1 Haziran 2018 Cuma

Karamollaoğlu, Akşener’in çağrısını değerlendirdi: Şimdiden bir yol haritası çizmeye ihtiyaç yok; bunun tartışılacağı yer Meclis’tir


Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘parlamenter sisteme dönüşün yol haritasını belirlemek için toplantı yapalım’ çağrısı hakkında “Şimdiden bir yol haritası çizmeye ihtiyaç yok; bunun tartışılacağı yer Meclis’tir” dedi.

Akşener’in çağrısı

İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Meral Akşener, 31 Mayıs 2018 tarihinde, “Millet İttifakı”nı oluşturan siyasî partilerin liderlerine, parlamenter sisteme dönüşün yol haritasını konuşmak üzere toplantı yapma teklifinde bulunmuştu. İYİ Parti’nin resmî web sitesinde “Meral Akşener’den liderlere çağrı” başlığıyla yayınlanan haber metninde Akşener’in, parlamenter sisteme hızlı ve sağlıklı bir şekilde geçebilmek için 24 Haziran öncesi bir yol haritası açıklamanın millete güven vereceğini söylediği belirtilmişti.

Akşener’in çağrısının ardından ilk toplantı, Meral Akşener ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında gerçekleşecek. Görüşmenin, 4 Haziran Pazartesi günü, saat 11.30’da yapılacağı bildirildi.

Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu, Akşener’in çağrısını, 1 Haziran tarihinde Tek Rumeli TV’de yayınlanan “Meclis Yolunda” programında değerlendirdi.

Şimdiden bir yol haritası çizmeye ihtiyaç yok

Bu konuda görüşü sorulan Karamollaoğlu, “Tabii bu konuyu kendileriyle mutlaka görüşürüz zannediyorum, böyle bir teklif ortaya getirdiklerine göre; ama bunun yol haritasını şimdiden çizmeye, pek ben bir araya gelip bir program hazırlamaya ihtiyaç yok; şu anda herkes, vatandaşa ulaşmak derdinde” dedi.

Seçim çalışmaları sebebiyle seyahatte olduğunu ve Ankara’ya 2 gün sonra döneceğini; ancak İYİ Parti yönetimi ile bir telefon görüşmesi yapacağını belirten Karamollaoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

Bunun tartışılacağı yer Meclis’tir

“Zaten bu tip çalışmalar, Meclis’te yapılır. Yani bunun esas tartışılacağı yer, Meclis’tir, görüşüleceği yer; ancak bu konunun gündeme getirilebilmesi, Meclis’te 3’te 2 çoğunluğu elde etmekle mümkün.  3’te 2 çoğunluk elde edilmediği zaman Anayasa’da değişiklik yapma ihtimali yok. O sağlanır mı? O da seçim neticelerine bağlı olacak. Yani ben, şu anda bu konuların üzerinde çok uzun uzun durmaya ihtiyaç olduğu kanaatinde değiliz; çükü biz, hem Meral Hanım, hem Cumhuriyet Halk Partisi tarafı, biz de, bu günkü başkanlık sisteminin, bu günkü haliyle yani dikta rejimine Türkiye’yi götüreceğinden endişe ediyoruz. Bundan dolayı da mutlaka bir değişiklik yapılması kanaatindeyiz. Yani işte genelde arkadaşlarımızın bir kısmı “Parlamenter sisteme yeniden dönelim” diyorlar. Biz, başkanlık sistemi de olabilir; ancak başkanlık sistemi olsa bile, başkanın karşısında çok güçlü bir Meclis’in olmasına, adalet mekanizmasının ise bunların hepsinden farklı olmasına ihtiyaç olduğuna vurgu yapıyoruz; çünkü bir ülkede adalet yoksa devlet yok demektir. Kuvvetler ayrılığı mutlaka kâmil manâda gerçekleştirilmeli. Tabii, yani bu günkü haliyle bu günkü başkanlık sistemi, Dünyada demokratik kurallar içinde işleyen tek yer Amerika. Başka bir yerde bu işlemiyor. Güney Amerika’da, Orta Amerika’da bu var; hepsi diktatörlüğe gidiyor. Karşılarında güçlü bir meclis olmuyor. Bazı yerlerde Meclis güçlü olmasına rağmen yönetim tek başına çok büyük güce sahip olduğu için sıkıntılar yaşanıyor. Bundan dolayı parlamenter sisteme ama farklı bir tarzda parlamenter sisteme veya başkanlık sistemi olacaksa kuvvetler ayrımının nasıl sağlanacağına… Çünkü dikkat ederseniz, şu andaki seçimlerdeki yaşadığımız stresi, bundan önceki hiçbir seçimde yaşamadık; çünkü cumhurbaşkanı seçimi için 50+1 kişi… O kadar. 50+1 olmadı mıydı, kimse cumhurbaşkanı olamıyor. Bu sağlanmazsa birinci turda, ikinci tura kalacak; ama bu gerilim, ülkeye hiçbir fayda sağlamıyor.”


Hiç yorum yok: