20 Temmuz 2018 Cuma

Gazeteci Nevzat Çiçek: Cemaat-tarikat tartışmalarıyla onların AK Parti ile bağlarının kesilmesi amaçlanıyor; buna izin verilmemeli


“Cemaatler ve tarikatlar” konusundaki gelişmeleri yakından takip eden ve bu konuda daha önce kendisiyle yapılan röportajlarda görüşlerini dile getiren gazeteci Nevzat Çiçek, son gelişmeleri twitter sayfasında da değerlendirdi. Bu konuda yapılan hatalara da işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:

“Tarikat ve Cemaatlerle ilgili “eski sistem” özenti sesleri yükselmeye başladı. Öncelikle devletin görevi, kimsenin bir tarikat cemaat mensubu olmasını önlemek değil, bu tür yapılarla kendi arasındaki ilişkiyi sağlıklı hale getirmektir. Bu da din-devlet ilişkisi ve hukukla olur.

Sistematik olarak dinin içini boşaltmaya yönelik olarak kurgulanan yapılara bilinçli bir şekilde tarikat-cemaat zırhı giydirilerek bilinçli bir şekilde sapla saman karıştırılıyor. (FETÖ-Adnan Oktar-Evrenesoğlu-Ahmet Hulusi vs.)

Dikkat edin, dinî değerlerin içini boşaltan, dini yozlaştıran yapıların birçoğunun kahramanı, medya figüranları. Toplumsal tabanları olmayan ama medya-sanatçı-gazeteciler üzerinden hayatımıza sokuldular; göz yumuldu. Din adına iş yaptıkları öne sürülerek şimdi herkes hedef yapılıyor.

Bu ülkede herkes Sünni kesim üzerinden tarikat cemaat meselesini değerlendiriyor. Nakşiliğin-Kadiriliğin veya başka tarikatlara insanlar hangi ihtiyaçtan gidiyorsa Alevi-Bektaşi tekkelerine de aynı ihtiyaçtan gidiyorlar... ‘Gitmesinler’ demek çözüm değil...

15 Temmuz öncesinde onlarca yol, ana politika, sistemin bu FETÖ vb. yapıları güçlendirmesi üzerine kuruluydu. Bu yapılar, sistemin işine geldi ve kullandı...15 Temmuz sonrası ise meselenin güvenlik ve ihanet boyutu görüldü ve üzerlerine gidiliyor.

15 Temmuz sonrası birileri, FETÖ üzerinden fırsat diyerek bütün tarikat ve cemaatlerin köküne kibrit suyu dökülmesi gerektiğini savunuyor... Bu düşünce yanlıştır, toptancıdır ve sorunu çözmez... Sorunun çözümü sivillik-şeffaflık-hukuk ve din devlet bağlamında çözülmelidir.

Bu ülkede New Age tarikatlar, dinî hassasiyetlerin kaybolduğu kesimlerde ve özellikle sosyete -medya-gençler ve sanatçıların dünyasında yeni taraftarlar buluyor. Bunlarla geleneksel yapıları, yani Anadolu’yu mayalayanları karıştırırsak kendi ayağımıza sıkarız.

Devlet, şunun kararını vermelidir: Dünyada dinin içi boşaltılarak sekülerleştirme üzerinden toplumlar ele geçirilmeye ve özellikle inanç bağı yok edilmeye çalışılıyor... Diğer taraftan ise tekke-tarikat-cemaatleri işine geldiğinde gören gelmediğinde ezen bir ilişki biçimi var.

Bu ilişki biçimi dışında denetlenmediği için İslâm’la hiç ilişkisi olmayan uygulamaların yer aldığı bozuk yapılar da karşımıza çıkıyor ve bunlar, taşeronluk yapabiliyor.

O zaman ne yapmalı? Devlet devletliğini, tarikat tarikatlığını, cemaat cemaatliğini yapacak... Kimse birilerinin yanlışlığı üzerinden toptancılık ve fırsatçılık yapmayacak... Bunun üzerinden tehdit algısını her yere sıçratmayacak.

Bence “herkesi aynı hizaya sokalım” demek, doğru olmaz. Nakşi-Kadiri-Rufai kendi öğretilerini öğretsin. Alevi, Bektaşi dergâhında öğreteceğini öğretsin. Devlet, ne öğrenildiğine baksın, denetlesin. Statülerini tanısın, şeffaflaşmalarını sağlasın; ama tek tipleştirmesin.

Bu ülkede geleneksel tarikat yapıları dışında Nuhilik-Rumilik-Atlantisçiler-Yehova Şahitleri-Burç Tarikatı-Spritüalistler-Satanistler-Maharishi Birleşik Alan Teknolojisi-DeRohan Grubu gibi onlarca din yapısı var... Bu tartışma içerisinde bunları nereye koyacaksınız?

Herkese FETÖ muamelesi çekip tek tipleştirmeye çalışmak ve merdiven altına itmek yerine ilişkiyi sağlıklı belirlemek bu ülkenin hayrına olur. Bunun yolu da doğru dinî bilgiyi öğretmek, sivillikten ödün vermemek, Meşayih kurumu gibi kurum kurmak, statüleri tanımaktan geçer.

Son söz: Devlet içerisinde bir ideoloji mensupları bu toptancılıkla her bozuk yapıyı bu geleneksel yapılarla eşdeğer tutup operasyona birileri de AK Partiye oy vermeyen yapıları ihanetle suçlayıp hizaya getirmeye inanıyor... Bu ikisi de yanlış
İnşallah akl-ı selim hareket edilir.

Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez’in uyarıları dikkate alınmalı.

Temmuz sonrası bu tartışmaların olması tesadüfî değildir. Evet, bu ülke, FETÖ belâsı yaşadı; ama unutulmasın ki 15 Temmuz’da şu ana kadar sokağa çıkmayanlar, cemaatler ve tarikatlar çıktı. Bu tartışmalarla onların AK Parti ile bağının kesilmesi amaçlanıyor. Buna izin verilmemeli.”

Hiç yorum yok: