“Başbuğ’a terörist denmesi beni çok rahatsız etti”

Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, İlker Başbuğ’a yöneltilen terör örgütü yöneticiliği suçlamasını ‘amacını aşmış bir ifade’ olarak gördüğünü söyledi

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, meslektaşı İlker Başbuğ’un ‘İnternet Andıcı’ soruşturması kapsamında tutuklanmasını Cumhuriyet gazetesine şu sözlerle değerlendirdi:

“Terör örgütü yöneticisi denmesinden tabii ki üzüldüm ve rahatsız oldum. Kendisi de çok yaralanmış ki ‘Bu suçlama benim için en büyük ceza’ diyor. Katılıyorum. Sonunda beraat etse bile bühtandır. Bu, amacını aşmış bir ifadedir.

Böyle bir suçlamanın iki sebebi olabilir; ya savcının kanaati bu yöndedir ya da kanunun yazılışından kaynaklanıyordur ve savcı kanun nedeniyle başka tabir kullanamamakta, örgüttür, çetedir demektedir. Ben ikinci nedenden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu nedenle, bu amacını aşan lâfzı, kanun yapıcı Meclis’in düzeltmesi lâzımdır. Başka kanunları bir günde değiştirebiliyorlar.

İlgili kanunda da bu tür iddiaların yerine göre kullanılmasını sağlayacak bir düzenleme bulunmalıdır. Terörist nedir, çete nedir, bunların kanundaki tariflerinin yeniden oturması lâzım. Bu tecrübeden ders çıkarılması lâzım. Tutuksuz yargılanması gerekir. Ender gidilmesi gereken bir tedbir her durumda uygulanıyor

İrtica

İrtica hâlen bir tehdit. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi bir hükümet belgesidir. Hükümet, iç ve dış tehdit unsurlarını belirler. Sır değil, iç tehditlerin hep iki ana teması olmuştur: Birincisi bölücülük, diğeri irtica. İrtica, Türkiye Cumhuriyeti için her zaman tehdit olmuştur ve olacaktır.

Belgede adına ‘irtica’ dense de denmese de bu böyledir. İrtica hep gündemde olmuştur. Ancak irtica tehdidini belli bir siyasi parti görüşüyle, hükümetle özdeşleştirmek yanlıştır. Bir partinin içinde irticacı düşünenler olabilir, ama önemli olan o partinin ya da iktidardaysa hükümetinin uygulamalarıdır. İrtica ile hükümeti ayırmak lâzım. Bizde çok karışıyor. Öyle olduğunda da yanlış şeyler düşünülüyor.”