CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1974’te kurulan CHP-MSP koalisyon hükümetinin çok önemli işler yaptığını belirterek, herkesin gururla yad ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nın bu koalisyon tarafından gerçekleştirildiğini hatırlattı. O dönemde Amerikan ambargosuna karşı da direnç gösterildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “O mücadeleyi başka siyasal partiler veremezdi. Gidip teslim olurlardı” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV 5’te yayınlanan ve TV
5 Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz’ın sunduğu “Aykırı Gündem” programına konuk
oldu. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Gazete
Duvar Ankara Temsilcisi Özlem Akarsu Çelik ve Milli Gazete Yazarı Abdülkadir
Özkan’ın 24 Haziran seçimlerine dair sorularını cevapladı.
TV 5 Ankara Temsilcisi Mustafa Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nu TV 5’e
konuk etmiş olmaları sebebiyle twitter trollerinin harekete geçerek, bunun Erbakan’ın
kemiklerini sızlattığına dair tweetler yayınlamaya başladıklarını bildirdi.
Yılmaz, 1974’te CHP-MSP koalisyon hükümeti kurulmuş olduğu halde şimdi sadece
seçim ittifakının bile bu şekilde değerlendirilmesi hakkında Kılıçdaroğlu’nun
görüşünü sordu.
Kıbrıs Barış
Harekâtını CHP-MSP koalisyonu gerçekleştirdi
O dönemde Cumhuriyet Halk Partisi ve Millî Selâmet Partisi’nin
işbirliği ile çok önemli işler gerçekleştirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, herkesin
gururla yad ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nın bu koalisyon tarafından
gerçekleştirildiğini hatırlattı. O dönemde Amerikan ambargosuna karşı da direnç
gösterildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “O mücadeleyi başka siyasal partiler
veremezdi. Gidip teslim olurlardı” dedi.
Kılıçdaroğlu, merhum Erbakan ile Ecevit’in temel
özelliklerinin millîci oluşları olduğunu belirterek, karayolu ile hac
yolculuğunun yasak olduğunu, bu yasağı onların kaldırdıklarını, köylere camiler
yapılması için karar aldıklarını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Rahmetli Erbakan,
benim Başbakanlığımı da yaptı. Ben, bürokrattım o zaman” dedi.
Rantiye sınıfına
değil üreten sınıfa çalışmamız lâzım
Mustafa Yılmaz da, 12 Mart muhtırası ile kapatılmış olan
İmam Hatip Ortaokullarının o dönemde tekrar açıldığını hatırlattı. Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nun
bir İmam Hatip öğrencisine burs verdiğini de kaydetti. Kılıçdaroğlu da, arka
planda dinî konularda CHP aleyhine propagandalar yapıldığını belirterek, yetim
bir İmam Hatip öğrencisine kendisinin halen burs vermekte olduğunu, bu kız
öğrencinin tıp fakültesine gitmek istediğini söyledi. Diğer okulların
öğrencileri gibi İmam Hatip öğrencilerinin de başarılı olmalarını istediğini
dile getiren Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla eski alışkanlıkları bir tarafa
bırakmamız lâzım. O eski karalamalar, kötülemeler, ne derlerse desinler. Benim
yüreğim açık. Gönlüm açık. Cam gibi adamım ben. Emin olun yani. Buradan
bakarsanız içimi görürsünüz. Ben, kimseye kötülük yapmak istemem. Herkes okusun.
Herkes çalışsın. Herkesin eli ekmek tutsun. Herkes alın teri döksün. Herkes
evine helâl ekmek götürsün. Rantiye sınıfına değil üreten sınıfa çalışmamız lâzım”
diye konuştu. Kılıçdaroğlu, merhum Erbakan’ın motor fabrikası kurduğunu da
hatırlattı.
CHP iktidarında kamu kurumlarında başörtüsüne izin verilip
verilmeyeceğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, “Kadının kılık kıyafetiyle
uğraşılmaz. İşin Türkçesi, budur. Yani devletin belli kuralları vardır. O
kurallara herkes uyar. Evrensel kurallardır bunların çoğu. İşte şimdi bizim,
diyelim ki kravat takıyoruz. Parlamentoya girerken kravatlı giriyoruz. Hakim cübbesini almak zorundadır. Kendi
kuralları vardır; ama onun dışında kadının kılığı, kıyafeti vs. bunların
hiçbirisi doğru değil” diye konuştu.
Kendisi Genel Başkan seçildikten sonra dönemin YÖK Başkanı -Yusuf Ziya Özcan’dı galiba- ilk yaptığım
açıklamalardan birisidir. Dedim ki, üniversitede kızlarımız okuyor. Kılık
kıyafetinden ötürü yasak getirilmesi doğru değildir” diye… Yusuf Ziya Özcan,
Büyükelçi’dir. O dönem gazeteye demeç de vermiştir. “Kılıçdaroğlu’nun yaptığı
açıklama üzerine biz, bunu kaldırdık” demiştir. Yani eğer bu yasağın
kaldırılmasında birisinin sözü, hakkı varsa, ben rahatlıkla söyleyebilirim: O,
bana aittir” dedi.
Kavgadan bıktık,
huzura ihtiyacımız var
Özlem Akarsu Çelik’in, Millet İttifakı’nın huzur bulmak
isteyen seçmene umut verip veremediğine dair sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Böyle
bir umut verebildiğimiz kanısındayım” dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Çünkü Millet İttifakı’nı oluşturan siyasî partilerin
liderleri, özellikle birlikte yaşamayı, huzur içinde yaşamayı, alın teriyle
kazanmayı; evde huzuru, sokakta huzuru, caddede huzuru, fabrikada huzuru
sağlamayı temel ilke olarak zaten seslendiriyorlar. Yani bunu Temel (Karamollaoğlu)
Bey de seslendiriyor, Meral (Akşener) Hanım da seslendiriyor, ben de
seslendiriyorum, Muharrem (İnce) Bay de seslendiriyor. Çünkü gerçekten de bu
toplumun huzura ihtiyacı var. Kavgadan bıktık artık.
Erdoğan, ekonomik
problemleri nasıl çözeceğini söylemiyor
Öyle bir noktaya geldik ki bakın şu anda 16 yıldır Türkiye’yi
yöneten kişi, ekonomi konusunda ne yapacağını topluma söylemiyor. Ne yapacak? Enflasyonu
indirmek için ne yapacak? Türk Lirası’na itibarını iade etmek için ne yapacak? Bu
faiz baskısından kurtulmak için ne yapacak? Önümüzdeki bir yılda ödenecek kısa
vadeli borç, 240 milyar Dolar. Bu parayı nereden bulacak? Bunu hiç açıklamıyor.
Oysa normalde vatandaşlar, bunu bekliyorlar. Çiftçi memnun değil. Buyurun
bakın; dışarıdan mercimekten, nohuttan, efendim pamuktan tutun canlı hayvana
kadar her şey, ithal geliyor.”
Kıbrıs çıkarmasında
uyandık
Bazı egemen güçlerin, Türkiye’nin tarımdan çekilmesine
karşılık ucuz tarım ve gıda ürünü satışı vaat ettiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu,
1950’lerden sonra da savunma sanayisinden çekilmesi karşılığında Türkiye’ye bedava
savunma araçları vermeyi taahhüt ettiklerini, ardından da 2. Dünya Savaşı’ndan
kalma “bütün döküntüleri” Türkiye’ye bedava verdiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne zaman uyandık? Kıbrıs çıkarmasıyla. Kıbrıs çıkarmasıyla
uyandık. Dediler ki “Bir dakika! Bizim uçakları kullanamazsınız! Bizim çıkarma
gemilerimizi kullanamazsınız! Bunları biz, size verdik; ama bizden izin alarak
ancak kullanabilirsiniz.” O dönem bizim yardımımıza yetişen, Allah rahmet
eylesin, Kaddafi’ydi. Kaddafi, açtı uçak tekeri de verdi, uçak benzini de
verdi, her türlü imkânı sağladı. “Size her türlü desteği vereceğim” dedi. Ve
bunlar, yani bu AK Parti’yi yönetenler, oy verenleri suçlamıyorum, yönetenler,
Kaddafi’nin linç edilmesini alkışladılar. Bu ülkeye hizmet eden, bakın, bu
ülkeye en zor zamanda hizmet eden, en zor zamanda destek veren bir devlet
başkanı linç edildi ve bunlar, gidip alkışladılar. Affedemiyorum ben bunu. Affedemiyorum.
Bu ülkede bir insanın vicdanı varsa, Kaddafi dolayısıyla bile bunlara bir tek
oyun gitmesi bile benim ağarıma gidiyor. Bir oyun bile gitmesi. O Kaddafi, en zor
şartlarda bize yardım etti; en zor şartlarda. Hangarların tamamını açtı. Uçak… “Buyurun”
dedi; “uçaklarım da emrinizdedir” dedi; ama adamın öldürülmesine alkış tuttular
bunlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder