19 Haziran 2018 Salı

Kılıçdaroğlu: CHP-MSP koalisyonu çok önemli işler yaptı


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1974’te kurulan CHP-MSP koalisyon hükümetinin çok önemli işler yaptığını belirterek, herkesin gururla yad ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nın bu koalisyon tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı. O dönemde Amerikan ambargosuna karşı da direnç gösterildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “O mücadeleyi başka siyasal partiler veremezdi. Gidip teslim olurlardı” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV 5’te yayınlanan ve TV 5 Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz’ın sunduğu “Aykırı Gündem” programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Gazete Duvar Ankara Temsilcisi Özlem Akarsu Çelik ve Milli Gazete Yazarı Abdülkadir Özkan’ın 24 Haziran seçimlerine dair sorularını cevapladı.

TV 5 Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nu TV 5’e konuk etmiş olmaları sebebiyle twitter trollerinin harekete geçerek, bunun Erbakan’ın kemiklerini sızlattığına dair tweetler yayınlamaya başladıklarını bildirdi. Yılmaz, 1974’te CHP-MSP koalisyon hükümeti kurulmuş olduğu halde şimdi sadece seçim ittifakının bile bu şekilde değerlendirilmesi hakkında Kılıçdaroğlu’nun görüşünü sordu.

Kıbrıs Barış Harekâtını CHP-MSP koalisyonu gerçekleştirdi

O dönemde Cumhuriyet Halk Partisi ve Millî Selâmet Partisi’nin işbirliği ile çok önemli işler gerçekleştirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, herkesin gururla yad ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nın bu koalisyon tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı. O dönemde Amerikan ambargosuna karşı da direnç gösterildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “O mücadeleyi başka siyasal partiler veremezdi. Gidip teslim olurlardı” dedi.

Kılıçdaroğlu, merhum Erbakan ile Ecevit’in temel özelliklerinin millîci oluşları olduğunu belirterek, karayolu ile hac yolculuğunun yasak olduğunu, bu yasağı onların kaldırdıklarını, köylere camiler yapılması için karar aldıklarını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Rahmetli Erbakan, benim Başbakanlığımı da yaptı. Ben, bürokrattım o zaman” dedi.

Rantiye sınıfına değil üreten sınıfa çalışmamız lâzım

Mustafa Yılmaz da, 12 Mart muhtırası ile kapatılmış olan İmam Hatip Ortaokullarının o dönemde tekrar açıldığını hatırlattı. Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nun bir İmam Hatip öğrencisine burs verdiğini de kaydetti. Kılıçdaroğlu da, arka planda dinî konularda CHP aleyhine propagandalar yapıldığını belirterek, yetim bir İmam Hatip öğrencisine kendisinin halen burs vermekte olduğunu, bu kız öğrencinin tıp fakültesine gitmek istediğini söyledi. Diğer okulların öğrencileri gibi İmam Hatip öğrencilerinin de başarılı olmalarını istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla eski alışkanlıkları bir tarafa bırakmamız lâzım. O eski karalamalar, kötülemeler, ne derlerse desinler. Benim yüreğim açık. Gönlüm açık. Cam gibi adamım ben. Emin olun yani. Buradan bakarsanız içimi görürsünüz. Ben, kimseye kötülük yapmak istemem. Herkes okusun. Herkes çalışsın. Herkesin eli ekmek tutsun. Herkes alın teri döksün. Herkes evine helâl ekmek götürsün. Rantiye sınıfına değil üreten sınıfa çalışmamız lâzım” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, merhum Erbakan’ın motor fabrikası kurduğunu da hatırlattı.

CHP iktidarında kamu kurumlarında başörtüsüne izin verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, “Kadının kılık kıyafetiyle uğraşılmaz. İşin Türkçesi, budur. Yani devletin belli kuralları vardır. O kurallara herkes uyar. Evrensel kurallardır bunların çoğu. İşte şimdi bizim, diyelim ki kravat takıyoruz. Parlamentoya girerken kravatlı giriyoruz.  Hakim cübbesini almak zorundadır. Kendi kuralları vardır; ama onun dışında kadının kılığı, kıyafeti vs. bunların hiçbirisi doğru değil” diye konuştu.

Kendisi Genel Başkan seçildikten sonra dönemin YÖK Başkanı  -Yusuf Ziya Özcan’dı galiba- ilk yaptığım açıklamalardan birisidir. Dedim ki, üniversitede kızlarımız okuyor. Kılık kıyafetinden ötürü yasak getirilmesi doğru değildir” diye… Yusuf Ziya Özcan, Büyükelçi’dir. O dönem gazeteye demeç de vermiştir. “Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklama üzerine biz, bunu kaldırdık” demiştir. Yani eğer bu yasağın kaldırılmasında birisinin sözü, hakkı varsa, ben rahatlıkla söyleyebilirim: O, bana aittir” dedi.

Kavgadan bıktık, huzura ihtiyacımız var

Özlem Akarsu Çelik’in, Millet İttifakı’nın huzur bulmak isteyen seçmene umut verip veremediğine dair sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Böyle bir umut verebildiğimiz kanısındayım” dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Çünkü Millet İttifakı’nı oluşturan siyasî partilerin liderleri, özellikle birlikte yaşamayı, huzur içinde yaşamayı, alın teriyle kazanmayı; evde huzuru, sokakta huzuru, caddede huzuru, fabrikada huzuru sağlamayı temel ilke olarak zaten seslendiriyorlar. Yani bunu Temel (Karamollaoğlu) Bey de seslendiriyor, Meral (Akşener) Hanım da seslendiriyor, ben de seslendiriyorum, Muharrem (İnce) Bay de seslendiriyor. Çünkü gerçekten de bu toplumun huzura ihtiyacı var. Kavgadan bıktık artık.

Erdoğan, ekonomik problemleri nasıl çözeceğini söylemiyor

Öyle bir noktaya geldik ki bakın şu anda 16 yıldır Türkiye’yi yöneten kişi, ekonomi konusunda ne yapacağını topluma söylemiyor. Ne yapacak? Enflasyonu indirmek için ne yapacak? Türk Lirası’na itibarını iade etmek için ne yapacak? Bu faiz baskısından kurtulmak için ne yapacak? Önümüzdeki bir yılda ödenecek kısa vadeli borç, 240 milyar Dolar. Bu parayı nereden bulacak? Bunu hiç açıklamıyor. Oysa normalde vatandaşlar, bunu bekliyorlar. Çiftçi memnun değil. Buyurun bakın; dışarıdan mercimekten, nohuttan, efendim pamuktan tutun canlı hayvana kadar her şey, ithal geliyor.”

Kıbrıs çıkarmasında uyandık

Bazı egemen güçlerin, Türkiye’nin tarımdan çekilmesine karşılık ucuz tarım ve gıda ürünü satışı vaat ettiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, 1950’lerden sonra da savunma sanayisinden çekilmesi karşılığında Türkiye’ye bedava savunma araçları vermeyi taahhüt ettiklerini, ardından da 2. Dünya Savaşı’ndan kalma “bütün döküntüleri” Türkiye’ye bedava verdiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne zaman uyandık? Kıbrıs çıkarmasıyla. Kıbrıs çıkarmasıyla uyandık. Dediler ki “Bir dakika! Bizim uçakları kullanamazsınız! Bizim çıkarma gemilerimizi kullanamazsınız! Bunları biz, size verdik; ama bizden izin alarak ancak kullanabilirsiniz.” O dönem bizim yardımımıza yetişen, Allah rahmet eylesin, Kaddafi’ydi. Kaddafi, açtı uçak tekeri de verdi, uçak benzini de verdi, her türlü imkânı sağladı. “Size her türlü desteği vereceğim” dedi. Ve bunlar, yani bu AK Parti’yi yönetenler, oy verenleri suçlamıyorum, yönetenler, Kaddafi’nin linç edilmesini alkışladılar. Bu ülkeye hizmet eden, bakın, bu ülkeye en zor zamanda hizmet eden, en zor zamanda destek veren bir devlet başkanı linç edildi ve bunlar, gidip alkışladılar. Affedemiyorum ben bunu. Affedemiyorum. Bu ülkede bir insanın vicdanı varsa, Kaddafi dolayısıyla bile bunlara bir tek oyun gitmesi bile benim ağarıma gidiyor. Bir oyun bile gitmesi. O Kaddafi, en zor şartlarda bize yardım etti; en zor şartlarda. Hangarların tamamını açtı. Uçak… “Buyurun” dedi; “uçaklarım da emrinizdedir” dedi; ama adamın öldürülmesine alkış tuttular bunlar.”

Hiç yorum yok: