SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, SP’nin, bütün engelleme çabalarına rağmen var olduğunu, söylemlerinin de dikkate alınması gerektiğini bu seçimler vesilesiyle ispat ettiğini söyledi. “Bizim bu tutumumuz ve tavrımız olmasaydı, belki kutuplaşma daha da derin olabilirdi” diyen Karamollaoğlu, söylemlerini aynı duyarlılık ve cesaretle dile getirmekte ısrarcı olacaklarını kaydetti.
Karamollaoğlu, “Fikir ve düşüncelerimizi, tenkitlerimizi,
tavsiyelerimizi, temennilerimizi, yeri geldiği zaman elbette takdirlerimizi,
hükümete de kamuoyuna da duyuracağız. Kınayanın kınamasına aldırmadan, hayra
motor, şerre fren olma çabamızı, kararlılıkla sürdüreceğiz. Popülist bir
siyaset yerine gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. Hep söylediğimiz gibi
bizim derdimiz, makam ve mevki derdi değil, ülke derdidir, vatan derdidir” diye
konuştu.
Seçim sonrası ilk
basın toplantısı
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 24
Haziran seçimlerinin ardından ilk basın toplantısını bu gün gerçekleştirdi.
Erdoğan’ı ve seçilen
milletvekillerini tebrik ediyorum
Sözlerine, seçim sonuçlarının ülkeye, bölgeye ve millete
hayırlı olmasını dileyerek başlayan Karamollaoğlu, “Birinci tur oylamada
Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik ediyorum. Kendisini
zaten telefonla da aradım, tebriklerimi ilettim” dedi.
Milletin kararını verdiğini ve artık seçim üzerine bir yorum
yapmaya ihtiyaç olmadığını ifade eden Karamollaoğlu, 50+1’in haricinde kalan
toplum kesimini temsil edecek olan milletvekillerine de başarılar diledi.
81 milyonla
kucaklaşmak mecburiyetindeyiz
Karamollaoğlu, ülkenin kısa zamanda normalleşmesi ve ülke
meselelerini daha sakin bir ortamda mütalâa etme imkânı bulma temennisini dile
getirerek, Türkiye’de kucaklaşmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu
söyledi. Karamollaoğlu, “Bir kişiyi, bir partiyi, bir grubu değil, 81 milyonla
kucaklaşmak mecburiyetinde olduğumuza inanıyoruz” dedi.
81 ili dolaşıp seçim
analizi yapacağız
Seçimin sonunda SP olarak bekledikleri oy oranını elde
edemediklerini belirten Karamollaoğlu, “Ama milletin iradesine de saygılıyız.
Bu neticeyi biz, hemen ilk günden itibaren yetkili kurullarımızda
değerlendirmeye başladık. Bundan sonra da bu neticeyi, enine boyuna
değerlendireceğiz inşallah. Bu neticenin ne manâya geldiğini, bizim nasıl
yorumlamamız icab ettiğini; ulaşamadığımız kesimler varsa bu kesimlere nasıl
ulaşacağımızı, enine boyuna görüşeceğiz” diye konuştu. Karamollaoğlu, parti
görevlilerinin, 81 ili dolaşarak bir fotoğraf çekmeye çalışacaklarını kaydetti.
Teşkilatlara ve
adaylara teşekkür
Karamollaoğlu, SP’nin seçim sürecinde çok kısıtlı imkânlarla
çalışarak, daha büyük imkânlarla elde edilenlerden daha fazla başarı
gösterdiklerini belirterek, bütün teşkilatları ve adaylarını tebrik ederek,
kendilerine teşekkür etti. Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Sesimizin çıkması,
birilerini ciddi manâda rahatsız etmiş
“Her ne kadar biz, seçimlerde beklediğimiz neticeyi almasak
da, bir hareket meydana geldiğini gördük. Bu, çok önemli bir hadise. Herkesin odaklandığı
kesim, Saadet Partisi oldu, Saadet Partisi’nin söylemleri oldu, Saadet
Partisi’nin meselelere yaklaşımı oldu. Kısır çekişmelere hiç girmemeye itina
gösterdik. Bizim önümüzde duran ülkemizin, insanımızın meseleleriydi. Bu
meseleleri de enine boyuna tartışma imkânını bulduk.”
Hiçbir mazeretin, başarının yerini tutmayacağını belirten
Karamollaoğlu, seçime hangi şartlarda gidildiğinin değerlendirilmesinde de
fayda olduğunu ifade etti. Karamollaoğlu, seçime olağanüstü hal (OHAL)
şartlarında gidildiğini, kutuplaştırma ve kamplaştırmanın bir siyasî üslûp
olarak uygulandığını, SP’nin parti bayraklarının polis nezaretinde resmî
kurumlar tarafından indirildiğini, taraftarlarına saldırılarda bulunulduğunu,
seçim stantlarının yıkıldığını anlattı. Karamollaoğlu, bunların tarihe geçecek
hadiseler olduğunu söyledi. Karamollaoğlu, “Aslında tabii, bu bayrakların
asılması bir hak. Kanunî bir hak; ama her ne hikmetse, bunları indirmek de
devlet görevlileri tarafından bir hak olarak görüldü. Biz, bundan dolayı teşekkür
ediyoruz hükümete de. Herhalde sükûneti böyle sağlamaya çalıştılar… Sesimizin
çıkması, birilerini ciddi manâda rahatsız etmiş gibi gözüküyor. Bundan dolayı
da hakikaten, ifade edeyim ki, üzüntülüyüz” dedi.
Kısıtlı oranda da olsa SP’nin fikirlerini kamuoyuna yansıtma
imkânı veren medya kuruluşlarına ve mensuplarına teşekkür eden Karamollaoğlu,
özellikle de sosyal medyada gayret gösteren gençlere teşekkür ettiğini dile
getirdi.
Aynı duyarlılık ve
cesaretle konuşmaya devam edeceğiz
Karamollaoğlu, SP’nin, bütün engelleme çabalarına rağmen var
olduğunu, söylemlerinin de dikkate alınması gerektiğini bu seçimler vesilesiyle
isbat ettiğini söyledi. “Bizim bu tutumumuz ve tavrımız olmasaydı, belki
kutuplaşma daha da derin olabilirdi” diyen Karamollaoğlu, söylemlerini aynı duyarlılık
ve cesaretle dile getirmekte ısrarcı olacaklarını kaydetti. Karamollaoğlu,
“Fikir ve düşüncelerimizi, tenkitlerimizi, tavsiyelerimizi, temennilerimizi,
yeri geldiği zaman elbette takdirlerimizi, hükümete de kamuoyuna da duyuracağız.
Kınayanın kınamasına aldırmadan, hayra motor, şerre fren olma çabamızı,
kararlılıkla sürdüreceğiz. Bunun da kamuoyu tarafından bilinmesinde fayda
görüyorum. Popülist bir siyaset yerine gerçekleri söylemekten geri
durmayacağız. Hep söylediğimiz gibi bizim derdimiz, makam ve mevki derdi değil,
ülke derdidir, vatan derdidir. Bunun da bilinmesinde fayda görüyorum” diye
konuştu.
“SP’ye verilen
oyların CHP’ye gittiği” iddiası bir hezeyandır
Seçimlerin hemen ardından, SP hakkında ve kurdukları seçim
ittifakı ile ilgili çarpıtmalar yapıldığını belirten Karamollaoğlu, kendisini
en çok üzen çarpıtmalardan birisinin de “SP’ye verilen oyların CHP’ye gittiği”
iddiası olduğunu belirtti. Karamollaoğlu, “Bu, tamamen bir hezeyandan,
çekememezlikten kaynaklanan bir yaklaşım” dedi. Karamollaoğlu, bu iddiaların,
zaman zaman kendilerinin Millî Görüş kökenli olduklarını ileri sürenler
tarafından dile getirilmiş olmasının kendilerini üzdüğünü ifade etti.
Sezai Karakoç’un
mısralarıyla seslendi
Seçim sonucunda aldıkları oy oranı itibariyle kimseye zarar
verecek durumda olmadıkları halde hedefte Saadet Partisi’nin olduğuna işaret
eden Karamollaoğlu, bunu Saadet Partisi’nin ülke insanına ve onun dertlerine,
kalbine, aklına, düşüncesine dokunmuş olmasına bağladı. “Saadet sussa mesele
kalmayacak zannediyorlar. Bunu bastırmanın çabasıyla üzerimize geliyorlar”
diyen Karamollaoğlu, sözlerine şair Sezai Karakoç’un şı mısralarıyla devam ett:
Onlar, zannediyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.
Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki bizden kurtulsalar, vicdan azabından
kurtulamayacaklar.
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından
kurtulamayacaklar.
(Karamollaoğlu, “Tarihin azabından kurtulsalar, Allah’ın
gazabından kurtulamayacaklar” ifadesini ise okumadı.)
4 ana başlık üzerinde
durulmalı
Türkiye’de müzakere ve mütalâa ortamının daraldığını,
iktidarın doğru dürüst sorgulanamayacağını belirterek, bundan endişe
duyduklarını söyledi. Bundan dolayı 4 ana başlık üzerinde durulması gerektiğini
belirten Karamollaoğlu, bunları şöyle sıraladı:
1-
Adalet
2-
Ahlâk
3-
Eğitim
4-
Ekonomi
Karamollaoğlu, devlette esas olanın ehliyet, siyasette ise
ahlâk olduğunu belirterek, bunların dikkate alınmaması halinde devletin de
milletin de çöküşe meyledeceğini söyledi.
SP’nin iktidara
çağrısı
Karamollaoğlu, OHAL uygulamasının mutlaka ve hemen
kaldırılması, hukukun üstünlüğünün kesin olarak tesis edilmesi, adaletin
etkiden ve önyargıdan arındırılması, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına
alınması, düşünce, ifade ve basın özgürlüğünün sağlanması çağrısında bulundu.
Karamollaoğlu, “ ‘Bizim gibi düşünür, bizim gibi konuşur, bizim gibi yazarsanız
hürsünüz (özgürsünüz); kim size mani (engel) oluyor ki?’ demek, düşünce
özgürlüğü demek değildir.” dedi.
Karamollaoğlu, ülkede barış ve huzuru temin edecek bir dil
ve üslûbun benimsenmesi gerektiğini, aksi halde kutuplaşmanın önlenmesinin
mümkün olmayacağını kaydetti.
Kuvvetler ayrımını sağlamaya özen gösterilmesi gerektiğini
de belirten Karamollaoğlu, bunun, devlet olmanın temel güvencesi olduğunu
vurguladı.
Ekonomide tüketimi değil üretimi esas alan bir sisteme
geçilmesi, yolsuzluk ve israfın önlenmesi gerektiğini belirten Karamollaoğlu,
aksi halde birkaç sene sonra ekonominin düzelmesi imkânının kalkabileceğini
söyledi. Karamollaoğlu, “Çılgın projelerden vazgeçilmeli, akıllı, planlı
yatırımlara öncelik verilmelidir. Devlet yönetiminde, maalesef artık
kanıksanmış olan torpil ve iltimas ortadan kalkmalıdır; ehliyet ve liyakat esas
olmalıdır” dedi. Karamollaoğlu, hükümeti şahsiyetli bir dış politika uygulamaya
davet etmeyi de kendilerine vazife olarak gördüklerini belirterek, uluslararası
ilişkilerde de çatışma ve meydan okumanın değil müzakerenin esas alınması,
düşmanların değil dostların sayısının artırılması, bölge ve İslâm ülkelerinin
bir araya gelmelerinin esas alınması gerektiğini söyledi.
Hayırlı hizmetleri
destekleyecek, yanlışları da dile getireceğiz
“İçeride ne kadar birlik olursak, dışarıya karşı da o kadar
güçlü oluruz” diyen Karamollaoğlu, bunun bir prensip olarak benimsenmesi
gerektiğini dile getirdi. Karamollaoğlu, “Saadet Partisi olarak bundan önce
olduğu gibi bundan sonra da hayırlı hizmetleri desteklemeye, bedeli ne olursa
olsun, ülkemiz aleyhine olan yaklaşımlara karşı sonuna kadar mücadele etmeye
kararlıyız; ancak yanlışları dile getirmekten de imtina etmeyeceğiz (çekinmeyeceğiz)”
dedi.
“Gönümüz sizinle”
diyenlere “Oyunuz?” diye soruyordum
Konuşmasının ardından muhabirlerin sorularını cevaplayan
Karamollaoğlu, AK Parti’den beklenen oranda oy kayması yaşanmamış olmasının
sebebine dair soruya karşılık, “Bu sorunun cevabını biz de arıyoruz” dedi.
Seçim sürecinin son zamanlarında “Gönümüz sizinle” diyenlere “Oyunuz?” diye
sorduğunu dile getiren Karamollaoğlu, bu hususlar üzerine geniş çaplı bir
araştırma yapacaklarını kaydetti.
Zaman içinde SP’ye
katılmak isteyen milletvekilleri olabilir
CHP listelerinden seçilen SP milletvekillerinin SP’ye
katılıp katılmayacaklarına dair bir soru üzerine de Karamollaoğlu, yemin
töreninden sonra bir değerlendirme yapacaklarını belirterek, başka partilerin
içindeki milletvekilleri arasında da zamanla kendileriyle çalışmak isteyen
milletvekilleri olabileceğini ifade etti.
Partim değişim
isterse genel başkanlıktan çekilirim
Karamollaoğlu, kendisinin genel başkanlığına dair bir
tartışma olup olmadığına dair soruya karşılık da, kendisinin hiçbir makama
talip olmadığını, genel başkan değişimi gerektiğine dair teşkilatlarda bir
kanaat oluşması halinde hiç tereddüt etmeden çekileceğini, bunun teşkilatlarla
bir araya geldiklerinde anlaşılacağını söyledi.
‘CHP, SP’nin
oylarıyla 12 milletvekili çıkardı’ diyenler yalan söylüyorlar
Bir muhabir, Elazığ örneğinde olduğu gibi, CHP’nin uzun
yıllar milletvekili çıkaramadığı bazı şehirlerden Saadet Partisi’nin oyları
sayesinde milletvekili çıkardığını ifade ederek, Karamollaoğlu’nun bu konudaki
değerlendirmesini sordu. Karamollaoğlu, bu soruyu şöyle cevapladı:
“Bazı yerlerde bu dediğiniz hadise meydana gelebilir; ama
bu, bu söylediğiniz (oranda); işte bazıları şey yapıyor; ’12 milletvekili’
(diyor); yalan söylüyorlar. Açık söylüyorum: Yalan söylüyorlar. Bu kadar açık.
Siz, bir yerde bir ittifak yaptığınız takdirde, o ittifaktan en fazla payı siz
almak istersiniz; ama vatandaşın tercihi öyle tecelli etmezse, ona da yapacak
bir çare yok. Bunu çok açık söyleyeyim.”
Kutuplaştırma
siyaseti, dip dalganın su yüzüne çıkmasını engelledi
Karamollaoğlu, bütün partilerin kazançlı çıktıkları
iddiasında bulunduklarını dile getirdiklerinin hatırlatılarak, seçimin tek
kaybedeninin SP olup olmadığına dair bir soru üzerine de, SP’nin de oylarını
iki katına çıkardığını ancak kendilerinin beklentisinin, Türk siyasetini
etkileyecek bir noktaya gelmek olduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini ifade
etti. Karamollaoğlu, “Bir dip dalga bekliyorduk, olmadı. Bunun olmamasının
birçok sebepleri var. Bunun da üzerinde durmak mümkün. Kutuplaşma mantığı bizi
belki bu noktada istediğimiz noktaya gelmemize engel oldu; ama şunu söylüyorum:
Şu anda biri çıksın, ‘seçim boyunca dile getirdiğiniz konularda siz, falanca
yerde yanlışsınız’ desin, öpüp başımıza koyarız” dedi.
Siyaset, zaten politikaların
eleştirisi üzerine kurulur
Hiçbir konuda hisleriyle ve fevrî olarak hareket
etmediklerini, kimseyi şahıs olarak hedef almadıklarını, hiçbir partiyi rencide
etmek için bir çabanın içine girmediklerini belirten Karamollaoğlu, “Ancak
parti politikalarını elbette tenkit ettik. Zaten siyaset, politikaların tenkidi
ve inşası üzerine kurulur. Biz, bunun üzerinde durduk ve bundan dolayıdır ki
belki bizim beklediğimiz dip dalga, önümüzdeki seçimde sandığa yansıyacaktır;
çünkü dip dalga dediğiniz, su yüzüne ne zaman çıkacak, biz onu tahmin etmek,
her zaman kolay değil” dedi.
Çok büyük bir
kitlenin kalbini kazandık
Karamollaoğlu, 24 Haziran seçimlerinde oylarını iki katına
çıkarmış olmalarına rağmen bunun az bir orana tekabül ettiğini ancak kalplerde
yer kazandıklarını söyledi. Karamollaoğlu, “Bize inanan, doğru söylediğimizi
bilen çok ama çok büyük bir kitle doğdu. İnşallah bu, iktidar mensuplarında da,
iktidar partisinde de bir karşılık bulur” dedi.
Korumalarımı geri
çekme kararı alanların aklına şaşırdım
Karamollaoğlu, resmî koruma görevlilerinin geri çekildiği
iddialarına dair bir soru üzerine de şöyle konuştu:
“Evet. Biraz… Bu dediğiniz doğru. Yani normal olarak genel
başkanlara, parti genel başkanlarına sene başından sene sonuna kadar bir
koruma, iki kişilik koruma veriliyor. Seçim esnasında cumhurbaşkanı adaylarına
bu koruma artırıldı. Dünden itibaren bunu geri çektiler. Biraz da şaşırdım;
garibime gitti. Herhalde Türkiye’ye tam manâsıyla güven ortamı geldiği için böyle
bir adım attılar. Artık şunu herkes bilsin: Biz, inançlı insanlarız. Cenab-ı
Hakk’a inanırız. Ölümün de bir gerçek olduğunu biliriz. Bir gün gelip bu ruhu
teslim edeceğiz. Şöyle mi teslim ederiz, böyle mi? Bunu bilmeyiz; ama bu kadar
basit bir meseleyi, seçimin hemen arkasından gündeme alanları da milletin
vicdanına havale ediyorum. Allah, yar ve yardımcımız olsun. Çok şaşırdım ama
yani korumaların gitmesine değil, hükümetin aklına şaşırdım. Bu kararı
alanların aklına şaşırdım. Bu kadar basit bir yaklaşım tarzı… Allah muhafaza etsin;
yani biz, ümidimiz var, bu hükümetin büyük işler başaracağından, inşallah; ama
her şeye rağmen de böyle başlarlarsa, hep söyledik, suya tersten giriyorlar
manâsına gelir. Bunun sonucu… Bizim için ne olacak yani? Bir koruma varmış,
yokmuş. Hayatımız, onun elinde değil. Cenab-ı Hakk’ın takdirine bağlı. Allah
razı olsun.”
Yerel seçim için
ittifak gündemde değil
Karamollaoğlu, Mahallî İdareler Genel Seçimi’nde de bir
ittifak kurulup kurulmayacağına dair bir soru üzerine ise, şu anda böyle bir
ittifakın söz konusu olmadığını ve “pek gündemde olur gibi gözükmediğini”
söyledi.
(Haber: okuyalimevladim.blogspot.com)
(Haber: okuyalimevladim.blogspot.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder