Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel
Karamollaoğlu, Avrupa Birliği’nin (AB) 2004 yılında yayınladığı Türkiye
İlerleme Raporu’nda, İsrail’in su ihtiyacının karşılanması için Fırat ve Dicle
Havzasının ileride uluslar arası bir kuruma devredilmesinin öngörüldüğüne
dikkat çekti. Türkiye’nin AB’ye “tam üyelik” politikası yerine “imtiyazlı
ortaklık” politikasını benimsemesinin daha isabetli olacağını söyleyen
Karamollaoğlu, Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İsrail’le “stratejik
müttefik” olarak kalamayacağını dile getirdi. Karamollaoğlu, Türkiye’nin, emperyalist
ülkelere karşı başta D8 ülkeleri olmak üzere İslâm ülkeleri ve geri kalmış ülkeleri
bir araya getirmeye, İslâm İşbirliği Teşkilatı’nı canlandırmaya yönelik bir dış
politika uygulaması gerektiğini söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel
Karamollaoğlu, Habertürk’te yayınlanan “Teke Tek” programında, gazeteci Fatih
Altaylı’nın güncel siyasî konulara dair sorularını cevapladı.
Şimdi genel affın
sırası değil
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “genel af” çağrısı
hakkında görüşü sorulan Karamollaoğlu, “Ben, şu anda böyle bir affın gündeme
getirilmesini doğru bulmuyorum. Çok açık, net.” dedi.
Herkese temel askerî eğitim
verilmeli, sonra da profesyonel orduya geçilmeli
Karamollaoğlu, bedelli askerlik konusunda da, “Biz, buna
yeni bir metod bulmalıyız” dedi. Ortadoğu’nun karışıklık içinde olduğunu ve
Türkiye’nin her an ciddi tehditlere maruz kalabileceğini ifade eden Karamollaoğlu,
“Herkes, en az 1 veya 2 aylık bir eğitime tabi tutulmalı. Sonra bedelli askerlik
onun arkasından gelebilir. Herkes temel eğitimden geçmeli; ama ondan sonra da
yavaş yavaş bir profesyonel orduya doğru da eğilmeliyiz. Yani sulh zamanı için.”
dedi.
Tam üyelik yerine
imtiyazlı ortaklık tercih edilmeli
AK Parti iktidarının dış politikada çok büyük hatalar
yaptığı kanaatinde olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, hükümetin takip ettiği Avrupa
Birliği’ne (AB) tam üyelik politikasının yerine “İmtiyazlı Ortaklık” formülünü
önerdi. AB’yi Türkiye için bir “medeniyet projesi” olarak görmediğini belirten Karamollaoğlu,
“Bu bir işbirliğidir. Kuruluşu da aslında Ortak Pazar’a dayanır. Ortak Pazar
Ekonomik İşbirliği idi. (Avrupa Ekonomik Topluluğu’ydu.) Türkiye, Avrupa ile
ayrıcalıklı bir işbirliğinin içine girmeli. İngiltere ne dedi? “Ben Brüksel’den
yönetilmek istemiyorum.” Onlar istemiyorsa ben hiç istemiyorum. AB ile
münasebetimiz, böyle olmalı.”
ABD ve İsrail’in
topraklarımızda gözü var
Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İsrail’le “stratejik
müttefik” olmasının sürdürülebilir olmadığını da belirten Karamollaoğlu, “Çünkü
bu ülkeler, Ortadoğu’yu yeniden tanzim etmek istiyorlar. Bizim topraklarımızda
gözü var. Ben, bundan dolayı da buraya ‘Evet’ diyemem” dedi.
Fırat ve Dicle
Havzasını uluslararası bir kuruma devretmek istiyorlar
Karamollaoğlu, 1 Aralık 2004 yılında kendilerinin
yayınladıkları “Avrupa Birliği Türkiye İlerleme Raporu’nun Gerçek Yüzü ve Gizli
Tuzaklar” başlıklı broşürden, AB raporunda yer alan bir bölümü dikkate sundu.
Karamollaoğlu, “Burada diyor ki; “Ortadoğu’da su, giderek çok büyük önem
kazanmaktadır.” Bakın, “İsrail ve komşularının bu su kaynaklarından eşit miktarda
yararlanabilmeleri için, Türkiye’nin Fırat ve Dicle Havzası, ileride uluslar
arası bir kuruma devredilebilecektir. Bu gündeme gelebilir” diyor. Yahu bunu
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yetkilileri, bunun altına nasıl imza atarlar? Fırat
ve Dicle Havzasının uluslar arası bir kuruma devri gündeme gelecekmiş! Nasıl
olur? İsrail’in su ihtiyacını karşılamak için. Bakın, yapılan bütün meselelerde
İsrail’e karşı “Hey hey” politikası uygulanmıştır. “Terör devleti” denmiştir. “One
minute / van minut” denmiştir; ama İsrail’e bir sürü taviz verilmiştir. Bu gün
İsrail pilotları ve uçakları, Konya’da eğitim görüyor. Halâ görüyor. Biz, buna
razı değiliz.”
Çare, İslâm ülkeleri
ile işbirliği
Karamollaoğlu, D8 ülkeleri başta olmak üzere İslâm
ülkelerini ve geri kalmış ülkeleri bir araya getirerek, bu ülkelerin kapitalist
devletler tarafından sömürülmelerine direnmek gerektiğini söyledi. Dış
politikada gücün, ekonomik güce ve ittifak halinde olunan ülkelerin sayısının
fazlalığına bağlı olduğunu belirten Karamollaoğlu, Türkiye!nin bu gücü elde
edebilmek için D8 ülkelerini ve İslâm İşbirliği Teşkilatı’nı canlandırılabileceğini
söyledi. Suudî Arabistan’ın bu günlerde İsrail’le işbirliği yaptığının
hatırlatılması üzerine de Karamollaoğlu, şöyle konuştu:
Erbakan, 11 ayda 8
ülkeyi bir araya getirdi


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder