklarını da belirterek, “Karar alındığı zaman her parti, süratle seçime hazırlanır.  ‘Efendim seçime hazırlık için zamana ihtiyacımız var’ ve saire… Bunlar da doğrudur. Biz, zaten 24 Haziran’ın hemen arkasından bundan sonra gelecek seçimlere hazırlanabilmek için kolları sıvadık” diye konuştu.

7 Temmuz’da büyük buluşma

Karamollaoğlu, 7 Temmuz’da Ankara’da bütün adaylarının, il teşkilatlarının, kadın ve gençlik kolları ile Saadet Partisi’ne gönül veren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir toplantı yapacaklarını bildirdi. Karamollaoğlu, bu toplantıyla birlikte, seçim çalışmalarını da başlatmış olacaklarını söyledi.

Millet İttifakı, ömrünü tamamladı

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Karamollaoğlu, Millet İttifakı’nın Mahallî İdareler Genel Seçimi için de geçerli olup olmadığına dair bir soruya, “İttifak, genel seçimlerle ilgili bir konuydu. İttifak, ömrünü o noktada tamamladı.” dedi. Kuvvetler ayrılığının sağlanması için muhalefet partilerinin çalışmalarının devam edeceğine inandığını belirten Karamollaoğlu, “Zaman içinde, inanıyorum ki kuvvetler ayrımı prensibi mutlaka benimsenecek; çünkü bu iş, bir kişiyle gitmez.” dedi.

CHP listesinden seçilen SP’liler

Karamollaoğlu, CHP listesinden milletvekili seçilen Cihangir İslâm ve Abdülkadir Karaduman’ın CHP’den istifa edip Saadet Partisi’ne geçip geçmeyeceklerine dair bir soruya da “Bu söylediğiniz isimler veya başkaları, zaman içinde gündeme gelir. Onu da bekleyin biraz. Ortaya çıktığı zaman cevabını, ümid ederim ki alırsınız” karşılığını verdi.

İdam cezası

Karamollaoğlu, idam cezasına dair düşüncelerinin sorulması üzerine de düşüncelerini şöyle dile getirdi:

“İdam, problemleri çözecek manâsına gelmez; ancak idam, çok ama çok bariz bazı konularda gerekli olduğuna ben, şahsen inanıyorum. Yani bir çocuğa birisi tecavüz etmiş, alçakça! Çok kesin olarak da biliniyor ki katletmiş. E bana göre onun idam edilmesi icab eder; çünkü onun zihin yapısı, bu toplumu uçuruma götürecek tarzda. Ancak idam cezasının Avrupa’da kaldırılmasının temel sebebi, Avrupa adalet sistemi öyle çalışıyor ki, zanna dayalı, ha çok kuvvetli diyelim, zanna dayalı hükümler verilebiliyor. Adam diyor ki ‘Ben bu suçu işlemedim.’ Bunlar da diyor ki ‘Şu, şu, şu delillerden dolayı siz bu suçu işlemişsiniz kanaati bizde hakim oldu.’ ‘İşlediniz’ diyemiyor, ‘İşlemişsiniz kanaati bizde hakim oldu. Bundan dolayı asın bu adamı!..’ Ha işte biz, o noktada, zanna dayalı bir hüküm olmaz; çünkü idam, geri dönülemeyecek bir karar. Bir defa infaz edildi mi, Amerika’da işte, sonradan DNA’lar, şunlar bunlar ortaya çıktı, bir sürü idam edilmiş adam… ‘Vay canına yahu! Bu adam bu suçu işlememiş’ dediler. Yargı mekanizmasındaki yanlışlıktan dolayı jüri, yerine göre isabetli bir karar vermede unsur olabilir; ama jüriler, bazen zanna göre de karar verirler. Bu, birçok yerde jüri heyeti, önemlidir. En önemlisi de bildiğiniz gibi Amerika’dadır bu konuda. Bundan dolayı biz, idamın geri, çok özel hallerde idamın geri getirilebileceğini kabullenebiliyoruz; ama öyle bir idam cezası olursa, onun çok kesin ve özel durumlar için uygulanabilir olması icab eder. Ama bu, bir malzeme yapılmamalı. Her gün idam, Türkiye’nin siyasetinde gündem malzemesi. E yeter artık yahu! Alacaksanız alın, almayacaksanız almayın.”

Mevcut adalet mekanizması idama müsait değil

Karamollaoğlu, geçmişte verilen idam cezalarının tamamının politik kararlar olduğunun ileri sürülerek, adalet mekanizması bu haldeyken Meclis’e gelebilecek bir idam kararına destek verip vermeyeceklerinin sorulması üzerine de şunları söyledi:

“Şu anda zaten adalet mekanizması felç. Adalet mekanizması felçken buradan biz zaten ciddi karar çıkma konusunda ciddi tereddütlerimiz var. Bırakın idamı, basit meselelerde bile çok ciddi hatalar yapılabiliyor. Bundan dolayı şu anda ortam, buna müsait değil. Onun için ben bu konuda, yani siz tekrar soruyorsunuz, elbette siyasî konularda dediğiniz gibi birisi bir karar almış, birisi bir yazı yazmış, birisi bir ifadede bulunmuş… Yani bunlarla idam bağdaşmaz benim kanaatim. İdam, çok farklı bir şeydir. Bundan dolayı da bu konunun daha fazla üzerinde durmanın, topluma zarar verdiği kanaatindeyim. Bence bu konuyu rafa kaldırmalı. İcra gücüne sahip olanlar, eğer bu kararı alma ve bunu toplumdan da bunun karşılığını görme kanaatine sahiplerse yürüsün gitsinler. Görürüz o zaman. Daha fazla ben bu idam konusunun üzerinde durmak istemiyorum.”

Kişiye göre hak tanınmaz

Karamollaoğlu, Alaattin Çakıcı için verilen Süresiz Sağlık Kurulu Raporu’na dair bir soruya da şu karşılığı verdi:

“Bu tip yaklaşımlar, istisnaî yaklaşımlar… Siz bu kapıyı açtığınız zaman, birçok kişiye de bu hakkı tanımanız icab eder. Bunun da dikkate alınması icab eder kanaatindeyim. Yani bir kişi için kanun düzenlenmez. Kural değişmez. Benzer hadiselerde de aynı yaklaşım sergilenecekse sergilensin deriz.”

Hiç yorum yok: